Baykal sessizliğini İzmir'de bozdu
ERGENEKON soruşturması kapsamında `adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs´ iddiasıyla hakkında inceleme ba...
ERGENEKON soruşturması kapsamında `adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs´ iddiasıyla hakkında inceleme başlatılan CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, İzmir Gazeteciler Cemiyeti´ni (İGC) ziyaretinde ``Türkiye´deki hukuk sürecini, siyasetini etkilediğini, adli görev yapan bazı mercilerin siyaseti yönlendirme amacıyla faaliyet gösterdiğini görüyoruz'' dedi. Baykal YAŞ kriziyle ilgili olarak da ``Sivil darbe sürecinin askeri operasyonla da tamamlanması olayıdır'' sözleriyle değerlendirdi.
CHP eski Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, İGC Başkanı Atilla Sertel´i makamında ziyaret etti. Ziyarete Baykal´la birlikte Ağrı Milletvekili Savcı Sayan, Anlara Milletvekili Yılmaz Ateş, CHP İzmir milletvekilleri Canan Arıtman, CHP eski İzmir il başkanları Ekrem Bulgun, Kemal Karataş, Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı, Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, CHP eski İzmir Milletvekili Türkan Miçooğulları ile çok sayıda partili katıldı.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı ve İGC Başkanı Atilla Sertel, Baykal´ın genel başkanlık döneminde verdiği sözü yerine getirerek, kendilerini ziyaret ettiğini söyledi.
CHP eski Genel Başkanı Baykal, basın mensuplarının sorusu üzerine Ergenekon soruşturması kapsamında `adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs´ iddiasıyla hakkında inceleme için ``Siyasi amaçla yönlendirilmiş hukuki süreçler karşısında da görevimi yaparım'' derken şöyle konuştu:
``Fezleke konusu aslında hukuki açıdan da anlaşılıyor ki yanlış bir konu. Bunun ortaya çıktığını görüyorum. Benim hukuka büyük saygım vardır. Yargı sürecini etkilemeyi ve yönlendirmeyi hiçbir zaman aklımdan geçirmem. Siyasi amaçla yönlendirilmiş hukuki süreçler karşısında da görevimi yaparım. İddianın ciddi tarafı yok. Saçma sapan bir iştir. Bir telefon konuşmasında ben bir hukukçu arkadaşımdan teknik bir konuyu aydınlatmasını istedim. Anayasa Mahkemesi´nin önündeki bir konuda esasla ve usule yönelik kararda gereken nisap arasında bir fark olup olmadığını hukukçu arkadaşıma sordum. Aldığım cevap beni tatmin etmedi. `Bunu incele soruştur´ diye ricada bulundum. Arkadaşımız da araştırdı ve `haklıymışsın Anayasa Mahkemesi´nin yürütmeyi durdurma kararı alırken de esasa yönelik karar alırken de yedi üyenin oyuna ihtiyaç var. Böyle olduğunu gördük´ dedi. Bu mahkemeye `şu kararı al bunu al´ demek anlamına gelmez. Ergenekon Davası´yla bir ilgisi yok. Ortaya atılan iddianın hukuki temeli yoktur. Başsavcının yaptığı açıklama da bu incelemenin hukuken geçerli olmadığını ortaya koymuştur. Bir telefon dinlemesiyle kim fısıldıyor kime fısıldılar neden fısıldıyor? Türkiye´deki hukuk sürecini siyasetini etkileme adli görev yapan bazı mercilerin siyaset yönlendirme amacıyla faaliyet gösterdiğini görüyoruz. Bir süredir CHP´yi ve beni bu tartışmaların içine çekme konusunda bir çabanın sergilendiğini sağır sultan bile duydu. Bunun bir yansımasıdır. Siyasi mücadele ne yazık ki böyle olayları önümüze getiriyor. Aslı astarı temeli yok. Saçma sapan bir iştir. Hukuki suçlamayı haklı kılacak bir yanı yoktur.''
