İlker Başbuğ'a madalya verilmedi

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, dün düzenlenen törenle görevi Orgeneral Işık Koşaner’e devretti. Ancak 12 yıldır uygulanan bir teamül bozuldu ve 30 Ağustos itibariyle emekli olacak Başbuğ’a Devlet Şeref Madalyası takılmadı.

28 Şubat döneminin Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'dan bu yana, emekliye ayrılan tüm Genelkurmay başkanlarına görevlerinin sonunda Devlet Şeref Madalyası verildi. Karadayı'dan sonra gelen genelkurmay başkanları Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hilmi Özkök ve Yaşar Büyükanıt, görevlerinin sonunda bu madalyayla ödüllendirildi.
Ancak görevini dün Koşaner'e devreden Başbuğ'a “Devlet Şeref Madalyası” verilmesi kararı dünkü Resmi Gazete'de yayımlanmadı. Son yılların en kritik ve en krizli Yüksek Askeri Şûra toplantılarında bulunan Başbuğ'a “Devlet Şeref Madalyası” verilmemesiyle, 12 yıllık bir gelenek de bozulmuş oldu.
Hükümetin, YAŞ toplantıları sırasındaki spekülasyonların önüne geçmek ve 12 yıldır uygulanan geleneği bozmamak için Başbuğ'a da madalya verilmesini kararlaştırdığı, konuyla ilgili Bakanlar Kurulu kararnamesinin yazımına başlandığı, kararnamenin Bakanlar Kurulu'nun imzasının ardından Cumhurbaşkanı ABDullah Gül'e sunulacağı iddia edilmişti. Ancak dün yayınlanan Resmi Gazete'de böyle bir kararname yer almazken, devir - teslim töreninin yapıldığı saatlerde de gazetenin mükerrer sayısı yayınlanmadı.
Madalya verilmesine ilişkin kararın, devir - teslim töreninden önce yayımlanacağına ilişkin yazılı bir hüküm bulunmuyor. Ancak Özkök için hazırlanan kararname törenden 11 gün önce, Büyükanıt için hazırlanan kararname de devir - teslim töreninin olduğu gün Resmi Gazete'de yayınlanmıştı.

Sezer'e de verilmemişti
Devletin en prestijli ödülü sayılan “Devlet Şeref Madalyası” verilmesi için, Madalya ve Nişanlar Kanunu'na göre Bakanlar Kurulu kararı veriliyor. Cumhurbaşkanı'nın onayından sonra bu karar Resmi Gazete'de Bakanlar Kurulu kararı olarak yayımlanıyor.
Daha önce 4 eski genelkurmay başkanının yanı sıra 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e de verilen bu madalya, 2007'de görev süresi biten 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e de verilmemişti. Büyükanıt'a verilen madalya ve kendisine tahsis edilen Audi A8 marka zırhlı araç da, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun özellikle son dönemde en çok eleştirdiği konulardan biri olmuştu.

Göz yaşlarına hâkim olamadı
Başbuğ, konuşması sırasında duygu yüklü anlar da yaşadı. Başbuğ, “Özellikle iki yıllık Genelkurmay Başkanlığı döneminin tüm zor anlarında, daima yanımda durarak büyük desteğim olan ve her zaman ülkesini her şeyin üstünde tutam eşime ve benim çocuklarım olduğu için kendileriyle daima gurur duyduğum kızım ve oğluma huzurlarınızda teşekkür ediyorum” dediği sırada gözyaşlarına hakim olamadı. Bu sözler üzerine bütün salon ayağa kalkarak, Başbuğ'u uzun süre alkışladı.

Başbuğ'dan madalya yanıtı
Or. İlker Başbuğ, devletin terörist Abdullah Öcalan ile görüşme iddiasıyla ilgili olarak, “Onu ilgili, yetkili makamlara sorun” dedi. Devir teslim töreninin ardından verilen resepsiyonda sorularını yanıtlayan Başbuğ, bir gazetecinin, önceki devir teslim törenlerinde Genelkurmay Başkanlarına Devlet Şeref Madalyası verildiğini ancak kendisine verilmediğini belirtmesi ve bu konudaki görüşünü sorması üzerine de “Beni hiç ilgilendiren bir konu değil şu anda” dedi.

