Darbecilere suç duyurusu yağdı!

12 Eylül darbecilerini yargılanmaktan koruyan 15. maddenin kaldırıldığı referandumun ertesi günü pek çok sivil toplum örgütü ve siyasi parti cuntayla hesaplaşmak için soluğu adliyede aldı. Ancak darbecilerin yargılanıp yargılanamayacağı tartışmalı



ANKARA- 12 Eylül yöneticilerini koruyan geçici 15. maddenin kaldırıldığı referandumdan bir gün sonra darbecilere suç duyurusu yağdı. Türkiye’nin dört bir yanında sivil toplum örgütleri, bazı siyasi partiler sabahın erken saatlerinde adliyeye giderek 30 yıl sonra cuntadan hesap sorulmasını istedi. Ancak CHP’ye göre yargılama pek mümkün görünmüyor.

Referandumda kabul edilen anayasa değişiklikleriyle 12 Eylül dönemindeki Milli Güvenlik Konseyi üyeleri ile bu dönemde kurulan hükümetler ve Danışma Meclisi’nde görev alanların yargılanmasını önleyen geçici 15. maddesi yürürlükten kalktı. Referandum sonuçları henüz Resmi Gazete’de yayımlanmadan 12 Eylül için suç duyuruları yapıldı.

BDP Grup Başkanvekili ve Batman milletvekili Bengi Yıldız, Kenan Evren ve darbecilerin yargılanması için Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Yıldız, Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusunda Evren ve darbeciler hakkında ‘anayasal düzeni zorla değiştirme, işkence ve insanlığı karşı suç işlemek’ suçları ile kamu davası açılmasını istedi. Yıldız suç duyurusuna konu olayları ise dilekçesinde şöyle anlattı:

Bir darbe anısı
“8 Kasım 1982 gününde Batman ili Kozluk ilçesi askerler tarafından ablukaya alındı. Başta daha 16 yaşında bulunan ben olmak üzere binlerce insan saatlerce Kozluk Lisesinin bahçesinde ayakta bekletildik. Daha sonra aç, susuz, yorgun düşmüş bir şekilde lisenin tüm derslik ve odalarına tıkıştırıldık. Nefes alacak bir ortam yoktu. 24 saat aç, susuz ve ayakta bekletildik. Tuvalet ihtiyacımızı bulunduğumuz yerde yapmak zorunda kaldık. Öyle ki bir çok oda diz boyu sidikle doldu. Sonradan öğrendiğimize göre her erkek bir silah getirme gibi bir baskı ve yükümlülük altına sokuluyordu”
MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal beraberindekilerde Ankara Adliyesi’ndeydi.

‘Cezasız kalmasın’
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da Ankara Adliyesi’ne geldi ve “Büyük insanlık suçlarının cezasız kalmaması adına suç duyurusunda bulunuyoruz” dedi.

“Yetmez Ama Evet Platformu” adına da İstanbul, Bursa Ankara ve İzmir’de 12 Eylül hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyurusu dilekçelerinde şüphelilerin, eski cumhurbaşkanı, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ile dönemin komutanları, Danışma Meclisi üyeleri, bakan, bürokrat, vali, kaymakam, emniyet müdürü, asker, amir ve memurları olduğunu açıkladı.

Platformun İstanbul Adliyesi’nde yaptığı suç duyurusuna BDP Milletvekili Ufuk Uras, sanatçı Zeynep Tanbay ve Kenan Evren hakkında iddianame hazırladıktan sonra meslekten ihraç edilen eski savcı Sacit Kayasu’nun da arasında bulunduğu 50 kişi katıldı. 120 kişinin şikâyetçi olduğu dilekçe savcılığa verildi.

Bu arada, İnsan Hakları Derneği (İHD), 78’liler Girişimi, İstanbul Tabip Odası’nın da aralarında bulunduğu sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve derneklerden oluşan yaklaşık 40 kuruluş, aynı gerekçelerle Sultanahmet Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu. Grup, “Paşa paşa yargılanacaklar” diye slogan attı. Aynı adliye önünde basın açıklaması yapan Yargıda Reform Grubu adına da avukatlar şikâyet dilekçesi verdi. Ezilenlerin Sosyalist Partisi üyesi grup Kadıköy Adliyesi’nde şikâyetçi oldu.

‘Ölümün geciken hesabı’
12 Eylül darbesinde konulduğu Mamak Askeri Cezaevi’nde 17 yaşındayken, namaz kıldığı sırada dipçik darbesiyle yaşamını yitiren Hüseyin Kurumahmutoğlu’nun ağabeyi 65 yaşındaki Ali Kurumahmutoğlu, darbecilerin yargılanması için Samsun Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

‘Darbe dağa çıkarttı’
Diyarbakır Adliyesi’nde suç duyurusunda bulunan gruplardan biri Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı Bayram Bozyel’di. 12 Eylül’den sonra Diyarbakır Cezaevi’ne konulan Bozyel “Kürt coğrafyası ve Türkiye açık cezaevi haline dönüştürülmüştür. Milyonlarca insan işkencelerden geçirilmiştir. Bir bakıma cunta, Kürt hareketini terörize ederek dağa yöneltmiştir. Türkiye darbecilerden hesap sormadan, demokratik bir gelecek kuramaz” dedi.

