Mhp Grup Toplantısı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sonunda pişmanlık emareleri göstermeye başladığını ve PKK'nın, birilerinin taşeronu olduğunu itiraf ettiğini belirterek, "Şimdi Türkiye, dikkatini Başbakan Erdoğan'ın terörün arkasında olduğunu açıklayacağı isimlere çevirmiştir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ' ın sonunda pişmanlık emareleri göstermeye başladığını ve PKK ' nın , birilerinin taşeronu olduğunu itiraf ettiğini belirterek , " Şimdi Türkiye , dikkatini Başbakan Erdoğan ' ın terörün arkasında olduğunu açıklayacağı isimlere çevirmiştir . Ya bunları Türk millet ile paylaşacaktır ya da kendi sorumluluğunu başkalarına atan ve bahane bulan ikiyüzlü siyasetçi olarak tarihe geçecektir " dedi .
MHP ' nin Meclis Grup Toplantısı ' nda konuşma yapan MHP lideri Bahçeli , son dönemde artan terör olayları , terörle mücadele ve demokratik açılıma ilişkin değerlendirmelerde bulundu . Artan terör saldırılarının Türkiye ' de neden olduğu infialin , Türk milletinin diğer bütün sorun ve sıkıntılarını şimdilik gölgede bıraktığını , terör ve bölücülükle mücadele konusunun gündemi oluşturduğunu belirten Bahçeli , bölücü terörün yaktığı ihanet ateşi ve hain saldırıların gün geçtikçe daha çok can alır hale geldiğini ve
yurdun her ocağından feryatlar yükselmeye başladığını belirtti . Hakkari ' deki terör saldırısının ardından Elazığ ' ın Palu ilçesinde bir Mehmetçiğin şehit olduğunu , dün akşam saatlerinde ise Diyarbakır ' ın Silvan ilçesine bağlı Bağdere Köyü Jandarma Karakolu ' na yapılan saldırıda ise bir askerin daha şehit düştüğünü ifade eden Bahçeli , bu sabah da İstanbul Halkalı ' da 3 asker ve bir subay kızının şehit olduğuna işaret etti . Bahçeli , " Kahraman evlatlarımız Aydınlı Mehmet Ali Tosun , Edirneli Oğuz Yelken , Edirneli
Mustafa Kayın , Muğlalı Sabahattin Derin , Zonguldaklı Ramazan Erdam , Kahramanmaraşlı Elas Esendere , Ankaralı Hüseyin Köksal , Mersinli Ömer Kara , Konyalı Süleyman Ballan , Ankaralı Yusuf Pazar , Sakaryalı Mutlu Saydan ve Mardinli Salih Albayrak milletimizin aziz hatıralarına ve vatan toprağımıza emanet edilmişlerdir . Elbette ki vatan ve bayrak sevgisi taşıyan milletimin her ferdi gibi bizim de acımız büyük , üzüntümüz sonsuz , tesellimiz imkansızdır " diye konuştu .
" TÜRK MİLLETİ İNFİAL HALİNDEDİR "
Şehit er Edirneli Mustafa Kayın ' ın çektirdiği fotoğrafın , aslında bütün şehitlerin uğruna canlarını verdiği mukaddesatların kutlu birer anısı olduğunu vurgulayan Bahçeli , bu fotoğrafın arka planında ' Satılmasın diye toprağım , yıkılmasın diye devletim , bölünmesin diye milletim , dalgalansın diye bayrağım , vatanım için ölür , vatanım için yaşarım , çünkü ben ülkemin neferiyim ' mısralarının yer aldığına işaret etti . Bahçeli , " İşte sözün bittiği yer burasıdır ve yiğitliğin , kahramanlığın , şahadetin başladığı an
bu sözlerde saklıdır . Ne kadar iftihar etsek , ne kadar bağrımıza bassak , ne kadar sahiplensek ve kayıplarıyla ne kadar üzülsek azdır . Onların haklarını helal edemeyiz , onlara olan borcumuzu ödeyemeyiz . Bütün şehitlerimize Cenab-ı Allah ' tan rahmet ve yaralılarımıza acil şifalar , başta kederli aileleri olmak üzere , milletimize ve silah arkadaşlarına sabır ve başsağlığı diliyorum . Türk milleti , bu hunhar saldırılar sonucunda ayaktadır ve infial halindedir . Şehitlerini bağrına basmış , terörü işbirlikçilerini ve
tahrikçilerini lanetlemiştir " şeklinde konuştu .
