Binzet: Benim bazı para taleplerim oldu, ama bunun ifade değiştirmemle ilgisi yok

Eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ve korucubaşı, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın yar

Eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ve korucubaşı, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılandığı faili meçhuller davasına devam edildi.

Tanık olarak dinlenen Mehmet Nuri Binzet, daha önce Temizöz ve Atağ aleyhinde verdiği kendi ifadelerini yalanlamayı sürdürdü. Bunun üzerine mahkeme heyeti, cezaevinde yaptığı görüşler ve telefon görüşmelerinde geçen 'ifade değiştirmesi karşılığında para teklifi'ni sordu. Binzet, "Benim bazı akrabalarımdan para teklifim oldu, ama bunların davayla ilgisi yok." dedi.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen faili meçhuller davasının bugünkü duruşmasında Mehmet Nuri Binzet'in ifade verme işlemi tamamlandı. Ardından çapraz sorguya geçildi. Mahme başkanı, daha önce poliste ve savcılıkta verdiği ifadeleri Binzet'e hatırlattı. Ancak Binzet, Temizöz ve Atağ aleyhindeki bütün sözlerini reddetti, bunların polis ve savcı tarafından uydurulduğunu ileri sürdü.

Çapraz sorgu sırasında görüşme kayıtları gündeme geldi. Hâkim, 2 Temmuz 2009 tarihinde eniştesi Nihat'la yaptığı görüşmeye ait bilirkişi raporunu Binzet'e okudu. Görüşmede şu ifadeler kullanılıyor:

Nihat: Bu 25 bin meselesi... Sen benim hatırım için 10 binden vazgeç.

Binzet: Olmaz.

Nihat: Tamam 25 bin hazır. Sen ifadeni değiştir, ayda 400-500 olarak vereceğiz.

Binzet: Olmaz. Hepsi peşin olursa değiştiririm. 2 -4 yıldır bunalımda olduğumu, bunların hayal ürünü olduğu şeklinde yeni bir ifade veririm. Kamil benimle uğraşmasın yoksa tecavüz olayını da anlatırım.

Bu telefon görüşmesine ait kayıtta cımbızlama olduğunu ileri süren Mehmet Nuri Binzet, parayla ifade değiştirmesinin mümkün olmadığını savundu. Sanıkların aleyhinde ifade vermesi için bazı kişilerin kendisine para teklifinde bulunduğunu ileri süren Binzet, İHD Diyarbakır Şuba Başkanı Muharrem Erbey'in kendisine 1 -2 defa para yatırdığını söyledi ve bunlara ait dekontu mahkemeye sundu.

Mahkeme heyeti, daha sonra 23 Haziran 2009 tarihinde Ali Lütfi, Abdülhahit ve Özden isimli şahıslarla yaptığı görüşmeyi sordu. Konuşma özetle şöyle:

Binzet: O adam bana 30 milyar, İlkay 20 milyar gönderecekti. Ben eğer ifade değiştirmesem ceza bitmezdi. Ferhatların üzerinden aldım.

Özden: Önce itiraf ettin, sonra ifade değiştirdin.

Tanık Binzet, söz konusu konuşmanın görülen davayla ilgili olmadığını, açıklama yapmayacağını belirtti. Ardından mahkeme heyeti, 'Vallahi billahi ben para almadan vazgeçmem, hiçbir şeyi değiştirmem, avukatlarla görüşmem.' şeklindeki başka bir konuşmasını hatırlattı. Binzet, bunun da davayla ilgili olmadığını, Cizre'de bıraktığı eşyalarla ilgili olabileceğini kaydetti.

Binzet'e 9 Haziran 2009'da Abdülhamit isimli akrabasıyla yaptığı görüşme de soruldu. Binzet, bu konuşmada geçen, 'Hayatımın garantisini almadan vazgeçmem. İfadelerimin hepsini değiştirirsem mahvolurum. Tüm dediklerimi yapsınlar yoksa hiçbiri çıkamaz. 50 milyar getirdiler getirdiler, yoksa gitsinler.' Binzet, bu konuşmayı hangi konuyla ilgili yaptığını hatırlamadığını ancak Mersin'deki avukatı İlkay'dan 75 bin TL alacağı olduğunu söyledi.

Mahkeme heyeti, son olarak 30 Haziran 2009'da Abdülhamit ve Özden isimli şahıslarla yaptığı konuşmaya dikkat çekti. Binzet, 'Berivan meselesini de söylerim. Belgeleri herkese gösteririm, Kamil ölene kadar hapiste yatar. Üzerinden zaman geçmesin, hemen yapsınlar.' şeklinde ifadelerin yer aldığı konuşmanın özel hayatıyla ilgili olduğunu belirtti.

Mehmet Nuri Binzet'in mahkemede reddettiği ifadelerinden bazıları şöyle:

"- 1991 yılında ağabeyimin 54 korucusu vardı. Halk komple PKK'lıydı. Bizim gıda malzememiz askeri helikopterle Diyarbakır'dan geldi.

- Hizbullah'ın Cizre'deki sorumlusu olan Şeyh Mehmet Zeki ile ağabeyim Kamil çok samimiydi. Gizli görüşmeler yapıyorlardı. Bu görüşmelere üst düzey askeri yetkililer de katılıyordu. Bir gün Hizbullah – PKK çatışması çıktı. Biz de Hizbullah'a destek verdik. Çatışma sürünce özel harekattan destek istedik. Özel harekat yanlışlıkla Hizbullahçıları taradı. 2 Hizbullahçı yaralandı. Yaralı Hizbullahçıları polis yakaladı. Ağabeyim Kamil Atağ, jandarmayla görüştü. Jandarma, bu kişileri polisten aldı, tedavi etti, ağabeyime verdi. Ağabeyim de Şeyh Mehmet'e teslim etti.

- Şeyh Mehmet Zeki bir çatışmada öldü. Onun yerine geçen Mehmet Sait, Kuştepe köyünü boşalttırdı. Bekar evleri açtılar. Köyde yaklaşık 100 kadar genci yetiştirdiler. Jandarma kendilerine destek veriyordu.

- Mehmet Sait, ağabeyim ve Temizöz arasında gizli toplantılar yapılıyordu. Hizbullah'a 'çakı' ve 'çekiç' gibi kodlar vermişlerdi. Jandarma hem bize hem de onlara mühimmat veriyordu.

- Hizbullahçılar, korucular, itirafçılar ve jandarma birlikte hareket ediyordu. Hizbullah bugüne kadar bir jandarma görevlisi dahi öldürmemiştir.

- Derviş Özalp isimli kişiyi PKK'ya arsa verdiği gerekçesiyle aldık, sorgulandı. Nusaybin çıkışındaki köprünün altında sorgulandı. Ben köprünün üstüne çıktığımda yanında Abdulhakim Güven ve Kamil Atağ vardı. 14-15 el silah sesi duydum."