RTÜK Başkanı Dursun: Ebeveyn İzleme Komitesi, Üst Kurul'un alternatifi değil (Özel)

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, Ebeveyn İzleme Komitesi'nin sivil bir oluşum olarak planlandığını söyledi. RTÜK dışında be

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, Ebeveyn İzleme Komitesi'nin sivil bir oluşum olarak planlandığını söyledi. RTÜK dışında benzer faaliyetleri yürütecek ikinci bir kurumun düşünülemeyeceğini belirten Dursun, "Benim bildiğim kadarıyla, Devlet Bakanlığı da bunu resmi bir kurum olarak örgütlemeyi düşünmüyor." diye belirtti.

RTÜK Başkanı Davut Dursun, CİHAN'a Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ın önerisi ile gündeme gelen Ebeveyn İzleme Komitesi ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Bakan Kavaf'ın, ABD'de faaliyet gösteren komitenin çalışmalarını beğenerek, benzer bir yapının Türkiye'de de işleyebileceği düşüncesini dillendirmesi ile konunun tartışılmaya başladığını hatırlatan Dursun, "Amerika'daki biçimi ile Türkiye'de kurulabilirse, o izleyicilerin kendi inisiyatifi ile oluşturdukları sivil toplum faaliyeti olacak. Televizyonlarda yayınlanan programları değerlendirip, bunları izleyiciler ile paylaşıyor, belli programlara belli notlar ve belli renkler veriyorlar. 'Çocukların izlemesinin yanlış olduğu programlar', 'Aileye olumsuz etkide bulunacak programlar', 'Şiddet içeren programlar' ve benzeri gibi." diye konuştu.

Bu değerlendirmeler ile programların belli bir bilinç ve tavırla izlenmesinin amaçlandığını söyleyen Dursun, şöyle devam etti: "Bunun resmi bir mahiyeti yok. RTÜK ve benzeri gibi kurumların çalışmaları ile doğrudan ilgisi bulunmuyor. İzleyiciyi aktif hale getirmeye yönelik sivil bir faaliyet. Sadece izleyiciyle değil, bu programlara reklam veren, sponsorluk yapan kuruluşlarla da ilgili. Mesela 'cinsellik, şiddet, olumsuzluk' içeren programların sponsorlarına, 'Bu programlara sponsorluk yapmayın, reklam vermeyin' şeklinde telkinlerde bulunuluyor. Bu sivil faaliyet ne kadar iyi organize olursa, programlara sponsorluk yapan, reklam veren veya bu programları yayınlayan kuruluşlara karşı o kadar yaptırımı yüksek oluyor."

Konunun henüz realize edilemediğini aktaran Dursun, "Benim anladığım da Sayın Bakan bunu resmi bir kurum olarak değil, toplumun bir refleksi, sivil bir faaliyeti olarak düşünüyor. Ancak bildiğim kadarıyla, şu anda henüz bununla ilgili bir adım atılabilmiş değil." şeklinde konuştu.

"İZLEYİCİLERİN BİR TAVIR GELİŞTİRMELERİ İHTİYAÇTIR"

Dursun, böyle bir oluşuma Türkiye'de ihtiyaç olup olmadığı ile ilgili, "İzleyicilerin, kendi aralarında organize olmaları, programlar ile ilgili kanaatleri kamuoyu ile paylaşmaları, belli tavır koymaları, sponsorlarla, reklamcılarla, reklam verenlerle görüşüp, destek vermemelerini yönlendirmeleri olabilecek bir şeydir." değerlendirmesinde bulundu.

İzleyicilerin kendi aralarında organize olarak belli bir tavır geliştirmelerinin ihtiyaç olduğunu belirten Dursun, "Bu nedenle yadırganacak bir şey değil. Ama bunun resmi kurumlar tarafından organize edilmesi hoş olmaz. RTÜK, Ebeveyn İzleme Komitesini organize edelim diye bir çalışma içinde olamaz. Yasa koyucunun bize vermiş olduğu görevler, bu düzenleme çerçevesinde yapacağımız denetleme ile ilgili sivil bir insiyatif kendi kendine gelişebilir. Bu sivil insiyatifin bir takım reflekslerini, çalışmalarını, biz de dikkate alabiliriz, biz de elbette bunlardan yararlanabiliriz." diye konuştu. Dursun, komitede, RTÜK'ten bir üyenin yer alamayacağının altını çizdi.