Bu vahim gelişmelerin arkasında terörün sona erdirilmesi için yıllardır yabancı ülkelerden icazet bekleyen , TBMM ' den verilmiş sınır ötesi askeri harekat yetkisini kullanmaktan kaçınan , günübirlik ve yanlış tedbirlerle saldırıları tırmandıran , kimlikleri tahrik ederek bölücülüğü azdıran AK Parti hükümetinin olduğunu öne süren Bahçeli , bu siyaset körlüğü , yanlış teşhisler , yıkıcı tedbirler , sözde açılım denen ihanet projeleri devam ettiği sürece hain saldırıların ve vatan evlatlarının kayıplarının sona
ermesi ve Türk milletinin terör ve bölücülük belasından kurtulmasının mümkün görülmediğini söyledi . Bahçeli , " Umudumuz ve beklentimiz , hükümetin diğer alanlarda olduğu gibi terörle ve bölücülükle mücadele politikasının iflasını ilan etmesidir . Bu elbette ki kayıplarımızı ve zararlarımızı geri getirmeyecektir . Ancak bundan sonraki süreçte yaşanacak kayıplarımızın önüne geçilebilmesi açısından bu dönüş isabetli olacaktır " şeklinde konuştu .
" PKK ' NIN ARKASINDAKİ GÜÇLERİN BAŞBAKAN TARAFINDAN BİLİNİYOR OLMASI , TERÖRÜN ÇÖZÜMÜNDE ÖNEMLİ BİR AŞAMA "
Bütün bu olanlardan sonra bugün Türk milletinin , yaşadıklarından ders çıkartmaya , karşısına kanlı tablo olarak çıkan tehdidin gerçek sorumlularını , açılımın aktörlerini görmeye başladığını kaydeden Bahçeli , " Bu bizim için bunca kayıptan sonra bir nebze olsun tesellimizdir " dedi .
Bir başka tesellilerinin ise , ifadelerinde bir samimiyet varsa Başbakan Erdoğan ' ın sonunda pişmanlık emareleri göstermeye başlaması ve onca işbirliği arayışından sonra PKK ' nın birilerinin taşeronu olduğunu itiraf etmiş bulunması olduğunu dile getiren Bahçeli , bu beyanatın çok önemli , ileriye bakabilmeleri açısından ise ümit verici olduğunu vurguladı . Bahçeli şunları söyledi :
" PKK ' nın arkasındaki güçlerin bu ülkenin Başbakanı tarafından biliniyor olması , terörün çözümünde çok önemli bir aşama , Başbakan Erdoğan ' ın zulüm arkadaşlarına kadar varacak kirli zincirin ortaya çıkması demektir . Türkiye ' deki kanlı güçlerin kimlerden destek aldıklarının öğrenilmesi , hatta hükümetin hangi suç ortaklarıyla kol kola girdiğinin , nasıl bir tuzağa düştüğünün bilinmesi anlamına da gelecektir . Başbakan ' ın bu açıklamasından sonra , yıllardır terörden büyük acılar çeken milletimiz kendisine kan
kusturan devletlerin kimler olduğunu öğrenmek istemektedir . Çok büyük maddi ve manevi kayıplarla 26 yılını alıp götürenlerin kimliklerini ve isimlerini bilmek istemektedir ve en tabii hakkıdır . Şimdi Türkiye , dikkatini Başbakan Erdoğan ' ın terörün arkasında olduğunu açıklayacağı isimlere çevirmiştir . Ya bunları Türk millet ile paylaşacaktır ya da kendi sorumluluğunu başkalarına atan ve bahane bulan ikiyüzlü siyasetçi olarak tarihe geçecektir . Biz bu konuda , terörün arkasındakileri bildiğini söyleyen Başbakan
Erdoğan ' ın yalan söylemeyeceğine inanmak durumundayız . Bu durumda ise kafamıza takılan ve cevabını aradığımız sorular şunlar olacaktır ve olmalıdır . PKK terör örgütünün arkasındaki güçler kimlerdir? PKK kimin taşeronudur? Bu taşeronlara karşı AK Parti hükümetinin aldığı tedbirler nelerdir? PKK ' yı kullandığı bilinen ülkelere karşı nasıl bir yaptırım uygulanmıştır? Şayet terörün arkasında oldukları bilinmesine rağmen bu güçlere ve devletlere suskun kalınmışsa şehitlerin vebalinin sorumluluğu kimde olacaktır?
