Tüsiad Başkanı Boyner, Türkonfed Başkanlar Konseyi'nde Konuştu

Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, Türkiye'nin büyüme dinamiği açısından süratle KOBİ denklemine eğilmesi gerektiğini söyledi.

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Bandırma'da düzenlenen Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu'nun (Türkonfed) 2010 yılı başkanlar konseyi toplantısına katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Boyner, KOBİ'lere yönelik hedefi ve politikaları belirlenmiş, ölçülebilir bir KOBİ politikasına ihtiyaç olduğunu belirtti. KOBİ'lerin heterojen bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Boyner, KOBİ'lerin tamamına yönelik tek bir politika yerine ciddi bir tasnife ihtiyaç olduğunu, stratejilerin, politikaların ve
hedeflerin bu tasnife göre belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
TÜSİAD Başkanı Boyner, ekonomik kriz sonrasında potansiyel büyüme dengesinin doğu ve yeni gelişen piyasa ekonomileri lehine gelişeceğini ifade ederek, "Türkiye'nin potansiyeli bu açıdan küresel düzeyde dikkat çekiyor. Yeni dönem dinamikleri tüketim, üretim ve yatırımlar için yeni sektörlere ve yeni ölçeklere işaret ediyor. Üretimde, tüketimde ve finansman mekanizmalarında meydana gelecek bu değişimler, girişimciliğin, inovasyonun, tedarikçi-ana firma ilişkilerinin de evrilmesine neden olacak. Türkiye'nin
büyüme dinamiği açısından süratle ve samimiyetle KOBİ denklemine eğilme ihtiyacı var. Üretim sürecine daha fazla katkı sağlayacak KOBİ'ler, Türkiye'nin bir muhtemel orta-gelir ülke tuzağından çıkmasını da sağlayacak olan açılıma ön ayak olabilecektir" dedi.
Boyner, "Üretim süreci, KOBİ faaliyetinin ancak kayıt dışı ve devlet desteği ile devam edebileceğini gösteriyor. İstihdamın bu alanda depolanabilmesinin sebebi de böylelikle rahatlıkla anlaşılabiliyor. Bu çerçevede makul bir verimlilik elde etmek mümkün mü? Evet. Ancak kayıt dışılık daha fazla artarsa ya da devlet yardımları daha fazla artarsa bu önerinin ironik bir tespit olduğunu, büyük işletmelerin zaten verimlilik düzeyi itibarıyla limite ulaştığını, düzenli denetlendiğini ve kayıt dışılık ile bu
şartlarda rekabet şansının olmadığını düşünürsek, Türkiye'nin niye verimlilik düzeyi düşük bir büyüme yapısı sergilediğini daha iyi anlamak mümkün. Devlet iş ve yatırım ortamını geliştirecek, bizler de üretim ve istihdam yapacağız. Bu çerçevedeki önerilerimizi, geçtiğimiz ay Ekonomik Koordinasyon Kurulu'nda sunduk ve bunun düzenli takibi içindeyiz. Ancak tanımlamaya çalıştığım sorun, büyümenin önünde yapısal bir engel, hem doğrudan KOBİ bağlamında hem de dolaylı olarak bölgesel kalkınmışlık farkları. Hep
birlikte ve öncelikle TÜSİAD-TÜRKONFED iş birliği ile konuya çözüm geliştirmek durumundayız" şeklinde konuştu.
KOBİ'lere yönelik desteklere ilişkin bir veritabanı çalışmasının orta ve uzun dönemli bir yol haritasının belirlenmesini mümkün kılacağını belirten Boyner, "Bu bir sosyal destekleme politikasıyla işletmelere yönelik bu tür destekler devam edebilir. Ancak KOBİ desteği olarak değil, sosyal destek mekanizması olarak devam etmelidir. Aksi takdirde büyüme potansiyeli olan büyümeye ve istihdama gerçek katkıyı sağlayabilecek KOBİ'lerin atılım sağlamalarının önü tıkanmaktadır. Bu alanda, kamu tarafından bir
çalışma başlatıldığını biliyoruz. KOBİ'lere yönelik desteklere ilişkin bir veritabanı çalışmasından yola çıkarak daha açık, orta ve uzun dönemli bir yol haritasının belirlenmesi mümkün olacaktır" dedi.
Türkiye'nin istihdam üzerindeki vergi ve prim yükü bakımından OECD ülkeleri ortalamasının üzerinde olduğunu kaydeden Boyner, istihdam üzerindeki vergi, prim, tazminat gibi yüklerin hafifletilmesine devam edilmesini ve kayıt dışı işe mücadelenin de kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini söyledi. Boyner, Türkiye'de özellikle gençlerde işsizlik oranının yüksekliğine dikkat çekerek, "İş gücü piyasasında eğitim yoluyla vasıf uyumu sağlanmalı ve iş arama etkinliği güçlendirilmelidir. Gençler, eğitimli olanlar
da dahil ilk işlerini bulurken zorlanıyor. Eğitim reformunun ve özellikle eğitim iş gücü piyasası bağlantısının kurulması önemlidir. İş gücü piyasasında iş aramanın etkinliğinin artırılması amacıyla işsizlerle firmaları buluşturacak mekanizmalar güçlendirilmeli, İş-Kur'un kapasitesi artırılmalı ve özel istihdam bürolarının destekleyici faaliyetleri geliştirilmelidir. Bunun için Türkonfed'le birlikte 'Aktif iş gücü programlarına işletmeler olarak gönüllü katkı nasıl sağlarız?' ve 'Birikimlerimizi bu ağır
işsizlik döneminde nasıl ortama sunarız' konularına eğilmeliyiz diye düşünüyorum" açıklamasını yaptı.