'Kaymakamlık saldırıya uğruyor, devlet bitmiş gibi'
Güneydoğu'da karanlık dönem olarak adlandırılan 90'lı yıllarda işlenen faali meçhul cinayet ve kayıplarla ilgili dava sanıklarından Albay "Cemal Temizöz" savunma yaptı.
Temizöz hemen her duruşmada meydana gelen beyaz Toros markaotomobilile ilgili ilk kez konuştu.
Cizre'de Toros marka otomobilin olduğunu itiraf eden Temizöz, "Toros aracı bir tek bizde mi var. Herkeste var. Şimdi o araca binenler geri gelmiyordu deniyor. Cizreliler nereye gidip gelmiyorlardı. Gidip bayilerden sorulsun, o dönemde Cizre'de kaç tane Toros vardı. Bazen yabancıarabaCizre'ye girdiğinde bunlar polis, asker ya da yabancı deniliyordu." dedi.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tanıkların dinlenmesinden sonra sanıkların savunmalarına geçildi. Atilla Kıyak'ın basında yer alan "Faili meçhuller, devlet politikası" olduğu yönündeki açıklamalarının kişisel görüşleri olduğunu belirten Temizöz, devletin böyle bir politikası olmadığının ortada olduğunu savundu. Devleti ayakta tutmak için hayatta kalma mücadelesi verdiklerini anlatan Temizöz, tanıkların iddiaları ile ilgili olarak "Bu şartlar altında birini çağırıp ifadesini nasıl alalım. Devletin, Genelkurmayın arşivlerinde Cizre'nin hangi hale getirildiği araştırılsın, mahkemenizce sorulsun, ortaya çıkar. Hayatta nasıl kalmaya çalıştık, o ortaya çıkacak." diye konuştu.
"KAYMAKAMLIK SALDIRIYA UĞRUYOR, DEVLET BİTMİŞ GİBİ"
Temizöz, "Nerede cayır cayır yanan ve roketlenmiş bir kaymakamlık binası var. Çatısında şehit polisi, memuru bekliyor. Devlet bitmiş gibi. Ben Cizre'ye kendimi verdim. Şimdi keşke diyorum. Çektiğim bu zulüm. Benim çocuğum yıllarca migren ağrısı ile yaşadı. Benimle kaldıkları kısa süre içinde roket saldırısına uğradık. Cizre için sosyal etkinlikler yapmaya çalıştığımı herkes biliyor. Cizresporun Şırnak'ta maçı vardı. Çocuğum hasta, onunla ilgilenirken Cizrespor yöneticeleri kapıma gelip doktor getirdiler. Çocuğu bize emanet et dediler. BTR ile önlerine düştüm, Şırnak'a maça götürüp getirdim. Ben Cizre halkını kendimi feda edecek kadar sevdim. Ama şimdi keşke diyorum. Ben vatandaşın canını, malını, ırzını korumak için yeminime sadık kaldım."
"DAĞDAKİLER, TERÖRİST DEDİKLERİMİZ, BU ÜLKENİN VATANDAŞI"
Dava aşamasında kemiklerden söz edildiğini anlatan Temizöz, kazılar yapıldığını ancak çıkan kemiklerin köpeklere ait olduğunun anlaşıldığını söyledi. Temizöz, "Kemiklerden söz edildi. Kazılar yapıldı ama, köpek kemikleri çıktı. Madem kemikler üzerinde bu kadar duruluyordu. Dağlardakiler de, terörist dediklerimiz de bu ülkenin vatandaşları değil mi? Şemdin Sakık'ın 'Şemdin Sakık'tan Mektuplar kitabında örgütün katliamları, infazları yazılıyor. Selim Çürükkaya'nın Apo'nun ayetlerinde ki infazlar bölümlerini incelesinler, hatta uluslararası komisyonları da çağırsınlar gidip kazılar yapsınlar. O zaman Diyarbakır Barosu da gidip o gruba dahil olur. Nasıl komplolar kuruldu, bunlar araştırılsın. Üzülerek söylüyorum devletin bazı kademeleri örgütün taktik ve yöntemlerini hala anlamış değil. PKK'yı kimse doğru dürüst bilmiyor ve anlamıyor.KCKşehir yapısı denilip duruluyor. Bunlar görünen şeyler." dedi.
