Meydanlarda üslup sertleşti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Eylül referandum mitingleri kapsamında Rize'de halka seslendi.

Meydanlarda üslup sertleşti

Baba ocağı Rize'de konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na Bay Kemal diyerek seslendi. Erdoğan Kılıçdaroğlu'nu ve eski Genel Başkanı Baykal'ı din istismarcılığıyla suçladı.

Başbakan Erdoğan, Rize mitinginde şunları söyledi;

Bizler sizin emanetinizi, Rize'nin emanetini yere düşürmedik, düşürmeyeceğiz. Rize'nin ekmeğini yedik, suyunu içtik, havasını soluduk, Rize cömerttir, ağırbaşlıdır. Hep birlikte hep beraber evet mi? Rize dostuna dosttur.

Rize gerektiğinde fırtına deresi gibi gürlemeyi de bilir. 7,5 Yıldır milletin emanetini bu anlayışla koruyoruz. Emanete uzanan ellere 7,5 yıldır dur diyoruz. Rize'den aldığımız terbiye ile çetelere, hırsızlara, rantçılara, milletin hazinesine gözünü dikmiş soygunculara göz yummuyor onlara asla ve asla eyvallah demiyoruz. Biz büyük düşünüyoruz. Biz 81 vilayet için büyük düşünüyoruz.

Çocuklar öldürülmesin dedik. Uluslararası sistem dediler, eksen kayması dediler. Türkiye Gazze konusunda sussun dediler, Türkiye İran meselesine karışmasın dediler, Türkiye gündem belirlemesin dediler. Hayır dedik. Türkiye bundan böyle gündemi belirlenen olmayacak, gündem belirleyen bir ülke olacak dedik. Böyle alışmışlardı. Bizim gündemimizi başkaları belirliyordu. Artık bu devran değişti.

Batının etkili gazetelerinden Financial Times ne diyor 'Batının hayal ettiği Türkiye hep kendilerine borçlu olan ve Batı masasında verilecek olan sandalyaye minnettar bir Türkiye idi. Şimdi Türkiye kendini aştı. Türkiye mi Avrupa'ya muhtaç yoksa Avrupa mı Türkiye'ye muhtaç!

YOLSUZLUKLARA İZİN VERMEDİK

Türkiye artık takip eden değil, takip edilen bir ülke olmak istiyor. Moğolistan'da Türkler'den kalma eserler artık mahsur değil. Gittik, 46 kilometrelik yolu yaptık. Saraybosna'daki Osmanlı Camileri mahzun değil. Kudüsteki şehitlikler kimsesiz değil. Bunu siz başardınız. Bunu Türkiye'nin halkı milleti başardı. Türkiye'yi buralara taşıdınız. Desteğinizle Türkiye'yi bu seviyelere taşıdınız. İnancınızla, güveninizle Türkiye'yi bu noktaya taşıdınız. Özgürlüklere evet mi? İleri demokrasiye evet mi? Milli iradenin güçlenmesine evet mi? Üstünlerin hukukuna değil, hukukun üstünlüğüne evet mi? Hesap sormaya bu anayasa değişikliğine 12 Eylül'de evet mi?

Rize kararını verdi. İnşallah Türkiye ortalamasının çok daha üzerinde olmaya EVET mi? Türkiye'yi büyütme, kalkındırma mücadelemizi her safhasında karşımıza engeller çıktı.

Maske ile dolaşılan bir İstanbul vardı ama tertemiz hava ile bir İstanbul bıraktım. İstanbullu hemşerilerim ellerini kaldırsın, banyolarımızı biliyorsunuz bidonlar ile dolduruyorduk. Günlerce su bulamıyorduk. O zamanlar biliyorsunuz su satılan yerler açılmıştı İstanbul'da şimdi onlardan eser yok. Şimdi suyumuz bol Elhamdulillah! Haliç kokudan geçilmiyordu. Haliçi tertemiz hale getirdik, içinde balıklar var. Haliç'in kıyılarında dünyaca meşhur kongre merkezini inşaa ettik. Sen hangi yüzle bizi yolsuzlukla itham ediyorsun. Biz bunları nelerle yaptık, hangi imkanlarla yaptık. Bizim iktidarımız sütü bozuklar iktidarı değildi. Yolsuzluklara izin vermedik.

İSTİSMAR NE DEMEK BİLİYOR MUSUN?

