Ciddi delil olmadan verilen gensoru, 'karalama kampanyası'na dönüşür



Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, gensoru konusunun, hukuki dayanaklarının çok sağlam, ciddi ve bir kısım delillere dayalı olması gerektiğini, aksi halde karalama...



Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, gensoru konusunun, hukuki dayanaklarının çok sağlam, ciddi ve bir kısım delillere dayalı olması gerektiğini, aksi halde karalama kampanyasına dönüşeceğini söyledi.

Çiçek, TBMM Genel Kurulunda, CHP'nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında verdiği gensoru önergesi üzerinde Hükümet adına yaptığı konuşmada, ''Gerçeğin ortaya çıkartılması için buradayım. Yoksa ismi geçen şirketlerin ne yapıp yapmadığını savunmak veya bu konuda bir yorum getirmek bizim görevimiz değil'' dedi.
Geçmişte gensoru müessesesinin çok kötüye kullanıldığının tutanaklarda yer aldığını kaydeden Çiçek, ''Geçmişte çalı fasulyesi ile ilgili gensoru önergesi de verilmiş'' dedi.
Cemil Çiçek, şöyle devam etti:
''Buraya getirilecek gensoru konusu, genel suçlama konusu olmamalıdır. Çünkü, suçlamayı hukukumuza göre, ancak ve ancak savcılar yapar. Biz suçlama makamı değiliz, gerçekleri ortaya çıkarmak için görev yaparsak, daha doğru bir iş yapacağız kanaati taşıyorum. Gensoru konusunun hukuki dayanaklarının çok sağlam, ciddi olması, mesnetsiz olmaması ve bir kısım delillere dayalı olması lazım. Aksi halde gensoru müessesesi, karalama kampanyasına dönüşür.
İddia edilen 3 suçlama var. Bu konularda hiç bir şey yapılmadı ise bu, Türk Ceza Kanununa göre 257. madde kapsamında en azından görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur. Bu gensoruyu veren arkadaşlarımız bu kanaati taşıyorsa, yapılacak 2 tane yol var; birisi, konuyu Cumhuriyet savcılarına intikal ettirmektir. Kemal Özel denilen vatandaş bu konularda hassasiyet taşıyor. Sade bir vatandaş bu kadar önemli bir konuyu yargıya götürüyorsa, ana muhalefet partimizin de bunu yargıya götürmesi lazım. Yargıya götürmeyip sadece burada konuşursak, bu çok doğru olmuyor. Bazı dosyalar alınıyor, basının karşısına çıkılıyor. O dosyalarda ne var bilmiyoruz, belki seçmenden gelen mektuplar da olabilir, başka konular da olabilir. Bunlara benden daha çok savcıların bakması lazım. Bir kişiyi cezalandıracak olan da bu işleri sonuca ulaştıracak olan da yargı makamlarıdır. Bu müzakerelerden sonra yapılacak olan iş, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunmaktır.''
Çiçek, rüşvet gibi, hem bir ahlaksızlık hem de yüz kızartıcı bir suç konusunun ima edilerek, insanların zan altında bırakılamayacağını söyledi. Çiçek, ''Eğer rüşvet gibi bir konunun üzerine gidiyorsak, çok somut delillerin olması lazım. Özellikle de kamu görevlileri için bunlar kullanılıyor ise o takdirde devleti çalıştıramazsınız'' dedi.
Cemil Çiçek, gensoru müessesesinin bilgi edinme ve denetim için yapıldığını hatırlatarak, ''Gensoruda suçlama olmaz. Suçlama yolunu tercih edecek olanların, 100. maddeye göre soruşturma önergesi vermesi gerekir'' dedi.
''Bu konular gündeme geldiğinde hiç bir şey yapılmamış olsaydı, Hükümet, Sayın Başbakan bu gensoruyu hak etmiş olurdu'' diyen Çiçek, muhalefet sıralarından laf atılması üzerine, ''Laf atmak, gürültü çıkarmak üzerine de gensoru verilmez'' diye konuştu.
Cemil Çiçek, bu konularda, özelikle yurt dışında bir çok işlemler yapıldığını belirterek, ''Bu konuda gerçeğin ortaya çıkarılması ve ilgili makamlara yardımcı olmak adına bilgi toplamaya ve gereğini yapmaya devam ediyor'' dedi.
-''HÜKÜMETİ SUÇLAYACAK BİR HUSUS YOK''-
Amerika ve Almanya'da, bu suçları siyaset kurumu değil, yargı ve soruşturma makamlarının ortaya çıkardığına dikkati çeken Çiçek, şöyle devam etti:
''Türkiye'de de bu konu yargı makamlarının önüne götürülmüş. Yargının gereğini yapması konusunda bize düşen bir görev varsa, Hükümet olarak biz bunu yaparız. Bunun gereğini yaparız. Yapmadığımız takdirde böyle bir gensoruyu hak ederiz. Şu ana kadar yargı makamlarının bizden istediği herhangi bir bilgi var da biz onu gizlemiş miyiz? Biz onu savsaklamış ve onun gereğini yapmamış mıyız? Biz onları görmemezlikten mi gelmişiz? Bunlar olmadığına göre, ortada hükümeti suçlamayı mümkün kılacak bir husus yok. Hep beraber yapacağımız işler, ne varsa tespit edelim. Yolsuzluk konusu hepimizin ortak konusudur. Tüm ülkelerin ortak sorunudur.''
Yolsuzlukla mücadele konusunda Türkiye'yi daha ileri bir noktaya götürmeyi hedeflediklerini, bunun için yapılması gereken ne varsa yapmaya hazır olduklarını belirten Çiçek, ''Bu işlerin daha ileriye götürülmesindeki en büyük engel, her meseleyi siyasetin kurbanı yapmış olmamız. Halbuki bu hukuki ve ahlaki konudur. Buradan giderek siyaset bir şey yapmaya çalışır'' dedi.
Öte yandan, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına yanıt vermek üzere söz alan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Kılıçdaroğlu'nun, ''rüşvet iddiasıyla yargılanan bir firma konusunda, Tarım ve Köyişleri Bakanlığından bilgi istediklerini ancak sağlıklı bilgi alamadıklarını'' söylediğini belirtti. Bakan Eker, iddianın doğru olmadığını kaydererek, Kılıçdaroğlu'na, elektronik postayla gönderilen yazının bir kopyasını verdi.
Daha sonra tekrar söz alan Kılıçdaroğlu, iddiaya ilişkin kendisinde bulunan belgeyi, AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ'a iletti.
CHP'nin gensoru önergesinin gündeme alınması için yapılan oylamanın ardından TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, 2 Mayıs Pazar günü saat 12.00'de toplanmak üzere birleşimi kapattı.

Zaman