MHP lideri Bahçeli: Ana dilde eğitim istekleri bin yıllık kardeşliği temelinden bozacaktır

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkçenin malum çevreler tarafından yalnızca resmi dil olarak görülmesi ve bu minvalde

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkçenin malum çevreler tarafından yalnızca resmi dil olarak görülmesi ve bu minvalde değerlendirilmesinin Türk dilinin itibarını zedelemeye yönelik sinsi bir faaliyet olarak karşılarında durduğunu söyledi. Bahçeli, ana dilde eğitim istekleri ve ısrarlarının milletin parçalanması ve dağılması sürecini başlatacağını, bin yıllık kardeşliği temelinden bozacağını savundu.

Dil Bayramı sebebiyle bir mesaj yayınlayan Bahçeli, Türk milletinin oluşmasında ve varlığını sürdürmesinde en temel kültürel faktör olan Türkçenin; bir bayram ortamı içinde anıldığı, kutlandığı ve üzerinde düşünüldüğü tarihi bir yıl dönümün içinde olunduğunu belirtti. Türk dilinin milletin birlik ve beraberliğinin vazgeçilmez bir bileşeni ve yeri doldurulamaz destek veren gücü olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Türkçe, dağılmayı engelleyen, ayrışmaya mani olan ve ortak bir bilinç ve şuur etrafında, müşterek ülküler doğrultusunda milletimizin dimdik ayakta kalmasına neden olan muazzam bir kültürel değerdir. Bir milletin en kutsal mülkü olan dili, eğer korunmazsa ve gerekli ilgi gösterilmezse bağımsızlıktan ve millet bütünlüğünden bahsetmek ham bir hayal olacaktır. Dilin ve beraberinde oluşturduğu milli şuurun, mensubiyet bilincine kuvvet ve destek verdiğini akıllardan bir an olsun çıkarmamak gerekmektedir. Dünyayı anlamak, etrafımızı tanımak ve akıp giden zaman mefhumu içinde sağlam bir yer edinmek ve kendi kültürel gerçeklerimizden beslenmek için Türkçe düşünüp, Türkçe konuşmamız ve haricimizdeki gelişmeleri Türkçe okumamız bir zorunluluktur." dedi.

Son zamanlarda mahalli düzeydeki bazı dillerin Türkçeye ortak yapılmaya çalışılmasında, eğitim ve öğretim dili olarak kullanılma gayretlerinde yoğun bir çaba olduğunun görüldüğünü dile getiren Bahçeli, bu uğurda ülkenin bir yöresindeki okullarda boykot girişimleri başlatıldığını ve çocukların eğitim ve öğretim haklarının engellendiğini söyledi. "Bilinmelidir ki Türkçe, Türk milletinin birlikte ve onurluca yaşamasının teminatı, kardeşçe var olabilmesinin eşsiz bir fırsatıdır." diyen Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: "Türkçenin dışında farklı bir dilin kamusal alanda kullanılma talebi ve bunun da hoş görülmesi ve desteklenmesi; Türk milletine eşit hak ve sorumluluklarla bağlı olan bir topluluğun millet olmasının yolunu açacak ve eninde, sonunda bağımsız siyasi bir varlık olması yönündeki dinamikleri harekete geçirecektir. Bu itibarla, ana dilde eğitim istekleri ve ısrarları, milletimizin parçalanması ve dağılması sürecini başlatacak ve bin yıllık kardeşliği temelinden bozacaktır. Milli karakterimize ruh ve şekil veren Türkçenin, malum çevreler tarafından yalnızca resmi dil olarak görülmesi ve bu minvalde değerlendirilmesi de, Türk dilinin itibarını zedelemeye yönelik sinsi bir faaliyet olarak karşımızda durmaktadır. Türk vatandaşlarını birbirine bağlayan, birleştiren, başka milletlerden ayıran ve geçmişimize kopmaz bağlarla bağlayan Türkçenin; önümüzdeki her zorluğu aşmada, görmesini bilenler için hayati bir rolü olacağı açıktır."

KILIÇDAROĞLU: İKTİDAR ATATÜRK'ÜN VASİYETİNİ YOK SAYIYOR

Dil Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise 12 Eylül dönemi yöneticilerinin dernek yapısındaki Türk Dil Kurumu'nu hiçbir yargı kararı olmadan bir devlet dairesine dönüştürdüklerini söyledi. Bugünkü iktidarın da o anlayışın yansıması olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 5 Eylül 1938 tarihli vasiyetini yok saymaya devam ettiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, ne 12 Eylül yönetiminin ne de uzantısı iktidarların Dil Bayramının 78. yaşını kutlamasını engelleyemediğini belirtti.

Sözcüklerin de özgürlüklerin de tutuklanamaz olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Yine biliyoruz ki sözcükleri tutuklamaya gücü yetmeyenler, hem Dil Derneği'nin Atatürk'ten emanet yapısını daha uzun süre tutuklayamaz hem de Atatürk'ün vasiyetine konulan yasağı daha fazla sürdüremez. Bu anlayışla, Atatürk'ün kalıtının ve kurumlarının eski yapısına kavuşması için verdiğiniz bilimsel ve hukuksal mücadeleyi saygıyla selamlıyor, bu mücadelede sizlerle birlikte olduğumuzu açıklamaktan da mutluluk duyuyorum." diye ifade etti.