Eğer , PKK terör örgütü birileri tarafından kontrol ediliyor ve bunu da Başbakan Erdoğan biliyorsa dökülen şehit kanlarının sorumluluğundan nasıl kurtulacaktır? Bu sorularımıza cevap verecek makam Başbakan ve bu görevi yürütmeye çalışan Recep Tayyip Erdoğan ' dır . TBMM Başkanı gibi sorumluluğu hükümette aramayıp topu memuru durumunda olan orduya veya polise mi atacaktır? İşin özü ve özeti şudur . AK Parti küresel siyasi taşerondur . PKK küresel silahlı taşerondur . Her iki taşeron , aynı merkezden ama ayrı ayrı
kanallardan ülkemizi yıkmak için küresel pazarlık usulü ile yıkım ihalesini almışlar ve işe çoktan koyulmuşlardır . Aralarında yıkıma erişmek için kıyasıya bir rekabetin olduğu ancak son gelişmelerle terör örgütünün ön aldığı anlaşılmaktadır . Bu aşamada tam bir acziyet ve şaşkınlık yaşayan Başbakan ' a tavsiyemiz , ikircikli ve yanardöner tavrından vazgeçerek , terörle ve bölücülükle mücadelede nerede duracağına ve kimin yanında yer alacağına açıklık getirmesidir . "
" GAZZE ' YE YARDIM KONUSUNDA HERKESE KAFA TUTAN AMA SIRA PKK ' YA GELİNCE EFENDİLERİNE TEPKİSİZ KALAN BU HÜKÜMETTİR "
AK Parti zihniyetinin tamamen dış dayatmalardan beslenen ve bölgesel oyunlardan kaynaklanan teslimiyetçi siyasetinin , tam ümitleri tükenme noktasındayken PKK terör örgütüne yeni bir kapı araladığını öne süren Bahçeli , bunun ise bölücülüğün siyasallaşması yolunda yeni ve daha önemli bir vasıta olan AK Parti kadrolarını kullanma imkanı verdiğini söyledi . AK Parti ' nin Anayasal değişim sürecini başlatmasıyla ihanetlerine ulaşma işaretleri alan örgütün , bu defa kanlı eylemlerle İmralı ' da yeniden terör
liderliği imkanına kavuşan bebek katilinin salıverilmesi için pazarlık başlattığını anlatan Bahçeli , eylemlerin tırmanışından maksadın , şehit haberleriyle sıkışan hükümetin elini zayıflatmak ve AK Parti ' nin kanlı eylemleri durdurması için yeniden kendisinden ricacı olunmasını sağlamak olduğunu belirtti . Bu nedenle bugün kirli bir pazarlığın bütün unsurlarının bir araya geldiğini , Türk milletinin malına , canına , birliğine yönelik kahpece saldırıların yoğunlaştığını dile getiren Bahçeli şunları kaydetti :
" Bütün bu sürecin sorumlusu ve müsebbibi AK Parti hükümetidir . Yanlışı , hatayı ve ihaneti başka adreste aramaya mahal yoktur . Bugün Mehmetçiği katledenlerin arkadaşları , dün Habur ' da davul-zurnalarla karşılanırken , bu namertliği ' umut verici gelişmeler ' diyerek izaha çabalayan bu hükümettir . Terör örgütü ile pazarlık yapan , açılım mezalimini demokratikleşme olarak gören , şehide kelle , katile sayın diyen bu hükümettir . Irak ' ın kuzeyinden gelerek vatanımıza kasteden şeref ve haysiyet yoksunlarını
destekleyen Peşmerge reisine abi diyen bu hükümettir . Dağlıca ' da , Aktütün ' de bayrağımızın yere düşmemesi , milletimizin rahat uyuması , bağımsızlığımızın gölgelenmemesi için şehitlerimizin kanlarını yerde bırakan bu hükümettir . Gazze ' ye yardım konusunda aceleci olan , herkese kafa tutan ama sıra PKK ' ya gelince efendilerine karşı tepkisiz kalan bu hükümettir . Zillete göz yuman , İmralı canisini rahat ettiren , ABD ' ye teslim olan , Irak ' ta Müslüman kanının akmasına seyirci kalan bu hükümettir . Ve çekilen her
sıkıntının ve ıstırabın sorumlusu , kanlı eylemleri gerçekleştiren hainler kadar bunlara fırsat ve cüret veren bu hükümettir , bu hükümetin Başbakanı Erdoğan ' dır . Başbakan Erdoğan ve kadroları artık tamamen tükenmiştir . Hükümet yönetim kabiliyetini tümüyle yitirmiştir . Ülkemizin sorunlarının çözüm inisiyatifi AK Parti ' nin elinden bütünüyle çıkmıştır . Milletin vicdanında meşruiyetini de haysiyetini de kaybetmiştir . Sahte kahramanlıklar , kuru hamasetten başka sığınacağı istismar alanı kalmamıştır . "
