Devlet Bakanı Ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Adana'da
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 12 Eylül anayasa değişikliği referandumunun Türkiye için bir dönüm noktası olduğunu söyledi
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 12 Eylül anayasa değişikliği referandumunun Türkiye için bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Türkiye'nin evrensel hukuk standartlarına ihtiaç duyduğunu vurgulayan Babacan, "Değişiklik gerçekleşmezse bu bir çöküş getirmez. Ancak yapılan tüm bağımsız ve teknik analizler 'Evet' sonucunun Türkiye için olumlu olacağını gösteriyor. Yapılan analizlerin arasında bir tane bile, 'Hayır' sonucunun Türkiye için olumlu olacağını
gösteren analiz yok" diye konuştu.
Adana Ticaret Borsa'nın Seyhan Oteli'nde düzenlediği iftar programına katılan Babacan, mevcut hukuk sisteminin ve Anayasanın Türkiye'ye dar geldiğini belirtti. Babacan, "2003'den sonra Türk ekonomisin yüzde 8, 9'luk rakamlarla çok hızlı bir şekilde büyüdü. 2007'de rakamlar yüzde 9,5'da kaldı. Ekonomi politikamızda köklü bir değişiklik olmamıştı. Buna rağmen ülkede güven ortamını zedeleyici gelişmeler yaşandı. 27 Nisan e-muhtırasını gördük. Birden bire bütün hafızalarda 1960, 1970, 1980, 28 Şubat
darbeleri canlandı. Hem içerde hem dışarıda herkeste bir tereddüt oluştu. 27 Nisan akşamı e-muhtıra belgesi internete konuldu, 28 Nisan sabahı, bize e-mail geldi. Ülkeye en az 5 milyar dolar doğrudan yatırama hazırlanan büyük bir firma e-muhtırayı sordu. Ordu? Ünlemiyle biten mailin ardından firma yöneticileri, 'eğer gelişmeler doğruysa 15 yıl Türkiye'ye arkamızı dönüp bakmayız' dedi. Daha sonra, Cumhurbaşkanı seçiminde 367 vakası meydana geldi. 2008'de AK Parti'ye kapatma davası açıldı. Birinci sınıf
demokrasi sisteminin yaşandığı hiçbir ülkede benzeri bir durumla karşılaşılmaz" şeklinde konuştu. Babacan, bunların yaşandığı bir ülkede, "Akşamdan sabaha ne olacağı beli olmaz" şeklinde bir algı oluşacağını kaydetti. Güven ortamını yaralayan bu tür gelişmelerden Türkiye'nin kurtulması gerektiğini ifade eden Babacan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sağlam bir hukuk düzeni olmazsa olmazdır. Bir binanın, temeli sağlam olmazsa kendisi ne kadar sağlam olursa olsun depremde yıkılır. Devlet içinde sağlam temel
demek, hukuk sistemi, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerdir. Küresel ekonomik krizin dünyaya faturası 2. Dünya Savaşı'ndan bile daha yüksek olmuştur. Bu süreçte, bütün ülkelerde bankalar batarken Türkiye'de bir tek banka bile batmadı. Bu yapılan reformlarla açıklanabilir. 2010 yılından itibaren yavaş yavaş krizden çıkmaya başladık. Ekonomik büyüme tekrar pozitif yönde gelişiyor. Büyüme olağanüstü tedbirlerle sürdürülebiliyor. Yoğun bakım odasına alınmış, adeta ölüm döşeğine alınmış bir hasta gibidir.
Büyüme dediğimiz yoğun bakımdaki hastanın bir miktar daha toparlanması durumudur. Pek çok açıdan bakıldığından henüz normale dönmüş değiliz. Bundan sonraki süreçte ilerlemek için güven faktörü çok önemli. Bunu sadece ekonomik politikalarla değil sağlam bir hukuk düzeni ve demokrasi ile pekiştirmeliyiz. Güven için, 12 Eylül anayasa değişikliği referandumu çok önemli bir dönüm noktasıdır. Değişiklik, Türkiye'de kapısı açık olan darbelerin kapısını sonuna kadar kapatacaktır."