Şimdi CHP'nin genel başkanı çıkmış başörtü meselesini ben hallederim diyor. Bunlar her şeyi yapar. Yakında bunlar çok daha ileri gidebilir. Geliyor diyor ki din istismarı yapma bana diyor bunu. Bay Kemal istismar neye denir biliyor musun? İnanmadığın halde, yaşamadığın halde birilerini aldatmak için yapıyorsan buna istismar denir. Ama senin normal yaşamın buysa buna istismar demeye senin calibren yetmez. Fakat istismar dahi olsa senin bu yaşamın içerisinde olmanı ben takdir ederim, halkımda takdir eder. Senden önceki genel başkanınla gittiniz benim çarşaflı kardeşlerime rozet taktınız sonra da o insanları tekme tokat otobüslerden attınız. Aynı şeyi Mersin'de teşkilatınızın mensupları yaptı samimi değildiniz. Aynı şeyi de parlamentoda yaptınız. 411 ile geçti bunu AYM'ye kim götürdü CHP götürdü. Senin de bunun altında imzan yok muydu Bay Kemal!

Bizim Rize'de dedelerimizin güzel bir sözü var. 100 sene ilerisini düşüneceğiz bir de gerisini düşüneceğiz. Geleceğe bakacağız, geleceği düşüneceğiz ama geçmişle irtibatımızı da kopartmayacağız. Biz kökü mazi de olan geleceğiz. Rahmetli babası bugün hayatta olsa (Var olduğu iddia olunan) Ergenekon Terör Örgütü'ne avukatlık yapan oğluna ne derdi? O muhterem babası TC Başbakanına kalpazan diyecek kadar düşen oğluna edebine, eline diline sahip ol demez miydi?

Bay Kemal'in merhum babası evladım CHP'ye Genel Başkan olmuşsun amma.... Sen sürekli benim maaşımı söylüyorsun. Sen memur emeklilisin, ben işçi emeklisiyim. Aynı maaşı alıyoruz. Benim başbakan olmam sebebi ile aldığım artı para 280 TL. Başbakanlık makamı sebebi ile aldığım para 280 TL. Bunu gizlememe gerek yok burada benim bir sıkıntım yok. Benim abdestimden şüphem yok ki namazından şüphem olsun. Bunu iki de bir anlatıyor. İstanbul'da belediye başkan adayı oldu, dediler ki Bay Kemal ayağına yırtık ayakkabı giyersen daha çok oy alırsın. Bunlar 30-40-50 Yıl öncesinin politikalarıydı. Benim halkım bunları yutmuyor. Bana ne kazandırdın diyecek. İşte biz buyuz. Şu anda artık kasaba görünümde bir Rize var mı? Üniversite hastanesi bir tarafta burası bir tarafta önünde modern otoparkı ile inşallah bu tür toprakları da bunun üzerinde yapacağız. Hastaneleri ile kültür sarayı ile bütün bunlar ile beraber değişen bir Rize var! Şehir stadı ile değişen bir Rize var.

Tek partili dönemde CHP'nin İl Başkanları aynı zamanda o ilin valisiydi. Bunlarda demokrasi yok. Bunlar yeni yeni demokrasiyi öğreniyor. Bunlar hala o dönemde yaşıyorlar.

İnşallah 12 Eylül'de Türkiye kendisine yakışan büyüklüğe artık geleceğe daha güvenle bakacak. Bu bir millet projesidir. 12 Eylül'de partilere değil kendi geleceğimize oy vereceğiz. MHP'ye götürmeyi teklif ettiğimizde ancak kahve içmeye geliriz dediler. Anayasa değişikliğine neden hayır dediklerini bugüne kadar açıklayabildiler mi?

Durmak yok yola devam. Bu akşam Trabzon'da olacağım, Cuma günü Erzurum'dayım. İnşallah Rize'de sandıkları patlatmaya evet mi? Bunların derdi başka. Yargıda kapalı devre sistemi sona erecek. Bunu içlerine sindiremiyorlar. Yargı demokratikleşmeden, katılımcılığı sağlamadan Türkiye demokratikleşemez. Hangi partiye oy verecek olursa olsun bu halk oylamasında elini vicdanına koysun kararını öyle versin. Bu halk oylamasında hükümeti, muhalefeti, partileri değil anayasa değişikliğini oylayacaksınız. Ne doğrarsan kaşığına o gelir. Biz evet diyecek miyiz? Daha büyük Türkiye için, EVET mi?

YENİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE NE HAKLAR GELİYOR?