" OHAL TEKLİFİMİZ DOĞRUDUR , İSABETİMİZ TAMDIR "
Bahçeli , bugün erken genel seçime gidilmesinin şart olduğunu vurgulayarak , Türkiye ' nin daha fazla oyalanacak vakti ve bekleyecek mecali kalmadığını söyledi . Tırmanan terör dalgasının bütün yurtta hassasiyetini artırdığının , haklı öfke ve infiale neden olduğunun kalabalık cenaze törenleri ve terörü lanetleyen gösterilerle ortaya çıktığını belirten Bahçeli , Türk milletinin şehitlerini kucaklama yolunda gösterdiği kadirşinaslık ve sahiplenme duygusunun her türlü takdirin üstünde olduğunu ifade etti . Giderek
gerginleşen toplumun öfkesini yanlış mecralara boşaltacağı bir küçük kıvılcımın büyük olaylara neden olması ihtimalinin artmasından endişe ettiklerini kaydeden Bahçeli , bu konuda herkesin dikkatli ve sağduyulu olması gerektiğini vurguladı . Terörle mücadeleden başarıyla çıkılacağına dair beklentilerin zayıflamış olmasının ve bu mücadelenin sorumlu kurumları ve stratejileri ile birlikte sorgulanmaya başlanmasının da terörle mücadelenin sonucunu doğrudan etkileyecek kadar kritik bir konu olduğunu söyleyen
Bahçeli , terörün özellikle bir yörede yoğunlaşmasının , burada olağan yönetimlerin yetersizliğinin işareti olduğunu ifade etti . Terör örgütünün , hiç olmadığı kadar sokak desteği almaya başladığını , hain emellerini alenen kitleler üzerinden yaymaya ve meydan okumaya başladığını belirten Bahçeli , dilediği yerde eylem yapacak hareket ve olay üstünlüğüne sahip olduğunu , Türkiye ' nin gündemini belirlemede inisiyatif kazandığını anlattı . Birbiriyle yoğun irtibat ve koordinasyon gerektiren terörle mücadele
faaliyetlerinde kopukluk ve dağınıklık yaşandığına , disiplin ve uygulamada beraberliğin yeterince olmadığına dikkat çeken Bahçeli , bölgeye yayılmış terör eylemleri ve siyasallaşmış bölücülüğün bastırılması , yöre halkının terör tehdidinden kurtarılması ile güvenlik güçlerine ilave imkanlar sunarak kamu düzeninin istikrara kavuşturulması için Olağanüstü Hal ilan edilmesi gerektiğini geçtiğimiz gün diğer tekliflerle birlikte önerdiğini hatırlattı . MHP için medyada bu teklife yönelik yorum ve
değerlendirmelerden ziyade bilindik çevrelerin ve mihrakların görüş beyan etmelerindeki aceleciliğin çok manidar olduğuna dikkat çeken Bahçeli şöyle konuştu :
" Dikkatli olunuz ve takip ediniz . Kim yıkım projesini sahipleniyorsa sütunlarında OHAL ' e de karşı olanlar aynıdır . Kim , dün hepimizin Ermeniyiz demişse , bugün OHAL ' e karşı olanlar da aynıdır . Kim , Erbil ' de Peşmerge toplantılarına alkış tutmuşsa , bugün OHAL ' e köşelerinde karşı çıkan onlardır . Demek ki , teklifimiz doğrudur , hedefimiz doğrudur , isabetimiz tamdır . Elbette ki olağanüstü hal ilanı , yaşanan şartların bütünüyle değerlendirilmesi sonucu verilecektir . Ancak 1987 yılında ilk ilan edildiği tarihten
uzatılmadığı için kalktığı 2002 yılına kadar OHAL ' in varlığını gerektiren bütün şartlar bugün fazlasıyla mevcuttur . Şayet , açılımdan vazgeçilmesi , Kuzey Irak ' a karşı caydırıcılık stratejisinin uygulanması , Irak ' ın kuzeyindeki terör yuvalarına geniş çaplı bir kara harekatı yapılması , Kuzey Irak ' ta geçici güvenlik kuşağı oluşturulması , Kandil bölgesinin terör karargahı olmaktan çıkartılması ve terörist başının dış dünyayla temasının kesilmesi gibi somut önerilerimizin yanı sıra , olağanüstü hal ilanına yönelik