"EBEVEYN İZLEME KOMİTESİ, RTÜK'E ALTERNATİFİ DEĞİL"

Komitenin resmi bir kurum olarak ortaya çıkmasının doğru olmayacağını kaydeden Dursun, "Çünkü bu faaliyetleri düzenlemek ve denetlemekle görevli resmi bir kurum olarak RTÜK zaten var. RTÜK'ün dışında benzer faaliyetleri yapacak bir başka ikinci kurum düşünülemez." dedi.

Dursun, ebeveyn İzleme Komitesinin resmi bir niteliğinin olmadığının altını çizerek, şunları dile getirdi: "Bu tamamen sivil bir oluşumdur. Benim bildiğim kadarıyla, Devlet Bakanlığı da bunu resmi bir kurum olarak örgütlemeyi düşünmüyor. Basında, genelde 'RTÜK'ün benzeri geliyor gibi' haberlerle verildi, hiç ilgisi yok. ABD'de RTÜK'ün karşılığı olarak FCC var. Bir de karşısında Ebeveyn İzleme Komitesi var. Ebeveyn izleme komitesinin resmi bir niteliği yok. Dolayısı ile bunu gündeme getiren Bakanlık da resmi bir kurum olarak düşünüyor değil. Buna bir kez daha dikkat çekmek istiyorum."

DEVLET BAKANLIĞI İLE İMZALANACAK PROTOKOL

Dursun, Ebeveyn İzleme Komitesi ile Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı ile imzalanacak protokolün birbirinden farklı olduğunu vurguladı.

Dursun, Başbakanlık Aile Araştırmalar Genel Müdürlüğü ile RTÜK arasında belli konularda işbirliğine gidilmesi için çalışmalar yapıldığını belirtti. 'Yayınların toplumun milli ve manevi değerlerine ve Türk aile yapısına aykırı olmaması' şeklindeki ilkeyi hatırlatan Dursun, Aile Araştırma Kurumu'nun da Türk aile yapısı ile yakından ilgili bir kurum olduğuna ve bu konuda çeşitli çalışmalar yaptığına işaret etti. Dursun, "Bu sebeple, Aile ve Sosyal Araştırmalar Kurumu uzmanlarının, bizim uzmanlarımıza bu alanlarla ilgili bilgi vermesi, işbirliği alanlarından biri olarak belirlenmiştir." ifadesini kullandı.

RTÜK İletişim Merkezi'ne her gün yayınlarla ilgili çok sayıda şikayet geldiğini hatırlatan Dursun, "Bunlar arasında aile yapımızı, toplumun milli-manevi değerleri, toplum yapısı ile ilgili şikayetler de var. Türk aile yapısının ne tarafa doğru evrildiği anlamında, ihtiyaç duyulduğunda bu şikayetlerin Aile Araştırma Kurumu'na aktarılması halinde, onların Türk aile yapısını anlamaları ve değişimi gözlemlemeleri açısından da önemli olduğunu düşündük. İsterlerse bu verileri kendileri ile paylaşacağız." diye konuştu.

Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'nün 'Televizyon ve Çocuk', 'Televizyon ve Aile' gibi çalışmaları bulunduğunu anımsatan Dursun, "Bunlar, sonuçları bizi de bir şekilde ilgilendiren araştırmalar. Bu araştırmalardan bizim de bir şekilde istifade etmemiz, onların verilerinden bizim de yararlanmamızı sağlamak açısından işbirliği düşünüldü." sözlerini kaydetti.

Protokolün henüz imzalanmadığı bilgisini veren Dursun, şu anda Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve SHÇEK'in de protokole ne şekilde dahil edilebileceği konuları üzerinde durulduğunu söyledi.