İhracat hız kesti

Avrupa'daki kriz Türkiye'yi etkilemeye başladı. Krizin etkilerinin hafiflemesiyle aylardır yüzde 20'nin üzerinde artan ihracat haziran ayında hız kesti. Haziran ihracatı sadece yüzde 13.2 arttı. Otomotiv satışlarındaki düşüş ihracatın gerilemesinde en büyük etken oldu.

Avrupa'daki kriz Türkiye'yi etkilemeye başladı. Krizin etkilerinin hafiflemesiyle aylardır yüzde 20'nin üzerinde artan ihracat haziran ayında hız kesti. Haziran ihracatı sadece yüzde 13.2 arttı. Otomotiv satışlarındaki düşüş ihracatın gerilemesinde en büyük etken oldu. Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Konferans Salonu'nda TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin, düzenlediği basın toplantısı sırasında ihracat rakamları basın mensuplarına dağıtıldı.

TİM verilerine göre haziran ayı ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13,2 artışla 9 milyar 173 milyon dolar olarak olarak gerçekleşti.

2010 yılının ilk 6 ayındaki ihracat 53 milyar 345 milyon dolar, son 12 aydaki ihracat da yüzde 2.02 artışla 106 milyar 544 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.

Türkiye'nin haziran ayında toplam ihracatının yüzde 84,53'ünü gerçekleştiren sanayi grubunda yüzde 11,58 artışla 7 milyar 754 milyon 200 bin dolarlık, yüzde 11,72'sini oluşturan tarım grubunda yüzde 14,96 oranındaki artışla 1 milyar 74 milyon 932 bin dolarlık, yüzde 3,76'sını oluşturan madencilikte ise yüzde 54,52'lik artışla 344 milyon 569 bin dolarlık ihracat yapıldı.

Sanayi sektörü alt başlığı altında yüzde 65,11 payla ilk sırada yer alan sanayi mamulleri içinde en büyük payı yüzde 14,92'lik payla otomotiv endüstrisi alırken, otomotivi yüzde 12,81 payla hazır giyim ve konfeksiyon, yüzde 11,61 ile demir çelik ürünleri takip etti.

Aynı dönemde en yüksek ihracat artışı yüzde 54,12 ile madencilik ürünlerinde gerçekleşti. Madencilik ürünlerini yüzde 25,26 ile demir ve demir dışı madenler, yüzde 23,02 ile kimyevi maddeler ve mamulleri, yüzde 22,69 ile ağaç mamulleri ve orman ürünleri izledi.

Haziran ayında otomotiv endüstrisinin ihracatı yüzde 0,47 oranında, çimento ve toprak ürünleri ihracatı yüzde 8,88 oranında, su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatı yüzde 1,44 oranında, tütün ihracatı yüzde 4,76 oranında, meyve sebze mamulleri ihracatı da yüzde 1,69 oranında geriledi.










"2010 hedefi yakalanacak"

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, yılın ilk yarısında ulaşılan ihracat rakamının, 2010 için öngörülen 107.5 milyar dolarlık hedefe "rahatlıkla ulaşılacağını" gösterdiğini söyledi.

Çağlayan, "Her türlü zorluğa ve sıkıntıya rağmen ihracatımız artıyor. Ancak, ithalatımız daha hızlı artıyor. AB euro'nun değerini düşürürken, Çin yuan'ın değerini artırmamak için direnirken değerli TL, ihracattan çok ithalata katkı sağlıyor. Bunun etkisini büyümede de gördük. Artık herkes anlamalı, büyümenin anahtarı ihracattır" dedi.
TL bazında ihracat artışı yüzde 15,39

Miktar olarak bakıldığında, sırasıyla 1 milyar 369 milyon 153 bin dolar ile otomotiv endüstrisi, 1 milyar 174 milyon 890 bin dolar ile hazırgiyim ve konfeksiyon, 1 milyar 65 milyon 172 bin dolar ile demir çelik ürünleri, 1 milyar 52 milyon 705 bin dolar ile kimyevi maddeler ve mamulleri 1 milyar dolar ve üzerinde aylık ihracat gerçekleştiren alt sektörleri oluşturdu.

