Tek'e Tek programına konuk olan Yusuf Kaplan'ın iddiaları tartışılıyor
Teke Tek'e konuk olan yazar Yusuf Kaplan'ın, 'Suudi Arabistan'dan Türkiye'ye 15 milyar dolar geldi' iddiası gündeme bomba gibi düştü.
Fatih Altaylı’nın hazırlayıp sunduğu Teke Tek’e önceki akşam konuk olarak katılan Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Yusuf Kaplan çarpıcı bir iddiada bulundu.
Kaplan, Suudi Arabistan’dan Türkiye’ye 15 milyar dolar para geldiğini ve Türkiye’nin krizden bu yüzden etkilenmediğini söyledi. Habertürk’ün sorularını yanıtlayan Kaplan, “Arşivlere bakarsanız, bu konuyla ilgili Fehmi Koru’nun da yazdığını görürsünüz. Suudi Arabistan Kralı Abdullah iki kez üst üste Türkiye’yi ziyaret etti. İlki 2006’da, diğeri 2007’de.
Bugüne kadar yaşanmamış bir ziyaret zinciriydi bu. Aynı dönem ABD’nin,Türkiye’deki finans sistemini zorlayan bir müdahalesi de vardı. İşte o dönemde Türkiye’ye Suudi Arabistan’dan 15 milyar dolar geldi. Bu para akışının ayrıntılarını bilmiyorum ama tabii ki Kral Abdullah bu parayı ‘Türkiye ekonomik krize girmesin’ diye vermemiştir.Mutlaka iki ülke arasında yapılan
görüşmeler vardır. Bu görüşmeler sonrasında bu büyük meblağ Türkiye’ye girmiştir’’ dedi.
Yusuf Kaplan, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki derin ilişkilere de dikkat çekti: “Bu ilişki herkesin malumu. Suudi Arabistan Türkiye’ye 15milyar dolar getirerek önemli bir riski göze aldı. Çünkü ABD, bu para akışından dolayı Suudiler’e hesap sorabilir.’’ Programın konuklarından Reşat Volkan Günel’in “Siz nereden biliyorsunuz?’’sorusunu Kaplan, “Bilenler biliyor. 2006 Haziran ayında Türkiye ekonomik krizden döndü. Büyük bir kriz vardı. Teşekkür etmemiz gerek’’ diye yanıtladı.
Adını açıklamak istemeyen bir başka gazeteci ise Suudi Arabistan’dan 2007’de Türkiye’ye para geldiğini ama bunun ne kadar olduğunu bilmenin çok zor olduğunu söyledi: ‘’2006 Haziranı’nda Türkiye’den 25 milyar dolar çıktı. Buna rağmen Türkiye sıkıntıya girmedi. Merkez Bankası Başkanı da o dönemde Türkiye’nin 2006 Haziranı’nda küresel mali krizden daha büyük bir krizi atlattığını söyledi. Bu denge nasıl sağlandı? Körfez sermayesiyle. Öyle ki, Türkiye’ye giren Körfez sermayesi sonucunda Türkiye’de dolar kuru
büyük ölçüde sabit tutulabildi. Türkiye böyle bir dönemde IMF ile yollarını ayırabildi ve Yunanistan’ın düştüğü duruma da düşmedi. Bu Türkiye’nin güçlü bir döviz rezervinin olduğunu gösteriyor. Diğer bir deyişle Körfez sermayesinin Türkiye’ye geldiğini de ispatlıyor. Bunu sadece hükümet iradesiyle değil devlet iradesiyle açıklayabiliriz.’’