teklifimizin de dikkate alınmaması halinde , dökülecek kanların sorumluluğu ve vebali nafile toplantı ve boş sözlerle oyalananların üstünde kalacaktır . Ve unutmayalım ki aziz milletimiz süreci bir kez sorgulamaya başladığı takdirde , hiç kimse duyarsızlıklarının , körlüklerinin ve ihmallerinin bedelini ödemekten kurtulamayacaktır . Türk milletinin sabrı , sadakati , saygısı ve desteği sonsuza kadar hata yapmaya devam edeceklerin arkasında olmayacaktır . Buradan muhataplarını uyarıyorum . Bilinmelidir ki , bu ülkeye
zarar verenler yalnızca bölücü emellerin peşinde koşanlar değil , milletten aldığı siyasi sorumluluğun farkına varamamış olanlarla kalemlerini kiralamış işbirlikçi zavallı zihniyetlerdir . "
MHP ' nin Meclis Grup Toplantısı ' nda konuşma yapan MHP lideri Bahçeli , son dönemde artan terör olayları , terörle mücadele ve demokratik açılıma ilişkin değerlendirmelerde bulundu . Artan terör saldırılarının Türkiye ' de neden olduğu infialin , Türk milletinin diğer bütün sorun ve sıkıntılarını şimdilik gölgede bıraktığını , terör ve bölücülükle mücadele konusunun gündemi oluşturduğunu belirten Bahçeli , bölücü terörün yaktığı ihanet ateşi ve hain saldırıların gün geçtikçe daha çok can alır hale geldiğini ve
yurdun her ocağından feryatlar yükselmeye başladığını belirtti . Hakkari ' deki terör saldırısının ardından Elazığ ' ın Palu ilçesinde bir Mehmetçiğin şehit olduğunu , dün akşam saatlerinde ise Diyarbakır ' ın Silvan ilçesine bağlı Bağdere Köyü Jandarma Karakolu ' na yapılan saldırıda ise bir askerin daha şehit düştüğünü ifade eden Bahçeli , bu sabah da İstanbul Halkalı ' da 3 asker ve bir subay kızının şehit olduğuna işaret etti . Bahçeli , " Kahraman evlatlarımız Aydınlı Mehmet Ali Tosun , Edirneli Oğuz Yelken , Edirneli
Mustafa Kayın , Muğlalı Sabahattin Derin , Zonguldaklı Ramazan Erdam , Kahramanmaraşlı Elas Esendere , Ankaralı Hüseyin Köksal , Mersinli Ömer Kara , Konyalı Süleyman Ballan , Ankaralı Yusuf Pazar , Sakaryalı Mutlu Saydan ve Mardinli Salih Albayrak milletimizin aziz hatıralarına ve vatan toprağımıza emanet edilmişlerdir . Elbette ki vatan ve bayrak sevgisi taşıyan milletimin her ferdi gibi bizim de acımız büyük , üzüntümüz sonsuz , tesellimiz imkansızdır " diye konuştu .
" TÜRK MİLLETİ İNFİAL HALİNDEDİR "
Şehit er Edirneli Mustafa Kayın ' ın çektirdiği fotoğrafın , aslında bütün şehitlerin uğruna canlarını verdiği mukaddesatların kutlu birer anısı olduğunu vurgulayan Bahçeli , bu fotoğrafın arka planında ' Satılmasın diye toprağım , yıkılmasın diye devletim , bölünmesin diye milletim , dalgalansın diye bayrağım , vatanım için ölür , vatanım için yaşarım , çünkü ben ülkemin neferiyim ' mısralarının yer aldığına işaret etti . Bahçeli , " İşte sözün bittiği yer burasıdır ve yiğitliğin , kahramanlığın , şahadetin başladığı an
bu sözlerde saklıdır . Ne kadar iftihar etsek , ne kadar bağrımıza bassak , ne kadar sahiplensek ve kayıplarıyla ne kadar üzülsek azdır . Onların haklarını helal edemeyiz , onlara olan borcumuzu ödeyemeyiz . Bütün şehitlerimize Cenab-ı Allah ' tan rahmet ve yaralılarımıza acil şifalar , başta kederli aileleri olmak üzere , milletimize ve silah arkadaşlarına sabır ve başsağlığı diliyorum . Türk milleti , bu hunhar saldırılar sonucunda ayaktadır ve infial halindedir . Şehitlerini bağrına basmış , terörü işbirlikçilerini ve
tahrikçilerini lanetlemiştir " şeklinde konuştu .
