Erzincan'daki 'Ergenekon' Davası
"Erzincan Ergenekon" duruşması, üç MİT görevlisi haricindeki sanıkların savunma yapmasıyla sona erdi.
4'NCÜ OTURUMDAN NOTLAR
Erzincan'daki "Silahlı Terör Örgütüne" ilişkin görülen davada tutuklu sanıklardan Astsubay Şenol Bozkurt, savunması tamamlayarak tahliye talebinde bulundu.
ASTSUBAY BOZKURT'UN SAVUNMASI:
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuklu sanık Astsubay Şenol Bozkurt, savunma yaptı. Bozkurt, yıllarca dağlarda teröristlerle çarpışmış biri olarak, bugün mahkemede bir terör örgütü mensubu sıfatıyla bulunmaktan üzüntü duyduğunu söyledi. Bozkurt, gizli tanıkların beyan ettiği gibi bir istihbarat görevlisi olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Ben sıradan bir karargah görevlisiyim. Gizli tanıklar Efe ve Munzur'un dediği gibi bir istihbarat elemanı değilim. Yasa dışı telefon dinlemesi yaptığım iddiası da yalandır. Örgüt üyesi değilim. Hayatım boyunca da hiçbir örgüte üye olmadım. Hakkımda tamamen uydurma ve somut delillerle sabit olmayan iddialar bulunuyor. Tamamen iftiralara maruz kaldım. Bayram Bozkurt'un ağabeyim ile aynı ismi taşıması da ayrı bir tesadüf. Savcı Bayram Bozkurt, 2009 yılı mayıs ayında benim yanıma gelerek Erzurum'da bir savcı ile görüştüğünü ve bu savcının Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ile Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Albay Recep Gençoğlu hakkında bir soruşturma yürüttüğünü söyledi ve kendisi bana, bu soruşturmada Recep Gençoğlu ile aramazdaki anlaşmazlığı fırsat bilerek gizli tanık olmayı teklif etti. Bunu da buradan ilk kez açıklamadım. İddia makamı, yalancı gizli tanıkların ifadelerine büyük önem verirken, ne hikmetse benim beyanlarıma önem vermemektedir. Dört aydır cezaevindeyim, cezaevinde geceler uzun geçer ve bu uzun gecelerde kendime, 'Ben ne yaptım da buradayım' sorusunu soruyorum. Ancak dört aydır inanın bir cevap veremiyorum. 22 yıldır Türk Silahlı Kuvvetleri personeliyim. Şerefli bir astsubayım. Ben bu iddianamede sapık, kadınları pazarlayan birisi olarak gösteriliyorum. Şerefim, haysiyetim ve onurum ayaklar altında. Örgütün ekonomisti olarak gösteriliyorum. Burası önemli değil, ben asıl buradan çıktıktan sonra ailemin ve toplumun huzurunda hesap vereceğim. Bu iftiraları atanlar hakkında davacıyım. Gizli tanık 'Efe' denilen milli kahramanımızın attığı iftiralardan dolayı dört aydır içerdeyim. Sözde ben örgüte Van'dan silah temin etmeye çalışan birisiymişim. Böyle iftira olur mu"
Bozkurt, Başsavcı Cihaner ile de ortak hareket ettiği yönünde iddialar bulunduğunu hatırlatarak, "Ben Başsavcı Cihaner ile bu iddianame vesilesiyle tanıştım. Kendisiyle daha önce bir tanışıklığım yoktur" diye konuştu. Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen ve beraatini isteyen Şenol Bozkurt, savunmasını şöyle tamamladı:
"Sağlığım cezaevinde iyice bozulmuştur. Bir hastaneye sevkimi istiyorum. Yalnız askeri hastaneye sevkimin yapılmasını istemiyorum. Çünkü o zaman gazeteler yanlış yorumlarda bulunacaklar. Bu nedenle Erzurum'daki herhangi bir hastaneye sevkimi istiyorum. Mahkemenize sunduğum MR raporlarında da sağlığımın kötü olduğu anlaşılacaktır. Bir suçum varsa kendi cezamı kendimin vereceğinden kimsenin şüphesi olmasın."
