Bahçeli'den Erdoğan'a 'Genel Seçim Kampanyası' Eleştirisi Ankara
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'MHP, Başbakan'ın direnmesi nedeniyle 2011 yılında yapılacağı anlaşılan milletvekili genel seçimleri sürecini ve kampanyasını 1 Ekim 2010 tarihinde başlatmayı kararlaştırmıştır' dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'MHP, Başbakan'ın direnmesi nedeniyle 2011 yılında yapılacağı anlaşılan milletvekili genel seçimleri sürecini ve kampanyasını 1 Ekim 2010 tarihinde başlatmayı kararlaştırmıştır' dedi.
Bahçeli, Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ve il başkanları ile düzenlenen toplantılarla ilgili basın açıklaması yaptı.
Bahçeli, açıklamasında MHP Başkanlık Divanının 20 Eylülde yaptığı toplantıda halk oylaması sonuçlarını bütün yönleriyle değerlendirmek amacıyla bir komisyon kurulduğunu, komisyonun çalışmalarını tamamladığını belirtti.
Komisyonun alınan sonuçları bütün unsurlarıyla inceleyen raporunu tarafına sunduğunu, MHP il başkanlarının da kendi illerine ilişkin halk oylaması sonucu raporlarını Genel Merkez'e ilettiklerini aktaran Bahçeli, bugün MHP il başkanları ve Merkez Yönetim Kurulu'nun ayrı ayrı yapılan toplantılarında da referandum süreci, sonuçları ve MHP'nin benimseyeceği tutum ve izleyeceği yol haritasının ele alındığını ifade etti.
Bu kapsamlı değerlendirmeler ışığında bazı hususların millete duyurulmasının kararlaştırıldığını belirten Bahçeli, bunları şöyle sıraladı:
'Devlet imkanları ve kaynaklarının, hukuk ve ahlak dışı bütün yol ve yöntemlerin acımasızca kullanıldığı referandum süreci devlet vesayeti altında cereyan etmiştir. Bu süreçte bütün değerler istismar edilmiş, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü yıkacak vaatlerde bulunulmuş ve bu konuda oluşan 'gökkuşağı koalisyonu' ve yandaş basın desteğiyle milli irade yönlendirilmiştir.
MHP, anayasa değişikliğinin gerisinde yatan gizli niyet, hesap ve gündemleri aziz milletimizin dikkatine getirmiş ve kısıtlı imkanlarla bu kampanyayı başarıyla yürütmüştür. Bütün bu olumsuz şartlara rağmen yaklaşık 16 milyon vatandaşımızın önümüzdeki dönemde Türkiye'yi bekleyen tehlikelerin, tehdit ve tuzakların şuuru içinde 'hayır' oyu vermesi başlı başına çok olumlu bir gelişme olmuştur.
Halk oylamasında çeşitli unsurların etkisiyle 'evet' oyu kullanan vatandaşlarımızın çok önemli bir bölümünün de milli konularda aynı hassasiyeti paylaştıkları tartışma götürmez bir gerçektir. Önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmeler AKP'nin gizli gündemlerinin daha iyi anlaşılmasına ve Türkiye'nin milli birliğini ve varlığını hedef alan hain hesapların daha açık olarak görülmesine imkan sağlayacaktır.'
-'GELECEĞİN TEMİNATI'-
MHP'nin bu milli şuuru Türkiye'nin geleceğinin teminatı olarak gördüğünü ifade eden Bahçeli, 'Başbakan ve AKP'nin 12 Eylül 2010 Anayasa değişikliği halk oylamasına ilişkin birinci gizli gündeminin, PKK açılımının önünü açmak, bunun anayasal altyapısını hazırlamak ve bu yoldaki anayasal engelleri bertaraf etmek olduğu halk oylaması sonrası yaşanan gelişmelerle doğrulanmıştır. Bu gizli hesap ve niyetleri doğru teşhis eden MHP ne yazık ki haklı çıkmıştır' dedi.
