Başbakan Erdoğan Aydın'da

Aydın'da tamamlanan 20 tesisin açılışını yapacak olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlığa ait helikopterle Aydın'a geldi.

Başbakan Erdoğan Aydın'da
Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan Aydın ve çevresindeki ilçe ve beldelerin 2050 yılına kadar içme suyu ihtiyacını karşılayacak olan İkizdere Barajı ve Adnan Menderes Kent Ormanı'nın da aralarında bulunduğu 20 tesisin açılışını yapacak olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlığa ait helikopterle Aydın Adnan Menderes Stadı'na iniş yaptı.
Başbakan Erdoğan; stadyumda Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş, AK Parti Aydın Milletvekilleri Mehmet Erdem ve Atilla Koç, Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, ADÜ Rektörü Prof. Dr. Şükrü Boylu, DSİ 21. Bölge Müdürü Halil İbrahim Aktemur, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri tarafından karşıladı.
Başbakan Erdoğan tesis açılışlarından önce partisince düzenlenen referandum mitinginde yaptığı konuşmada, "Açılışını yaptığımız muhteşem eserlerin Aydın'a ve Türkiye'ye hayırlı olmasını diliyorum. Aydın bize demokrasi şehidi Adnan Menderes'in emaneti. 7,5 yıl boyunca sizlerin emanetini taşıyoruz demokrasiye 'evet' diyoruz, özgürlüklere 'evet' diyoruz. Güçlü Türkiye'ye evet diyoruz.Yeniden büyük Türkiye'ye 'evet' diyoruz. Yeter söz milletindir diyoruz" dedi.
Başbakan Erdoğan, "Şimdi el ele vererek Adnan Menderes ve ülkemizi barış ve demokrasiye götüreceğiz. 12 Eylül Menderes'in vasiyetinin yerine getirileceği tarihtir. 12 Eylül statükocu milleti hor gören zihniyetin son bulacağı gündür" diyerek toplanan kalabalığa, "12 Eylül'de Aydın Menderes'in vasiyetini yerine getirecek misiniz? O ve onun arkadaşlarının ruhunu şad edece kimsiniz" diye sordu.
Erdoğan, "Demokrasiye, özgürlüklere, milli iradeye evet diyeceğiz. Bir daha 27 Mayıslar ve 12 Eylüllerin yaşanmaması için evet diyeceğiz. Sevdamız millet kararımız evet ve oyumuz evet olacak" diye devam etti.
Başbakan Erdoğan, "27 Mayıs 1960 öncesinde hükümeti yıpratmak ve ülkeyi kaosa sürüklemek isteyenlere Menderes, 'Kurduğunuz oyun bozulacak. Her türlü hileyi ve desiseyi yapıyorsunuz' dedi. İşte o karanlık oyunlar milli iradeyi ortan kaldırmak için oynanıyor. Her türlü desise oynanıyor. Bugün de tıpkı 27 Mayıs öncesinde olduğu gibi aynı sinsi oyunlar oynanıyor. Nasıl ki Demokrat Parti sivil diktatörlükle suçladılarsa şimdi de aynı suçlamayı AK Parti'ye yaparak milli iradeye engel olmak istiyorlar. Şimdi de
hükümeti zayıflatmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Şehirlerde huzuru bozan ve ülkeyi kaos ortamına sürüklemek isteyenler şimdi de sahnede. O zaman da ülkeyi kaosa sürüklemekten çekinmeyip kardeş katliamına göz yumanlar şimdi de AK Parti'yi suçlamak için şuurlarını yitirmiş durumda. Yüce Divan'dan korkmuyoruz. Biz bu yola başımızı koyduk. Vatan dedik millet dedik bu yola çıktık. Demokrasi dedik bu yola öyle çıktık. Ruhumuzu ve bedenimizi bu yola adadık. Millet bize güvendiği için yetki verdi. Bu kutsal
emanete asla ve asla gölge düşürmeyeceğiz. Sadece ve sadece milletin seçimiyle başına gelecek ve sadece ve sadece milletin iradesiyle emaneti teslim edeceğiz. Bu ülke artık kendini hukuktan üstün görenlerle değil hukukun üstünlüğü hakim olacak. Kim hangi partiye oy vermiş olursa olsun, gelecek seçimde hangi partiye atacak olursa olsun 12 Eylül'de partileri değil, kendinize ve kendi geleceğinize oy verin. Bu anayasa değişikliği bir partinin veya kişinin istediği değildir. Bu milletin projesidir. Ya korku