CHP Antalya Milletvekili Baykal, basın mensuplarının sorusu üzerine Yüksek Askeri Şura´da yaşanan krizle ilgili olarak da şunları anlattı,
``YAŞÂ´ta ne olup olmadığını birlikte doğru saptayalım. Zaman zaman bir komutanın bir göreve gelip gelmemesiyle ilgili olarak silahlı kuvvetlerle siyasi otorite arasında tartışmalar yaşanabilir. Geçmişte de yaşanmıştır. Gerginlik yaşanabilir. Türkiye´de yaşanmakta olan olayın bu nitelikte bir olay olduğunu düşünmek çok yanıltıcıdır. Bambaşka bir nitelik taşıyor. Kişisel bir olay değil `şu komutanın bu göreve gelmesi' değil, kurumsal bir nitelik taşıyor. Silahlı kuvvetlerin tümüyle ilgili derin bir tartışmanın içinden geçiyoruz. Uzun bir süreden beri Türkiye´de kurumlar arasında TSK ile iktidar arasında yaşanan gerginliğin çatışmaya dönüştüğüne ileri bir noktaya ulaştığına tanık olmaktayız. Bugün geldiğimiz noktada konu, kişisel tartışma noktasını çok aşmıştır. TSK´nın temelleriyle ilgili ciddi bir çekişme kendisini ortaya koymuştur. Bilinmelidir ki TSK ile siyasi otoritenin çatışması, silahlı kuvvetlerden kaynaklanan geleceğe yönelik bir tehdit, tehlike bir darbe olasılığı söz konusu olduğu için ortaya çıkmış değildir. Bu çekişmenin temelinde `elbette müdahale edeceğiz, darbeyi önleyeceğiz, onun için bu müdahaleyi yapıyoruz´ demek geçerli değildir. Önümüzde bir darbe tehlikesi olduğu için onu bertaraf etmek üzere dayattığı bir çatışma değil. Silahlı kuvvetleri siyasi hegemonya alanının içine tümüyle sokmayı amaçlayan bir çalışma ile karşı karşıyayız. Darbe ihtimalini önlemek için değil o ihtimal ortadan kalktığı için ortaya çıkan bir çatışmadır. Bunun Türkiye´ye ağır bedeli vardır.''
TSK´nın moralinin ciddi şekilde sarsıldığını, hiyerarşik otoritenin tehlikeli bir biçimde sarsılmaya başladığını önesüren Deniz Baykal, ``Moral gider gelir ama hiyerarşik bütünlüğü ve birbirine olan güveni sarsılmaya başlarsa bunun çok ağır sonuçları olur. Balkan Savaşları´nda o çatışmanın, siyasetin ordu içine bu kadar derin sokulmasının sonucuyla acı sonuçlar vermiştir. Açık, resmi ilan edilmiş bir askeri darbe sözkonusu olmadan da ancak doğrudan bir askeri darbeyle ortaya çıkabilecek durumun ortaya çıkabileceğini görüyoruz. Türkiye´de bir sivil darbe sürecinin yıllardan beri yaşama aktarıldığı görülüyordu. Bu sivil darbe sürecinin askeri boyutu da bu son olaylarla yaşama geçirilmek isteniyor. Sivil darbe sürecinin askeri operasyonla da tamamlanması olayıdır. Bir günde gelinmedi bu noktaya. İyi niyetle böylesi daha demokrasinin icabıdır, sivilleşmenin gereğidir anlayışıyla başlayan süreç şimdi bu noktaya gelmiştir. Kara Kuvvetleri Komutanı orgeneralin bu şartlar altında oraya gelmesi gereken insanın önünün kesilmesi karşısında `ben bu göreve gelmeyi reddediyorum´ anlamında bir istifa vermiş olması uzun bir süredir görmeyi istediğimiz onurlu şerefli bir davranıştır. Türkiye´de herkesin baskı ve ödüllendirilerek kullanılamayacağı ortaya konmuştur. Bu böyle gitmez. Öte yandan milletin bu tablo karşısında takınacağı tavra bakacağız. Halkoylamasıyla milletimiz bu gidişe karşı tavrını ortaya koymalıdır'' dedi.
SİYASET İNSANİ İLİŞKİLERE KARIŞTIRILMASIN
Baykal, insani ilişkilere siyaset karıştırılmaması gerektiğini önenerek, şöyle konuştu:
``Özlemimi gidermek için geldim, siyasi bir temasım kesinlikle yok. Ziyaretin bir siyasal nitelik kazanmaması konusunda gereken dikkati ve duyarlılığı gösterdim. Ama İzmir´de hayat canlı, içinden geçtiğimiz dönem çok hareketli. Böyle bir dönede ister istemez siyasi açıklamalar yapmak zorunda kalıyoruz. Siyaset yapmak için burada değilim. Herkese tavsiyem siyaseti insani ilişkilere karıştırmasın.''
Toplantının sonunda Sertel, Baykal´a İzmir´e düşmana ilk kurşunu sıkan gazeteci Hasan Tahsin´in küçük heykelini ve bir dolma kalem hediye etti.
Â