Başbakan Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na davet

Başbakan Erdoğan, Anayasa değişikliği referandumu öncesinde NTV'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bi...


Başbakan Erdoğan, Anayasa değişikliği referandumu öncesinde NTV'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine, referandumda hayır oyu kullananların "darbe anayasasını savunduklarına göre darbeci" olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bu darbeci zihniyeti desteklediklerini savunuyorum. Normal zamanda ne söyleniyordu 'biz darbe zihniyetine karşıyız dolayısıyla bu darbe anayasasının değişmesi gerekir' diyorlardı. Bunu söyleyenler nasıl oluyor da kalkıp darbe zihniyetinin ortaya koyduğu bir anayasayı destekliyorlar. 92'ye 8 çıkan bir neticeydi değil mi 12 Eylül. Nasıl oldu bu? Baskılarla değil mi? Şimdi benim milletim bunu aynı şekilde geri çeviremez mi? Tam tersine çevrilebilir, 12 Eylül'le bir yüzleşme bu. Burada 26 madde ile biz yeni bir anayasanın ilk adımını atıyoruz. 2011'den sonra da daha katılımcı geniş tabanlı bir anayasayı birlikte hazırlayalım" dedi.

-"BOYKOT MİLLİ İRADEYE İPOTEK KOYMAKTIR"-

Başbakan Erdoğan, bazı talepler hatırlatılarak, "BDP'nin boykot talebi bölgede nasıl yankı bulacak?" şeklindeki bir soruyu yanıtlarken, bölgede yapılan yatırımlar ve demokratik açılımlara ilişkin adımları anlattı. Özeklik talebine de değinen Erdoğan, şunları söyledi:

"Özerklik meselesinde özerk olmayan ne? Türkiye'nin içinde bunlar kendileri demokratik özerkliği isterken neyi kast ediyorlar. Bizim bayrağımızın renginde hepsinin rengi var. Bizim birliğimizi, beraberliğimizi bozmanın gayreti içine girmeye ne gerek var. Resmi dil Türkçedir ama kendi dilini kullanabilirsin, buna da herkesin saygısı olmalı. Ama kalkıpta resmi dil olarak Kürtçe'yi dayatmaya kalkarsan böyle bir şey olmaz. Kendileri ne istediklerini tam manasıyla dile getirmiş değiller ve biz şu ana kadar yaptıklarımızı onlar istedi diye yapmadık. Batıda ne varsa doğuda da o olacak. Elden bir defa silahı bırakmak suretiyle sürecin içine girsinler. Biz sürecin içinde olmadığımız sürece bu çözülmez diyorlar. Benim Kürt kökenli vatandaşım sürecin içinde BDP'de olarak mı olacak? Ak Parti'nin içinde Kürt kökenli vatandaşlarım olduğu zaman onlar sürecin içinde değil mi, Cumhuriyet Halk Partisi'nde olduğu zaman değil mi? BDP'nin pankartlarından birinde oy sandığının üzerinde çarpı işareti vardı. Demokratik parlamenter sistemde, demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru olan bir siyasi parti kalkıpta oy sandığının üzerine çarpı işaretini koyar mı? Bu kendi kendini inkardır bir defa. 'Biz oy sandığı ile gelmiyoruz başka yollarla geliyoruz' diyorlar. Kendilerini tanımlıyorlar, doğru başka yollarla geliyorlar. Boykot bana göre milli iradeye ipotek koymaktır."

-"DEVLET SİLAH BIRAKMAZ"-

"(BDP Eşbaşkanı) Selahattin Demirtaş'ın bir açıklaması oldu. '13 Eylül sabahından ziyade 21 Eylül sabahı daha önemli. Bu ateşkes devam etmeli' gibi açıklamaları oldu. Siz yakın zamanda bu konuda bir çözüm görüyor musunuz?" şeklindeki bir soruya da Erdoğan şu yanıtı verdi:

"Ben her zaman bir şey söylüyorum. Bir defa devletin güvenlik güçleri hiç bir zaman silah bırakmaz, onun enstrümanı o. Ama terörist niye terörist, silahlı olduğu için. Silahı bıraktığı anda normal saygın bir vatandaş durumuna düşer, bizim beklentimiz de budur. Bunlar şiddeti bir şantaj unsuru olarak kullanıyor. Şimdi BDP başkanı sayın Demirtaş'ın bu konuda çok daha net olması lazım yani bir yerlerden talimat alarak bir yerlere danışarak eğer kendi iradelerini oluşturuyorlarsa bu zaten demokratik parlamenter sisteme yakışmaz. Kendi arkadaşlarınla iradeni belirle ona göre adımını at bir yerden bir şeyler bekleme. Bunu yaptığınız zaman ben de sizinle çok daha rahat konuşurum. Nitekim sayın Türk'le beraber Demirtaş birlikte parlamentoda oturduk bazı şeyleri konuştuk. Zaman zaman bakanlarım kendileri ile görüşmeler yapıyorlar. Bunları biz burada çözelim. Farklı yollara gidecek dersek şiddete karşı mısın değil misin? Şu andaki tabloları görünce demek ki değiller. 21'inde ne olacak? Bunu bize sorma dağ ile irtibatı olanlarla bunları konuşun."