anayasası diyeceğiz ya milletin anayasası diyeceğiz. Milletin anayasasına evet mi ben normal bir seçim mitingi yapmıyorum. Onların attıkları kuru iftiralara cevap vermiyorum. Muhalefet partilerinin bu anayasa değilşikliği maddeleri üzerinde konuştuğunu duydunuz mu. Milletimiz vicdanının sesini dinleyerek 'evet' diyecek diyor diye korkuyorlar. Hiçbir zaman bir araya gelemeyecek olanlar enterasan bir şekişlde bir araya geldi. Biz neye evet diyeceğinizi açıklıyoruz. Demokrasiye 'evet'ten başka bir şey
denilebilir mi, özgürlüklere denilebilir mi, bir daha 12 Eylüller ve 27 Mayıslar olmaması için 'Evet' diyoruz. Halk oylamasını şahsi çıkarlara ve siyesi rantlarına alet etmek istiyorlar. Vereceğiz her 'evet' oyu Ak Parti'ye veya başka bir patiye değil kendinize ve millete. Çocuklarımız ve geleceğimiz için evet diyeceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) başöstülü kızlarımız için 411 oyla değişiklik yaptı. Bunun hazırlanmasına 'evet' diyenler şimdi hayır diyor. Şimdi çıkan anamuhalefetin lideri hayır
diyin diyor. 411 oyla çıkan bu değişikliği kim anayasa mahkemesine götürdü. Bu oyların arasında MHP'nin oyları yok muydu. Dürüst ol, dürüst. Böyle demokrasi, böyle adelet ve böyle hukuk olur mu. 367 saçmalığını ortaya atanlar şimdi yine ortada. Siz cumhurbaşkanı seçemezsiniz dediler. Özal ve Demirel öyle seçildi. Şimdi ne oldu. Biz de öyle olmazsa millet seçsin dedik.
Başbakan Erdoğan, "Danıştay 1990'lı yıllarda Türk Telekom'un özellştirmesine izin vermediği için Türkiye 25 milyar dolar zarar etti. Bu bedeli aziz milletimize ödettiler" diyerek sözlerine şöyle devam etti:
"Ülkemiz zaman zaman ağır bedeller ödedi. Bazı davalarda Danıştay'da 30 ay dönüştürdü. Milletim hep zarar ödedi. Aynı Danıştay, Sağlık Bakanlığı'nın Tam Gün Yasas'ını sudan bir bahaneyle 24 saatte onayladı. Vatandaşın zarar göreceğini 24 saatte onaylamadı, yararlı olanı 30 ay beklettiler. Böyle demokrasi olur mu. 12 Eylül'de tüm bunlara evet diyeceğiz. Avrupa'daki Anayasa Mahkemeleri nasıl ise, gelişmiş demokrasilerde anayasa mahkemeleri nasılsa, hukuk üstün olduğunda nasılsa bizde de o olacak. Hukuk
artık hiç kimsenin arka bahçesi olmayacak olmayacak. Kendisini garanti altına almışlar kendisini millet iredesinin üzerinde göremeyecek. Demokrasi ve hukukun üstündeki kapalı sis de artık olamayacak. Buraya geldi mi bilmiyorum ama yarın buraya gelince incir toplarsa hiç şaşırmayın. Anayasa değişilkliği paketi içinde çerez arayanlar milletmize, çocuklarımıza, şehitlerimize, gazilerimize, dul ve yetimlerimize, yaşlılar, ve özürlülerimize getirilen hakları görmüyorlar. Çocuklarınmızın her türlü istismarı
karşısında korunmalarını anayasayla koruma altına alıyoruz. Çocukarımız, şehitlerimiz, gazilerimiz ve onların emanetleri, yaşlılarımız ve özürlülerimiz halarına evet diyeceğiz.
Fişlemeye son vereceğiz. Vatandaşın özel, aile ve kendi kişisel verileri korma altına alınıyor. Kişi kendi hakkında oluşturulan verileri istediği gibi ulaşbilecek ve düzelmesini talep edebilecek. Bundan zonra kimsenin hayatı karartılamayacak, kimsenin geleceği ile oynanamayacak. 12 Eylül'de itibaren toplu sözleşme olacak. Artık toplu görüşme yok. Memuşlar emeklilere toplu sözleşme hakkına evet diyeceğiz. Sendikalar güçleniyor. Ekonomk soyal konsey güçleniyor. Memur, işçi, emek ekonomik politilarında söz
sahibi olacak. Kamu denetçiliği getiriyoruz. 12 Eylül'de Avrupa standartlarında bir sosyal ve ekonomik yaşam getirmeye evet diyeceğiz. 12 Eylül'de elinizi vicdanıza koyun. Kendiniz, geleceğiniz ve çocuklarınız istikbalini düşünerek oy verin."
(İK-MB-GY-CMH-Y)