'Yapılanlar Diktatörlük Değil' Manisa

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, iktidara yönelik, yapay tartışmaların gündeme getirildiğini ifade ederek, "Sayın Tayyip Erdoğan'ın 7,5 yıllık başbakanlığı dikkate alınırsa, o günden bu yana yapılanların hiçbir şekilde diktatörlük veya padişahlık olarak değerlendirilmesi mümkün değil" dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, iktidara yönelik, yapay tartışmaların gündeme getirildiğini ifade ederek, "Sayın Tayyip Erdoğan'ın 7,5 yıllık başbakanlığı dikkate alınırsa, o günden bu yana yapılanların hiçbir şekilde diktatörlük veya padişahlık olarak değerlendirilmesi mümkün değil" dedi.
Manisa Etv'de 'Anadolu Soruyor' adlı programda canlı yayına konuk olan Arınç, Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Batı ülkelerindeki demokrasilerde, yerel yönetimlerin bile çok sık referandum yaptığını belirten Arınç, şöyle konuştu:
'Bizim anayasamıza göre sadece anayasaya değişikliklerinde referandum yapılıyor. O da 330 ile 367 arasında oy çıktığı halde. Aslında daha sık yapılsa bence demokratik kültürü de zenginleştirecek bir gelişme olur. En erken halk oylaması 2007 Ekim ayında yapılmıştı. Cumhurbaşkanını halkın seçip seçmemesi, milletvekili seçimlerinin 4 yıla inip inmemesi konusunda. O zaman yüzde 70'e yakın iştirak oldu.'
Halk oylamasına bir hafta kalmasına rağmen, meydanlarda siyasetçilerin anayasa değişikliğine girmeden Hükümeti hedef alarak kampanya yürüttüğünü kaydeden Arınç, şöyle devam etti:
'Sanki Pazar günü seçim yapılacak, iktidar değişecek, milletvekilleri seçilecek, muhalefet iktidara gelecek, parlamento yenilecek gibi davranıyorlar. Muhalefet partilerinin genel başkanlarının kendilerini ispatlama çabası var. Kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan sıkıntılarla hayır cephesini güçlendirmeye çalışıyorlar, bu yanlıştır.'
Bakan Arınç, 12 Eylülde milletvekillerinin seçilmeyeceğini, partilerin oy oranlarının, milletvekili sayılarının, parlamento yapısının değişmeyeceğini vurgulayarak, şunları söyledi:
'Oy pusulasında partilerin amblemleri, milletvekili isimleri olmayacak. Şu kadar milletvekili çıkardı diye bir parti ilan edilmeyecek. Bu sadece anayasa değişikliğidir, kıyamet kopmayacak. Millet bir karar verecek, evet de olsa iyi sonuçlar doğacağından eminiz. Hayırı da halkın takdiri olarak saygıyla karşılamak gerekir. Bunu ölüm kalım savaşı olarak değerlendirmek ve hala üzerinden siyasi rant elde etmek düşüncesi yanlıştır.'

-MUHALEFETİN ELEŞTİRİLERİ-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı 'padişahlığa soyunmakla' suçlaması ile ilgili değerlendirmesi istenen Bülent Arınç, muhalefet liderlerinin bu ve benzer suçlamaları, kaynaktan, delilden yoksun yaptığını savunarak, şöyle devam etti:
'Basit suçlamalardır. Bir insan bir konuyu iddia ediyor, bunun karşılığını da cevap olarak bekliyorsa çok açık konuşması lazım. AK Parti iktidarı 8. yılında. 2003 Martından, Sayın Tayyip Erdoğan'ın 7,5 yıllık başbakanlığı dikkate alınırsa, o günden bu yana yapılanların hiçbir şekilde diktatörlük veya padişahlık olarak değerlendirilmesi mümkün değil. Biz hukukun üstünlüğüne değer veriyoruz herkes yargı önünde hakkını aramalıdır.'
Yargı denetimi dışında bırakılan kararları, HSYK kararlarını, YAŞ kararlarını denetime açtıklarını söyleyen Bakan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Kamu denetçiliği kurumunu getiriyoruz. Kamu denetçiliği birey haklarını güçlendiren bir konu. Kişinin kendisi ile ilgili verilere sahip olma hakkını getiriyoruz. Türkiye'de öyle bir dönem geldi ki herkesin özel hayatı, inancı, kanaatleri bir yere not edildi. Bu konuda apartman görevlileri, muhtarlar, MİT mensupları görevlendirildi. Hangi gazeteyi okur, eşinin başında örtü var mı yok mu? O fişlemeler yeri geldi çok kötü amaçlarla kullanıldı. Özel hayat bilgilerinin benim rızam olmadan ifşa edilmemesi lazım, anayasa hükmü getiriyoruz.'
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, anayasa değişikliğin ilk kez olmadığına dikkati çekerek şunları ifade etti:
'Korkulacak bir şey yok ama AK Parti iktidarı iş başında ve seçim var. Bugünkü veriler gösteriyor ki bir kaza bela olmazsa 3. defa iktidar olacak. 'Ne yapalım edelim de bu Hükümet yıpransın, her fırsatta bunu değerlendirelim. AK Parti iktidarından olası seçimde kurtulalım' diyorlar. Böyle olunca bir ara sivil diktatörlük tartışmasını yapay olarak başlattılar. Bir ara bizi Malezyalılaştırıyorlar mı diye tartışma başlattılar. Bunlar yapay tartışmalardır. Padişah, dikta özlemi tamamen yakıştırmadır. Türkiye'de yaşayan 72 milyon insanın her biri güçlenecektir. Türkiye'de benim hakkımı kabul edecek hiçbir merci kalmadı dediği zaman Strasbourg'u, İnsan Hakları Mahkemesini gösteriyordu. Şimdi Avrupa'yı Strasbourg'u göstermiyoruz. Şimdi 'Ankara'ya gel bireysel başvurunu yap' diyoruz. Bunu yapan bir parti hangi padişahlık özlemi içinde olabilir?'
05.09.2010 07:40:08