Gümüşhane-bayburt Bölge Barosu Yönetim Kurulu Referandum Kararını Açıkladı
Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu Başkanı Avukat Ali Haydar Dereli, baro üyesi avukatlarla birlikte yaptığı basın toplantısında, 12 Eylül'de yapılacak referandumda "Evet" oyu verilmesinin milletin menfaatine olduğunu söyledi
Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu Başkanı Avukat Ali Haydar Dereli, baro üyesi avukatlarla birlikte yaptığı basın toplantısında, 12 Eylül'de yapılacak referandumda "Evet" oyu verilmesinin milletin menfaatine olduğunu söyledi.
Baro başkanlığında yaptığı açıklamada, hukuki bir konu olan anayasa değişikliği referandumunun, adeta bir seçim havasına dönüşmesinin halkın maddeler yerine partileri tartışmasına sebep olduğunu belirten Dereli, bu nedenle de anayasa değişikliği paketinin içeriğinin yeterince incelenemediğini savundu. Anayasa değişikliği paketinde değiştirilen maddelerle ilgili bilgiler de aktaran Dereli, Anayasa değişiklik paketinin eksiklerine rağmen çok önemli yenilikler getirdiğini belirterek, bu nedenle Anayasa değişikliğine ilişkin referandumda 'evet' denilmesinin milletin yararına uygun olacağı kanaatini taşıdıklarını söyledi.
Siyasi partilerin seçim mitingleri yerine, konu ile ilgili uzman hukukçuları getirerek, seminerlerle halkı aydınlatmasının daha yerinde olacağı görüşünü bildiren Dereli, "Milletin oyu ile seçilmiş her meclisin ve her iktidarın anayasa değişikliği yapmak yetki vardır. Değişen dünyada, meydana gelen gelişmeler karşısında darbe anayasasının değişmesi normaldir. Nitekim 1982 Anayasa'sı daha önce 16 kez değişmiştir. Daha fazla bir destekle ve toplumsal mutabakatla çıkması güzel olurdu. Referandum halkın değişikliğe bakışını ortaya koyacaktır. Yapılmak istenen bu değişiklikte, daha önceki değişiklikler gibi kısmi olup, ne yazık ki yeterli değildir. Anayasa'nın değişmesi ve çağa uyması gereken daha çok maddesi mevcuttur. Yapılmak istenen değişikliği incelerken, halkımızın değişikliği kimin yaptığına değil, yapılmak istenen değişikliğin doğru olup olmadığına bakması gerekir" dedi.
Anayasa Mahkemesi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun üye sayılarının değişmesinin kendileri açısından en önemli değişiklik olduğunun altını çizen Dereli, "Anayasa Mahkemesi daha önce tek düze ve toplum dışındaki kişilerden, toplumdan soyutlanmış kişilerden oluşuyordu. Ve halkın düşüncelerini yansıtmadığı kanaati hakimdi. Şimdi yapılan değişiklikle barolardan temsilciler gidecektir, Sayıştay'dan Anayasa Mahkemesine temsilci gelecektir. Ve bu temsilcilerin seçimi de daha demokratik daha modern hukuka uygun hale gelmiştir. Dolayısı ile özellikle de barolardan temsilcilerin gelmesi, savunmanın burada temsili açısından çok önemli bir değişikliktir. Bunu önemsiyoruz" şeklinde konuştu.
Açıklamasında HYSK'nın adının "Adalet Kurulu" olması gerektiğini düşündüklerini ifade eden Dereli, "Burada da yine bir avukatın, savunmanın temsilcisinin olması çok önemli. Bunun yanında hukuk devletini öğretim görevlilerinin olması çok önemli. Çünkü HSYK'da adaleti sağlayan savunmanın olmaması bir eksikliktir. Yapılan değişiklikle bu gelmiş olacaktır. Özellikle HSYK'daki seçimlerin toplumun her bölgesindeki hakimlerin katılımı ile olması ve birinci sınıf hakimlerin oylarıyla yüksek kurulun seçilmesi de çok önemli ve yerinde bir değişikliktir" ifadelerini kullandı.
