Yarsav Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu:
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, dünyada Milli Güvenlik Kurulu'na HSYK başkanı sokan başka bir devlet olmadığını söyledi.
Alevi Kadınlar Birliği ve Çamcı Köyü Sosyal Kültürel Eğitim ve Yardımlaşma Derneği (ÇEYAD) tarafından Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Çamcı köyünde 'Referandum Sürecinde Örgütlenme ve Anayasa' konulu bir panel düzenlendi. Köy okulunun bahçesinde gerçekleştirilen panel, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. Ali Aksüt'ün sunuculuğunu yaptığı panelde açış konuşmasını Çamcı Köyü Muhtarı İsmail Öztürmen yaptı.
Panelde konuşan YARSAV Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, hükümete yüklendi. Meslekten ihracının istenmesi konusunu gündeme getiren Eminağaoğlu, "2000'li yıllarda Türkiye hukuk devleti yol haritasını nereye çevirmiş? Darbelerden uzaklaşan, özgürlüğe, demokrasiye yeni bir yelken açan yeni bir demokrasiyle, Anayasa değişikliğiyle çıkıldı. Acaba Türkiye Cumhuriyeti gerçekten hukukun üstünlüğüne mi doğru yürüyor? Evet Türkiye bir açılım yapıyor. Bu açılım sadece darbe yapmak için üniforma gerekmez mi,
üniformasız, sivil de darbe yapılır açılımı mıdır? Bu sorunun yanıtı olarak, evet Türkiye'nin bu Anayasa değişikliğiyle yaptığı açılımın darbeler için üniforma şartını kaldırması olduğunu gerekçeleriyle sizlere anlatacağım" dedi.
12 Eylül yasası ile şimdiki Anayasa arasında fark olmadığını öne süren Eminağaoğlu, "Bu anayasa değişikliğiyle sokakta dolaşırken bir polis sizi yakalasaydı, hakkınızda darbeye teşebbüsten sizi yargılamadan cezalandırmaya kalkarlardı. Bu Anayasa'nın içeriği bu. 12 Eylül yasası ile şimdiki yasa arasında hiçbir fark yok. O zaman açılım ve özgürlük olarak sunulan metin, bir sivil darbe sürecini yönetecek bir metin. Ama başka söylemlerle bizim karşımıza geliyor. Kendi kurguladığınız Anayasa Mahkemesi'nden
sizin aleyhinize sonuç mu çıkacak? 22 kişilik kurulun 17'si doğrudan bakanın etkisi altında. Buna rağmen hangi yürütmeyi durdurma kararı çıkacak? Sonuç aynı sonuç. İktidar partisi belli şeyleri masaya koymuş, 82 Anayasası bu konuda değişecek diyor. Meclis de sadece o iktidar partisine göre çalışılır diyor. Bugün darbelerden hesap soruyoruz, 12 Eylül'ü yok ediyoruz diyenler, 12 Eylül sürecini yöneten yasayı Anayasa olarak sizlerin önüne getiriyorlar. Kenan Evren'den sokakta düdük çalan bekçi Murtaza'ya kadar
o madde herkesi kapsıyor. Yargılayacaksanız suç duyurusuna gerek yok. El koyarsınız, yargılarsınız. Geçici 5 ile milleti neden aldatıyorsunuz? 82'de Anayasa yapıldı. 2010 yılına kadar bir tek DGM'ler değişti" diye konuştu.
"YARGIYA GÜVENİYORSAN NEDEN DOSYANI YARGIDAN KAÇIRIYORSUN?"
Başbakan Recep Talip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemdeki dosyalarını soruşturmakla görevlendirildiğini ve bu soruşturmadaki dosyanın yargıdan kaçırıldığını iddia eden Eminoğaoğlu, "Toplumdaki meseleler ve yargıdaki dosyalar katlanarak gidiyor. Sıkıntıların siyasi irade tarafından çözülmesi. Yargının içinde sistemden kaynaklanan sorunlar katlana katlana gidiyor. Sizlerin açacağı dava sayısı azalmayacak ve yargı gerçek anlamda düzelme boyutuna gelmeyecek. Ben o soruşturmayı
yaptım ne oldu? Ben o soruşturmayı yaptığım için hedef oldum. Benim yaptığım soruşturma, Meclis'te dokunulmazlık olarak duruyor. Yargıya güveniyorsan neden bu dosyanı bugünkü yargıdan kaçırıyorsun, Meclis'te bekletiyorsun? O soruşturmayı yaptığım için hedef oldum" şeklinde konuştu.
Ülke gündemini aylardır meşgul eden ve tartışmalara konu olan 'Telekulak' konusunda da açıklamalarda bulunan Eminağaoğlu, "Türkiye'de yaptığım başvurular sebebiyle telekulağın üstüne gittiğim için ve telekulak gibi bir mesele olmamasına rağmen ülkede telekulak konusunda infial oluşturduğumu öne sürdüler. YARSAV hukuk için, sizlerin hakkı için yolunda aynı çizgide devem edecek. Ben Başbakan'ı soruşturduğum için hedef haline geldim. Önce biz bağımsız olmalıyız mücadelesini verdiğim için yargılandım.
