Bakan Günay Mesiad'ı Ziyaret Etti

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, referandum konusunda garip bir inat sürdürüldüğünü savunarak, "Bu neden sürdürülüyor? Açıkçası 1 yıl sonra seçim var, buradan eğer 'evet' oyu fazla çıkarsa bu iktidara yazar, 2011 seçimi de gider

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, referandum konusunda garip bir inat sürdürüldüğünü savunarak, "Bu neden sürdürülüyor? Açıkçası 1 yıl sonra seçim var, buradan eğer 'evet' oyu fazla çıkarsa bu iktidara yazar, 2011 seçimi de gider. İşte böyle düşünülüyor. Bu kötü bir yöntem. Karalayalım, önünü keselim. İktidar böyle bir şeyden çıkmıyor. İktidar, toplumun önüne yapıcı bir model koyduğunuz zaman çıkıyor. Korku koyduğunuz zaman çıkmıyor, korkudan iktidar çıkmıyor, umuttan çıkıyor" dedi.
Ertuğrul Fırkateyni faciasının 120. yıldönümü etkinlikleri kapsamında Mersin'e gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği'ni (MESİAD) ziyaret ederek, iş adamlarıyla bir araya geldi. MESİAD Başkanı Ali Doğan'ın, iş adamlarının Mersin'e yönelik beklentileri konusundaki taleplerinin ardından söz alan Günay, Türkiye'deki turizm gelişmeleri hakkında bilgiler verdi. Günay, konuşmasının ikinci bölümünde ise, 12 Eylül'de yapılacak olan referandum konusunu ele aldı. 10 gün
sonra yapılacak olan oylamanın bir seçim olmadığını vurgulayan Günay, ancak 11 ay sonra seçim olduğu için bunun bir seçim propagandasına dönüştürüldüğünü söyledi ve bunun üzüntüsünü yaşadığını belirtti. 12 Eylül anayasasının hangi koşullarda yapıldığını herkesin çok iyi bildiğini kaydeden Günay, "Bu yapılan 20-25 maddelik düzenleme mükemmel mi? Hayır mükemmel değil. Daha iyisi olmaz mı? Tabi daha iyisi olacak. Bazı eksiklikleri yok mu? Tabi var. Biz herkesin ittifak edebileceğini zannettiğimiz bir paket
hazırladık. Yani insan hakları, sosyal devlet ve hukuk devleti açısından makul olan 1961 anayasasını temel alan dar bir düzenleme yaptık. Garip bir şey oldu; Mecliste ana muhalefet hiç oy kullanmadı. MHP'de sürekli olarak 'red' oyu kullandı. Onu anlıyorum, MHP'nin 'özgürlükçü bir anayasa' derdi yok. Onu ben de biliyorum. SHP'nin bir anayasa önerisi oldu, CHP'nin sonra bir anayasa önerisi oldu, DSP'nin oldu, DYP'nin oldu, ama MHP'nin bir yeni anayasa önerisi olmadı. Fakat CHP oy kullanmayarak Mecliste bir
tereddüt ifade etti. Sonra Anayasa Mahkemesi'ne gidildi. Anayasa Mahkemesi de dedi ki; 'Bu esas itibariyle anayasaya uygundur. Fakat bir yerde boşluk olduğu zaman bir üyeye oy kullanmayacaksın, 3 üyeye oy kullanacaksın. Anayasa Mahkemesi'ne Cumhurbaşkanı üye gönderdiği zaman, İktisat Fakültesi öğretim üyesi olmayacak, Hukuk Fakültesi üyesi olacak.' O kadar. Bence de doğru, koca metinde 3 yanlış olmaz mı? Anayasa Mahkemesi bunu ayıkladı ve 'Bu metin yürütmenin yargı üzerindeki etkisini azaltan, Adalet
Bakanı'nın Yüksek Hakimler Kurulu'ndaki fonksiyonunu daraltan ve özellikle yargının tabanını katılımcı hale getiren bir düzenlemedir' dedi ve 'Anayasaya uygundur' dedi. Buna rağmen siyasi partiler buna itiraz etti" diye konuştu.
Ama bu itirazın hazırlanan metne dayalı olması gerektiğini belirten Günay, ancak böyle yapılmadığını ve bölücülükle ilgili, sahtecilikle ilgili, tuzakla ilgili, Türkiye'nin parçalanmasıyla ilgili inanılmaz bir kampanya yürütüldüğünü söyledi. 12 Eylül darbe anayasasının acısını her biçimde yaşadığını ve şimdi bir kaç adım atmaya çalıştıklarını dile getiren Günay, şöyle devam etti:
"Memura toplu sözleşme hakkı veriliyor. 'Niye grev hakkı yok' deniliyor. Türkiye'nin bugünkü kamu yönetimi yapısı ile grev hakkı verilebilir mi? Türkiye'de kamu yönetiminde bir reform yapalım, o zaman grev hakkı da gelebilir. Toplu sözleşme bugünküne göre bir adım ileri değil mi? Böyle garip bir inat sürdürülüyor. Bu neden sürdürülüyor? Açıkçası 1 yıl sonra seçim var, buradan eğer 'evet' oyu fazla çıkarsa bu iktidara yazar, 2011 seçimi de gider. Böyle düşünülüyor. Bu kötü bir yöntem. Karalayalım, önünü
keselim. İktidar böyle bir şeyden çıkmıyor. İktidar, toplumun önüne yapıcı bir model koyduğunuz zaman çıkıyor. Korku koyduğunuz zaman çıkmıyor, korkudan iktidar çıkmıyor, umuttan çıkıyor. Ne yazık ki, uzun zamandan beri Türkiye muhalefeti, ülkenin önüne korku koyuyor. Topluma, bu hükümetin yaptıklarından daha fazlasını vaat edersin, toplumu buna inandırırsın, vatandaş seni alkışlar seçerse ben de seni alkışlarım. Çünkü bu ülkede çocuklarımız yaşıyor, bu ülke kötü günler yaşadığı dönemde acısını çektik. Bu
ülke iyi günler yaşarsa ben bundan sevinç duyarım. Sonuçta ben iyi bir ülkede barışçı bir halkın içinde yaşamak istiyorum, çocuklarım daha iyi yaşasın istiyorum. Ben herkesten rica ediyorum, burada size şu oyu verin, bu oyu verin demeyi saygısızlık sayarım, lütfen okuyalım diyorum. Metin burada, Türkiye'de çalışanın aleyhine, gençlerin aleyhine hiçbir şey yok. Yeni anayasa paketinde bir çok özgürlükler getiriliyor. Lütfen bunları okuyalım. Bu kadar gürültü neden? İmtiyaz kaybedilmesin. Bütün mesele bu.
Kimse imtiyazından vazgeçmek istemiyor. Türkiye'de imtiyazlar insanlığın düşmanıdır, eşitsizliğin düşmanıdır" dedi.