YAYLABAŞI KARAKOL KOMUTANI MURAT YILDIZ'IN SAVUNMASI
Davanın tutuklu sanıklarından Yaylabaşı Karakol Komutanı Astsubay Murat Yıldız, "Yaptığım adli işlemler nedeniyle bana karşı kin ve nefreti olan iki korucunun yalan ifadesine göre örgüt üyesi olmakla suçlanıyorum" dedi. İddianamede, kendisinin terör örgütü üyesi olmak ve ayrımcılık yapmakla suçlandığını belirten Yıldız, suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Meslek hayatındaki başarıları nedeniyle üstün başarı kıdemi aldığını, 18 yıldır jandarma olarak görev yaptığını anlatan Yıldız, şunları kaydetti:
"Benim hakkımda beyanları bulunan gizli tanık Efe ve Can, bölgemdeki koruculardandır. Bunlar birlikte hareket eden şahıslardır. Gizli tanıklar aynı köyden ve aynı korucu grubundandır. 2008'de girdikleri bir kavgada da birlikteydiler. Bu gizli tanıklar, kavgadan sonra karakola birlikte geldiler. Bana hitaben, '2008'deki kavga olayı ile ilgili karşı tarafa yazılması gereken ceza, senin tuttuğun tutanak yüzünden yazılmadı' dediler. Ben de 'taraf tutmadım. Gerektiği gibi tutanağı yazdım' dedim. Bana sinirlenerek karakoldan ayrıldılar. Bu gizli tanıkların bütün kinlerinin nedeni budur. Yaptığım adli işlemler nedeniyle bana karşı kin ve nefreti olan iki korucunun yalan ifadesine göre örgüt üyesi olmakla suçlanıyorum. Bölgemdeki başarım nedeniyle, Erzincan'daki görev süremin uzatılmasını talep etmiştim.
Uzatma talebim kabul edildiğinde, bu sevincimi paylaştığımda gizli tanık Efe, 'birileri istemezse sen burada duramazsın' demişti. Hiç taraf tutmadığım için bugün ben buradayım. Öyle görüyorum ki, eğer bir taraf tutsaydım bugün burada olmazdım."
Kendisine yöneltilen suçlamaların hiçbir delile dayanmadığını savunan Yıldız, hakkında yalan beyanda bulunan ve tutuklanmasına sebep olan kişilerden şikayetçi olduğunu belirterek, suçlamaların sadece gizli tanık ifadelerine dayandırıldığından tahliyesini talep etti.
ASTSUBAY AHMET SAYAÇLARIN SAVUNMASI
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuksuz yargılanan Astsubay Ahmet Sayaçlar, bilgisayarında bulunan 4 adet internetten okuduğu iktidar aleyhine yönelik haberden ötürü yargılandığını iddia ederek şöyle dedi:
"İddianamede yer alan 4 adet haberden ötürü burada yargılanıyorum. Bilgisayarımda internetten okuduğum 4 haber. Bu haberlerin de isimleri kimler tarafından yazıldığı gayet açık. 23 yıllık askerim hiçbir örgüte üye olmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum."
AV BAYİSİ YAŞAR BAŞ'IN SAVUNMASI
İddianamede yer alan suçlamaları kabul etmeyen tutuksuz sanıklardan Yaşar Baş, savunmasında şöyle konuştu:
"İki aydır bu davaya ismim karıştığı için millete laf anlatmak zorunda kalıyorum. Ergenekon, tarih kitaplarında okuduğumuz Türklerin çıkış destanıdır. Türk'üz diyen herkes Ergenekoncu olmalı. Şimdi Ergenekon diye bir terör örgütü çıkarıldı. Askerler, 'MİT'çilerin bulunduğu bir hayali örgütün sivil ayağını nasıl tamamlayalım' dediler ve beni dahil ettiler iddia makamı. 480 üyeli bir derneğin 10 yıllık başkanıyım. Atılan iftiralar akılla mantıkla bir bağlantısı yoktur. İddiaların yalandan ibarettir."
SALONDA KAHKAHA DALU ANLAR
Yaşar Baş'ın savunmasının ardından avukatı Timurhan Gür, savunma yaptı. Savunmasında Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay'a bir fotoğraf sunan ve ardından bununla ilgili açıklama yapan Avukat Gür'ün dilinin sürçmesi ve kullandığı 'becerebilse' kelimesinin yanlış algılanması üzerine salonda kahkaha tufanı koptu. Daha sonra avukat Gür, o kelimeyi anlaşılan amaçlı kullanmadığını belirterek açıklık getirdi.
DURUŞMA PAZARTESİ GÜNÜ DEVAM EDECEK
Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Erzincan'daki "silahlı terör örgütü" davasının dördüncü oturumu sona erdirerek, davanın görülmesine 10 Mayıs Pazartesi günü saat 09.30'dan itibaren devam edileceğini açıkladı.
