Ramazan'da kırmızı et rekor fiyata ulaşacak
Ramazan ayında talebe bağlı olarak et fiyatlarının tavan yapması ve rekor fiyata ulaşacağı söylendi. Ramazan'da kırmızı etin fiyatı ne kadar olacak? Ramazan ayı öncesinde Kırmızı etin fiyatı tavan yapacak olması kırmızı ete talebi düşürecek mi?
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere'den şok uyarı.
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, yaşanan gelişmeler ve mevcut hayvan potansiyeliyle talebin karşılanması dikkate alındığında et fiyatlarının daha da artmasının beklendiğini bildirerek, “Özellikle 2 hafta sonra başlayacak Ramazan ayında talebe bağlı olarak et fiyatlarının tavan yapması ve rekor fiyatların oluşması kaçınılmazdır” dedi. Yeşildere, Türkiye'de yaşanan kırmızı et sorunu ve et ithalatında yaşanan son gelişmeleri değerlendirmek üzere düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, 1996 yılından beri canlı hayvan ve et ithalatında kontrol belgesi düzenlememesi nedeniyle yapılamayan canlı hayvan ithalatının et fiyatlarındaki yükselişi durdurmak amacıyla bir süre önce yeniden başlatıldığını hatırlattı.
Canlı hayvan ithalatının kırmızı et fiyatlarındaki yükselmeyi durdurmadığını savunan Yeşildere, üreticiden alınan karkas etin kilosunun 13–17 lira arasında olduğu Türkiye'de tüketicilerin dünyanın en pahalı etini tüketmeye devam ettiğini öne sürdü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2007 yılında 8,19 kilogram olan kişi başına kırmızı et tüketim miktarının 2009'da 5,73 kilogram olarak gerçekleştiğini aktaran Yeşildere, toplam et tüketiminin ise beyaz et, balık eti de dahil olmak üzere 20-22 kilogram civarında olduğunun tahmin edildiğini kaydetti.
Yeşildere, et üretimi ile besi hayvancılığının süt üretimiyle doğrudan bağlantılı olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Süt sığırcılığında yaşanan darboğaz, et sektöründe negatif etkisini çok kısa sürede göstermektedir. 2007 yılında süt fiyatlarının düşmesi süt hayvanlarının kesime sevk edilmesine yol açmış. TÜİK verilerine göre sağılan süt hayvanları sayısı 2008 yılında 900 bin, 2009 yılında ise 350 bin civarında azalmıştır. 2007 yılında yaşanan süt alım fiyatlarının düşmesine bağlı olarak üreticinin süt veren ineğini kesime göndermesinin sonucunda Türkiye kasaplık hayvan ithal etmek zorunda bırakılmıştır. Ülkemiz insanının yeterli ve dengeli beslenebilmesi amacıyla süt veren ineğin kesilmemesi için gerekli tedbirlerin hükümet tarafından alınması şarttır.”
Yeşildere, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi sınırlarından ülkemize kaçak olarak giren canlı hayvan veya karkas etin ülkeye girişi oldukça düşmüştür. Kaçak olarak mutlaka giriyordur yine... Zaten girmese bu fiyatlar 60 TL'ye çıkar. Bugüne kadar kaçak hayvanla ayakta durduk. Ancak kaçak girişler önlendiğinden bir ara fiyatlar oldukça yükseldi. Şimdi girişler tekrar başlamıştır o yüzden fiyatlar dengede duruyor. Bu çözüm değil, devlet bunun önüne geçmeli. Kaçak eti biz hiçbir şekilde istemiyoruz” dedi.