Yaptıklarımın sonuna kadar arkasındayım ve yapmaya da devam edeceğim dedim. Osman Kaçmaz neden yargılandı? Başbakan ile Cumhurbaşkanı hakkında karar verdiği için hedef oldu. Yüksek Mahkeme'de yargılandığı için beraat etti. Önce hükümete gideceksiniz, iktidara, iktidar partisinin mensuplarına gideceksiniz" ifadelerini kullandı.
"HANGİ HAKİMLER HAKKINDA NE TÜR BİR BİLGİ TOPLAYIP, NASIL KULLANACAKSIN?"
Eminağaoğlu, "Tek tip yargı, yargı olamaz. Güvence olamaz demişim ve bu davayı kazanmışım. Bu kazandığım dava AB raporunda da aynen yer alıyor. Şimdi bu anayasayla bırakın Adalet Bakanlığı'nın yönetmesini, bakanın tek başına atama yaptığı adı Adalet Akademisi olan akademi hakim ve savcıları eğitecek. Nerede şimdi dün söylediğini söyleyen AB ve hükümet? Hükümet buna yargı bağımsızlığı diyor. Neyi, nasıl kandırıyor? AB kimlerin önünü açıyor, kimleri nasıl kandırıyor? AB bedava tercüme hizmetleri
veriyormuş. Bizde bu sempozyumu Türkçe ve İngilizce bastıralım ve görsünler dedik. Türkiye için bedava tercüme hizmetlerinin iptaline karar verildi. Dünyada bugün Milli Güvenlik Kurulu'na, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Başkanı'nı sokan başka bir ülke yok. Bu ancak diktatörlüklerde olabilir. Buna reform diyorlar. Bu reform değil. 3 ay önce kamu düzeni diye bir müsteşarlık kuruldu. Adalet Bakanı Müsteşarını o istihbari kurula soktular. Şimdi de o bakanın müsteşarı Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nda,
mutlaka orada tutulması gereken kişi olarak tutuluyor. Hangi hakimler hakkında ne tür bir bilgi toplayıp, nasıl kullanacaksın? Bana dünyada bunun bir tane örneğini göstersinler. Türkiye şu an Sırbistan'ı bile aratacak konuma doğru hızla ilerliyor. Yargıya ilişkin yapılanlar, bugün yargı üzerinden yürütülecek projeler var ve engelsiz biçimde bu projeleri yürütmek için yapılmaktadır. Bağımlı bir yargı oluşturmak için yapılmaktadır. 2 Ekim'de resmi gazetede, 'İstanbul'da bir finans merkezi kurulacak, faizsiz
bir y'p Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başönetim yapacak' dediler. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu da buna uygun bir mahkeme kuracak denildi. Bu finans merkezi Orta Doğu ile Türkiye üzerinden yönetilecek denildi" diye konuştu.
Panelde konuşan YARSAV Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, hükümete yüklendi. Meslekten ihracının istenmesi konusunu gündeme getiren Eminağaoğlu, "2000'li yıllarda Türkiye hukuk devleti yol haritasını nereye çevirmiş? Darbelerden uzaklaşan, özgürlüğe, demokrasiye yeni bir yelken açan yeni bir demokrasiyle, Anayasa değişikliğiyle çıkıldı. Acaba Türkiye Cumhuriyeti gerçekten hukukun üstünlüğüne mi doğru yürüyor? Evet Türkiye bir açılım yapıyor. Bu açılım sadece darbe yapmak için üniforma gerekmez mi,
üniformasız, sivil de darbe yapılır açılımı mıdır? Bu sorunun yanıtı olarak, evet Türkiye'nin bu Anayasa değişikliğiyle yaptığı açılımın darbeler için üniforma şartını kaldırması olduğunu gerekçeleriyle sizlere anlatacağım" dedi.
12 Eylül yasası ile şimdiki Anayasa arasında fark olmadığını öne süren Eminağaoğlu, "Bu anayasa değişikliğiyle sokakta dolaşırken bir polis sizi yakalasaydı, hakkınızda darbeye teşebbüsten sizi yargılamadan cezalandırmaya kalkarlardı. Bu Anayasa'nın içeriği bu. 12 Eylül yasası ile şimdiki yasa arasında hiçbir fark yok. O zaman açılım ve özgürlük olarak sunulan metin, bir sivil darbe sürecini yönetecek bir metin. Ama başka söylemlerle bizim karşımıza geliyor. Kendi kurguladığınız Anayasa Mahkemesi'nden
sizin aleyhinize sonuç mu çıkacak? 22 kişilik kurulun 17'si doğrudan bakanın etkisi altında. Buna rağmen hangi yürütmeyi durdurma kararı çıkacak? Sonuç aynı sonuç. İktidar partisi belli şeyleri masaya koymuş, 82 Anayasası bu konuda değişecek diyor. Meclis de sadece o iktidar partisine göre çalışılır diyor. Bugün darbelerden hesap soruyoruz, 12 Eylül'ü yok ediyoruz diyenler, 12 Eylül sürecini yöneten yasayı Anayasa olarak sizlerin önüne getiriyorlar. Kenan Evren'den sokakta düdük çalan bekçi Murtaza'ya kadar
o madde herkesi kapsıyor. Yargılayacaksanız suç duyurusuna gerek yok. El koyarsınız, yargılarsınız. Geçici 5 ile milleti neden aldatıyorsunuz? 82'de Anayasa yapıldı. 2010 yılına kadar bir tek DGM'ler değişti" diye konuştu.
