Yıldırım: 'Başbakan'ın talimatıyla tutuklandık'
'İrticayla mücadele eylem planı' davasının 9. duruşmasında, 57 yıla kadar hapsi istenen Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım savunma yapıyor. Yıldırım, 'Yasama organı hiç de yürütme organından bağımsız kararlar almıyor. Başbakan2ın talimatıyla tutuklandık' dedi.
"İrticayla mücadele eylem planı" davasının 9. duruşmasında, 57 yıla kadar hapsi istenen Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım savunma yapıyor. Yıldırım, "Yasama organı hiç de yürütme organından bağımsız kararlar almıyor. Başbakan2ın talimatıyla tutuklandık" dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmada, 30 Nisan 2010'da tutuklanan Kurmay Albay Dursun Çiçek, tutuklu sanıklar Avukat Serdar Öztürk, Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım hazır bulundu.
Hakkında yakalama kararı bulunan Bedrettin Dalan ile tutuksuz sanıklar MİT İzmir Bölge Başkanı Özel Yımaz ile Bedrettin Dalan'ın Özel Kalem Müdürü İlhami Ümit Handan ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada, “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek, özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak, silahlı terör örgütüne üye olma, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme amacı dışında kullanma ve hile ile çalma" suçlarından hakkında 27 yıldan 57 yıla kadar hapis cezası istenen Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım savunma yapıyor.
Savunmasında, mahkemeye iki belge sunarak yasama organının yürütme organından bağımsız hareket etmediğini ispatlayacağını savunan Yıldırım, "Yasama organı hiç de yürütme organından bağımsız kararlar almıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gönderdiği talimatla 2 Kasım 2009'da tutuklandık. Sorgumuz sırasında Zekeriya Öz, Başbakanlığa bir yazı fakslıyor. Yazıda Aydınlık Dergisi'nde Başbakan Erdoğan ile KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat arasındaki konuşmanın ses kayıtlarının yayınlandığı ve bu kayıtların içeriğinin doğru olup olmadığı, resmi olarak kayıt edilip edilmediği ve kayıtların gizli olup olmadığı soruluyor" dedi.
Başbakanlık Müsteşarlığı'ndan 3 saat içerisinde savcılığa gönderilen "acele" ibareli cevap yazısında ise ses kayıtlarının devletin gizli kalması gereken belgeleri arasında olduğunun belirtildiğini söyleyen Yıldırım, "Sorgumuz sürerken birkaç saat içinde araştırma yapılarak bu yazı savcılara gönderiliyor. Ardından ise hakkımızda tutuklama kararı veren 9. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi İdris Arslan'ın önüne konuyor. Ve iki gazeteci tutuklanıyor. Tutuklanmamızın nedeni Başbakanlık Müsteşarlığı'ndan gelen fakstır. Hükümet bu gazetecileri tutuklayın demiştir. Mahkeme de tutuklamıştır. Sizin yargılama sonucunda vereceğiniz karar bu hukuksuzluğa son verilip verilmeyeceğini gösterecektir" diye konuştu.
Ses kayıtlarının resmen kayıt altına alınması için Bakanlar Kurulu kararı gerektiğini savunan Yıldırım, "Bu ses kayıtlarıyla ilgili böyle bir karar yok. Kayıtlar Başbakanlık Müsteşarlığı'nın gönderdiği faksla devlet sırrıymış gibi gösterilmiştir. Hakim İdris Arslan'ın üzerinde bir baskı oluşturmak için bu faks kullanılıyor. Resmen kayıt altına alınmayan konuşmanın devlet gizliliği olamaz" ifadesini kullandı.
CNN Türk
Hakkında yakalama kararı bulunan Bedrettin Dalan ile tutuksuz sanıklar MİT İzmir Bölge Başkanı Özel Yımaz ile Bedrettin Dalan'ın Özel Kalem Müdürü İlhami Ümit Handan ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada, “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek, özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak, silahlı terör örgütüne üye olma, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme amacı dışında kullanma ve hile ile çalma" suçlarından hakkında 27 yıldan 57 yıla kadar hapis cezası istenen Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım savunma yapıyor.
Savunmasında, mahkemeye iki belge sunarak yasama organının yürütme organından bağımsız hareket etmediğini ispatlayacağını savunan Yıldırım, "Yasama organı hiç de yürütme organından bağımsız kararlar almıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gönderdiği talimatla 2 Kasım 2009'da tutuklandık. Sorgumuz sırasında Zekeriya Öz, Başbakanlığa bir yazı fakslıyor. Yazıda Aydınlık Dergisi'nde Başbakan Erdoğan ile KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat arasındaki konuşmanın ses kayıtlarının yayınlandığı ve bu kayıtların içeriğinin doğru olup olmadığı, resmi olarak kayıt edilip edilmediği ve kayıtların gizli olup olmadığı soruluyor" dedi.
Başbakanlık Müsteşarlığı'ndan 3 saat içerisinde savcılığa gönderilen "acele" ibareli cevap yazısında ise ses kayıtlarının devletin gizli kalması gereken belgeleri arasında olduğunun belirtildiğini söyleyen Yıldırım, "Sorgumuz sürerken birkaç saat içinde araştırma yapılarak bu yazı savcılara gönderiliyor. Ardından ise hakkımızda tutuklama kararı veren 9. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi İdris Arslan'ın önüne konuyor. Ve iki gazeteci tutuklanıyor. Tutuklanmamızın nedeni Başbakanlık Müsteşarlığı'ndan gelen fakstır. Hükümet bu gazetecileri tutuklayın demiştir. Mahkeme de tutuklamıştır. Sizin yargılama sonucunda vereceğiniz karar bu hukuksuzluğa son verilip verilmeyeceğini gösterecektir" diye konuştu.
Ses kayıtlarının resmen kayıt altına alınması için Bakanlar Kurulu kararı gerektiğini savunan Yıldırım, "Bu ses kayıtlarıyla ilgili böyle bir karar yok. Kayıtlar Başbakanlık Müsteşarlığı'nın gönderdiği faksla devlet sırrıymış gibi gösterilmiştir. Hakim İdris Arslan'ın üzerinde bir baskı oluşturmak için bu faks kullanılıyor. Resmen kayıt altına alınmayan konuşmanın devlet gizliliği olamaz" ifadesini kullandı.
CNN Türk