KURBANLIKLARIN YÜZDE 80'İ KAYIT DIŞI
Prof. Dr. Yeşildere, Türkiye'de hayvancılık ürünlerini işleyen 24 bin civarında sanayi tesisi ile belediyelere ait 803 adet, özel sektöre ait 96 adet mezbaha bulunduğunu aktararak, “Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanı 'mezbahalarda kayıt dışılık mevcuttur, esas sorun buradan kaynaklanmaktadır' diyor. Eğer böyle bir sorun varsa ki bize göre de yıllardır vardır, bunu çözecek olan da bakanlıktır. Kurban Bayramı'nda kesilen hayvanların yüzde 80'i de kayıt dışıdır. Türkiye'de halk sağlığı ciddi risk altındadır” şeklinde konuştu. Et spekülatörleri ve yetiştiriciler gibi zincirde yer alan kesimleri suçlamak yerine hayvancılık politikaları ve uygun programlar oluşturulmasının ve bunların yürürlüğünün sağlanmasının atılacak en doğru adım olacağını vurgulayan Yeşildere, şunları kaydetti:
“Ancak bu şekilde sektör ve fiyatlar standart hale getirilebilir ve ileriye yönelik ülkemizde de et tüketimi yeterli ve sağlıklı hale gelebilir. Besi danası ithali kısa süreli çözüm olarak görülebilir ki, geçtiğimiz birkaç ayda yaşanan tecrübe besi danası ithalatının ülkemiz için çözüm olamayacağının bir örneğinin yaşanmasını sağlamıştır. Türkiye'de kırmızı et ihtiyacını karşılayacak potansiyel mevcuttur.”
Nazım ALPMAN
Nazım ALPMAN
Halk infial etmez
Okunma : 11523
Yorum : 26
* 11:39 Damlataş mağarasının sırrı
* 11:27 Telefonsuz internet ücreti şaşırttı
* 11:16 Lice'de görülmemiş operasyon
* 11:14 Ne eşek ne de zebra
* 11:11 Öymen imzasının hatırlamadı
* 11:10 Cübbeli hoca pozisyonları anlattı
* 10:29 Kobralar PKK'lıları neden vurmadı?
* 10:28 MHP'li Bölükbaşı Kılıçdaroğlu'nu üzdü
* 10:12 6 santim için mi konuşuyor?
* 10:03 Gökte ararken Facebook'ta buldu
* 09:57 Metin Şentürk yaptı yapacağını
* 09:41 Kredi kartı sahiplerine önemli haber
* 09:30 Fikri Akyüz'e canlı yayında madalya şoku
* 09:05 Baş ağrısını yenmenin yolları
* 09:01 Yıldızı sönen yarışmacılar
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, yaşanan gelişmeler ve mevcut hayvan potansiyeliyle talebin karşılanması dikkate alındığında et fiyatlarının daha da artmasının beklendiğini bildirerek, ''Özellikle 2 hafta sonra başlayacak Ramazan ayında talebe bağlı olarak et fiyatlarının tavan yapması ve rekor fiyatların oluşması kaçınılmazdır'' dedi.
Yeşildere, Türkiye'de yaşanan kırmızı et sorunu ve et ithalatında yaşanan son gelişmeleri değerlendirmek üzere düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, 1996 yılından beri canlı hayvan ve et ithalatında kontrol belgesi düzenlememesi nedeniyle yapılamayan canlı hayvan ithalatının et fiyatlarındaki yükselişi durdurmak amacıyla bir süre önce yeniden başlatıldığını hatırlattı.
Canlı hayvan ithalatının kırmızı et fiyatlarındaki yükselmeyi durdurmadığını savunan Yeşildere, üreticiden alınan karkas etin kilosunun 13–17 lira arasında olduğu Türkiye'de tüketicilerin dünyanın en pahalı etini tüketmeye devam ettiğini öne sürdü.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2007 yılında 8,19 kilogram olan kişi başına kırmızı et tüketim miktarının 2009'da 5,73 kilogram olarak gerçekleştiğini aktaran Yeşildere, toplam et tüketiminin ise beyaz et, balık eti de dahil olmak üzere 20-22 kilogram civarında olduğunun tahmin edildiğini kaydetti.
Yeşildere, et üretimi ile besi hayvancılığının süt üretimiyle doğrudan bağlantılı olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Süt sığırcılığında yaşanan darboğaz, et sektöründe negatif etkisini çok kısa sürede göstermektedir. 2007 yılında süt fiyatlarının düşmesi süt hayvanlarının kesime sevk edilmesine yol açmış. TÜİK verilerine göre sağılan süt hayvanları sayısı 2008 yılında 900 bin, 2009 yılında ise 350 bin civarında azalmıştır. 2007 yılında yaşanan süt alım fiyatlarının düşmesine bağlı olarak üreticinin süt veren ineğini kesime göndermesinin sonucunda Türkiye kasaplık hayvan ithal etmek zorunda bırakılmıştır. Ülkemiz insanının yeterli ve dengeli beslenebilmesi amacıyla süt veren ineğin kesilmemesi için gerekli tedbirlerin hükümet tarafından alınması şarttır.''