Bu vahim gelişmelerin arkasında terörün sona erdirilmesi için yıllardır yabancı ülkelerden icazet bekleyen , TBMM ' den verilmiş sınır ötesi askeri harekat yetkisini kullanmaktan kaçınan , günübirlik ve yanlış tedbirlerle saldırıları tırmandıran , kimlikleri tahrik ederek bölücülüğü azdıran AK Parti hükümetinin olduğunu öne süren Bahçeli , bu siyaset körlüğü , yanlış teşhisler , yıkıcı tedbirler , sözde açılım denen ihanet projeleri devam ettiği sürece hain saldırıların ve vatan evlatlarının kayıplarının sona
ermesi ve Türk milletinin terör ve bölücülük belasından kurtulmasının mümkün görülmediğini söyledi . Bahçeli , " Umudumuz ve beklentimiz , hükümetin diğer alanlarda olduğu gibi terörle ve bölücülükle mücadele politikasının iflasını ilan etmesidir . Bu elbette ki kayıplarımızı ve zararlarımızı geri getirmeyecektir . Ancak bundan sonraki süreçte yaşanacak kayıplarımızın önüne geçilebilmesi açısından bu dönüş isabetli olacaktır " şeklinde konuştu .
" PKK ' NIN ARKASINDAKİ GÜÇLERİN BAŞBAKAN TARAFINDAN BİLİNİYOR OLMASI , TERÖRÜN ÇÖZÜMÜNDE ÖNEMLİ BİR AŞAMA "
Bütün bu olanlardan sonra bugün Türk milletinin , yaşadıklarından ders çıkartmaya , karşısına kanlı tablo olarak çıkan tehdidin gerçek sorumlularını , açılımın aktörlerini görmeye başladığını kaydeden Bahçeli , " Bu bizim için bunca kayıptan sonra bir nebze olsun tesellimizdir " dedi .
Bir başka tesellilerinin ise , ifadelerinde bir samimiyet varsa Başbakan Erdoğan ' ın sonunda pişmanlık emareleri göstermeye başlaması ve onca işbirliği arayışından sonra PKK ' nın birilerinin taşeronu olduğunu itiraf etmiş bulunması olduğunu dile getiren Bahçeli , bu beyanatın çok önemli , ileriye bakabilmeleri açısından ise ümit verici olduğunu vurguladı . Bahçeli şunları söyledi :
" PKK ' nın arkasındaki güçlerin bu ülkenin Başbakanı tarafından biliniyor olması , terörün çözümünde çok önemli bir aşama , Başbakan Erdoğan ' ın zulüm arkadaşlarına kadar varacak kirli zincirin ortaya çıkması demektir . Türkiye ' deki kanlı güçlerin kimlerden destek aldıklarının öğrenilmesi , hatta hükümetin hangi suç ortaklarıyla kol kola girdiğinin , nasıl bir tuzağa düştüğünün bilinmesi anlamına da gelecektir . Başbakan ' ın bu açıklamasından sonra , yıllardır terörden büyük acılar çeken milletimiz kendisine kan
kusturan devletlerin kimler olduğunu öğrenmek istemektedir . Çok büyük maddi ve manevi kayıplarla 26 yılını alıp götürenlerin kimliklerini ve isimlerini bilmek istemektedir ve en tabii hakkıdır . Şimdi Türkiye , dikkatini Başbakan Erdoğan ' ın terörün arkasında olduğunu açıklayacağı isimlere çevirmiştir . Ya bunları Türk millet ile paylaşacaktır ya da kendi sorumluluğunu başkalarına atan ve bahane bulan ikiyüzlü siyasetçi olarak tarihe geçecektir . Biz bu konuda , terörün arkasındakileri bildiğini söyleyen Başbakan
Erdoğan ' ın yalan söylemeyeceğine inanmak durumundayız . Bu durumda ise kafamıza takılan ve cevabını aradığımız sorular şunlar olacaktır ve olmalıdır . PKK terör örgütünün arkasındaki güçler kimlerdir? PKK kimin taşeronudur? Bu taşeronlara karşı AK Parti hükümetinin aldığı tedbirler nelerdir? PKK ' yı kullandığı bilinen ülkelere karşı nasıl bir yaptırım uygulanmıştır? Şayet terörün arkasında oldukları bilinmesine rağmen bu güçlere ve devletlere suskun kalınmışsa şehitlerin vebalinin sorumluluğu kimde olacaktır?
