BBP Genel Başkanı Topçu: Öfke ve acılarımız şuursuz ve fevri hareketlere meydan vermemeli

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, şehitlerin acısının milleti çılgına çevirdiğini belirterek bu saatten sonra soğukkanlı analiz v

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, şehitlerin acısının milleti çılgına çevirdiğini belirterek bu saatten sonra soğukkanlı analiz ve önerilerle birlikte sorunun çözümüne yönelik ciddi adımlar atmanın zamanının geldiğini söyledi. Hakkari'de dün yaşanan terör saldırısı ile ilgili olarak yazılı bir açıklama yapan Topçu, teröre ve terörizme karşı en iyi silahın Doğulusu-Batılısı, Kuzeylisi-Güneylisi ile birbirimize kenetlenmemiz ve sıkı bir milli birlik ve beraberlikten geçtiğini vurguladı. Topçu, Türkiye'de bir iç çatışma oluşturmak üzere hazırlanan her türlü provokasyona karşı dikkatli ve uyanık olunması gerektiğini ifade ederek, "Öfke ve acılarımız şuursuz ve fevri hareketlere meydan vermemelidir." dedi.

Yıllardır her şehit cenazesi ardından dillere pelesenk edilmiş "Terörle mücadelenin uzun soluklu ve sabır isteyen bir süreç" lafının lügatlerden çıkarmanın vaktinin geldiğini savunan Topçu, artık aynı sahneleri yaşamaktan moral değerleri dibe vurmuş milletimizin tahammül ve sabır sınırlarının zorlanmaya başladığını belirtti. Milletin çözüm beklediğinin altını çizen Topçu, "Türk devleti elinde imkanı olduğu halde neleri yapmıyor ya da yapamıyor?" diye sordu.

Bir bölücü terörist hareketin başarıya ulaşmasının "Terörün istismar edebileceği bir kitlenin mevcut olması; devletin, bu soruna sağlıklı bir teşhis koymakta ve gerekli etkin psişik, sosyal, ekonomik, istihbârî, inzibati ve askeri tedbirleri acilen tatbik etmekte yetersiz ve hatta acz içerisinde bulunması; bölücü terörist eylemin kuvvetli dış desteklerinin olması." gibi üç nedeni olduğunu dile getiren Topçu, Türkiye'de yıllardır kan akıtan terör örgütünün bu sayılan şartları sağladığını iddia etti.

TERÖR 26 YILDIR AKTİF TABAN BULAMADI

Terör örgütünün 26 yıldır aktif taban bulamadığını savunan Topçu, ancak buna karşı yeterli önlemlerin alınmasında da başarısız olunduğunu Topçu, şöyle devam etti: "Bir kere, devletimizin bu soruna teşhis koyup gerekli etkin psikolojik, sosyal, ekonomik, istihbârî ve inzibati tedbirleri yeterince almış olduğu kesinlikle söylenemez. Türkiye'de, ayrılıkçı siyasî Kürtçülük başta olmak üzere bilumum etnik bölücü hareketlerin daima, İmparatorluk zamanından bu yana, ideolojik ve ekonomik olarak merkezi, finansörü ve destekçisi dışarısı olmuş ve maalesef Türkiye bunlara karşı yeterli önlemler almakta başarısız kalmıştır. 'Kılıç çeken kılıçla düşer' buyuran hikmetli Türk ata sözünde ifade edildiği gibi, silaha başvuran her kim olursa olsun, kesinlikle silahla yok edilmelidir ki, hiç kimsede, Türklerin elinden zorla herhangi bir şey ve hele toprak alınabileceğine dair en ufak bir umut oluşmasın. Devletin göstereceği bu kesin kararlı, tavizsiz, mutlak caydırıcı tavır olmadan diğer tedbirlerin hiçbiri işe yaramayacağı gibi, tam aksine, bir bumerang şeklinde geriye teperek 'demek ki Türk'ün boğazını sıkınca elinden her şey alınabiliyormuş' gibi bir kışkırtıcı fikir de uyanabilir ve bu da her zaman için terörü besleyen kuvvetli bir damar demektir. Bunun yanında, teröre destek veren iç finans kaynakları, uyuşturucu ve mafya tarzı örgütlenmeler de yok edilecek şekilde çökertilmelidir. Ayrıca, terörün dış kaynaklarına karşı ise harici destek ve finans sağlayan kaynaklar üzerinde, devletin kesin kararlı ve gerekirse 'misli ile karşılık verme' politikası son derece etkili rol üstlenecektir."