Yabancılara da veriliyor
Devlet Şeref Madalyası'na layık görülen yabancı devlet adamları ise şöyle sıralanıyor: Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, Bosna - Hersek Cumhurbaşkanı Alia İzzetbegoviç, Mısır Cumhur-başkanı Hüsnü Mübarek, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman, Gürcistan Cumhurbaşkanı Eduard Şevardnadze, ABD Başkanı Bill Clinton ve Suudi Arabistan Kralı Abdullah.

Genelkurmay Karargâhı'ndaki törende Org. Başbuğ Genelkurmay Başkanlığı görevini Org. Koşaner'e devretti.

DEVİR TESLİMDE ÖNEMLİ MESAJLAR
Başbuğ: Yaşananlar hiç tesadüf değil
Genelkurmay Başkanlığı görevini dün Orgeneral Işık Koşaner'e devreden Orgeneral İlker Başbuğ konuşmasında, şu mesajları verdi:
ZAMAN HERŞEYİ AÇIĞA ÇIKARIR: Zor bir dönemde Genelkurmay Başkanlığı görevini yürüttüğüm doğrudur. Bu zor dönemin bir tesadüf olduğunu düşünmüyorum. Eğer Ocak 2008'de birileri ‘Bazılarına göre 2008 yılının Şura'dan sonraki ilk altı ay hazırlık evresi, 2009 yılından ilk çeyreğinden sonraki en uygun takvimde eylem zamanı' diye yazabiliyor ve siz de 2009 yılının ikinci yarısından sonra, gittikçe ARTan sorunlarla karşılaşıyorsanız, bu durum ve yaşananlar tesadüf değildir. Zaman her şeyi açığa çıkarır.
PSİKOLOJİK HAREKAT: TSK'ya karşı asimetrik psikolojik harekatı yürütenlerin elinde üstün bir medya gücü bulunmaktadır.
RAHATSIZ EDİYOR: TSK, demokrasi rejimine bağlıdır. Hal böyleyken, geçmişte yaşananları sık sık gündeme getirmenin, toplumu huzursuz ve TSK personelini rahatsız ettiğini düşünmekteyiz.
TSK'NIN VEREMEYECEĞİ HESAP YOKTUR: İç güvenlik harekatının icrasında ortaya atılan iddialara ilişkin TSK'nın veremeyeceği hiçbir hesap yoktur. Düşündürücü olan ordusundan önce, art niyetli haber ve kişilere inanmayı tercih eden insanların Türkiye'de varoluşudur.
PİŞMAN DEĞİLİM: Geriye dönüp baktığımda kendi kararlarımla ilgili pişmanlığı olmayan bir hayat sürdüğümü görüyorum. Koşullar içinde yapabileceklerin hepsini yaptığıma silah arkadaşlarım şahittir.
ANKARA Milliyet


Koşaner'den ‘teröre destek' olmayın uyarısı
Genelkurmay Başkanlığı görevini teslim alan Org. Işık Koşaner, konuşmasında BDP'nin “demokratik özerklik talebini kastederek, “İkinci bir idari yapılanma tesis etme girişimlerine karşı önlemlerin süratle alınması, Irak hükümeti ve bölgesel yönetimin PKK'ya karşı etkin tedbirler almasının bir an önce sağlanması, Avrupa ülkelerince PKK'ya sağlanan desteğin önlenmesi ve TSK'nın Kuzey Irak'a operasyon yapma yetkisinin devam ettirilmesi önem arz etmektedir” dedi.
Yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Koşaner, konuşmasında özetle şu mesajları verdi:
AMAÇ YIPRATMAK: Türk Silahlı Kuvvetlerine ve personeline yöneltilen çoğu doğruluğu ispatlanamamış iddialar, belli merkezlerce kamuoyuna birer gerçekmiş gibi sunulmakta ve bunda da başarılı olunduğu görülmektedir.
YARGIDA SIKINTI VAR: Adli yargının, yargılarında bazı sıkıntılar olduğu görülmektedir. Adli yargının, askeri adli makamlarla işbirliği içerisinde olma uygulaması geliştirildiği takdirde, kamu vicdanını tatmin eden sonuçlara ulaşılacağından şüphe yoktur.
Hukuka saygılı olması gereken kurum sadece TSK değildir.
TSK'NIN DEĞİŞTİRİLMESİ: Belli düşüncelerin sesi olarak, TSK'nın yapısının ve temel değerlerinin hedef alınarak, bunların 'değişim' bahanesiyle 'değiştirilmeye' çalışılması ziyadesi ile endişe vericidir.
ANKARA Milliyet