Amerikan Kongresi, Türkiye'nin dış politikasını tartıştı

Amerikan Kongresi'nde Türkiye'nin dış politikası tartışıldı. Dışişleri Komisyonu oturumunda söz alan yaklaşık 20 milletvekilinin çoğunluğu Türkiye'nin

Amerikan Kongresi'nde Türkiye'nin dış politikası tartışıldı. Dışişleri Komisyonu oturumunda söz alan yaklaşık 20 milletvekilinin çoğunluğu Türkiye'nin İran ve Ortadoğu politikalarını eleştirdi.

Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu'nda "Türkiye'nin Yeni Dış Politika Yönü ve Türk- Amerikan İlişkilerine Etkileri" başlıklı oturum düzenlendi. Sözde Ermeni soykırımı tasarısının geçmesinde büyük rol oynayan Komisyon Başkanı Demokrat Partili California milletvekili Howard Berman, Türkiye'nin politikalarını kaygı verici bulduğunu söyledi: Berman şöyle konuştu: "Türkiye'nin İran, İsrail, Filistinlilere yönelik politikalarındaki kaygı verici değişim ve bunun etkilerini değerlendiriyoruz. Bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi şöyle dedi: 'Türkiye'nin yönü ve Amerika'yla stratejik ortaklığına bağlılığı konusunda soru işaretleri var.' Benim de bu yönde kaygılarım var."

Türkiye'nin Hamas'la bağlarını rencide edici olduğunu söyleyen Berman, Türkiye'nin Amerika'nın "uluslararası terör örgütleri listesine saygı göstermesi gerektiğini" savundu.

Kongre üyesi Cumhuriyetçi Partili Florida Milletvekili Ileana Ros-Lehtinen de Türkiye'yle Amerika arasında beliren "görüş ayrılıklarının ikili ilişkilere ciddi zorluklar getirdiğini"savundu. Lehtinen, Amerikan Kongresi'nde böyle bir oturumun yapılıyor olmasının, ilişkilerdeki dönüm noktasına işaret ettiğini savundu.

OTURUMA UZMANLAR DA DAVET ELDİ

2005-2008 yılları arasında Ankara Büyükelçisi olan Ross Wilson, Türk- Amerikan ilişkilerinde inişlerle çıkışların yeni bir şey olmadığını vurguladı. İkili ilişkilerin çok zor bir dönemden geçtiği veya büyük bir dönüm noktasına gelindiği değerlendirmelerine katılmadığını söyleyen Berman, Türkiye'nin son dönemde olumsuz bir imaj yarattığı savına itiraz etmediğini de belirtti. İran'ın Türkiye'nin komşusu olduğunu belirten Wilson, Amerika'nın diplomatik girişimlerinin sonuç vermesi için Washington'un Ankara'ya ihtiyacı olduğunu vurguladı. Wilson, Türkiye'yle çalışmaktan başka seçenek bulunmadığını vuruladı.

Wilson, "Türkiye'yle çalışmaktan başka seçeneğimiz yok. Zor olabilir, zorlayıcı olabilir, karmaşık olabilir. Bütün girişimlerimiz devam etmek durumunda. Stratejik bir otaklığımız, sorunlu bir ortaklığımız olacak. Bu, bizim en önemli ve üzerinde çok durmamız gereken ilişkilerimizden biri olmaya devam edecek."

Amerikan Enterprise Enstitüsü uzmanı Michael Rubin de AK Parti hükümetinin Türkiye'nin yönünü Ortadoğu'daki daha aşırı uçlara yönelttiğini ve bu değişiklikten geri dönüşün, iktidar değişse bile kolay olmayacağını belirterek, "Tüm göstergelere rağmen Türkiye ne güvenilir bir müttefik ne de ılımlı bir güç" dedi. Amerikan yönetiminin Türkiye'ye F35 savaş uçağı satışını gözden geçirmesi ve İncirlik üssüne alternatif geliştirmesi gerektiğini savunan Rubin,Amerika'nın PKK terör örgütüne karşı Türkiye'ye verdiği desteği sürdürmesi gerektiğini de kaydetti.

Amerikan Alman Marshall Fonu uzmanı Ian Lesser da, Türkiye'deki değişimin Türk- Amerikan ilişkilerini etkilemekle kalmayacağını ifade etti. Lesser. "Sözünü ettiğimiz bu değişim Amerika'nın çıkarlarına da yansıyacak. Bu değişim Avrupa'nın güvenliği; Rusya'yla ilişkiler, füze savunma, enerji güvenliği, İran, Ortadoğu barışını etkileyecektir"dedi.

Washington Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Soner Çağaptay, Türkiye'nin son sekiz yıl içinde ne liberal demokratik bir ülke olabildiğini ne de arzu ettiği gibi tüm kesimlerle konuşabilen bir "merkez ülke" haline gelebildiğini savundu.

Öte yandan aynı gün kongrede Türk- Amerikan Asamblesi ATAA tarafından Ermeni isyanları konulu bir belgesel gösterilerek, Türkiye'nin tehcir politikası savunuldu. Geçen hafta da Ermeniler, kongrede soykırımı konu alan bir belgesel gösterimi yapmıştı