Yeşildere, ''Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi sınırlarından ülkemize kaçak olarak giren canlı hayvan veya karkas etin ülkeye girişi oldukça düşmüştür. Kaçak olarak mutlaka giriyordur yine... Zaten girmese bu fiyatlar 60 TL'ye çıkar. Bugüne kadar kaçak hayvanla ayakta durduk. Ancak kaçak girişler önlendiğinden bir ara fiyatlar oldukça yükseldi. Şimdi girişler tekrar başlamıştır o yüzden fiyatlar dengede duruyor. Bu çözüm değil, devlet bunun önüne geçmeli. Kaçak eti biz hiçbir şekilde istemiyoruz'' dedi.
-KURBANLIKLARIN YÜZDE 80'İ KAYIT DIŞI-
Prof. Dr. Yeşildere, Türkiye'de hayvancılık ürünlerini işleyen 24 bin civarında sanayi tesisi ile belediyelere ait 803 adet, özel sektöre ait 96 adet mezbaha bulunduğunu aktararak, ''Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanı 'mezbahalarda kayıt dışılık mevcuttur, esas sorun buradan kaynaklanmaktadır' diyor. Eğer böyle bir sorun varsa ki bize göre de yıllardır vardır, bunu çözecek olan da bakanlıktır. Kurban Bayramı'nda kesilen hayvanların yüzde 80'i de kayıt dışıdır. Türkiye'de halk sağlığı ciddi risk altındadır'' şeklinde konuştu.
Et spekülatörleri ve yetiştiriciler gibi zincirde yer alan kesimleri suçlamak yerine hayvancılık politikaları ve uygun programlar oluşturulmasının ve bunların yürürlüğünün sağlanmasının atılacak en doğru adım olacağını vurgulayan Yeşildere, şunları kaydetti:
''Ancak bu şekilde sektör ve fiyatlar standart hale getirilebilir ve ileriye yönelik ülkemizde de et tüketimi yeterli ve sağlıklı hale gelebilir. Besi danası ithali kısa süreli çözüm olarak görülebilir ki, geçtiğimiz birkaç ayda yaşanan tecrübe besi danası ithalatının ülkemiz için çözüm olamayacağının bir örneğinin yaşanmasını sağlamıştır. Türkiye'de kırmızı et ihtiyacını karşılayacak potansiyel mevcuttur.''
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, yaşanan gelişmeler ve mevcut hayvan potansiyeliyle talebin karşılanması dikkate alındığında et fiyatlarının daha da artmasının beklendiğini bildirerek, “Özellikle 2 hafta sonra başlayacak Ramazan ayında talebe bağlı olarak et fiyatlarının tavan yapması ve rekor fiyatların oluşması kaçınılmazdır” dedi. Yeşildere, Türkiye'de yaşanan kırmızı et sorunu ve et ithalatında yaşanan son gelişmeleri değerlendirmek üzere düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, 1996 yılından beri canlı hayvan ve et ithalatında kontrol belgesi düzenlememesi nedeniyle yapılamayan canlı hayvan ithalatının et fiyatlarındaki yükselişi durdurmak amacıyla bir süre önce yeniden başlatıldığını hatırlattı.
Canlı hayvan ithalatının kırmızı et fiyatlarındaki yükselmeyi durdurmadığını savunan Yeşildere, üreticiden alınan karkas etin kilosunun 13–17 lira arasında olduğu Türkiye'de tüketicilerin dünyanın en pahalı etini tüketmeye devam ettiğini öne sürdü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2007 yılında 8,19 kilogram olan kişi başına kırmızı et tüketim miktarının 2009'da 5,73 kilogram olarak gerçekleştiğini aktaran Yeşildere, toplam et tüketiminin ise beyaz et, balık eti de dahil olmak üzere 20-22 kilogram civarında olduğunun tahmin edildiğini kaydetti.