Eğer , PKK terör örgütü birileri tarafından kontrol ediliyor ve bunu da Başbakan Erdoğan biliyorsa dökülen şehit kanlarının sorumluluğundan nasıl kurtulacaktır? Bu sorularımıza cevap verecek makam Başbakan ve bu görevi yürütmeye çalışan Recep Tayyip Erdoğan ' dır . TBMM Başkanı gibi sorumluluğu hükümette aramayıp topu memuru durumunda olan orduya veya polise mi atacaktır? İşin özü ve özeti şudur . AK Parti küresel siyasi taşerondur . PKK küresel silahlı taşerondur . Her iki taşeron , aynı merkezden ama ayrı ayrı
kanallardan ülkemizi yıkmak için küresel pazarlık usulü ile yıkım ihalesini almışlar ve işe çoktan koyulmuşlardır . Aralarında yıkıma erişmek için kıyasıya bir rekabetin olduğu ancak son gelişmelerle terör örgütünün ön aldığı anlaşılmaktadır . Bu aşamada tam bir acziyet ve şaşkınlık yaşayan Başbakan ' a tavsiyemiz , ikircikli ve yanardöner tavrından vazgeçerek , terörle ve bölücülükle mücadelede nerede duracağına ve kimin yanında yer alacağına açıklık getirmesidir . "
" GAZZE ' YE YARDIM KONUSUNDA HERKESE KAFA TUTAN AMA SIRA PKK ' YA GELİNCE EFENDİLERİNE TEPKİSİZ KALAN BU HÜKÜMETTİR "
AK Parti zihniyetinin tamamen dış dayatmalardan beslenen ve bölgesel oyunlardan kaynaklanan teslimiyetçi siyasetinin , tam ümitleri tükenme noktasındayken PKK terör örgütüne yeni bir kapı araladığını öne süren Bahçeli , bunun ise bölücülüğün siyasallaşması yolunda yeni ve daha önemli bir vasıta olan AK Parti kadrolarını kullanma imkanı verdiğini söyledi . AK Parti ' nin Anayasal değişim sürecini başlatmasıyla ihanetlerine ulaşma işaretleri alan örgütün , bu defa kanlı eylemlerle İmralı ' da yeniden terör
liderliği imkanına kavuşan bebek katilinin salıverilmesi için pazarlık başlattığını anlatan Bahçeli , eylemlerin tırmanışından maksadın , şehit haberleriyle sıkışan hükümetin elini zayıflatmak ve AK Parti ' nin kanlı eylemleri durdurması için yeniden kendisinden ricacı olunmasını sağlamak olduğunu belirtti . Bu nedenle bugün kirli bir pazarlığın bütün unsurlarının bir araya geldiğini , Türk milletinin malına , canına , birliğine yönelik kahpece saldırıların yoğunlaştığını dile getiren Bahçeli şunları kaydetti :
" Bütün bu sürecin sorumlusu ve müsebbibi AK Parti hükümetidir . Yanlışı , hatayı ve ihaneti başka adreste aramaya mahal yoktur . Bugün Mehmetçiği katledenlerin arkadaşları , dün Habur ' da davul-zurnalarla karşılanırken , bu namertliği ' umut verici gelişmeler ' diyerek izaha çabalayan bu hükümettir . Terör örgütü ile pazarlık yapan , açılım mezalimini demokratikleşme olarak gören , şehide kelle , katile sayın diyen bu hükümettir . Irak ' ın kuzeyinden gelerek vatanımıza kasteden şeref ve haysiyet yoksunlarını
destekleyen Peşmerge reisine abi diyen bu hükümettir . Dağlıca ' da , Aktütün ' de bayrağımızın yere düşmemesi , milletimizin rahat uyuması , bağımsızlığımızın gölgelenmemesi için şehitlerimizin kanlarını yerde bırakan bu hükümettir . Gazze ' ye yardım konusunda aceleci olan , herkese kafa tutan ama sıra PKK ' ya gelince efendilerine karşı tepkisiz kalan bu hükümettir . Zillete göz yuman , İmralı canisini rahat ettiren , ABD ' ye teslim olan , Irak ' ta Müslüman kanının akmasına seyirci kalan bu hükümettir . Ve çekilen her
sıkıntının ve ıstırabın sorumlusu , kanlı eylemleri gerçekleştiren hainler kadar bunlara fırsat ve cüret veren bu hükümettir , bu hükümetin Başbakanı Erdoğan ' dır . Başbakan Erdoğan ve kadroları artık tamamen tükenmiştir . Hükümet yönetim kabiliyetini tümüyle yitirmiştir . Ülkemizin sorunlarının çözüm inisiyatifi AK Parti ' nin elinden bütünüyle çıkmıştır . Milletin vicdanında meşruiyetini de haysiyetini de kaybetmiştir . Sahte kahramanlıklar , kuru hamasetten başka sığınacağı istismar alanı kalmamıştır . "
" OHAL TEKLİFİMİZ DOĞRUDUR , İSABETİMİZ TAMDIR "
