Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği Derneği Üyeleri Ortak Basın Açıklaması Yaptı
Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği Derneği tarafından yapılan basın açıklamasında, hükümetin BDP ile görüşmesinin desteklendiği belirtilip "Eylemsizlik sürecinin kalıcı barışa çevrilmesini istiyoruz" denildi
Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği Derneği tarafından yapılan basın açıklamasında, hükümetin BDP ile görüşmesinin desteklendiği belirtilip "Eylemsizlik sürecinin kalıcı barışa çevrilmesini istiyoruz" denildi.
Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlenen Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği Derneği üyelerinin katıldığı basın açıklamasını Mazlum Der Malatya Şube Başkanı Kadir Yılmaz okudu. Yılmaz, "PKK'nın ramazan ayı başında tek taraflı ilan ettiği eylemsizlik kararıyla sağlanan nisbi sükunet ortamı 20 eylül tarihinin yaklaşması ile birlikte yerini endişeli bir bekleyişe bırakmıştı. Başta bölgede yaşayan Kürt halkı olmak üzere, ülke genelinde herkes yeniden çatışmalı bir sürece girilmesi korkusunu derinden
hissederken örgüt eylemsizlik kararını bir hafta daha uzattığını duyurdu. Açıktır ki, PKK'nın yeniden silahlı eylemlere yönelmesi yaklaşık 30 yıldır devam eden çatışmaları daha da derinleştirecek, bu da ülkenin bir kez daha şiddet sarmalına teslim olması sonucunu doğuracaktır. Oysa ülkede sistemin dayatmacı, inkarcı, yasaklayıcı politikalarından kaynaklanan çok yönlü ve çok boyutlu sorunların altında on yıllardır ezilmiş toplum kesimlerinin ihtiyacı olan şey daha fazla çatışma değil, kardeşlik ve barışın
tesisine yönelik çabaların artırılmasıdır. Silahların susması ve Kürt sorununa adalet temelinde çözüm çabalarının yoğunlaşması, toplum kesimlerinin milliyetçi körlüğe ve nefrete savrulmasının önüne geçecek, daha eşit, daha özgür ve daha insanca yaşamı mümkün kılacaktır" ifadelerini kullandı.
"Hükümet, bu sorunu çözmek için atacağı anayasal, yasal ve idari adımları bir takvim eşliğinde kamuoyuna açıklamalıdır. Böylece sorunun çözümü konusunda inandırıcılığını arttırmalı ve topluma güven vermelidir. Hükümetin şu andaki pozisyonu, konjonktürün uygunluğu ve halktan aldığı güçle çok partili dönemimizin en güçlü ve etkin sürecini yaşayacağının eşiğinde olduğuna inanıyoruz. Bu da hükümetin görev ve sorumluluğunu arttırmaktadır" diyen Yılmaz, daha sonra özetle şunları belirtti: "Bu bağlamda,
farklılıklarımızı zenginliğimiz görüp bunları yok etmeyen, halkın inanç ve ifade özgürlüklerini güvence altına alan, vatandaşını ve kimliğini tanımlamaya çalışmayan, ideoloji dayatmayan, adaleti tesis etmeyi devlete öncelikli görev kılan, değişmez maddelerle kendini yeniliğe kapatmayan, kaynakların paylaşımında adaleti gözeten, özgür ve eşit yurttaşlardan oluşan toplumun mutabakatını içeren bir sözleşme metni olarak sivil, özgürlükçü ve toplumsal sözleşme niteliğinde bir anayasa asli talebimizdir. Okulların
açılmasıyla, başörtüsü, milli güvenlik dersleri, millive ana dilde eğitim gibi ideolojik dayatmalar ekseninde gelen sorunların devam ediyor olması toplumsal huzuru bozmaktadır. Uluslararası metinlerde yeri olan, şiddet içermeyen ve meşru bir hak talebinin ifadesi olan ana dilde eğitim talebi, Kürt sorununun siyasal ve hukuki çözüm gerektiren bir parçasıdır."