Geçtiğimiz ay ihracat artışı 2009'un aynı dönemine göre Türk lirası bazında değerlendirildiğinde yüzde 15,39 olurken, azalış yüzde 7,07 ile çimento ve toprak ürünleri ile yüzde 2,87 oranıyla tütünde gerçekleşti.

Almanya ilk sıradaki yerini korudu

Haziran ayında Türkiye ihracatında ilk 10 ülke sırasıyla Almanya, Birleşik Krallık, İtalya, Fransa, Irak, Rusya Federasyonu, İran, İspanya, ABD ve Suudi Arabistan oldu. Almanya en fazla ihracat yapılan ülkeler sıralamasında yüzde 9,73 pay ile yerini korurken, İsrail yüzde 1,86 pay ile 18. sırada yer aldı

Türkiye'nin ilk 20 ülkeye ilk 6 aydaki ihracatının toplamı 36 milyar 217 milyon 914 bin dolar seviyesinde olurken, bu dönemdeki toplam ihracat ise 53 milyar 345 milyon 718 bin dolar olarak gerçekleşti.

Haziran ayında gerçekleştirdikleri ihracata göre en fazla ihracat yapan birlikler ise İstanbul Maden ve Metal İhracatçı Birlikleri (İMMİB), Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB), İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB), Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB), Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB), Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), İstanbul İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği (İİB), Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB), Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği (DAİB), Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği (DKİB), Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (DETKİB), Antalya İhracatçı Birlikleri (AİB) ve Karadeniz İhracatçı Birlikleri (KİB) olarak sıralandı.

1 milyar doların üzerinde ihracat yapan genel sekreterlikler, 2 milyar 724 milyon 537 bin dolarla İMMİB, 1 milyar 491 milyon 676 bin dolarla UİB ve 1 milyar 325 milyon 727 bin dolarla İTKİB oldu.

TİM BAŞKANI NE DEDİ?

Türkiye İhracatçılar Meclisi Mehmet Büyükekşi, Türkiye'nin ilk çeyrek büyüme rakamlarının da dün açıklandığını hatırlatarak, kendilerinin daha önce yaptıkları değerlendirmede 2010 1. çeyreği için çift haneli büyüme tahmininde bulunduklarını ifade etti.

"Büyüme oranının yüzde 11,7 ile son derece yüksek çıkmasını çok olumlu" karşıladıklarını dile getiren Büyükekşi, "Türkiye OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke oldu. G-20 ülkeleri içinde ise Çin'den sonra en hızlı büyüyen ikinci ülke oldu. Çin ile büyüme oranımız arasında sadece yüzde 0,2'lik bir fark olduğunu da belirteyim" dedi.

Büyükekşi, şöyle konuştu:
"Yılın ilk 3 ayında ihracatımız yüzde 22,3 arttığı için bunun ülke büyümesini yukarı çekeceğini biliyorduk. İhracat bu ülkenin en önemli öncü göstergesi. Nitekim ihracat kriz sonrası dönemde tekrar büyümenin motor gücü oldu. Büyüme rakamlarının alt detayına baktığımızda imalat sanayindeki yüzde 20,6'lık büyümeyi görüyoruz. İçerdeki özel tüketim artışı yüzde 9,9, dolayısıyla üretim ihracata yöneldi. İhracat büyümeyi ateşledi. İstihdamı destekledi.

Hal böyle iken, dün yapılan 'dış ticaret büyümeyi desteklemedi' açıklaması, canını dişine takıp ülke ülke dolaşıp çok büyük bir çaba gösteren ihracatçıyı derinden yaraladı. 2003 yılından beri ihracat artışı ve büyüme doğru orantılı arttı. Eğer iç tüketimle büyüseydik enflasyon düşmezdi.