"ATİLLA KIYAT PAŞA DÜZ MANTIKLA İFADE ETMİŞ"
Örgütün 2003 yılında 1 miyon dolara TAK'ı kurarak şehirlerde nasıl katliamlar yapıldığının ortada olduğunu anlatan Temizöz daha sonra şunları söyledi: "PKK şifreleri, PKK ne istiyor kitapları okunduğunda anlaşılır. Atilla Kıyat Paşa düz mantıkla ifade etmiş. Ben Cizre'de geceleri yoksullara nasıl erzak dağıttım anlatmadım. Kaymakamlar çok iyi bilir. Gündüz külahlı gece silahlı, sözü Cizre'de ise; milisler gecede gündüz de silahlıydı. Lice'nin Yaprak köyünde 5 Temmuz'da PKK'lılar o araçla gidip halı tezgahlarını yakıp propaganda yaptı. Öyle görünüyor ki Cizre yine teröre esir olmuştur. Şu andaki durumumuz Roma'da dövüşen köle gıladyatörlere benziyor. Kafes içindeyiz. Teşhir edildik. Bu şartlar imhaya dönüştü. Zamana yayılması, adalete olan inancımızı zedeliyor."
Eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ ise savunmasında, avukatların kendilerini kemiklerden sorumlu tutmasına tepki gösterdi. Atağ şunları söyledi: "Avukatlar bizi kemiklerden sorumlu tutuyor. Hatta birlikte yaşabilmemiz için kemiklerin nerede olduğunu gösterin diyor. Yoksa birlikte yaşayamayız. Ben Kürdüm Türkiye Cumhuriyetinin birinci sınıf vatandaşıyım. 1991 yılında Cizre'nin önde gelen aşiretlerinin toplantısında kimi aşiret lideri 'ben Gürcüyüm, Azeriyim, orta Asyalıyım derken ben o dönem dahi Kürt olduğumu söyledim. Ben hiçbir zaman halkımdan kopmadım, kopmam. Beni kemik sorumlusu olarak tutmaları bana hakarettir."
KIYAT TANIK OLARAK DİNLENSİN TALEBİ
Mağdur avukatları geçtiğimiz günlerde açıklamalarda bulunan Atilla Kıyat paşanın faili meçhullerin devletin politikası olduğu yönündeki açıklamalarının yer aldığı gazeteyi mahkemeye sundu. Avukatlar, Kıyat'ın açıklamalarında, faili meçhul cinayetlerin işlendiği yerin "Cizre", "Yüzbaşı"nın da o dönemin ilçe komutanı Cemal Temizözü işaret ettiğini belirtip bu davayı ilgilendiren beyanlarda bulunduğunu vurguladılar. Avukatlar, bu nedenle davaya Kıyat'ın tanık olarak dinlenmesini talep etti.
Kaynak: Sondakika
Cizre'de Toros marka otomobilin olduğunu itiraf eden Temizöz, "Toros aracı bir tek bizde mi var. Herkeste var. Şimdi o araca binenler geri gelmiyordu deniyor. Cizreliler nereye gidip gelmiyorlardı. Gidip bayilerden sorulsun, o dönemde Cizre'de kaç tane Toros vardı. Bazen yabancıarabaCizre'ye girdiğinde bunlar polis, asker ya da yabancı deniliyordu." dedi.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tanıkların dinlenmesinden sonra sanıkların savunmalarına geçildi. Atilla Kıyak'ın basında yer alan "Faili meçhuller, devlet politikası" olduğu yönündeki açıklamalarının kişisel görüşleri olduğunu belirten Temizöz, devletin böyle bir politikası olmadığının ortada olduğunu savundu. Devleti ayakta tutmak için hayatta kalma mücadelesi verdiklerini anlatan Temizöz, tanıkların iddiaları ile ilgili olarak "Bu şartlar altında birini çağırıp ifadesini nasıl alalım. Devletin, Genelkurmayın arşivlerinde Cizre'nin hangi hale getirildiği araştırılsın, mahkemenizce sorulsun, ortaya çıkar. Hayatta nasıl kalmaya çalıştık, o ortaya çıkacak." diye konuştu.
"KAYMAKAMLIK SALDIRIYA UĞRUYOR, DEVLET BİTMİŞ GİBİ"
Temizöz, "Nerede cayır cayır yanan ve roketlenmiş bir kaymakamlık binası var. Çatısında şehit polisi, memuru bekliyor. Devlet bitmiş gibi. Ben Cizre'ye kendimi verdim. Şimdi keşke diyorum. Çektiğim bu zulüm. Benim çocuğum yıllarca migren ağrısı ile yaşadı. Benimle kaldıkları kısa süre içinde roket saldırısına uğradık. Cizre için sosyal etkinlikler yapmaya çalıştığımı herkes biliyor. Cizresporun Şırnak'ta maçı vardı. Çocuğum hasta, onunla ilgilenirken Cizrespor yöneticeleri kapıma gelip doktor getirdiler. Çocuğu bize emanet et dediler. BTR ile önlerine düştüm, Şırnak'a maça götürüp getirdim. Ben Cizre halkını kendimi feda edecek kadar sevdim. Ama şimdi keşke diyorum. Ben vatandaşın canını, malını, ırzını korumak için yeminime sadık kaldım."