Bahçeli, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
'Bu çerçevede; referandum sürecinde İmralı canisi ile sözde ateşkes için görüşme ve pazarlık yapıldığı, teröristbaşı ile başlatılan bu süreçte PKK'nın taleplerinin önümüzdeki dönemde kapsamlı Anayasa değişikliği vasıtasıyla karşılanmasının yol ve yöntemlerinin ele alındığı, PKK'nın 20 Eylülde sona eren sözde ateşkesinin kendi ifadeleriyle 'İmralı ile pazarlık sürecinde yaşanan gelişmeler ve yeni durumlar' göz önüne alınarak uzatıldığı, bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 Eylül 2010 Diyarbakır mitinginde 'Bakınız şimdi bu Anayasa değişikliğiyle her şey bitmiyor, 2011 seçimlerinden sonra daha geniş tabanlı bir Anayasa'nın temellerini atıyoruz, şimdi kapıyı açıyoruz' sözlerinin gerçek anlamı şimdi daha iyi anlaşılmıştır. Bu sözlerle PKK'ya vadeli çek veren Başbakan'ın halk oylaması sonrası PKK açılımını ilerleteceği, bu kapsamda PKK'nın taleplerinin yeni Anayasa ile karşılanacağı artık ortaya çıkmıştır.
Başbakan'a bağlı görevlilerin İmralı canisi ile temaslarının yanı sıra AKP hükümetinin iki bakanının PKK'nın sözcüsü parti temsilcileriyle 23 Eylül 2010 günü TBMM'de Başbakan'ın makam odasından Başbakan adına yaptıkları bu ilk görüşme bunun somut bir işaretidir. PKK açılımını ilerletmeye kararlı görünen ve 12 Eylül Anayasa referandumu sonuçlarından cesaret alan Başbakan Erdoğan Türkiye'yi çok tehlikeli sonuçları olacak karanlık bir sürece sürüklemektedir.'
-'AMAÇ MHP'NİN TASFİYESİ'-
'Halk oylamasının ilk sonuçları dahi alınmadan aynı akşam AKP yandaşı televizyonların ve PKK açılımında AKP'ye koltuk değneği olan bazı gazeteci ve yorumcuların MHP'yi hedef alan karalama kampanyası başlatmaları bu bakımından tesadüf sayılamayacaktır' ifadesine yer veren Bahçeli, şöyle devam etti:
'MHP'nin tabanının kaydığı, kalelerinin düştüğü ve halk oylamasının en büyük mağlubu olduğu yolundaki bu maksatlı kampanyanın amacının MHP'nin tasfiyesi ve marjinal hale getirilmesi olduğu ortadadır.
MHP'nin hedef alınmasının nedeni, Başbakan'ın PKK açılımının ilerletilmesinin önündeki en büyük milli direnç kalesi olmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin tasfiyesinin MHP'nin tasfiyesinden geçtiğini hesap eden bu çevreler, bu nedenle bu senaryoyu uygulamaya koymuşlardır. Bu kampanyanın sözcülerinin 1 Ağustos 2009 tarihinde Ankara'da Polis Kolejinde İçişleri Bakanı'nın başkanlığında yapılan toplantıda PKK açılımı çerçevesinde Türkiye için en uygun bölünme modelleri tartışmalarında boy gösteren şahıslar olması bu bakımdan yadırganmayacaktır.
Ancak çok iyi bilinmelidir ki, bu saldırı ve kampanyaların milli vicdanın sesi ve Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünün temel harcı ve sigortası olan Milliyetçi Hareket Partisini etkilemesi mümkün değildir. Bunu bekleyen ve ümit edenler hüsrana uğrayacaktır.
MHP, önümüzdeki karanlık dönemde büyük bir aile olan Büyük Türk Milletinin milli birliğinin temellerinin sarsılmasına, Türkiye'nin etnik temelde ayrışma, çatışma ve bölünme sürecine mahkum edilmesine hiçbir şart altında izin ve geçit vermeyecektir.
12 Eylül halk oylaması sonuçları alındıktan hemen sonra erken seçim çağrısı yapan MHP, Başbakan'ın direnmesi nedeniyle 2011 yılında yapılacağı anlaşılan milletvekili genel seçimleri sürecini ve kampanyasını 1 Ekim 2010 tarihinde başlatmayı kararlaştırmıştır. Bütün kadrolarımız 1 Ekim 2010'dan itibaren Türkiye'yi adım adım dolaşacaklar ve aziz milletimizle iç içe ve omuz omuza olacaklardır.'