Kaplan, 15 milyar doların portföy yatırımı ya da nakit olarak geldiğini ima etti. Kaplan’ın sözünü ettiği dönemdeki ne tesadüftür ki, mevduat artışı ve portföy yatırımındaki artışlar da dikkat çekiyor. Kaynağının Suudi Arabistan olup olmadığı bilinmese de Mayıs 2006’da bankalardaki mevduatta aylık artış 23.5 milyar lira (Yüzde 10) ile rekor kırdı. Mevduatta bir önceki ayki artış sadece 900 milyon liraydı. Her ne kadar o dönem de faizlerdeki hızlı yükseliş paranın mevduata yönelmesine neden olsa da bankalardaki mevduat artışı hiçbir zaman yüzde 10’ları bulmamıştı. Aylık ortalama artışlar yüzde 2-3’lü seviyelerde seyretmişti. Yine Kral Abdullah’ın Türkiye’yi ziyaret ettiği Kasım 2007 ile Mart 2008 arasındaki 4 ayda mevduatın 25 milyar lira birden fırlaması bire bir buna işaret etmese de oldukça dikkat çekici. Söz konusu paranın gelebileceği bir başka yol ise portföy yatırımı. Yabancıların toplam portföy yatırımları ise 2006 yılıyla artışa geçti. 2005 yılında 72.6 milyar dolar yabancıların portföy yatırımları, 2006 yılında 84.4 milyar dolar, 2007 yılında 120.6 milyar dolar oldu.
Suudi Arabistan Kralı Abdullah, Türkiye’ye Ağustos 2006 ve Kasım 2007’de olmak üzere 2 yılda iki kez ziyarette bulunmuştu. Ancak özellikle ikinci ziyareti çok konuşulmuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Swiss otel’e gidip Kral ile görüşmesi, günlerce “Cumhurbaşkanı Suudi Kralı’nın ayağına gitti” tartışması yaşanmasına neden olmuştu.
Yeni Şafak Gazetesi yazarı Yusuf Kaplan’ın iddialarını sorduğumuz Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise “Programı izleme şansım olmadı. İddiaları dinlemeden ve o dönemin rakamlarına bakmadan konuyla ilgili yorum yapmam doğru olmaz. Rakamları inceledikten sonra daha uygun bir ortamda konuyu tartışırız” diye konuştu. Türk Arap Ekonomik Forumu için İstanbul’da gelen ve dün akşamüzeri foruma giderken, tesadüfen Gazete Habertürk binasının karşısındaki berberde tıraş olurken karşılaştığımız Bakan Şimşek, tıraş sonrası Habertürk çalışanları ve bölge esnafı ile akşam çayı içip sohbet etti. Bölge esnafı Şimşek’ten esnafa yönelik çalışmalarla ilgili bilgi aldı.
HABERTÜRK
Kaplan, Suudi Arabistan’dan Türkiye’ye 15 milyar dolar para geldiğini ve Türkiye’nin krizden bu yüzden etkilenmediğini söyledi. Habertürk’ün sorularını yanıtlayan Kaplan, “Arşivlere bakarsanız, bu konuyla ilgili Fehmi Koru’nun da yazdığını görürsünüz. Suudi Arabistan Kralı Abdullah iki kez üst üste Türkiye’yi ziyaret etti. İlki 2006’da, diğeri 2007’de.
Bugüne kadar yaşanmamış bir ziyaret zinciriydi bu. Aynı dönem ABD’nin,Türkiye’deki finans sistemini zorlayan bir müdahalesi de vardı. İşte o dönemde Türkiye’ye Suudi Arabistan’dan 15 milyar dolar geldi. Bu para akışının ayrıntılarını bilmiyorum ama tabii ki Kral Abdullah bu parayı ‘Türkiye ekonomik krize girmesin’ diye vermemiştir.Mutlaka iki ülke arasında yapılan
görüşmeler vardır. Bu görüşmeler sonrasında bu büyük meblağ Türkiye’ye girmiştir’’ dedi.
Yusuf Kaplan, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki derin ilişkilere de dikkat çekti: “Bu ilişki herkesin malumu. Suudi Arabistan Türkiye’ye 15milyar dolar getirerek önemli bir riski göze aldı. Çünkü ABD, bu para akışından dolayı Suudiler’e hesap sorabilir.’’ Programın konuklarından Reşat Volkan Günel’in “Siz nereden biliyorsunuz?’’sorusunu Kaplan, “Bilenler biliyor. 2006 Haziran ayında Türkiye ekonomik krizden döndü. Büyük bir kriz vardı. Teşekkür etmemiz gerek’’ diye yanıtladı.
