Ergenekon sanığı Özoğlu: Yarın Eşref Bitlis, Turgut Özal ve Cem Ersever suikastlarını kimin yaptığını açıklayacağım
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Durmuş Ali Özoğlu, "Yarın Eşref Bitlis, Cem Ersever, Turgut Özal suikastlarını kimin yaptığını açıklayacağım
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki Ergenekon davasında tutuklu sanık Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin çapraz sorgusuna devam ediliyor. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, "Hamza Demir'in, size özel telefon hattı alabilecek birisi olduğu anlaşılıyor. Hamza Demir ile ne zaman ve nasıl tanıştınız?" diye sordu. Bunun üzerine Çelebi, "Ben özel hat olmadığını maddi olarak ispatladım. Önce hattın nasıl özel hat olduğunu açıklayın ki ben de ona göre sorunuza cevap vereyim." diyerek Pekgüzel'in sözlerine tepki gösterdi. Savcı Pekgüzel'in, "Konuşmalarınızda 'özel hat' diye kendiniz söylüyorsunuz." sözleri üzerine Çelebi, "Tamam, ben yanlış bir kelime kullanmış olabilirim, ancak bu neyi değiştirir?" dedi.
Savcı Pekgüzel'in, Sanıklardan Kemal Aydın'ın arkadaşı olan Hamza Demir ile olan ilişkisini sorması üzerine Çelebi, önce "Haziran ayı." diye cevap verdi ve ardından da, "Kemal beyin tutuklanmasından sonra bir ilişkim olmadı." dedi. Bunun üzerine savcı Pekgüzel, 9 Şubat 2009 tarihli bir telefon kaydında Çelebi'nin, sanıklardan Kemal Aydın ile yaptığı bir telefon konuşmasında, "Hamza ağabey ile Neriman teyzeme brifing veriyoruz." dediğini hatırlattı.
Çelebi, bu açıklamanın üzerine belki önceden tanıyor olabileceğini söyledi. Ardından da Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, " 'Haziran ayı' dediniz ama yaptığınız telefon konuşması, sadece isim duyma konuşması değil. Şubat ayındaki konuşmanızda tanıştığınız, hatta yakın olduğunuz görülüyor." dedi. Bunun üzerine de Çelebi, "Tamam, tanışma tarihini yanlış hatırlıyor olabilirim ama bunu nasıl bir örgütsel bağlantı olarak görebilirsiniz?" diye konuşarak kendisini savunmaya çalıştı. Sanık Çelebi, Hamza Demir ile sanıklardan Kemal Aydın vasıtasıyla Ankara'da Konur Sokak'ta Salon Burç'ta tanıştıklarını söyledi.
Tahliye edilen tutuksuz sanık taksi şoförü Süleyman Solmaz'ın Hizbut Tahrir Terör Örgütü'ne sızma iddialarıyla ilgili sorusu üzerine Çelebi, "Amacım Cumhuriyet'i savunmak adına faaliyette bulunmak. Kanunun pençesinden kurtulamayacak şekilde adalete teslim etmek. Bu nedenle Süleyman Solmaz'dan örgütün CD ve kitaplarını aldım. Süleyman Solmaz kandırılmış bir Türk genci. Onun arkasındaki mürtecilere maksimum zararı vermek için 2 ay bekledim. Ayrıca gizli olsa teğmen arkadaşlarıma konuya açmazdım." diye açıklamada bulundu.
Savcı Taşkın, "Neriman Aydın'a 'Harbiye kaybediliyor' demişsiniz. Harbiye nasıl kaybediliyor?" diye sordu. Çelebi şu yanıtı verdi: "En ufak bir sapma bir tahribat gösterir. Atatürk'ün ölümünden sonra millet olarak genel bir tahbirat yaşadık. Kaybedilmeye biz izin vermeyiz zaten. Atatürk ilkelerinden ödüler vere vere bu hale geldik. Bizim burada tutulmamız zaten felaket uçurumunu zaten ispatlıyor."
Çelebi, savcıların sorularına, "Bu sorduklarınızın terör içeriği nedir? Burada sosyal hayatım yargılanmasın. Masumiyet karinesini size hatırlatıyorum. Somut bir şey ortaya koymadan suçsuzluğumu ispat etmemi istiyorsunuz." diye tepki gösterdi.
Öte yandan, tutuklu sanık Durmuş Ali Özoğlu'nun, "Yarın faili meçhul cinayetlerin faillerini açıklayacağım." sözleri üzerine Savcı Pekgüzel, "Sayın Başkan, sanık faili meçhul cinayetlerle ilgili açıklamasını şimdi yapabilir mi?" şeklinde talepte bulundu. Başkan Şengün de Özoğlu'na , " 'Yarın açıklayacağım diyorsun.' Şimdi açıkla neden yarın?" diye sordu. Özoğlu da, "Bugün söz alacağımı bilmiyordum. Notlarımı güvenli bir yere koymam gerekiyordu. Yarın Eşref Bitlis, Cem Ersever, Turgut Özal suikastlarını kimin yaptığını açıklayacağım." iddiasında bulundu.