Yeşildere, et üretimi ile besi hayvancılığının süt üretimiyle doğrudan bağlantılı olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Süt sığırcılığında yaşanan darboğaz, et sektöründe negatif etkisini çok kısa sürede göstermektedir. 2007 yılında süt fiyatlarının düşmesi süt hayvanlarının kesime sevk edilmesine yol açmış. TÜİK verilerine göre sağılan süt hayvanları sayısı 2008 yılında 900 bin, 2009 yılında ise 350 bin civarında azalmıştır. 2007 yılında yaşanan süt alım fiyatlarının düşmesine bağlı olarak üreticinin süt veren ineğini kesime göndermesinin sonucunda Türkiye kasaplık hayvan ithal etmek zorunda bırakılmıştır. Ülkemiz insanının yeterli ve dengeli beslenebilmesi amacıyla süt veren ineğin kesilmemesi için gerekli tedbirlerin hükümet tarafından alınması şarttır.”
Yeşildere, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi sınırlarından ülkemize kaçak olarak giren canlı hayvan veya karkas etin ülkeye girişi oldukça düşmüştür. Kaçak olarak mutlaka giriyordur yine... Zaten girmese bu fiyatlar 60 TL'ye çıkar. Bugüne kadar kaçak hayvanla ayakta durduk. Ancak kaçak girişler önlendiğinden bir ara fiyatlar oldukça yükseldi. Şimdi girişler tekrar başlamıştır o yüzden fiyatlar dengede duruyor. Bu çözüm değil, devlet bunun önüne geçmeli. Kaçak eti biz hiçbir şekilde istemiyoruz” dedi.
KURBANLIKLARIN YÜZDE 80'İ KAYIT DIŞI
Prof. Dr. Yeşildere, Türkiye'de hayvancılık ürünlerini işleyen 24 bin civarında sanayi tesisi ile belediyelere ait 803 adet, özel sektöre ait 96 adet mezbaha bulunduğunu aktararak, “Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanı 'mezbahalarda kayıt dışılık mevcuttur, esas sorun buradan kaynaklanmaktadır' diyor. Eğer böyle bir sorun varsa ki bize göre de yıllardır vardır, bunu çözecek olan da bakanlıktır. Kurban Bayramı'nda kesilen hayvanların yüzde 80'i de kayıt dışıdır. Türkiye'de halk sağlığı ciddi risk altındadır” şeklinde konuştu. Et spekülatörleri ve yetiştiriciler gibi zincirde yer alan kesimleri suçlamak yerine hayvancılık politikaları ve uygun programlar oluşturulmasının ve bunların yürürlüğünün sağlanmasının atılacak en doğru adım olacağını vurgulayan Yeşildere, şunları kaydetti:
“Ancak bu şekilde sektör ve fiyatlar standart hale getirilebilir ve ileriye yönelik ülkemizde de et tüketimi yeterli ve sağlıklı hale gelebilir. Besi danası ithali kısa süreli çözüm olarak görülebilir ki, geçtiğimiz birkaç ayda yaşanan tecrübe besi danası ithalatının ülkemiz için çözüm olamayacağının bir örneğinin yaşanmasını sağlamıştır. Türkiye'de kırmızı et ihtiyacını karşılayacak potansiyel mevcuttur.”
Nazım ALPMAN
Nazım ALPMAN
Halk infial etmez
Okunma : 11523
Yorum : 26
* 11:39 Damlataş mağarasının sırrı
* 11:27 Telefonsuz internet ücreti şaşırttı
* 11:16 Lice'de görülmemiş operasyon
* 11:14 Ne eşek ne de zebra
* 11:11 Öymen imzasının hatırlamadı
* 11:10 Cübbeli hoca pozisyonları anlattı
* 10:29 Kobralar PKK'lıları neden vurmadı?
* 10:28 MHP'li Bölükbaşı Kılıçdaroğlu'nu üzdü
* 10:12 6 santim için mi konuşuyor?
* 10:03 Gökte ararken Facebook'ta buldu
* 09:57 Metin Şentürk yaptı yapacağını
* 09:41 Kredi kartı sahiplerine önemli haber
* 09:30 Fikri Akyüz'e canlı yayında madalya şoku
* 09:05 Baş ağrısını yenmenin yolları
* 09:01 Yıldızı sönen yarışmacılar
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, yaşanan gelişmeler ve mevcut hayvan potansiyeliyle talebin karşılanması dikkate alındığında et fiyatlarının daha da artmasının beklendiğini bildirerek, ''Özellikle 2 hafta sonra başlayacak Ramazan ayında talebe bağlı olarak et fiyatlarının tavan yapması ve rekor fiyatların oluşması kaçınılmazdır'' dedi.
