Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu 179. Basın Açıklamasını Gerçekleştirdi
Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu 179. basın açıklamasını gerçekleştirdi.
Belediye parkı önünde düzenlenen eylemde grup adına basın açıklamasını okuyan Akyazı Mazlumder Şube Başkanı Burhan Çimşit, "Anayasa Mahkemesi'nin millet iradesine ipotek koyma girişimlerinden sonuncusu bildiğiniz gibi son karar ile bir kez daha tescillenmiş oldu. Bu yönüyle bakıldığında aslında Anayasa Mahkemesi'nin yine anayasal bir suç işlediğini ve mahkemenin kendisini seçilmişlerin yerine koyarak hükümetin ve Meclis'in yetkisini gasp ettiğini söylemek herhalde yanlış olmayacaktır. Hukuk adına tam bir
skandal karar olan 367 kararının etkilerinden henüz kurtulamamışken şimdi de mahkemenin tamamen yetkisiz olarak anayasa paketiyle ilgili esasa ilişkin değerlendirmede bulunması, hukukun ayaklar altına alınması anlamına gelmektedir ve bundan sonra Anayasa Mahkemesi'nin alacağı kararların hukuken bağımsız olabilmesi imkansızlaşmaktadır" dedi.
27 Mayıs darbesinin ürünü olan, 12 Eylül darbesi ve 1982 anayasası ile bugünkü konumuna getirilen Anayasa Mahkemesi'nin kararı, yargı reformunun ne kadar gerekli ve öncelikli bir sorun olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu ifade eden Çimşit, "Ne yazık ki yargı vesayetinden kurtulamayan Türkiye'nin özgürlükler hukukunu koruyabilmesi ve üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçebilmesi giderek daha imkansız hale gelmektedir. Anayasa Mahkemesi'ne ve demokratikleşmenin önünü kesmeye çalışanlara halkımız
12 Eylül'de en güzel cevabı sandıkta verecektir. Halkımız 12 Eylül anayasasından ve ruhundan tümüyle kurtulmayı sağlayacak yeni bir anayasa istemektedir. Referanduma sunulacak mevcut değişiklik paketinin 12 Eylül anayasasından tümüyle kurtulma yönündeki taleplerimizi karşılamadığının bilincindeyiz. Ancak bu paket darbe anayasasının çöpe atılması yönünde önemli bir adımdır. Bu yüzden biz de tüm insan hakları savunucuları ve aklı başında olan herkes gibi 'Yetmez ama evet' diyoruz. Özgürlükten yana olan
herkesi 'Yetmez ama evet' demeye ve 12 Eylül rejimi ile yine 12 Eylül günü hesaplaşmaya davet ediyoruz" diye konuştu.
Grup basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldı.
(AY-İÇ-EA-Y)
skandal karar olan 367 kararının etkilerinden henüz kurtulamamışken şimdi de mahkemenin tamamen yetkisiz olarak anayasa paketiyle ilgili esasa ilişkin değerlendirmede bulunması, hukukun ayaklar altına alınması anlamına gelmektedir ve bundan sonra Anayasa Mahkemesi'nin alacağı kararların hukuken bağımsız olabilmesi imkansızlaşmaktadır" dedi.
27 Mayıs darbesinin ürünü olan, 12 Eylül darbesi ve 1982 anayasası ile bugünkü konumuna getirilen Anayasa Mahkemesi'nin kararı, yargı reformunun ne kadar gerekli ve öncelikli bir sorun olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu ifade eden Çimşit, "Ne yazık ki yargı vesayetinden kurtulamayan Türkiye'nin özgürlükler hukukunu koruyabilmesi ve üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçebilmesi giderek daha imkansız hale gelmektedir. Anayasa Mahkemesi'ne ve demokratikleşmenin önünü kesmeye çalışanlara halkımız
12 Eylül'de en güzel cevabı sandıkta verecektir. Halkımız 12 Eylül anayasasından ve ruhundan tümüyle kurtulmayı sağlayacak yeni bir anayasa istemektedir. Referanduma sunulacak mevcut değişiklik paketinin 12 Eylül anayasasından tümüyle kurtulma yönündeki taleplerimizi karşılamadığının bilincindeyiz. Ancak bu paket darbe anayasasının çöpe atılması yönünde önemli bir adımdır. Bu yüzden biz de tüm insan hakları savunucuları ve aklı başında olan herkes gibi 'Yetmez ama evet' diyoruz. Özgürlükten yana olan
herkesi 'Yetmez ama evet' demeye ve 12 Eylül rejimi ile yine 12 Eylül günü hesaplaşmaya davet ediyoruz" diye konuştu.
Grup basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldı.
(AY-İÇ-EA-Y)