Bahçeli, bugün yapılan Merkez Yönetim Kurulu toplantısında MHP'nin 2011 milletvekilliği seçimleri beyannamesinin ve seçim stratejisine ilişkin temel belgelerin hazırlanmasına başlanmasının ve bu amaçla MHP Araştırma ve Geliştirme Başkanlığı koordinatörlüğünde çalışma grupları oluşturulmasının kararlaştırıldığını da bildirdi.
25.09.2010 16:48:43
Bahçeli, Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ve il başkanları ile düzenlenen toplantılarla ilgili basın açıklaması yaptı.
Bahçeli, açıklamasında MHP Başkanlık Divanının 20 Eylülde yaptığı toplantıda halk oylaması sonuçlarını bütün yönleriyle değerlendirmek amacıyla bir komisyon kurulduğunu, komisyonun çalışmalarını tamamladığını belirtti.
Komisyonun alınan sonuçları bütün unsurlarıyla inceleyen raporunu tarafına sunduğunu, MHP il başkanlarının da kendi illerine ilişkin halk oylaması sonucu raporlarını Genel Merkez'e ilettiklerini aktaran Bahçeli, bugün MHP il başkanları ve Merkez Yönetim Kurulu'nun ayrı ayrı yapılan toplantılarında da referandum süreci, sonuçları ve MHP'nin benimseyeceği tutum ve izleyeceği yol haritasının ele alındığını ifade etti.
Bu kapsamlı değerlendirmeler ışığında bazı hususların millete duyurulmasının kararlaştırıldığını belirten Bahçeli, bunları şöyle sıraladı:
'Devlet imkanları ve kaynaklarının, hukuk ve ahlak dışı bütün yol ve yöntemlerin acımasızca kullanıldığı referandum süreci devlet vesayeti altında cereyan etmiştir. Bu süreçte bütün değerler istismar edilmiş, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü yıkacak vaatlerde bulunulmuş ve bu konuda oluşan 'gökkuşağı koalisyonu' ve yandaş basın desteğiyle milli irade yönlendirilmiştir.
MHP, anayasa değişikliğinin gerisinde yatan gizli niyet, hesap ve gündemleri aziz milletimizin dikkatine getirmiş ve kısıtlı imkanlarla bu kampanyayı başarıyla yürütmüştür. Bütün bu olumsuz şartlara rağmen yaklaşık 16 milyon vatandaşımızın önümüzdeki dönemde Türkiye'yi bekleyen tehlikelerin, tehdit ve tuzakların şuuru içinde 'hayır' oyu vermesi başlı başına çok olumlu bir gelişme olmuştur.
Halk oylamasında çeşitli unsurların etkisiyle 'evet' oyu kullanan vatandaşlarımızın çok önemli bir bölümünün de milli konularda aynı hassasiyeti paylaştıkları tartışma götürmez bir gerçektir. Önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmeler AKP'nin gizli gündemlerinin daha iyi anlaşılmasına ve Türkiye'nin milli birliğini ve varlığını hedef alan hain hesapların daha açık olarak görülmesine imkan sağlayacaktır.'
-'GELECEĞİN TEMİNATI'-
MHP'nin bu milli şuuru Türkiye'nin geleceğinin teminatı olarak gördüğünü ifade eden Bahçeli, 'Başbakan ve AKP'nin 12 Eylül 2010 Anayasa değişikliği halk oylamasına ilişkin birinci gizli gündeminin, PKK açılımının önünü açmak, bunun anayasal altyapısını hazırlamak ve bu yoldaki anayasal engelleri bertaraf etmek olduğu halk oylaması sonrası yaşanan gelişmelerle doğrulanmıştır. Bu gizli hesap ve niyetleri doğru teşhis eden MHP ne yazık ki haklı çıkmıştır' dedi.
Bahçeli, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
'Bu çerçevede; referandum sürecinde İmralı canisi ile sözde ateşkes için görüşme ve pazarlık yapıldığı, teröristbaşı ile başlatılan bu süreçte PKK'nın taleplerinin önümüzdeki dönemde kapsamlı Anayasa değişikliği vasıtasıyla karşılanmasının yol ve yöntemlerinin ele alındığı, PKK'nın 20 Eylülde sona eren sözde ateşkesinin kendi ifadeleriyle 'İmralı ile pazarlık sürecinde yaşanan gelişmeler ve yeni durumlar' göz önüne alınarak uzatıldığı, bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 Eylül 2010 Diyarbakır mitinginde 'Bakınız şimdi bu Anayasa değişikliğiyle her şey bitmiyor, 2011 seçimlerinden sonra daha geniş tabanlı bir Anayasa'nın temellerini atıyoruz, şimdi kapıyı açıyoruz' sözlerinin gerçek anlamı şimdi daha iyi anlaşılmıştır. Bu sözlerle PKK'ya vadeli çek veren Başbakan'ın halk oylaması sonrası PKK açılımını ilerleteceği, bu kapsamda PKK'nın taleplerinin yeni Anayasa ile karşılanacağı artık ortaya çıkmıştır.