Yeşildere, Türkiye'de yaşanan kırmızı et sorunu ve et ithalatında yaşanan son gelişmeleri değerlendirmek üzere düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, 1996 yılından beri canlı hayvan ve et ithalatında kontrol belgesi düzenlememesi nedeniyle yapılamayan canlı hayvan ithalatının et fiyatlarındaki yükselişi durdurmak amacıyla bir süre önce yeniden başlatıldığını hatırlattı.
Canlı hayvan ithalatının kırmızı et fiyatlarındaki yükselmeyi durdurmadığını savunan Yeşildere, üreticiden alınan karkas etin kilosunun 13–17 lira arasında olduğu Türkiye'de tüketicilerin dünyanın en pahalı etini tüketmeye devam ettiğini öne sürdü.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2007 yılında 8,19 kilogram olan kişi başına kırmızı et tüketim miktarının 2009'da 5,73 kilogram olarak gerçekleştiğini aktaran Yeşildere, toplam et tüketiminin ise beyaz et, balık eti de dahil olmak üzere 20-22 kilogram civarında olduğunun tahmin edildiğini kaydetti.
Yeşildere, et üretimi ile besi hayvancılığının süt üretimiyle doğrudan bağlantılı olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Süt sığırcılığında yaşanan darboğaz, et sektöründe negatif etkisini çok kısa sürede göstermektedir. 2007 yılında süt fiyatlarının düşmesi süt hayvanlarının kesime sevk edilmesine yol açmış. TÜİK verilerine göre sağılan süt hayvanları sayısı 2008 yılında 900 bin, 2009 yılında ise 350 bin civarında azalmıştır. 2007 yılında yaşanan süt alım fiyatlarının düşmesine bağlı olarak üreticinin süt veren ineğini kesime göndermesinin sonucunda Türkiye kasaplık hayvan ithal etmek zorunda bırakılmıştır. Ülkemiz insanının yeterli ve dengeli beslenebilmesi amacıyla süt veren ineğin kesilmemesi için gerekli tedbirlerin hükümet tarafından alınması şarttır.''
Yeşildere, ''Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi sınırlarından ülkemize kaçak olarak giren canlı hayvan veya karkas etin ülkeye girişi oldukça düşmüştür. Kaçak olarak mutlaka giriyordur yine... Zaten girmese bu fiyatlar 60 TL'ye çıkar. Bugüne kadar kaçak hayvanla ayakta durduk. Ancak kaçak girişler önlendiğinden bir ara fiyatlar oldukça yükseldi. Şimdi girişler tekrar başlamıştır o yüzden fiyatlar dengede duruyor. Bu çözüm değil, devlet bunun önüne geçmeli. Kaçak eti biz hiçbir şekilde istemiyoruz'' dedi.
-KURBANLIKLARIN YÜZDE 80'İ KAYIT DIŞI-
Prof. Dr. Yeşildere, Türkiye'de hayvancılık ürünlerini işleyen 24 bin civarında sanayi tesisi ile belediyelere ait 803 adet, özel sektöre ait 96 adet mezbaha bulunduğunu aktararak, ''Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanı 'mezbahalarda kayıt dışılık mevcuttur, esas sorun buradan kaynaklanmaktadır' diyor. Eğer böyle bir sorun varsa ki bize göre de yıllardır vardır, bunu çözecek olan da bakanlıktır. Kurban Bayramı'nda kesilen hayvanların yüzde 80'i de kayıt dışıdır. Türkiye'de halk sağlığı ciddi risk altındadır'' şeklinde konuştu.
Et spekülatörleri ve yetiştiriciler gibi zincirde yer alan kesimleri suçlamak yerine hayvancılık politikaları ve uygun programlar oluşturulmasının ve bunların yürürlüğünün sağlanmasının atılacak en doğru adım olacağını vurgulayan Yeşildere, şunları kaydetti:
''Ancak bu şekilde sektör ve fiyatlar standart hale getirilebilir ve ileriye yönelik ülkemizde de et tüketimi yeterli ve sağlıklı hale gelebilir. Besi danası ithali kısa süreli çözüm olarak görülebilir ki, geçtiğimiz birkaç ayda yaşanan tecrübe besi danası ithalatının ülkemiz için çözüm olamayacağının bir örneğinin yaşanmasını sağlamıştır. Türkiye'de kırmızı et ihtiyacını karşılayacak potansiyel mevcuttur.''