BDP Muş Milletvekili Yaman: Demokratik ülkelerde genelkurmay başkanı iç siyasete müdahale edemez

BDP Muş Milletvekili M.Nuri Yaman, demokratik ülkelerde genelkurmay başkanlarının iç siyasete müdahale edemeyeceğini söyledi. Yaman, anayasa değişikli

BDP Muş Milletvekili M.Nuri Yaman, demokratik ülkelerde genelkurmay başkanlarının iç siyasete müdahale edemeyeceğini söyledi. Yaman, anayasa değişikliğiyle ilgili olarak BDP'nin Anadolu'da düzenlediği bölgesel toplantılar çerçevesinde geldiği Denizli'de gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Anayasa değişikliği içinde Kürtlere dair en ufak bir iyileştirme ve düzenleme olmadığını iddia eden Milletvekili Yaman, "Ölü olarak çıkmış bir düzenlemedir. Sonucu alınmayacak bir düzenlemedir. Anayasa'nın geçici 15. maddesi, bana göre işlerliği olmayan bir düzenlemedir. 12 Eylül yönetimiyle işbirliği içinde olan kişilerin yargılamalarında da yine kişisel birtakım davaların açılması zaman aşımına uğrayacaktır, taraflardan çoğu hayatta değildir fakat moral bir şeydir, motivasyondur. En azından geçmişle ilgili böyle bir şeyin olmasından dolayı insanlar bir noktada moral bakımından, 'Bakın bunlar bir şeyler yaptı.' derler.'' şeklinde konuştu.

Çatışan tarafların bir şekilde görüşmesinin sağlanmasına katkı yapabileceklerini ifade eden BDP Milletvekili Yaman, hükümetin olayları askere havale ettiğini öne sürdü. M.NuriYaman, "Bu konuda dayatmaya halen devam ediyor. Bakın size net açık söylüyorum, dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir çağdaş ülkede, hiçbir demokratik ülkede, hiçbir Avrupa Birliği ülkesinde bir genelkurmay başkanının iç siyasetle bu kadar birebir ilgili olduğu, iç siyaseti bu kadar günlük çalışması içinde dile getirmesi yok. Siyaseti yapacakların bugün askeri kesim, asker sivil bürokrasi, öyle söyleyeyim buna diğer bürokratik birimler de dahildir, bunlar siyaseti siyasetçiden daha çok yapıyor. Anayasa Mahkemesi'nin şimdiki ve geçmişteki kararları, tamamıyla siyasidir. Genelkurmay Başkanı'ndan kuvvet komutanlarına kadar hepsi siyasi demeçleriyle bu sürece müdahale ediyorlar." dedi.

Avrupa Konseyi İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi'nin İmralı'daki kapalı cezaevinin uluslararası standarta uygun olduğu raporu hakkındaki ise bilgisi olmadığını söyledi. Yakın bir tarihe kadar İmralı'nın dış güvenliğinin kanuna aykırı birimler tarafından sağlandığını iddia eden Yaman, şunları kaydetti: "Avukatlarından bize yansıyan kısmıyla hatırladığım kadarıyla zaman zaman Sayın Öcalan'ın hücresinde rahat uyumaması için gürültü çıkarmak suretiyle rahat bir dinlenme, rahat bir okuma imkanı sağlanmaması için zamanlı zamansız gidip kapısını kontrol etmek, mazgaldan içeriye bakmak ve laf atmalar şeklinde uygulamalar yapılmış. İşte bu bir işkencedir. Bu bir insan hakları ihlâlidir. Öyle olmasaydı, bir sıkıntı yaşanmasaydı bu dediğim dış korumanın artık Adalet Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından sağlanacağı söylenmezdi. İşkenceyi Önleme Komisyonu tarafından işkence olarak kabul edilmediyse ona diyeceğim bir şey yok ama bir insan, bulunduğu hücresinde ikide bir mazgalından gece yarıları veya belli belirsiz saatlerde gelinip kontrol ediliyorsa, dışarıda gürültü yapılıyorsa, kapı tokmağı veya kapısı çalınıyorsa ve kendisiyle ilgili olarak dışarıdan içeriye yüksek sesle laflar atılıyorsa, onu rahatsız edecek şeyler varsa bu bir işkencedir. İfade edilen bence buydu, fiziki bir işkence olmayabilir."