Binlerce sel mağduru, sigorta şirketlerinin kapısına dayandı
Sel felaketinin ardından Avustralya tarihinin en büyük temizlik çalışmalarından birisi başladı. Yapılacak iş çok. Ölümlerin dışında hala bulunamayan ve hayatından endişe edilen pek çok insan var. Ancak, daha büyük bir sıkıntı felaketzedeleri kapıda bekliy
Sel felaketinin ardından Avustralya tarihinin en büyük temizlik çalışmalarından birisi başladı. Yapılacak iş çok. Ölümlerin dışında hala bulunamayan ve hayatından endişe edilen pek çok insan var. Ancak, daha büyük bir sıkıntı felaketzedeleri kapıda bekliyor. Binlerce insan sigorta poliçelerindeki karmaşık ve kurnaz sel felaketi tanımlamaları nedeniyle, beş kuruş alamamak riskinin stresini yaşıyor. Sorunun büyüklüğüne işaret etmek için uzmanlar, geçtiğimiz yıllarda Viktorya’daki büyük yangını, 2007 yılında Newcastle’daki büyük fırtınayı ve geçen yılki dolu yağmurunu örnek vererek, bu felaketlerin sigorta şirketlerine 1 milyar dolara mal olduğunu belirtiyorlar. Queensland’daki felaketin ise sigorta şirketlerine 3.3 milyar dolara mal olacağı hesaplanıyor. Şu ana kadar Queensland eyaletinde 7 bin kişi sigorta şirketlerine başvurdu. Henüz pek dikkat çekmeyen Viktorya eyaleti’ndeki selin zararı ise şimdilik tahmin edilemiyor. Daha önceki bütün felaketlerde olduğu gibi, bu sefer de kimin sigorta parasını alabileceği ya da alamayacağı konusunda, büyük bir karmaşa ve belirsizlik var. Ancak, geçmiş örneklere bakılacak olursa, senelerden bu yana düzenli olarak sigorta pirimi ödeyen pek çok insan hiç bir şey alamayacak. Politikacıların, sigorta şirketlerine selden zarar gören müşterilerine daha anlayışlı davranmaları için çağrıda bulunmalarına rağmen, sigorta şirketleri “sele karşı tam bir sigortası olmayanlara” hiç bir şey ödeyemeyeceklerini ilan ettiler. İşte sorun da tam bu noktada ortaya çıkıyor. Zira sele karşı yapılan sigortaların kapsamı hususunda çok ince tanımlamalar var. HANGİ SU BASKINI SİGORTASI Su baskını ile alakalı sigorta kapsama alanları üç ana kısma ayrılmış. Bunlardan birincisi çatıdan yağmur yoluyla gelen su baskınları, ikincisi barajların taşması ya da yıkılması yoluyla karadan gelen su baskınları, üçüncüsününse nehirlerin taşması yoluyla gerçekleşen zarar olarak kaydediliyor. Queensland’daki selde zarar görenlerin tamamı, üçüncü şıktaki nehirlerin taşması maddesine uyuyor. Ancak bu madde yerine, diğer maddeler üzerinden sigortasını yaptıran pek çok insan, bu ayırımdan habersiz bir şekilde senelerce, “su baskınlarına karşı tamamen korunduklarını” zannederek primlerini aksatmadan ödemişler. Bu noktada, ekranlarda selzedeler için yaptığı duygusal konuşma ile hafızalarda yer edinen, Queensland Başbakanı Bayan Anna Bligh de, binlerce insanın hayal kırıklığına tercüman olarak, “Eyaletin dörtte üçünü etkileyen böylesi dev bir felakette, elimizdeki sistemin çözüm adına bize sunduğu şeyin, bu kadarcık bir şey olmasına inanamıyorum.” dedi. Bligh, 20, 30 ya da 40 yıldır primlerini ödeyen binlerce insanın ev sigortalarının, sel baskınını kapsamadığını, yada bugünkü sel baskını sigortası tarifine uymadığını belirtti. Bligh, “Yapabileceğimizin en iyisi bu kadar mı?” diye soruyor. SU BASKINLARININ STANDART BİR TANIMI YAPILAMIYOR Uzmanlar gelecekte de aynı sorunlarla karşılaşılmaması için sigortalardaki “felaket” tanımlamalarına bir standart getirilmesinin şart olduğunu belirtiyorlar. Önerilerden birisi zorunlu bir “milli sigorta havuzu” programının oluşturulması. Ancak Sigorta Konseyi (İnsurance Council) bu fikre karşı çıkıyor. Görüşmeler “su baskınlarının sigorta poliçelerinde nasıl tanımlanacağı” noktasında kilitleniyor. Geçmişte nehir taşması felaketlerinde bazı sigorta şirketleri, fazla duyurmadan, zarar görenlere sigorta poliçelerindeki sel tanımlamasına uymamasına rağmen , “bir lütuf olarak”, ödemeler yaptılar. Ancak, bugünkü felaketin çapının büyüklüğüne işaret eden sigorta kaynakları, bu sefer böyle bir şeyin mümkün olmadığını belirtiyor. Bir başka sorun da evlerin bulunduğu coğrafya ile alakalı. 2008 yılındaki bir araştırmaya göre, Avustralya’da 170 bin ev sel felaketi açısından “yüksek riskli” bölgelerde bulunuyor. Örneğin Queensland’da bazı evler, sel baskınlarına o kadar açık ki, hiç bir sigorta şirketi onları sigortalamayı kabul etmiyor.