SABİT KARAKOL SİSTEMİ DEĞİŞTİRİLMELİ

"İnsan düşündüğü, devlet koruduğu müddetçe" diyen Topçu şu önerilerde bulundu: "Çete faaliyetlerine ve gizli örgütsel terör eylemlerine karşı, düzenli ordularla açık mücadele stratejileriyle netice almak mümkün değildir. Terör örgütü, vur-kaç taktikleri ile korku, panik ve dehşet yaratarak sansasyonel eylemlerle zarar vermekte ve sesini duyurmaktadır. Bu itibarla; uzun süre uykuda kalan, fırsat bulunca terör eylemi yapan, hücreler halinde şehir ve kırsalda faaliyet gösteren, gündüz tarlada çiftçi ve fabrikada işçi olup gece mayın döşeyen bir oluşuma karşı mücadele; istihbarat, takip, tespit ve elebaşılarını imha görevi yapacak, inisiyatif alabilecek ve koyabilecek iyi yetiştirilmiş personelle yapılmalıdır. Bunun adına 'Mobil Birlikler' diyorum. Çok iyi yetiştirilmiş asker ve emniyet personelinden müteşekkil olacak tamamen yasal ve hukuk güvencesinde olacak birimler ihdas edilmeli. Bunlar, terör örgütünün taktik, metot strateji ve eylem niteliklerini bilen, buna göre vatandaştan teröristi ayıracak ve vatandaşa zarar vermeden enterne edecek yeteneklere sahip olacaktır. Sadece militan unsurlarla değil, onlara lojistik destek ve para veren yurt içi ve dışı tüm unsurlarla karşı, öncesi sonrası veya okyanus ötesi diye ayırmadan etkin ve kararlı mücadele edilmeli.

Sabit karakol sistemi değiştirilmelidir. Belirli ve güvenlikli lojistik ve intikal merkezleri dışında karakol olmamalıdır. Stratejik noktalara sızarak konuşlanan geçici ve hareketli timlerle bu ihtiyaç karşılanmalıdır. Mevcut sınırlarımız terörle mücadelede Türk Silahlı Kuvvetlerine dezavantaj sağlamaktadır. Bunun için terör yok edilinceye kadar Türkiye Gabara sırtını dayayacak şekilde bir tampon bölge oluşturmalıdır."

TAMPON BÖLGE OLUŞTURULMALI İDAM GERİ GETİRİLMELİ

Terör yok edilinceye kadar Türkiye'nin Gabar'a sırtını dayayacak şekilde bir tampon bölge oluşturmasını isteyen Topçu, "Sınırlarımız bizzat Türk uydu sistemleri tarafından takip edilmelidir. Aynı zamanda uydudan kontrol edilecek sensörler aracılığı ile mayın taramaları yapılmalıdır. İdam mutlaka geri getirilmelidir. Teslim olmayan her terör örgütü üyesi ve elebaşıları yaptıkları zulmün karşılığının idam olduğunu muhakkak bilmelidir. Türkiye bu kadar tecrübeden sonra başta ABD olmak üzere istihbarat işbirliği ve paylaşımına güvenerek hareket etmemelidir. Mutlaka kendi bağımsız istihbarat örgütü ile bu mücadeleye devam etmelidir. İstihbarat birimleri arasında koordinasyonu sağlayacak ve değerlendirilecek bir yapı kurulmalıdır. Terörizmle mücadele için uzun vadeli ve sürdürülebilir bir programı uygulamaya koymalıyız. Terör örgütünün istismarlarını önlemek ve insan kaynağını kurutmak zorundayız. Bu sebeple; göçü önleyecek, insanları doğduğu yerde üreten, çalışan, mutlu olan kişiler olarak yaşatacak ekonomik tedbirler almalıyız. En ücra noktalara kadar eğitimi götürmeliyiz. Ortak milli ve manevi değerlerimiz etrafında bir aidiyet duygusu oluşturulmalıdır ve milli kimlik bilinci güçlendirilmelidir. Okullarımızda terörün yakıcı ve yıkıcı yönlerini iyi anlatacak dersler verilmelidir. Teröre ve terörizme karşı psikolojik harekat iyi yönetilmelidir. Ortak tavır refleksi sağlanmalıdır." şeklinde konuştu.

BDP KÜRTLERİN TEMSİLCİSİ DEĞİL

Barış ve Demokrasi Partisi'nin Kürtlerin temsilcisi olmadığını vurgulayan Topçu, BDP Genel Başkanı'nın "Çatışmalı ortam devam ettiği müddetçe gerek PKK'lı olsun, gerek asker veya köy korucusu olsun bu insanların yitirildiğini görüyoruz. Biz hiçbir insanın ölmesini istemiyoruz." dediğini aktardı.

Bugün Türk askeri ile eşkıyayı aynı kefeye koyan bu zihniyeti şiddetle kınadığını ve TBMM içinde bu insanların varlığını ciddi bir çelişki olarak gördüğünü açıklayan Topçu, eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Biz teröre bulaşmamış terörle organik ve inorganik bağ kurmamış, terörü bir mücadele ve muhalefet aracı olarak tasvip etmemiş her siyasal organizasyonun kapatılmasına karşıyız. Ama bunlar pişkin pişkin hala, ortak akıldan, uzlaşmadan ve demokratik siyasetten dem vurmaya devam ediyorlar. Bütün BBP mensupları ve vatandaşlarımız, terörün ülkemizi bölmek ve parçalamak hedefini bir an için akıldan çıkartmamalıdır. Unutmayalım ki; Kürt-Türkmen, Alevi-Sünni, Laz-Çerkez hepimiz bir milletin mensuplarıyız ve kardeşiz. Ortak düşmanımız bölücü terör örgütüdür. Terörle mücadelede ve teröre karşı tepkide farklı mezhep ve aşiretlerimizin ortak tavır geliştirebilmesi en güçlü silahımızdır. Her şeye rağmen milli bilinç ve birliğimizin ortaya çıkaracağı enerji bölücü ihaneti kahredecektir. Türk Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olarak ebed-müddet yaşayacaktır."