Başbakan'a bağlı görevlilerin İmralı canisi ile temaslarının yanı sıra AKP hükümetinin iki bakanının PKK'nın sözcüsü parti temsilcileriyle 23 Eylül 2010 günü TBMM'de Başbakan'ın makam odasından Başbakan adına yaptıkları bu ilk görüşme bunun somut bir işaretidir. PKK açılımını ilerletmeye kararlı görünen ve 12 Eylül Anayasa referandumu sonuçlarından cesaret alan Başbakan Erdoğan Türkiye'yi çok tehlikeli sonuçları olacak karanlık bir sürece sürüklemektedir.'
-'AMAÇ MHP'NİN TASFİYESİ'-
'Halk oylamasının ilk sonuçları dahi alınmadan aynı akşam AKP yandaşı televizyonların ve PKK açılımında AKP'ye koltuk değneği olan bazı gazeteci ve yorumcuların MHP'yi hedef alan karalama kampanyası başlatmaları bu bakımından tesadüf sayılamayacaktır' ifadesine yer veren Bahçeli, şöyle devam etti:
'MHP'nin tabanının kaydığı, kalelerinin düştüğü ve halk oylamasının en büyük mağlubu olduğu yolundaki bu maksatlı kampanyanın amacının MHP'nin tasfiyesi ve marjinal hale getirilmesi olduğu ortadadır.
MHP'nin hedef alınmasının nedeni, Başbakan'ın PKK açılımının ilerletilmesinin önündeki en büyük milli direnç kalesi olmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin tasfiyesinin MHP'nin tasfiyesinden geçtiğini hesap eden bu çevreler, bu nedenle bu senaryoyu uygulamaya koymuşlardır. Bu kampanyanın sözcülerinin 1 Ağustos 2009 tarihinde Ankara'da Polis Kolejinde İçişleri Bakanı'nın başkanlığında yapılan toplantıda PKK açılımı çerçevesinde Türkiye için en uygun bölünme modelleri tartışmalarında boy gösteren şahıslar olması bu bakımdan yadırganmayacaktır.
Ancak çok iyi bilinmelidir ki, bu saldırı ve kampanyaların milli vicdanın sesi ve Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünün temel harcı ve sigortası olan Milliyetçi Hareket Partisini etkilemesi mümkün değildir. Bunu bekleyen ve ümit edenler hüsrana uğrayacaktır.
MHP, önümüzdeki karanlık dönemde büyük bir aile olan Büyük Türk Milletinin milli birliğinin temellerinin sarsılmasına, Türkiye'nin etnik temelde ayrışma, çatışma ve bölünme sürecine mahkum edilmesine hiçbir şart altında izin ve geçit vermeyecektir.
12 Eylül halk oylaması sonuçları alındıktan hemen sonra erken seçim çağrısı yapan MHP, Başbakan'ın direnmesi nedeniyle 2011 yılında yapılacağı anlaşılan milletvekili genel seçimleri sürecini ve kampanyasını 1 Ekim 2010 tarihinde başlatmayı kararlaştırmıştır. Bütün kadrolarımız 1 Ekim 2010'dan itibaren Türkiye'yi adım adım dolaşacaklar ve aziz milletimizle iç içe ve omuz omuza olacaklardır.'
Bahçeli, bugün yapılan Merkez Yönetim Kurulu toplantısında MHP'nin 2011 milletvekilliği seçimleri beyannamesinin ve seçim stratejisine ilişkin temel belgelerin hazırlanmasına başlanmasının ve bu amaçla MHP Araştırma ve Geliştirme Başkanlığı koordinatörlüğünde çalışma grupları oluşturulmasının kararlaştırıldığını da bildirdi.
25.09.2010 16:48:43