Pazartesi günü tutuklu sanıklardan 3 MİT görevlisi savunma yapacak.
Erzincan'daki "Silahlı Terör Örgütüne" ilişkin görülen davada tutuklu sanıklardan Astsubay Şenol Bozkurt, savunması tamamlayarak tahliye talebinde bulundu.
ASTSUBAY BOZKURT'UN SAVUNMASI:
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuklu sanık Astsubay Şenol Bozkurt, savunma yaptı. Bozkurt, yıllarca dağlarda teröristlerle çarpışmış biri olarak, bugün mahkemede bir terör örgütü mensubu sıfatıyla bulunmaktan üzüntü duyduğunu söyledi. Bozkurt, gizli tanıkların beyan ettiği gibi bir istihbarat görevlisi olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Ben sıradan bir karargah görevlisiyim. Gizli tanıklar Efe ve Munzur'un dediği gibi bir istihbarat elemanı değilim. Yasa dışı telefon dinlemesi yaptığım iddiası da yalandır. Örgüt üyesi değilim. Hayatım boyunca da hiçbir örgüte üye olmadım. Hakkımda tamamen uydurma ve somut delillerle sabit olmayan iddialar bulunuyor. Tamamen iftiralara maruz kaldım. Bayram Bozkurt'un ağabeyim ile aynı ismi taşıması da ayrı bir tesadüf. Savcı Bayram Bozkurt, 2009 yılı mayıs ayında benim yanıma gelerek Erzurum'da bir savcı ile görüştüğünü ve bu savcının Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ile Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Albay Recep Gençoğlu hakkında bir soruşturma yürüttüğünü söyledi ve kendisi bana, bu soruşturmada Recep Gençoğlu ile aramazdaki anlaşmazlığı fırsat bilerek gizli tanık olmayı teklif etti. Bunu da buradan ilk kez açıklamadım. İddia makamı, yalancı gizli tanıkların ifadelerine büyük önem verirken, ne hikmetse benim beyanlarıma önem vermemektedir. Dört aydır cezaevindeyim, cezaevinde geceler uzun geçer ve bu uzun gecelerde kendime, 'Ben ne yaptım da buradayım' sorusunu soruyorum. Ancak dört aydır inanın bir cevap veremiyorum. 22 yıldır Türk Silahlı Kuvvetleri personeliyim. Şerefli bir astsubayım. Ben bu iddianamede sapık, kadınları pazarlayan birisi olarak gösteriliyorum. Şerefim, haysiyetim ve onurum ayaklar altında. Örgütün ekonomisti olarak gösteriliyorum. Burası önemli değil, ben asıl buradan çıktıktan sonra ailemin ve toplumun huzurunda hesap vereceğim. Bu iftiraları atanlar hakkında davacıyım. Gizli tanık 'Efe' denilen milli kahramanımızın attığı iftiralardan dolayı dört aydır içerdeyim. Sözde ben örgüte Van'dan silah temin etmeye çalışan birisiymişim. Böyle iftira olur mu"
Bozkurt, Başsavcı Cihaner ile de ortak hareket ettiği yönünde iddialar bulunduğunu hatırlatarak, "Ben Başsavcı Cihaner ile bu iddianame vesilesiyle tanıştım. Kendisiyle daha önce bir tanışıklığım yoktur" diye konuştu. Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen ve beraatini isteyen Şenol Bozkurt, savunmasını şöyle tamamladı:
"Sağlığım cezaevinde iyice bozulmuştur. Bir hastaneye sevkimi istiyorum. Yalnız askeri hastaneye sevkimin yapılmasını istemiyorum. Çünkü o zaman gazeteler yanlış yorumlarda bulunacaklar. Bu nedenle Erzurum'daki herhangi bir hastaneye sevkimi istiyorum. Mahkemenize sunduğum MR raporlarında da sağlığımın kötü olduğu anlaşılacaktır. Bir suçum varsa kendi cezamı kendimin vereceğinden kimsenin şüphesi olmasın."