Erdoğan, "Hükümetten bir şey bekliyorlar" sorusuna da, "Bunu bir şantaj aracı olarak kullanırsan hükümet böyle bir şantaja kurban olmaz" karşılığını verdi. "Seçim barajının düşürülmesi yönünde de talep hatırlatmak gerekiyor. Başka taleplerinin de karşılanmadığı için bir tavrın içine girdiler" sorusuna da Erdoğan, şu karşılığı verdi:

"Orada karşılanacak şeyler adeta yok gibi. Kalkıp demokratik parlamenter sistem içinde kendisine birlik, beraberlik, kardeşlik başlarıyla bağlanmış bir ülkede getirilip adeta ülkeyi kendi içinde bölmeye yönelik adımlara nasıl evet dersiniz. Israrla üzerinde durdukları konu, olayı farklı bir yere çekmek ve hükümeti kendilerine göre bir tuzağa düşürmek. Bunu neyle yapacaklar işte bizimle oturup konuşmuyorsunuz. Bizim sizinle daha rahat konuşabilmemiz için öncelikle şiddeti şantaj aracı olmaktan çıkarman lazım bunu gördüğümüz anda biz sizinle her şeyi daha rahat konuşuruz."

-"BAŞLAMAYAN DAVADA ZAMANAŞIMI OLMAZ"-

Başbakan Erdoğan, anayasa değişikliğinin ardından 12 Eylül'ü gerçekleştirilen kadroların zaman aşımı nedeniyle yargılanamayacağına yönelik bir soruya, Dokunulmazlıkları en azından bir yüzleşme olsun diye bunda getiriyoruz bu pakette. Ama başlamamış davalarda bir defa zaman aşımı olmaz. Bunlarla ilgili böyle süreç olmadığı için zaman aşımı olmaz. Oralarda işkenceler neticesinde idamlar şunlar bunlar sebebi ile o ölen insanlara bir iadeyi itibarın sağlanması bu devlet olarak görevimizdi. Bu hükümet olarak devletin bu görevini bu değişiklikle yerine getiriyoruz. En önemlisi bir zihniyet milli vicdanda mahkum ediliyor bu değişiklikle biz bunu da başarmış olacağız" yanıtını verdi.

-"SANATÇILARIN TAVRINA MÜDAHALE ETMEM"-

Başbakan Erdoğan, referandumda sanatçıların tavrına ilişkin bir soruyu yanıtlarken, şunları söyledi:

"Bunların hiçbirine katılmam mümkün değil. Bir defa şu anda şahsım ben bu ülkenin başbakanıyım. Ben bir partinin veya bir partililer grubunun başbakanı değilim. Türkiye Cumhuriyeti başbakanı olarak ben hiçbir sanatçının yaklaşım tarzına kanaatine müdahale etme hakkını kendimde bulamam. Bana göre hepsi saygındır evet diyen de hayır diyen de. Oy veremeyenlerinde kendi haline bırakılsa eminin büyük kısmı oy vermeye gidilecek. Baskı altında tutulmadan oy vermeyene saygım var."

-BİTARAF-BERTARAF' SÖZ-

"Bitaraf-bertaraf'" sözünün hatırlatılması üzerine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"O da farklı. Bu konuda bir fikir beyan etmeme konusunda bütün üyelerinize veya yönetiminize bu dayatmayı yaparken bana da gelip bu anayasa metnine şunu koy derken ben senden tavır beklerim. Çünkü, benimle sen sürece katıldın. Taraf olmayı savundunuz. Ben şimdi aynı örgütlere diyorum ki şimdi de bir taraf olma. Aynı şekilde işçi sendikalarına üye olmaları noktasında bir işçi iki yere girebiliyor. Memurlara iş sözleşmesi hakkını getiriyor, emeklilere bu hakkı getiriyor. Bunları görüşerek yaparken burada varsın yani nimette ortak külfette yok bu olmaz. Bir defa kimse buna güven oylaması diyemez. Burada Saadet Partisi, BBP, STK'lar evet diyor mu? Oraya gelip düşünceni söylemiyorsun. Bu ne kadar düşünce özgürlüğünden yana. Ben bağımsız ülkücüler dedim, bir çok Kürt aydını dedim, onlarda bu sürecin yanındalar."

-BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN KILIÇDAROĞLU'NA DAVET-

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "havuzlu villa" eleştirisine tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Evlerle ilgili konular devamlı ağzında... NTV'den söyleyeyim; eğer kendisi bu konuda samimiyse şu anda kiracı olarak oturduğum bu eve kendisini ben davet edeceğim. Sizlerde gelin. Bu evde altın musluk var mı, gazetede gösterilen fotoğraflar var mı? Sadece dış kapıyı göreceksiniz, ithal olup olmadığını yakından müşaade edeceksiniz. Kale Kilit'in kapısıdır. Eğer bu söylenenler orada yoksa kendisi bulunduğu makamı bırakmaya hazır mı? Siyasette söz ağızdan çıkar, çıktıktan sonra onun mahkumu olursun. 7.5 milyon dolardan bahsediyorlar, bırakın onu yüzde 50 indirimle buyursun gelsin alacaksa alsın. İnsan biraz utanır sıkılır edep denilen bir şey var. Böyle 70'li 60'lı yılların politikasıyla politika yapılmaz, bunları artık benim halkım yutmuyor."

-"BEDELLİ ASKERLİK KONUSUNDA BİR ÇALIŞMA YOK"-

Başbakan Erdoğan, bedelli askerlikle ilgili bir çalışma olmadığını söyledi. Erdoğan, "Bedelli askerlik konusunda bir çalışma yok. Burada beklentiyi arttırmamak gerekir. Bu konu üzerinde de şu an konuşmayı gereksiz buluyorum. Ama hakikatten böyle bir adımın atılması noktasında bir gelişme olursa açıklarız zaten" diye konuştu.