"DAĞDAKİLER, TERÖRİST DEDİKLERİMİZ, BU ÜLKENİN VATANDAŞI"
Dava aşamasında kemiklerden söz edildiğini anlatan Temizöz, kazılar yapıldığını ancak çıkan kemiklerin köpeklere ait olduğunun anlaşıldığını söyledi. Temizöz, "Kemiklerden söz edildi. Kazılar yapıldı ama, köpek kemikleri çıktı. Madem kemikler üzerinde bu kadar duruluyordu. Dağlardakiler de, terörist dediklerimiz de bu ülkenin vatandaşları değil mi? Şemdin Sakık'ın 'Şemdin Sakık'tan Mektuplar kitabında örgütün katliamları, infazları yazılıyor. Selim Çürükkaya'nın Apo'nun ayetlerinde ki infazlar bölümlerini incelesinler, hatta uluslararası komisyonları da çağırsınlar gidip kazılar yapsınlar. O zaman Diyarbakır Barosu da gidip o gruba dahil olur. Nasıl komplolar kuruldu, bunlar araştırılsın. Üzülerek söylüyorum devletin bazı kademeleri örgütün taktik ve yöntemlerini hala anlamış değil. PKK'yı kimse doğru dürüst bilmiyor ve anlamıyor.KCKşehir yapısı denilip duruluyor. Bunlar görünen şeyler." dedi.
"ATİLLA KIYAT PAŞA DÜZ MANTIKLA İFADE ETMİŞ"
Örgütün 2003 yılında 1 miyon dolara TAK'ı kurarak şehirlerde nasıl katliamlar yapıldığının ortada olduğunu anlatan Temizöz daha sonra şunları söyledi: "PKK şifreleri, PKK ne istiyor kitapları okunduğunda anlaşılır. Atilla Kıyat Paşa düz mantıkla ifade etmiş. Ben Cizre'de geceleri yoksullara nasıl erzak dağıttım anlatmadım. Kaymakamlar çok iyi bilir. Gündüz külahlı gece silahlı, sözü Cizre'de ise; milisler gecede gündüz de silahlıydı. Lice'nin Yaprak köyünde 5 Temmuz'da PKK'lılar o araçla gidip halı tezgahlarını yakıp propaganda yaptı. Öyle görünüyor ki Cizre yine teröre esir olmuştur. Şu andaki durumumuz Roma'da dövüşen köle gıladyatörlere benziyor. Kafes içindeyiz. Teşhir edildik. Bu şartlar imhaya dönüştü. Zamana yayılması, adalete olan inancımızı zedeliyor."
Eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ ise savunmasında, avukatların kendilerini kemiklerden sorumlu tutmasına tepki gösterdi. Atağ şunları söyledi: "Avukatlar bizi kemiklerden sorumlu tutuyor. Hatta birlikte yaşabilmemiz için kemiklerin nerede olduğunu gösterin diyor. Yoksa birlikte yaşayamayız. Ben Kürdüm Türkiye Cumhuriyetinin birinci sınıf vatandaşıyım. 1991 yılında Cizre'nin önde gelen aşiretlerinin toplantısında kimi aşiret lideri 'ben Gürcüyüm, Azeriyim, orta Asyalıyım derken ben o dönem dahi Kürt olduğumu söyledim. Ben hiçbir zaman halkımdan kopmadım, kopmam. Beni kemik sorumlusu olarak tutmaları bana hakarettir."
KIYAT TANIK OLARAK DİNLENSİN TALEBİ
Mağdur avukatları geçtiğimiz günlerde açıklamalarda bulunan Atilla Kıyat paşanın faili meçhullerin devletin politikası olduğu yönündeki açıklamalarının yer aldığı gazeteyi mahkemeye sundu. Avukatlar, Kıyat'ın açıklamalarında, faili meçhul cinayetlerin işlendiği yerin "Cizre", "Yüzbaşı"nın da o dönemin ilçe komutanı Cemal Temizözü işaret ettiğini belirtip bu davayı ilgilendiren beyanlarda bulunduğunu vurguladılar. Avukatlar, bu nedenle davaya Kıyat'ın tanık olarak dinlenmesini talep etti.
Kaynak: Sondakika