12 Eylül cuntası yargılanabilecek mi?
12 Eylül darbecilerin yargılanmasıyla ilgili olarak hukukçuların bir bölümü, ‘zamanaşımı’ ya da ‘af’ nedeniyle darbecilerin artık yargılanamayacağını, bu yüzden suç duyurusu ve davalardan sonuç alınamayacağını savunuyor. Yargılama yapılabileceğini savunan hukukçular ise ceza ve tazminat davalarının açılabileceği görüşünde.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Şen: Bu zamanaşımı değil ‘dokunulmazlık’ meselesidir. Bugüne kadar 1982 Anayasası’nın yürürlükte olduğu ve Geçici 15. maddenin yürürlükte kaldığı, dolayısıyla 1980-1983 yılları arasında tasarruf ve faaliyette bulunanlara ilişkin yargı dokunulmazlığı getirildiği dikkate alındığında, ceza normlarının failin aleyhine geçmişe doğru uygulanabileceğini, suç zamanaşımının işlemeyeceğini söylemek, hukuki dayanaktan yoksundur. Meselenin zamanaşımıyla ilgisi yoktur. Anayasanın baskı altında hazırlanıp kabul edildiğini ve bugüne kadar Geçici 15’in zorla yürürlükte tutulduğunu iddia etmek, Anayasanın diğer maddelerinin bugüne kadarki uygulama ve sonuçlarını tanımamak anlamına gelir.”

İdam edilen Necdet Adalı’nın avukatı Mehdi Bektaş: Savcılık bu şikayetleri alacak. Daha sonra büyük ihtimalle takipsizlik kararı verecek. Davayı açan kişi buna itiraz ederse dava ağır ceza mahkemelerine gider. Bir sonuç çıkmayacaktır. Çünkü bu insanlara geçiçi maddeyle dokunalmızlık verilmiş. 12 Eylülcüler yargılanamaz. Bu şöyle bir şey; ‘Bir af çıkartıp sonra biz vazgeçtik’ diyemezsiniz.

Eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman: Hem cezai haktan ötürü hem de hukuki sorumlulüklarından dolayı dava açılabilir. Yani hem cezai hem de manevi davalar açılır ve yargılanabilirler.

Emekli Askeri Savcı Ümit Kardaş: İnsanlar şimdiye kadar davayı açmayı istemedikleri için değil anayasa engel olduğu için dava açamamıştır. ‘Zamanaşımı’ bu durumda geçerli değildir. Böyle davalar görülmeye başlandığında ise bu durum, savcılarının nasıl değerlendireceğine bağlı. Bazı savcılar, zamanaşımı nedeniyle takipsizlik verebilir. Öyle bir durumda dava, Yargıtay’a gider. Kararı, Yargıtay’da verilecektir. 12 Eylül döneminde işkence görüp mağdur olanların açtığı tazminat davaları idari mahkemelerine, oradan da Danıştay’a gidecektir.

650 bin kişi gözaltına alındı
12 Eylül’de 650 bin kişi gözaltına alındı, ağır işkencelerden geçirildi. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi. Haklarında idam cezası verilenlerden 50 kişi asıldı. 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. 171 kişi işkenceden öldü. 144 kişi cezaevlerinde öldü. 14 kişi açlık grevinde öldü. 16 kişi ‘kaçarken’ vuruldu. 95 kişi çatışmada öldü. 73 kişiye doğal ölüm raporu verildi. 43 kişi intihar etti. 30 bin kişi sakıncalı olduğu gerekçesiyle işten atıldı. Partilerin sendikaların faaliyetleri durduruldu. Belediye başkanları görevden alındı.

CHP: Yargılamaya yetmez
Siyasi partiler arasında da darbecilerin yargılanıp yargılanamayacağı tartışma konusu. AKP’lilerin bir bölümü yargılanmanın kaçınılmaz olduğunu savunurken Adalet Bakanı Sadullah Ergin önce zamanaşımının söz konusu olabileceğini söylemiş, daha sonra ise bu konunun inceleneceğini ve yargılanamanın önünün açılacağını ifade etmişti.

CHP’li hukukçulara göre geçici 15. maddenin kaldırılması 12 Eylül darbecilerinin yargılanması için yeterli olmayacak. TBMM Anayasa Komisyonu üyesi CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, “Geçici 15. maddenin kendi başına kalkması yeterli değil. Hukuki anlamda bir belirsizlik var. Bu belirsizliğin giderilmesi gerekiyor. Biz daha önce bu konuda bir önerge verdik, ancak kabul edilmedi. Belirsizlik giderilmedi, bu belirsizliğin giderilmesi gerekir. AKP getirdiği bu değişiklikle konuyu bloke etmiş ve belirsizlik yaratmıştır” diye konuştu.
CHP’nin hukukçularından TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi Ahmet Ersin de söz konusu maddenin af niteliğinde olduğunu belirterek, “Yargılama söz konusu değil” dedi. (Radikal)