İhracat bize yılın ikinci çeyrek büyümesinin de yine yüksek olacağını söylüyor. Ancak yılın 3. ve 4. çeyreklerinde de büyümenin devam etmesi için ihracatın yüksek oranda artması gerekiyor. İhracat artışının sürmesi için tüm kurumlarımızla beraber çok büyük bir gayret göstermemiz gerekir."

"Kurdaki gelişmeler canımızı yakıyor"

Büyükekşi, kur ve paritede yaşanan sorunların kısa vadeli dalgalanmaları göstermediğini belirterek, çok uzun bir dönemde yaşanan gelişmelerin yansımasının görüldüğüne dikkati çekti.

Büyükekşi, "Kurdaki gelişmeleri sadece dün, bugün söylemiyoruz. Bu konu çok uzun süredir canımızı yakıyor. Bu sadece bir parite meselesi değil, bir kur sorunudur. Düşük kurdan sadece ihracatçı değil, ithal mal ile rekabet edemeyen sanayici de şikayetçidir. Bizim isteğimiz para otoritelerinin sadece fiyat istikrarına odaklanmaktan vazgeçmesidir" dedi.

Büyükekşi, bir yandan enflasyonla mücadele edilirken öte taraftan kur meselesi için istikrarlı sayılabilecek bir model geliştirilebileceğini Türkiye'nin bu noktada özgün modelini geliştirmek zorunda olduğunu söyledi.

Türkiye'nin yeni bir çıpaya ihtiyacı olduğunu, ihracatın ithalatı karşılama oranının yeni dönemin en temel istikrar çıpası olması gerektiğini anlatan Büyükekşi, "Kurdaki yüksek dalgalanmaların önüne geçmek için yönetilebilir önlemler almak mümkündür. Biz kur sigorta sistemi önerimizi yineliyoruz. Bunun için kur garanti fonu kurulmasını öneriyoruz. Kaynak olarak ta kısa vadeli sermaye kazançlarından yüzde 1 stopaj kesilmesini öneriyoruz. Oluşan yeni koşullara ayak uydurmak, oluşan kur şoklarına karşı ihracatçımızı ve kontratlarımızı korumak dönemsel garantiler getirmek ne kamu bütçesini sarsar ne de mali denkliğimizi" dedi.

Mehmet Büyükekşi, karsız ihracatın bu ülkeye ancak bir yere kadar fayda sağlayacağını, euro ile ihracat yapanların şu anda zarar ettiğini kaydetti.

İhracatçının üretimini sürdürebilmesi, yeni yatırımlar ve istihdamlar yapabilmesi için kar etmesi gerektiğini kaydeden Büyükekşi, "Son 5,5 ayda Türkiye'ye giren sıcak para 9 milyar doları buldu. Buna rağmen hala G-20 ülkelerindeki en düşük döviz rezervi bizde. Merkez Bankası son 2,5 yılda rezerv arttırmak bir yana rezervlerini 400 milyon dolar azaltmış. Biz Merkez Bankası'nın rezervlerini arttırması gerektiğini düşünüyoruz. Dalgalı kurdan vazgeçelim demiyoruz ama baskı altında bir dalgalı kur politikası istemiyoruz" dedi.

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Büyükekşi, "enerji fiyatlarıyla" ilgili bir soru üzerine, ihracatçının en önemli konusunun kurla ilgili olduğunu, konuşmasında da bunun için en çok kur konusuna vurgu yaptığını söyledi.

Büyükekşi, "Tabii ki enerji maliyeti bizim için büyük önem taşıyor. Uluslararası piyasalarda rekabet edebilmemiz için rakiplerimizle aynı şartlarda mücadele etmemiz gerekiyor. Enerji konusu gerçekten Türkiye'nin gerek elektrikte, gerek doğalgazda en önemli maliyet girdilerinden birisidir" diye konuştu.

CNN Türk