Jeoloji Mühendisleri Odası: Stratejik deprem planı hazırlanmalı, afet müsteşarlığı kurulmalı
Türkiye'yi 17 Ağustos 1999'da yasa boğan Marmara Depremi'nin 11. yılında Jeoloji Mühendisleri Odası, Deprem ve Deprem Yönetimi Raporu'nu yayınladı. 'S
Türkiye'nin yerleşim yerlerinden sanayi ve barajlarına kadar fay hattı üzerinde durduğunu kaydeden Çağlan, "Ancak Türkiye, afet tehlikeleri açısından hassas bir coğrafyada bulunmasına rağmen, yara sarma yerine en temel görev olması gereken doğa olaylarının afete dönüşmesini engelleyen afet tehlikelerinin önlenmesi ve afet risklerinin azaltılması konusunda yeterli hazırlıkları içeren ulusal bir afet politikası ve stratejisinin oluşturulduğunu söylemek mümkün değildir." ifadelerini kullandı. Çağlan, 17 Ağustos Marmara, 12 Kasım Düzce ve son olarak 6 ay önce Elazığ'da meydana gelen depremlerin sadece jeolojik bir fayı değil, ekonomik, sosyal ve siyasal hayatı parçalayan fayları da ortaya çıkardığını söyledi. Türkiye için 'yüzyılın felaketi' olarak adlandırılan depremin yol açtığı sonuçların bir sistem sorunu haline geldiğini savunan Çağlan, 11 yıl sonunda gelinen noktaları özetledi. Çağlan, oda yönetimi adına yaptığı açıklamada Elazığ, Bingöl, Yalova ve Erzincan'da yaşanan depremde toplumun ve belli kesimlerin yorumladığı" deprem öldürmez, binalar öldürür' açıklamasına "İnsanları asıl öldüren az gelişmişliktir, bizi saran sosyo-ekonomik koşullardır." şeklinde cevap verdi. 1999 depremlerinden sonra ortaya çıkan DASK ve Yapı Sistemi'ni de eleştiren Çağlan, "Bu sistem ile afet ve imar hizmetleri ticarileştirilmekte, böylesine önemli bir konu piyasaların ve özel işletmelerin kontrolüne terk edilmektedir. Halk, müşteri konumuna dönüştürülmekte, sosyal devletin kamusal hizmet anlayışları terk edilmektedir." açıklamasında bulundu. Afete yönelik yatırımlara ağırlık verilmesine dikkat çeken Çağlan, "Afete yönelik yatırımlar da tıpkı eğitim, sağlık, ulaştırma gibi kamu hizmetinin bir parçası olarak görülmektedir." dedi.