"YARGIYA GÜVENİYORSAN NEDEN DOSYANI YARGIDAN KAÇIRIYORSUN?"
Başbakan Recep Talip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemdeki dosyalarını soruşturmakla görevlendirildiğini ve bu soruşturmadaki dosyanın yargıdan kaçırıldığını iddia eden Eminoğaoğlu, "Toplumdaki meseleler ve yargıdaki dosyalar katlanarak gidiyor. Sıkıntıların siyasi irade tarafından çözülmesi. Yargının içinde sistemden kaynaklanan sorunlar katlana katlana gidiyor. Sizlerin açacağı dava sayısı azalmayacak ve yargı gerçek anlamda düzelme boyutuna gelmeyecek. Ben o soruşturmayı
yaptım ne oldu? Ben o soruşturmayı yaptığım için hedef oldum. Benim yaptığım soruşturma, Meclis'te dokunulmazlık olarak duruyor. Yargıya güveniyorsan neden bu dosyanı bugünkü yargıdan kaçırıyorsun, Meclis'te bekletiyorsun? O soruşturmayı yaptığım için hedef oldum" şeklinde konuştu.
Ülke gündemini aylardır meşgul eden ve tartışmalara konu olan 'Telekulak' konusunda da açıklamalarda bulunan Eminağaoğlu, "Türkiye'de yaptığım başvurular sebebiyle telekulağın üstüne gittiğim için ve telekulak gibi bir mesele olmamasına rağmen ülkede telekulak konusunda infial oluşturduğumu öne sürdüler. YARSAV hukuk için, sizlerin hakkı için yolunda aynı çizgide devem edecek. Ben Başbakan'ı soruşturduğum için hedef haline geldim. Önce biz bağımsız olmalıyız mücadelesini verdiğim için yargılandım.
Yaptıklarımın sonuna kadar arkasındayım ve yapmaya da devam edeceğim dedim. Osman Kaçmaz neden yargılandı? Başbakan ile Cumhurbaşkanı hakkında karar verdiği için hedef oldu. Yüksek Mahkeme'de yargılandığı için beraat etti. Önce hükümete gideceksiniz, iktidara, iktidar partisinin mensuplarına gideceksiniz" ifadelerini kullandı.
"HANGİ HAKİMLER HAKKINDA NE TÜR BİR BİLGİ TOPLAYIP, NASIL KULLANACAKSIN?"
Eminağaoğlu, "Tek tip yargı, yargı olamaz. Güvence olamaz demişim ve bu davayı kazanmışım. Bu kazandığım dava AB raporunda da aynen yer alıyor. Şimdi bu anayasayla bırakın Adalet Bakanlığı'nın yönetmesini, bakanın tek başına atama yaptığı adı Adalet Akademisi olan akademi hakim ve savcıları eğitecek. Nerede şimdi dün söylediğini söyleyen AB ve hükümet? Hükümet buna yargı bağımsızlığı diyor. Neyi, nasıl kandırıyor? AB kimlerin önünü açıyor, kimleri nasıl kandırıyor? AB bedava tercüme hizmetleri
veriyormuş. Bizde bu sempozyumu Türkçe ve İngilizce bastıralım ve görsünler dedik. Türkiye için bedava tercüme hizmetlerinin iptaline karar verildi. Dünyada bugün Milli Güvenlik Kurulu'na, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Başkanı'nı sokan başka bir ülke yok. Bu ancak diktatörlüklerde olabilir. Buna reform diyorlar. Bu reform değil. 3 ay önce kamu düzeni diye bir müsteşarlık kuruldu. Adalet Bakanı Müsteşarını o istihbari kurula soktular. Şimdi de o bakanın müsteşarı Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nda,
mutlaka orada tutulması gereken kişi olarak tutuluyor. Hangi hakimler hakkında ne tür bir bilgi toplayıp, nasıl kullanacaksın? Bana dünyada bunun bir tane örneğini göstersinler. Türkiye şu an Sırbistan'ı bile aratacak konuma doğru hızla ilerliyor. Yargıya ilişkin yapılanlar, bugün yargı üzerinden yürütülecek projeler var ve engelsiz biçimde bu projeleri yürütmek için yapılmaktadır. Bağımlı bir yargı oluşturmak için yapılmaktadır. 2 Ekim'de resmi gazetede, 'İstanbul'da bir finans merkezi kurulacak, faizsiz
bir y'p Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başönetim yapacak' dediler. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu da buna uygun bir mahkeme kuracak denildi. Bu finans merkezi Orta Doğu ile Türkiye üzerinden yönetilecek denildi" diye konuştu.