İlan edilen bu eylemsizlik sürecinin kalıcı bir barışa çevirilmesi istediklerini beyan eden Yılmaz, "Bu bağlamda şiddetin her türlüsüne karşı olduğumuzu bildiriyor, hükümet ve BDP'nin Kürt meselesiyle ilgili görüşmelerini destekliyor, muhataplardan konuya ivedilik ve kararlılıkla çözüm getirmelerini istiyoruz" şeklinde açıklamayı tamamladı.
Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlenen Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği Derneği üyelerinin katıldığı basın açıklamasını Mazlum Der Malatya Şube Başkanı Kadir Yılmaz okudu. Yılmaz, "PKK'nın ramazan ayı başında tek taraflı ilan ettiği eylemsizlik kararıyla sağlanan nisbi sükunet ortamı 20 eylül tarihinin yaklaşması ile birlikte yerini endişeli bir bekleyişe bırakmıştı. Başta bölgede yaşayan Kürt halkı olmak üzere, ülke genelinde herkes yeniden çatışmalı bir sürece girilmesi korkusunu derinden
hissederken örgüt eylemsizlik kararını bir hafta daha uzattığını duyurdu. Açıktır ki, PKK'nın yeniden silahlı eylemlere yönelmesi yaklaşık 30 yıldır devam eden çatışmaları daha da derinleştirecek, bu da ülkenin bir kez daha şiddet sarmalına teslim olması sonucunu doğuracaktır. Oysa ülkede sistemin dayatmacı, inkarcı, yasaklayıcı politikalarından kaynaklanan çok yönlü ve çok boyutlu sorunların altında on yıllardır ezilmiş toplum kesimlerinin ihtiyacı olan şey daha fazla çatışma değil, kardeşlik ve barışın
tesisine yönelik çabaların artırılmasıdır. Silahların susması ve Kürt sorununa adalet temelinde çözüm çabalarının yoğunlaşması, toplum kesimlerinin milliyetçi körlüğe ve nefrete savrulmasının önüne geçecek, daha eşit, daha özgür ve daha insanca yaşamı mümkün kılacaktır" ifadelerini kullandı.
"Hükümet, bu sorunu çözmek için atacağı anayasal, yasal ve idari adımları bir takvim eşliğinde kamuoyuna açıklamalıdır. Böylece sorunun çözümü konusunda inandırıcılığını arttırmalı ve topluma güven vermelidir. Hükümetin şu andaki pozisyonu, konjonktürün uygunluğu ve halktan aldığı güçle çok partili dönemimizin en güçlü ve etkin sürecini yaşayacağının eşiğinde olduğuna inanıyoruz. Bu da hükümetin görev ve sorumluluğunu arttırmaktadır" diyen Yılmaz, daha sonra özetle şunları belirtti: "Bu bağlamda,
farklılıklarımızı zenginliğimiz görüp bunları yok etmeyen, halkın inanç ve ifade özgürlüklerini güvence altına alan, vatandaşını ve kimliğini tanımlamaya çalışmayan, ideoloji dayatmayan, adaleti tesis etmeyi devlete öncelikli görev kılan, değişmez maddelerle kendini yeniliğe kapatmayan, kaynakların paylaşımında adaleti gözeten, özgür ve eşit yurttaşlardan oluşan toplumun mutabakatını içeren bir sözleşme metni olarak sivil, özgürlükçü ve toplumsal sözleşme niteliğinde bir anayasa asli talebimizdir. Okulların
açılmasıyla, başörtüsü, milli güvenlik dersleri, millive ana dilde eğitim gibi ideolojik dayatmalar ekseninde gelen sorunların devam ediyor olması toplumsal huzuru bozmaktadır. Uluslararası metinlerde yeri olan, şiddet içermeyen ve meşru bir hak talebinin ifadesi olan ana dilde eğitim talebi, Kürt sorununun siyasal ve hukuki çözüm gerektiren bir parçasıdır."
İlan edilen bu eylemsizlik sürecinin kalıcı bir barışa çevirilmesi istediklerini beyan eden Yılmaz, "Bu bağlamda şiddetin her türlüsüne karşı olduğumuzu bildiriyor, hükümet ve BDP'nin Kürt meselesiyle ilgili görüşmelerini destekliyor, muhataplardan konuya ivedilik ve kararlılıkla çözüm getirmelerini istiyoruz" şeklinde açıklamayı tamamladı.