"Değişiklik paketindeki bütün maddeler bizi AB standartlarına biraz daha yaklaştırıyor. Anayasa değişikliğinin özüne bakmak lazım. Siyasi tercihlerimiz ikinci planda kalmalı. Böyle yaklaşırsak Türk demokrasisi adına kötü bir sınav vermiş oluruz. Bu bir siyasi parti meselesi değil, Türkiye'nin konusudur. Kadınlarımız, çocuklarımız için fırsat; temel hak ve özgürlükler için bir basamaktır. Meseleye objektif bakmamız, halkımıza daha fazla yetki vermemiz gerekir. Biz halkımızın sağduyusunun galip geleceğine
inanıyoruz. Yeter ki Anayasa değişikliğini oylayalım. Eğer bir siyasi mesaj vermek istiyorsak 2011 seçimleri çok yakın. Hangi partiye istiyorsak oyumuzu veririz. Ama referandum bir siyasi parti meselesi değildir." diye konuşan Babacan, yargıdaki kast sisteminin, az sayıdaki bir grup arasında karşılıklı seçilmenin sona ermesi için değişikliğin bir fırsat olduğunu bildirdi.
Öte yandan Türkiye olarak krizden nasıl çıkabileceği konusunda yapılan çalışmalırın devam ettiğini bildiren Babacan, önümüzdeki üç yıl için kamu borçlarını azaltmanın planını hazırladıklarını duyurdu. Bu girişimin ardından, kredilendirme kuruşlarının Türkiye'nin notu kırma ihtimalini kaldırdıklarını aktaran Babacan, programla ülkenin kredi notunun artmaya başladığını söyledi. Türkiye'nin, krize rağmen kredi notu artan bir kaç ülkeden biri olduğunu vurgulayan Babacan, notu iki puan birden artan tek
ülkenin Türkiye olduğu dile getirdi. Babacan, faizlerin düştüğünü ve enflasyonun kontrol altında olduğunu belirterek, ekonomideki toparlanmanın güven unsuru ve yapılan reformlarla doğru orantılı olduğunu ifade etti. Babacan, Türkiye'nin Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi haline geldiğini paylaşarak. hedefin 5. sıraya yerleşmek olduğunu kaydetti.
Ev sahipliğini Adana Ticaret Borsası Başkanı Muammer Çalışkan'ın yaptığı İftar yemeğine, Vali İlhan Atış, AK Parti Adana Milletvekillerinden Necdet Ünüvar, Vahit Kirişçi, Fatoş Gürkan, Ak Parti İl Başkanı Mustafa Kebude, Sanayi Odası Başkanı Ümit Özgümüş, Ticaret Odası Başkanı Şaban Baş ile çok sayıda sanayici ve işadamı katıldı.
(HSN-EA-E)
gösteren analiz yok" diye konuştu.
Adana Ticaret Borsa'nın Seyhan Oteli'nde düzenlediği iftar programına katılan Babacan, mevcut hukuk sisteminin ve Anayasanın Türkiye'ye dar geldiğini belirtti. Babacan, "2003'den sonra Türk ekonomisin yüzde 8, 9'luk rakamlarla çok hızlı bir şekilde büyüdü. 2007'de rakamlar yüzde 9,5'da kaldı. Ekonomi politikamızda köklü bir değişiklik olmamıştı. Buna rağmen ülkede güven ortamını zedeleyici gelişmeler yaşandı. 27 Nisan e-muhtırasını gördük. Birden bire bütün hafızalarda 1960, 1970, 1980, 28 Şubat
darbeleri canlandı. Hem içerde hem dışarıda herkeste bir tereddüt oluştu. 27 Nisan akşamı e-muhtıra belgesi internete konuldu, 28 Nisan sabahı, bize e-mail geldi. Ülkeye en az 5 milyar dolar doğrudan yatırama hazırlanan büyük bir firma e-muhtırayı sordu. Ordu? Ünlemiyle biten mailin ardından firma yöneticileri, 'eğer gelişmeler doğruysa 15 yıl Türkiye'ye arkamızı dönüp bakmayız' dedi. Daha sonra, Cumhurbaşkanı seçiminde 367 vakası meydana geldi. 2008'de AK Parti'ye kapatma davası açıldı. Birinci sınıf
demokrasi sisteminin yaşandığı hiçbir ülkede benzeri bir durumla karşılaşılmaz" şeklinde konuştu. Babacan, bunların yaşandığı bir ülkede, "Akşamdan sabaha ne olacağı beli olmaz" şeklinde bir algı oluşacağını kaydetti. Güven ortamını yaralayan bu tür gelişmelerden Türkiye'nin kurtulması gerektiğini ifade eden Babacan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sağlam bir hukuk düzeni olmazsa olmazdır. Bir binanın, temeli sağlam olmazsa kendisi ne kadar sağlam olursa olsun depremde yıkılır. Devlet içinde sağlam temel
demek, hukuk sistemi, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerdir. Küresel ekonomik krizin dünyaya faturası 2. Dünya Savaşı'ndan bile daha yüksek olmuştur. Bu süreçte, bütün ülkelerde bankalar batarken Türkiye'de bir tek banka bile batmadı. Bu yapılan reformlarla açıklanabilir. 2010 yılından itibaren yavaş yavaş krizden çıkmaya başladık. Ekonomik büyüme tekrar pozitif yönde gelişiyor. Büyüme olağanüstü tedbirlerle sürdürülebiliyor. Yoğun bakım odasına alınmış, adeta ölüm döşeğine alınmış bir hasta gibidir.