Geçici 15. Madde ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Dereli, 12 Eylül darbesini yapanların yargılanmasını engelleyen maddenin günümüz şartlarında Anayasa'da kalmasını bir ayıp olarak nitelendirerek, "Keşke bunu kaldırırken daha önce buna karşı yolu kapalı olduğu için zaman aşımının işlemeyeceğine ilişkin bir hukuk getirilseydi iyi olurdu. Çünkü bundan sonra yapılacak başvurularda zaman aşımı kuralı karşımıza çıkacaktır" diye konuştu.
Baro başkanlığında yaptığı açıklamada, hukuki bir konu olan anayasa değişikliği referandumunun, adeta bir seçim havasına dönüşmesinin halkın maddeler yerine partileri tartışmasına sebep olduğunu belirten Dereli, bu nedenle de anayasa değişikliği paketinin içeriğinin yeterince incelenemediğini savundu. Anayasa değişikliği paketinde değiştirilen maddelerle ilgili bilgiler de aktaran Dereli, Anayasa değişiklik paketinin eksiklerine rağmen çok önemli yenilikler getirdiğini belirterek, bu nedenle Anayasa değişikliğine ilişkin referandumda 'evet' denilmesinin milletin yararına uygun olacağı kanaatini taşıdıklarını söyledi.
Siyasi partilerin seçim mitingleri yerine, konu ile ilgili uzman hukukçuları getirerek, seminerlerle halkı aydınlatmasının daha yerinde olacağı görüşünü bildiren Dereli, "Milletin oyu ile seçilmiş her meclisin ve her iktidarın anayasa değişikliği yapmak yetki vardır. Değişen dünyada, meydana gelen gelişmeler karşısında darbe anayasasının değişmesi normaldir. Nitekim 1982 Anayasa'sı daha önce 16 kez değişmiştir. Daha fazla bir destekle ve toplumsal mutabakatla çıkması güzel olurdu. Referandum halkın değişikliğe bakışını ortaya koyacaktır. Yapılmak istenen bu değişiklikte, daha önceki değişiklikler gibi kısmi olup, ne yazık ki yeterli değildir. Anayasa'nın değişmesi ve çağa uyması gereken daha çok maddesi mevcuttur. Yapılmak istenen değişikliği incelerken, halkımızın değişikliği kimin yaptığına değil, yapılmak istenen değişikliğin doğru olup olmadığına bakması gerekir" dedi.
Anayasa Mahkemesi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun üye sayılarının değişmesinin kendileri açısından en önemli değişiklik olduğunun altını çizen Dereli, "Anayasa Mahkemesi daha önce tek düze ve toplum dışındaki kişilerden, toplumdan soyutlanmış kişilerden oluşuyordu. Ve halkın düşüncelerini yansıtmadığı kanaati hakimdi. Şimdi yapılan değişiklikle barolardan temsilciler gidecektir, Sayıştay'dan Anayasa Mahkemesine temsilci gelecektir. Ve bu temsilcilerin seçimi de daha demokratik daha modern hukuka uygun hale gelmiştir. Dolayısı ile özellikle de barolardan temsilcilerin gelmesi, savunmanın burada temsili açısından çok önemli bir değişikliktir. Bunu önemsiyoruz" şeklinde konuştu.
Açıklamasında HYSK'nın adının "Adalet Kurulu" olması gerektiğini düşündüklerini ifade eden Dereli, "Burada da yine bir avukatın, savunmanın temsilcisinin olması çok önemli. Bunun yanında hukuk devletini öğretim görevlilerinin olması çok önemli. Çünkü HSYK'da adaleti sağlayan savunmanın olmaması bir eksikliktir. Yapılan değişiklikle bu gelmiş olacaktır. Özellikle HSYK'daki seçimlerin toplumun her bölgesindeki hakimlerin katılımı ile olması ve birinci sınıf hakimlerin oylarıyla yüksek kurulun seçilmesi de çok önemli ve yerinde bir değişikliktir" ifadelerini kullandı.
Geçici 15. Madde ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Dereli, 12 Eylül darbesini yapanların yargılanmasını engelleyen maddenin günümüz şartlarında Anayasa'da kalmasını bir ayıp olarak nitelendirerek, "Keşke bunu kaldırırken daha önce buna karşı yolu kapalı olduğu için zaman aşımının işlemeyeceğine ilişkin bir hukuk getirilseydi iyi olurdu. Çünkü bundan sonra yapılacak başvurularda zaman aşımı kuralı karşımıza çıkacaktır" diye konuştu.