YAYLABAŞI KARAKOL KOMUTANI MURAT YILDIZ'IN SAVUNMASI
Davanın tutuklu sanıklarından Yaylabaşı Karakol Komutanı Astsubay Murat Yıldız, "Yaptığım adli işlemler nedeniyle bana karşı kin ve nefreti olan iki korucunun yalan ifadesine göre örgüt üyesi olmakla suçlanıyorum" dedi. İddianamede, kendisinin terör örgütü üyesi olmak ve ayrımcılık yapmakla suçlandığını belirten Yıldız, suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Meslek hayatındaki başarıları nedeniyle üstün başarı kıdemi aldığını, 18 yıldır jandarma olarak görev yaptığını anlatan Yıldız, şunları kaydetti:
"Benim hakkımda beyanları bulunan gizli tanık Efe ve Can, bölgemdeki koruculardandır. Bunlar birlikte hareket eden şahıslardır. Gizli tanıklar aynı köyden ve aynı korucu grubundandır. 2008'de girdikleri bir kavgada da birlikteydiler. Bu gizli tanıklar, kavgadan sonra karakola birlikte geldiler. Bana hitaben, '2008'deki kavga olayı ile ilgili karşı tarafa yazılması gereken ceza, senin tuttuğun tutanak yüzünden yazılmadı' dediler. Ben de 'taraf tutmadım. Gerektiği gibi tutanağı yazdım' dedim. Bana sinirlenerek karakoldan ayrıldılar. Bu gizli tanıkların bütün kinlerinin nedeni budur. Yaptığım adli işlemler nedeniyle bana karşı kin ve nefreti olan iki korucunun yalan ifadesine göre örgüt üyesi olmakla suçlanıyorum. Bölgemdeki başarım nedeniyle, Erzincan'daki görev süremin uzatılmasını talep etmiştim.
Uzatma talebim kabul edildiğinde, bu sevincimi paylaştığımda gizli tanık Efe, 'birileri istemezse sen burada duramazsın' demişti. Hiç taraf tutmadığım için bugün ben buradayım. Öyle görüyorum ki, eğer bir taraf tutsaydım bugün burada olmazdım."
Kendisine yöneltilen suçlamaların hiçbir delile dayanmadığını savunan Yıldız, hakkında yalan beyanda bulunan ve tutuklanmasına sebep olan kişilerden şikayetçi olduğunu belirterek, suçlamaların sadece gizli tanık ifadelerine dayandırıldığından tahliyesini talep etti.
ASTSUBAY AHMET SAYAÇLARIN SAVUNMASI
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuksuz yargılanan Astsubay Ahmet Sayaçlar, bilgisayarında bulunan 4 adet internetten okuduğu iktidar aleyhine yönelik haberden ötürü yargılandığını iddia ederek şöyle dedi:
"İddianamede yer alan 4 adet haberden ötürü burada yargılanıyorum. Bilgisayarımda internetten okuduğum 4 haber. Bu haberlerin de isimleri kimler tarafından yazıldığı gayet açık. 23 yıllık askerim hiçbir örgüte üye olmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum."
AV BAYİSİ YAŞAR BAŞ'IN SAVUNMASI
İddianamede yer alan suçlamaları kabul etmeyen tutuksuz sanıklardan Yaşar Baş, savunmasında şöyle konuştu:
"İki aydır bu davaya ismim karıştığı için millete laf anlatmak zorunda kalıyorum. Ergenekon, tarih kitaplarında okuduğumuz Türklerin çıkış destanıdır. Türk'üz diyen herkes Ergenekoncu olmalı. Şimdi Ergenekon diye bir terör örgütü çıkarıldı. Askerler, 'MİT'çilerin bulunduğu bir hayali örgütün sivil ayağını nasıl tamamlayalım' dediler ve beni dahil ettiler iddia makamı. 480 üyeli bir derneğin 10 yıllık başkanıyım. Atılan iftiralar akılla mantıkla bir bağlantısı yoktur. İddiaların yalandan ibarettir."
SALONDA KAHKAHA DALU ANLAR
Yaşar Baş'ın savunmasının ardından avukatı Timurhan Gür, savunma yaptı. Savunmasında Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay'a bir fotoğraf sunan ve ardından bununla ilgili açıklama yapan Avukat Gür'ün dilinin sürçmesi ve kullandığı 'becerebilse' kelimesinin yanlış algılanması üzerine salonda kahkaha tufanı koptu. Daha sonra avukat Gür, o kelimeyi anlaşılan amaçlı kullanmadığını belirterek açıklık getirdi.
DURUŞMA PAZARTESİ GÜNÜ DEVAM EDECEK
Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Erzincan'daki "silahlı terör örgütü" davasının dördüncü oturumu sona erdirerek, davanın görülmesine 10 Mayıs Pazartesi günü saat 09.30'dan itibaren devam edileceğini açıkladı.
Pazartesi günü tutuklu sanıklardan 3 MİT görevlisi savunma yapacak.