Büyüme dediğimiz yoğun bakımdaki hastanın bir miktar daha toparlanması durumudur. Pek çok açıdan bakıldığından henüz normale dönmüş değiliz. Bundan sonraki süreçte ilerlemek için güven faktörü çok önemli. Bunu sadece ekonomik politikalarla değil sağlam bir hukuk düzeni ve demokrasi ile pekiştirmeliyiz. Güven için, 12 Eylül anayasa değişikliği referandumu çok önemli bir dönüm noktasıdır. Değişiklik, Türkiye'de kapısı açık olan darbelerin kapısını sonuna kadar kapatacaktır."
"Değişiklik paketindeki bütün maddeler bizi AB standartlarına biraz daha yaklaştırıyor. Anayasa değişikliğinin özüne bakmak lazım. Siyasi tercihlerimiz ikinci planda kalmalı. Böyle yaklaşırsak Türk demokrasisi adına kötü bir sınav vermiş oluruz. Bu bir siyasi parti meselesi değil, Türkiye'nin konusudur. Kadınlarımız, çocuklarımız için fırsat; temel hak ve özgürlükler için bir basamaktır. Meseleye objektif bakmamız, halkımıza daha fazla yetki vermemiz gerekir. Biz halkımızın sağduyusunun galip geleceğine
inanıyoruz. Yeter ki Anayasa değişikliğini oylayalım. Eğer bir siyasi mesaj vermek istiyorsak 2011 seçimleri çok yakın. Hangi partiye istiyorsak oyumuzu veririz. Ama referandum bir siyasi parti meselesi değildir." diye konuşan Babacan, yargıdaki kast sisteminin, az sayıdaki bir grup arasında karşılıklı seçilmenin sona ermesi için değişikliğin bir fırsat olduğunu bildirdi.
Öte yandan Türkiye olarak krizden nasıl çıkabileceği konusunda yapılan çalışmalırın devam ettiğini bildiren Babacan, önümüzdeki üç yıl için kamu borçlarını azaltmanın planını hazırladıklarını duyurdu. Bu girişimin ardından, kredilendirme kuruşlarının Türkiye'nin notu kırma ihtimalini kaldırdıklarını aktaran Babacan, programla ülkenin kredi notunun artmaya başladığını söyledi. Türkiye'nin, krize rağmen kredi notu artan bir kaç ülkeden biri olduğunu vurgulayan Babacan, notu iki puan birden artan tek
ülkenin Türkiye olduğu dile getirdi. Babacan, faizlerin düştüğünü ve enflasyonun kontrol altında olduğunu belirterek, ekonomideki toparlanmanın güven unsuru ve yapılan reformlarla doğru orantılı olduğunu ifade etti. Babacan, Türkiye'nin Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi haline geldiğini paylaşarak. hedefin 5. sıraya yerleşmek olduğunu kaydetti.
Ev sahipliğini Adana Ticaret Borsası Başkanı Muammer Çalışkan'ın yaptığı İftar yemeğine, Vali İlhan Atış, AK Parti Adana Milletvekillerinden Necdet Ünüvar, Vahit Kirişçi, Fatoş Gürkan, Ak Parti İl Başkanı Mustafa Kebude, Sanayi Odası Başkanı Ümit Özgümüş, Ticaret Odası Başkanı Şaban Baş ile çok sayıda sanayici ve işadamı katıldı.
(HSN-EA-E)