Özal: Cemil Çiçek mezardan ticaret yapıyor
Ahmet Özal'ın babası merhum Turgut Özal'a yönelik suikast girişimiyle ilgili bazı gazetelere yaptığı açıklamaları Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali ihbar kabul ederek, soruşturma başlatmıştı.
CNN Türk'te yayınlanan beşNbirK programına konuk olan Ahmet Özal çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özal, Başbakan yardımcısı Cemil Çiçek'i mezar ticareti yapmakla suçladı.
Babasının suikaste uğradığı konusunu bugün gündeme getirmediği söyleyen Ahmet Özal "Bu konuyu ben 1998'de yani rahmetlinin vefatından 5 sene sonra gündeme getirdim" dedi. Türk halkının yüzde 96'sının Özal'ın normal öldüğüne inanmadığını dile getiren Ahmet Özal, "Böyle bir inanç varsa Meclis'te bir komisyon kurulsun bu olay araştırılsın dedim 1999'da böyle bir önerge verdim" dedi. Özal, ne suikast olayı ne de ölüm olayının hiçbir zaman araştırılmadığını da söyledi.
CEMİL ÇİÇEK MEZAR TİCARETİ YAPIYOR
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'in kendisiyle ilgili, ben buna üzülüyorum bir kısımları zaman zaman gündeme gelmek için rahmetli Özal'ı mezarında rahat bırakmıyorlar. Bırakalım artık Özal ticareti yapmayı bir şey diyeceksen kendi fikrinle kendi varlığınla, beyninle, kendi kalitenle koyuver. Bırak mezar ticareti yapmayı... sözlerini sert bir dille eleştiren Ahmet Özal, Cemil Çiçek'in bu lafları Korkut Özal için de söylediğini belirtti. Hiç bir zaman mezardan siyaset yapmadığını söyleyen Özal, bu sözlerinden dolayı Cemil Çiçek'i ayıpladığını ifade etti. Özal, "Cemil Çiçek'in 17 Eylül günü Adnan Menderes'in cenazesinde mezardan ticaret yaptığını da iddia etti.
SUİKAST İDDİASINDA YENİ İSİM: VELİ CAN ODUNCU
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili iddialar gündeme bomba gibi düştü. Özal'a suikast düzenlendiği iddialarına bir yenisi daha eklendi. Ahmet Özal, suikast için daha öncede bir ülkücü isme teklif götürüldüğünü ancak kabul etmeyince infaz edildiğini iddia etti.
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili yeniden tartışma başlatan Ahmet Özal, CNN Türk'te Özal'a düzenlenen suikast ile ilgili yeni bir bilgi verdi. Cüneyt Özdemir'in sorularını cevaplayan Ahmet Özal, babasına Kartal Demirağ tarafından düzenlenen suikastten önce başka bir isme teklif götürüldüğünü iddia etti.
İşte o sözler:
"Bana sadece zaman zaman, o günden bugüne kadar ihbar mektupları gelir. Ben bunların çoğunu çöpe atarım, çok ciddiye almam. Geçenlerde bundan altı ay bir sene önce gelenler de vardı. Bunlardan bir tanesi ilgimi çekti.
Kartal Demirağ'dan önce o zaman 1988 yılında hapiste olan, 16 yıl hapis cezası yemiş MHP ve ülkücü olarak adlandırılan o zamanda bilinen isimlerden, meşhur isimlerden bir ülkücü Veli Can Oduncu adında birisine Özal'ı vurması için tetikçi olması için teklifte bulunmuş. Fakat kendisi anlı secdeye değen birisine, ateş etmem dediği ve bunun için de hapishanede öldürüldüğü, onu öldürenin de öldürüldüğü gibi bir bilgiler geldi. Dikkat ettim burada kendisinin öldürülme tarihi 26 Mart 1988, suikast olayı 18 Haziran! Yani yaklaşık iki ay sonra. Yani çok mantıksız gelmedi bana. Bunları yine savcılık inceleyecektir, arşivlerde vardır. Bunlar incelenince çıkacaktır diye düşünüyorum.
"SÜLEYMAN DEMİREL TURGUT ÖZAL'IN ÖLECEĞİNİ BİLİYORDU"
Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin ağabeyi Korkut Özal'ın ortaya attığı iddiaları, 'Ölüm suikast miydi?' iddialarını yeniden gündeme getirdi. Bu şüpheler Emin Çölaşan'ın eski bir yazısını gündeme getirdi. Yazıda Özal'ın ne zaman öleceğini Süleyman Demirel, Hüsamettin Cindoruk, Cavit Çağlar gibi isimlerin bildiği iddiası var.
"DEMİREL, CİNDORUK, ÇAĞLAR GİBİ İSİMLER BİLİYORDU"
Emin Çölaşan 2002 yılında yazdığı bir yazıda Turgut Özal'ın öleceğini önceden Süleyman Demirel, Hüsamettin Cindoruk, Cavit Çağlar gibi isimlerin bildiğini yazmıştı. Mehmet Barlas da bu bilginin normal olmadığını belirten bir yazıyla Özal'ın öldüğü gün Ankara'da bazı evlerde kutlamalar yapıldığını ima etmişti.