Adını açıklamak istemeyen bir başka gazeteci ise Suudi Arabistan’dan 2007’de Türkiye’ye para geldiğini ama bunun ne kadar olduğunu bilmenin çok zor olduğunu söyledi: ‘’2006 Haziranı’nda Türkiye’den 25 milyar dolar çıktı. Buna rağmen Türkiye sıkıntıya girmedi. Merkez Bankası Başkanı da o dönemde Türkiye’nin 2006 Haziranı’nda küresel mali krizden daha büyük bir krizi atlattığını söyledi. Bu denge nasıl sağlandı? Körfez sermayesiyle. Öyle ki, Türkiye’ye giren Körfez sermayesi sonucunda Türkiye’de dolar kuru
büyük ölçüde sabit tutulabildi. Türkiye böyle bir dönemde IMF ile yollarını ayırabildi ve Yunanistan’ın düştüğü duruma da düşmedi. Bu Türkiye’nin güçlü bir döviz rezervinin olduğunu gösteriyor. Diğer bir deyişle Körfez sermayesinin Türkiye’ye geldiğini de ispatlıyor. Bunu sadece hükümet iradesiyle değil devlet iradesiyle açıklayabiliriz.’’
Kaplan, 15 milyar doların portföy yatırımı ya da nakit olarak geldiğini ima etti. Kaplan’ın sözünü ettiği dönemdeki ne tesadüftür ki, mevduat artışı ve portföy yatırımındaki artışlar da dikkat çekiyor. Kaynağının Suudi Arabistan olup olmadığı bilinmese de Mayıs 2006’da bankalardaki mevduatta aylık artış 23.5 milyar lira (Yüzde 10) ile rekor kırdı. Mevduatta bir önceki ayki artış sadece 900 milyon liraydı. Her ne kadar o dönem de faizlerdeki hızlı yükseliş paranın mevduata yönelmesine neden olsa da bankalardaki mevduat artışı hiçbir zaman yüzde 10’ları bulmamıştı. Aylık ortalama artışlar yüzde 2-3’lü seviyelerde seyretmişti. Yine Kral Abdullah’ın Türkiye’yi ziyaret ettiği Kasım 2007 ile Mart 2008 arasındaki 4 ayda mevduatın 25 milyar lira birden fırlaması bire bir buna işaret etmese de oldukça dikkat çekici. Söz konusu paranın gelebileceği bir başka yol ise portföy yatırımı. Yabancıların toplam portföy yatırımları ise 2006 yılıyla artışa geçti. 2005 yılında 72.6 milyar dolar yabancıların portföy yatırımları, 2006 yılında 84.4 milyar dolar, 2007 yılında 120.6 milyar dolar oldu.
Suudi Arabistan Kralı Abdullah, Türkiye’ye Ağustos 2006 ve Kasım 2007’de olmak üzere 2 yılda iki kez ziyarette bulunmuştu. Ancak özellikle ikinci ziyareti çok konuşulmuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Swiss otel’e gidip Kral ile görüşmesi, günlerce “Cumhurbaşkanı Suudi Kralı’nın ayağına gitti” tartışması yaşanmasına neden olmuştu.
Yeni Şafak Gazetesi yazarı Yusuf Kaplan’ın iddialarını sorduğumuz Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise “Programı izleme şansım olmadı. İddiaları dinlemeden ve o dönemin rakamlarına bakmadan konuyla ilgili yorum yapmam doğru olmaz. Rakamları inceledikten sonra daha uygun bir ortamda konuyu tartışırız” diye konuştu. Türk Arap Ekonomik Forumu için İstanbul’da gelen ve dün akşamüzeri foruma giderken, tesadüfen Gazete Habertürk binasının karşısındaki berberde tıraş olurken karşılaştığımız Bakan Şimşek, tıraş sonrası Habertürk çalışanları ve bölge esnafı ile akşam çayı içip sohbet etti. Bölge esnafı Şimşek’ten esnafa yönelik çalışmalarla ilgili bilgi aldı.
HABERTÜRK