HSYK'nın yapısı değişiyor. İnşallah orası da birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkıyor. Üstünlerin hukukuna değil, hukukun üstünlüğüne evet mi? AYM'yi Türkiye İnsan Hakları Mahkemesi'ne dönüştürüyoruz. Artık parası olanın Avrupa'da hak aradığı, parası olmayanın kaderine bırakıldığı dönem sona eriyor. İnşallah çocuklarımızın geleceği garanti altına alınıyor, kendi geleceğimiz garanti altına alınıyor. Buna EVET mi? Memur kardeşim 12 Eylül'de evet diyerek toplu görüşme hakkından toplu iş sözleşmesi hakkı kazanıyor. İşçi kardeşim sende 2 sendikaya üye olma hakkına kavuşuyorsun buna EVET mi? Avrupa standartlarında bir sendikacılık anlayışı geliyor. Biliyorsunuz fişlemeler yapılıyordu bir memur hanımının başı örtülüdür, acaba yaşamı nasıl bunlar araştırılıyordu. Öyleyse yapılmıyordu. Bu fişlemeleri tarihe havale ediyoruz. Bizim Rize'de kadın erkeğe yük taşıtmaz. Böyle şey olmaz. Olur mu böyle şey! Alacaksın sepetini arkana çayı sen taşıyacaksın, otu sen taşıyacaksın, erkek ne edecek o da kahvede oyun oynayacak. Hayat müşterek hanım kardeşlerimizin her alanda haklarını savunduk. Hanım kardeşlerimizin mağduriyetlerini, mahrumiyetlerini gidermenin mücadelesini verdik ve haklarını güvence altına alıyoruz. Çünkü bizim ne dinimizde ne de geleneklerimizde böyle birşey yok. Yalnış gelenekler oluşturulmuş. Bunların hepsini değiştirmeliyiz. Anayasal güvence altına alıyoruz. Bütün bunlarla birlikte inşallah çocuklar bizim gözbebeğimiz, geleceğimiz. Yaşlılar bizim hürmette kusur etmeyeceğimiz büyüklerimiz. Özürlüler bizim için üzerinde ısrarla duracağımız kardeşlerimiz, şehitlerimizin dul ve yetimleri bize en büyük emanet. 12 Eylül Anayasası'ndan darbenin izlerini silmeye EVET mi?

ERDOĞAN'DAN MESUT YILMAZ'A İNCE GÖNDERME

Tüm öğrencilerimizin kitaplarını ücretsiz dağıtıyor muyuz? Rize'ye 15 bin 800 bilgisayar gönderdik. Çünkü okullarımızda bilişim teknolojileri sınıfları kurduk. Bilgisayarın girmediği okulumuz yok. Öğrencilerimiz için para veriyoruz biliyorsunuz bunu kime veriyoruz anneye. Neden babaya vermiyoruz duman olup gitmesin diye. Biz de dumansız havayı seviyoruz. Üniversite öğrencilerimize ayda 200 TL veriyoruz. Biz geldiğimizde 45 TL veriliyordu. Ayrıca lisans üstü doktora bütün bunların hepsine daha yüksek ücretler ödüyoruz. Eğtim Türkiye'nin öncelikli meselesidir. Rize'de üniversite var mıydı? Benden önce gelenler söz vermediler mi. Hatta Rize'den benden önce de bir Başbakan çıktı. Herhalde unutkanlığına gelmiştir.

Yüksek Öğretim'de 1128 yurt kapasitesi vardı 2470 yatak kapasitesine ulaştık. 2010'da programımızda 650 yataklı bir yurdumuz var. İnşallah onun da inşaatına önümüzdeki haftalarda başlıyoruz. Biliyorsunuz bugüne kadar 200 TL veriyorduk. bunun yanında kahvaltı ve akşam yemeği veriyorduk. Şimdi bu aylık yardımı 1 Ekim'den itibaren yapılan 90 liralık yardımı 120 liraya çıkartıyoruz.

Artık Rize'de kalp ameliyatları yapılıyor. Şimdi Onkoloji Hastanesi'ni de kuruyoruz. Yani durmak yok, yola devam diyoruz. Yapacağımız iş çok. 2009 Yılı başında aile hekimliğine geçtik. İstediğinde kapısını çalabileceğiniz, hiçbir ücret ödemeyeceğiniz aile doktorlarınız var mı?

Adalet sarayını açtık. TOKİ Rize'mizde 1275 konut yaptı. Ulaştırmada Karadenizin çevresini yaptık. Sahil yolunda da duble yollar konusunda da 20 km yol yapılmıştı Cumhuriyet döneminden bu yana biz ne yaptık, 77 kilometre daha ekledik. Farkımız bu. Halep oradaysa arşın Rize'de. Doğalgaz hep konuştular ama yapamadılar. Biz 2008'de doğalgazı getirdik mi? Daha ne anlatayım sizlere? Bunları hep biz yaptık. Daha yapacağımız çok işler var.

12 Eylül'de sandıkları patlatmaya hazır mıyız? 12 Eylül bir milad olacak. Rize için, Türkiye için bir milad olacak. Bay Kemal dedi ki bu oy pusulasında bir beyaz var bir kahverengi var dedi. Kahvenin rengi de kahverengidir. Bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır dedi. Bunu öğrenmiş güzel. O kahve sana kalsın, bize anamızın ak sütü gibi beyaz lazım. Her evet adalete davettir. Her evet özgürlüğe davettir, hukuka davettir. Biz TBMM olarak 14 gün gece gündüz üzerimize düşeni yaptık. Şimdi EVET söz sizde, karar sizde. Sevdamız millet, kararımız EVET!


 

Kaynak: İHA