KORKUT ÖZAL ERGENEKONU İŞARET ETTİ
Korkut Özal 17 Eylül'de Habertürk'te katıldığı bir televizyon programında şunları söyledi: "Şimdi efendim Turgut Özal'ın öldürüldüğü söyleniyor. Zehirlenerek. Buna ait çok yazılar var, nitekim vefat ettiği zaman ağzından köpükler geldiği, bunun kalp hastası olan bir kimsede olamayacağı söyleniyor. Buradan da bir zehirlenme olayına gidiliyor. Biliyorsunuz bugün Türkiye'nin bir gizli teşkilatlar var Ergenekon adı altında. Bu Ergenekon Menderes'i de idama götüren gücün bir aleti Turgut Özal'ı zehirleyenlerin de bunlar olduğu artık bilinen bir şey."
EMİN ÇÖLAŞAN YAZDI
Cumhurbaşkanı Özal'ın kalp krizinden ölmediği, zehirlendiği yönünde iddialar zaman zaman gündeme getirilmişti. Emin Çölaşan'ın Hürriyet'te yazdığı dönemde 'Özal'ı öldürmüşler' başlığıyla yazdığı yazı da bu 1 MayıS 2002'de kaleme alınmış ve çarpıcı bilgiler içeriyordu.
Yazının ana fikri 'Özal'a suikast yapılmadığı, yapıldıysa da neden ailenin bunları dillendirmek için geç hareket ettiği' yönünde olsa da yazıda verilen bilgileri tekrar hatırlatmakta fayda var.
"ÖZAL'IN ÖLECEĞİNİ DEMİREL, CİNDORUK BİLİYORDU"
İşte Emin Çölaşan'ın 01 Mayıs 2002 tarihli yazısından bir bölüm:
"1993 yılının sanırım ocak ayı. Halamın oğlu, o sırada Meclis Başkanı olan Hüsamettin Cindoruk'la Özal'dan söz ediyoruz. Kulağıma eğiliyor ve şu sözleri söylüyor:
'Bu gidici. Yakında ölecek.'
İnanmıyorum, şaşırıyorum ve aynen 'Ne gidicisi abi, o hepimizi götürür' diyorum. Cindoruk ısrar ediyor:
'Haberin kaynağı Baba'dır. Bu devlet bilgisi. Sadece sen bil ve ağzını sıkı tut. Önümüzdeki yaz aylarını çıkaramayacak. Baba sağlamcıdır. Bunu diyorsa bir bildiği vardır.'
Birkaç gün sonra, Baba'nın bu bilgiyi Cavit Çağlar'a da verdiğini birinci elden öğreniyorum. Bu devlet sırrını kimseye açamıyorum. Aradan kısa bir süre geçiyor ve Özal 17 Nisan'da ölüyor. Cumhurbaşkanlığına soyunan Baba, bizim gazetenin bazı yazarlarını 24 Nisan günü Konut'ta öğle yemeğine çağırıyor.
Öğrenmiş olduğum bu olayı kendisine aktarıyorum ve açıkça soruyorum: 'Özal'ın öleceğini gerçekten biliyor muydunuz...'
Bazı şeylerin bana söylenmiş olduğunu anlıyor. Verdiği yanıtı 25 Nisan 1993 tarihli yazımdan aktarıyorum: 'Hükümetler cumhurbaşkanının sağlığından da sorumludur. İki ay önce ABD kaynaklı bir yerden (tedavi gördüğü, ameliyat geçirdiği Houston Hastanesi'nden) sağlığının iyi olmadığı konusunda bize bilgi geldi. Bunu duyunca kendisine sağlığının nasıl olduğunu sordum. İyi olduğunu söyledi. Ben daha başka bir şey söyleyemezdim. Ancak bizim bilgimiz kalbiyle değil, prostatla ilgiliydi. Durumunun iyi olmadığını biliyordum ama öleceğini nasıl bilirdim. Kimin ne zaman öleceğini sadece Allah bilir.'
Yazımı şöyle sürdürüyordum:
'Demirel önümüzdeki yaz aylarını çıkaramaz deyip demediği konusunda bir şey söylemedi. Bir kez daha anladım ki, devletin tepesinde çok ilginç olaylar oluyordu.'"
KUTLAMA YAPILAN EVLER HANGİLERİYDİ?
Emin Çölaşan bu yazıları yazdıktan sonra ise o dönem Yeni Şafak'ta yazan Mehmet Barlas "Çölaşan 'Özal'ın ölümüne' ışık tuttu" başlığıyla yazı yazıp Emin Çölaşan'ın yazdıklarını köşesinde aktardıktan sonra ortaya çıkan tabloyu şöyle değerlendiriyor:
"Tabloya bakın..
En egemen niteliği "açık sözlülük" ve "gerçekçilik" olan Amerikan tıbbı, bizim Ankara söz konusu olunca, yapı değiştiriyor..
Hastalarına "şu kadar ömrün" kaldı demeyi Hipokrat Yemini'nin bir bölümü gibi kabul eden Houston'lu doktorlar, Özal'a "Birşeyin yok, sapasağlamsın" derken, Ankara'ya "Bu adam gidici" diye "Devlet Bilgisi" gönderiyorlar..
Bu "Devlet Bilgisi" de, devletin başındaki Cumhurbaşkanı'ndan saklanıyor ama "Bizim Gazete"nin görevlilerine bile veriliyor..
Açıkçası "Özal zehirlendi" mi sorusuna ben hep ihtiyatlı yaklaşıyordum..
Ama Emin Çölaşan'ı okuyunca, benim de şüphelerim arttı..
Sahi.. Acaba ölüm gecesi, Ankara'da kutlamalar yapılan evler hangileriydi?"