Bahçeli , bugün erken genel seçime gidilmesinin şart olduğunu vurgulayarak , Türkiye ' nin daha fazla oyalanacak vakti ve bekleyecek mecali kalmadığını söyledi . Tırmanan terör dalgasının bütün yurtta hassasiyetini artırdığının , haklı öfke ve infiale neden olduğunun kalabalık cenaze törenleri ve terörü lanetleyen gösterilerle ortaya çıktığını belirten Bahçeli , Türk milletinin şehitlerini kucaklama yolunda gösterdiği kadirşinaslık ve sahiplenme duygusunun her türlü takdirin üstünde olduğunu ifade etti . Giderek
gerginleşen toplumun öfkesini yanlış mecralara boşaltacağı bir küçük kıvılcımın büyük olaylara neden olması ihtimalinin artmasından endişe ettiklerini kaydeden Bahçeli , bu konuda herkesin dikkatli ve sağduyulu olması gerektiğini vurguladı . Terörle mücadeleden başarıyla çıkılacağına dair beklentilerin zayıflamış olmasının ve bu mücadelenin sorumlu kurumları ve stratejileri ile birlikte sorgulanmaya başlanmasının da terörle mücadelenin sonucunu doğrudan etkileyecek kadar kritik bir konu olduğunu söyleyen
Bahçeli , terörün özellikle bir yörede yoğunlaşmasının , burada olağan yönetimlerin yetersizliğinin işareti olduğunu ifade etti . Terör örgütünün , hiç olmadığı kadar sokak desteği almaya başladığını , hain emellerini alenen kitleler üzerinden yaymaya ve meydan okumaya başladığını belirten Bahçeli , dilediği yerde eylem yapacak hareket ve olay üstünlüğüne sahip olduğunu , Türkiye ' nin gündemini belirlemede inisiyatif kazandığını anlattı . Birbiriyle yoğun irtibat ve koordinasyon gerektiren terörle mücadele
faaliyetlerinde kopukluk ve dağınıklık yaşandığına , disiplin ve uygulamada beraberliğin yeterince olmadığına dikkat çeken Bahçeli , bölgeye yayılmış terör eylemleri ve siyasallaşmış bölücülüğün bastırılması , yöre halkının terör tehdidinden kurtarılması ile güvenlik güçlerine ilave imkanlar sunarak kamu düzeninin istikrara kavuşturulması için Olağanüstü Hal ilan edilmesi gerektiğini geçtiğimiz gün diğer tekliflerle birlikte önerdiğini hatırlattı . MHP için medyada bu teklife yönelik yorum ve
değerlendirmelerden ziyade bilindik çevrelerin ve mihrakların görüş beyan etmelerindeki aceleciliğin çok manidar olduğuna dikkat çeken Bahçeli şöyle konuştu :
" Dikkatli olunuz ve takip ediniz . Kim yıkım projesini sahipleniyorsa sütunlarında OHAL ' e de karşı olanlar aynıdır . Kim , dün hepimizin Ermeniyiz demişse , bugün OHAL ' e karşı olanlar da aynıdır . Kim , Erbil ' de Peşmerge toplantılarına alkış tutmuşsa , bugün OHAL ' e köşelerinde karşı çıkan onlardır . Demek ki , teklifimiz doğrudur , hedefimiz doğrudur , isabetimiz tamdır . Elbette ki olağanüstü hal ilanı , yaşanan şartların bütünüyle değerlendirilmesi sonucu verilecektir . Ancak 1987 yılında ilk ilan edildiği tarihten
uzatılmadığı için kalktığı 2002 yılına kadar OHAL ' in varlığını gerektiren bütün şartlar bugün fazlasıyla mevcuttur . Şayet , açılımdan vazgeçilmesi , Kuzey Irak ' a karşı caydırıcılık stratejisinin uygulanması , Irak ' ın kuzeyindeki terör yuvalarına geniş çaplı bir kara harekatı yapılması , Kuzey Irak ' ta geçici güvenlik kuşağı oluşturulması , Kandil bölgesinin terör karargahı olmaktan çıkartılması ve terörist başının dış dünyayla temasının kesilmesi gibi somut önerilerimizin yanı sıra , olağanüstü hal ilanına yönelik
teklifimizin de dikkate alınmaması halinde , dökülecek kanların sorumluluğu ve vebali nafile toplantı ve boş sözlerle oyalananların üstünde kalacaktır . Ve unutmayalım ki aziz milletimiz süreci bir kez sorgulamaya başladığı takdirde , hiç kimse duyarsızlıklarının , körlüklerinin ve ihmallerinin bedelini ödemekten kurtulamayacaktır . Türk milletinin sabrı , sadakati , saygısı ve desteği sonsuza kadar hata yapmaya devam edeceklerin arkasında olmayacaktır . Buradan muhataplarını uyarıyorum . Bilinmelidir ki , bu ülkeye
zarar verenler yalnızca bölücü emellerin peşinde koşanlar değil , milletten aldığı siyasi sorumluluğun farkına varamamış olanlarla kalemlerini kiralamış işbirlikçi zavallı zihniyetlerdir . "