Plan değil pilav

EMNİYET TERTİBİN PARÇASI




'İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı hazırlamakla suçlanan Kurmay Albay Dursun Çiçek, savunmasını yaptı. Kısa özgeçmişini anlatan Çiçek, 'Gerçekler ortadayken şube müdürlerinin ifadeleri varken, soruşturma savcısı bunları görmüyor. Çünkü senaryoya uygun değil. Bu mu hukuk, bu mu vicdan?' dedi.
EMNİYET TERTİBİN PARÇASI
 Çiçek, soruşturma sürecinde evinde ve arabasında yapılan aramalar ile 70 bilgisayarın incelenmesinden ele geçirilen tutanakların, tertibe uymadığı gerekçesiyle iddianamede yer almadığını iddia ederek, 'Savcının anlayışı bu. Savcıya nereden mezun olduğunu sormak lazım'' diye konuştu. TÜBİTAK'ın, 'Bu imzalar yargılamaya esas olamaz' şeklindeki raporunu hatırlatan Çiçek, İstanbul Emniyeti'ni de tertibin parçası olmakla suçladı.
BELGEYİ ALBAYIN YÜZÜNE ATAR
'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı elinde göstererek, belgede yer alan bazı kelimelerin askeri literatüre uygun olmadığını söyleyen Çiçek şöyle devam etti: 'Bu planda bir sürü boş yer var. Ben bunu 3 sayfada bitirirdim. Biz düşman unsuru değil, 'Düşman kuvvetleri, dost kuvvetleri, bilgilendirme ve bilinç faaliyeti, bilgi ve evrak güvenliği' deriz. Bunu kurmay söyledi diyenin anlını karışlarım. Türkçesi varken yabancı kelime söylemek yasaktır. Komutanı, belgeyi albayın yüzüne atar.'
İRTİCA TEHDİDİ MGK'YA GİDER
'Millete komplo' diye haberler yapıldığını, ancak kendilerine ifade tutanaklarının bile verilmediğini savunan Çiçek, 'Bu plan değil, pilav, iftira, komplo belgesi. Yargısız infaz belgesi. Yapanları şiddetle kınıyorum. Bana çektirdiklerinin hesabını soracağım' diye konuştu.
'Genelkurmay Başkanlığı'nın kolluk kuvveti mi var? Genelkurmay ne yapsın böyle bir planı?' diyen Çiçek, 'Genelkurmay, irtica tehlikesi varsa, bunu MGK'ya götürür. 28 Şubat'ta böyle olmadı mı?' ifadesini kullandı.
BAŞKAN ŞENGÜN'DEN KARŞI OY
Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 5 Temmuz'a erteledi. Ancak, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, tutuklu sanıklar Dursun Çiçek, Serdar Öztürk, Deniz Yıldırım ve Ufuk Akkaya'nın, 'İsnat olunan suçların vasıf ve mahiyeti, dosyaya yansıyan delil durumları, isnat olunan suçun vasfının değişme ihtimali, sanıkların sosyal konumlarını' gerekçe göstererek, tahliye edilmeleri yönünde karşı oy kullandı.

Üç kız kardeşim de türbanlı
'İrtİca ile Mücadele Eylem Planı'nın son sayfasındaki imzanın kendi imzasına benzetildiğini savunan Çiçek, şunları söyledi:
İRTİCA İŞİNDEN ANLAMAM
'Ben irtica işinden anlamam. 5 kardeşiz. 3'ü kız ve türban takıyor. Bu konuların tartışılmasına karşıyım. Benim cemaatle ilişkim olmaz. Bana ne iktidardan? Halkın seçtiği iktidar başımızın üstündedir. Biz bu çağın, Cumhuriyet'in çocuklarıyız. Ben masumum. Bu belgeyi hazırlamadım. İmza da taklit.' Birlikleri dolaşarak güvenlik zafiyetlerini denetlemesi gerektiğini belirten Çiçek, 'İskenderun'da 6 tane şehit verdik. Denetlemeye gitseydim onlar şehit olmayacaktı. Tedbir alacaktım' şeklinde konuştu. 6 Kasım 2009'dan beri korumayla dolaştığını, ailesi tehdit altında olduğu için uyuyamadığını belirten Çiçek, bu tertibin amacının iktidar ile Genelkurmay'ın arasını açmak olduğunu söyledi.


Akşam