CHP'nin Gürsel Tekin ile imtihanı

İsmail KÜÇÜKKAYA

 

İsmail KÜÇÜKKAYA

Erkan Mumcu ve Mehmet Ağar ; ikisi de şimdi pişmandır ama nafile . Merkez sağdaki birleşme heyecanını söndürdükleri gün , sadece kendi politik kariyerlerini sona erdirmediler . Siyasetin ve ülkenin kaderini de değiştirdiler .
Bazen böyle olur : Görkemli zaferlere ramak kala , tamamen bireysel çıkar ve küçük kaprisler devreye girer , şişmiş egolar fedakarlığa yanaşmayınca o büyük yapı çöküverir . Emekler ziyan olur . Kimse inanmaz , bilgeler bile öngöremez ama minicik adımlar atılmadığı için sistem yerle bir oluverir .
Kemal Derviş , vaat edilen ' sahte cennete ' kanmayıp İsmail Cem ve Hüsamettin Özkan ' la birlikte olsaydı , bugün Türkiye bambaşka bir yerde olurdu . Bütün politik aktörler , şimdiyle kıyaslanmayacak rollerin içinde bulunacaklardı .


Çıkış zamanlaması . . .
Daha onlarca örnek verebilirim .
Lider potansiyeli taşıyıp , uygun zemini yakalamasına rağmen bir türlü çıkış yapamayan siyasiler , bürokrat ve işadamları da aynı kısır vizyonun kurbanlarıdır aslında . Kariyerlerini kendi kararsızlıklarına hapsettikçe ülkelerinin geleceğini de kafese alırlar .
Bugünün konusu ise aynı çerçevenin biraz daha farklı tarafından görünüyor : CHP yapılanmasının yansımaları . . .
Dönüştürücü liderlik için bazen fedakarlık yapmak gerekir , bazen de karşılıklı taviz vermek . . .
Olgun davranması ve ' bölen ' değil ; ' birleştiren ' olması beklenen , gücü elinde tutandır . ' İktidar ve taht bende , kralı ben yönetiyorum ' diyen vezir misali , bütün rakiplerini önce silikleştiren , yavaş yavaş yok eden ' ikinci adam ' lar en büyük darbeyi , temsilcisi oldukları geleneğe , dahil oldukları sisteme ve akıl verdikleri krala indirirler .
Cumartesi günü CHP ' de yaşananları gördükçe bunları düşündüm . Apaçık ortada : Yeni CHP yönetimi , doğru varış noktasını tespit etti ama yanlış yolda .


Tasfiye zihniyeti
İlk çatlak kurultayda , parti meclisi seçiminde yaşanmıştı . Toplumsal talep ve umutları karşılayacak işbirliği ve uzlaşma yerine rekabeti tercih ettiler . Burada günahın büyüğü Önder Sav ' a ait . Tecrübeli CHP ' li , ' ustası olduğu ' parti içi siyaset manevralarını , bir kez daha başarıyla uygulamayı tercih etti . Oysa partinin ve ülkenin ihtiyaç duyduğu ' bilgelik ' , Türkiye siyasetine dönük ' geniş katılımlı stratejilerin ekibi ' ni oluşturmasıydı . Parti iktidarından çok ülke yönetimini hedeflemeliydi ; partide dümeni ele geçirdi , toparlanmazlarsa ' büyük fırsatı ' ıskalayacaklar .

Önder Sav , MYK ' da tamamen kendi yakınlarının yer aldığı bir listeyi oluşturdu . Gürsel Tekin de oraya girse ' yalnız adam ' olarak kalacaktı . ' Oyun ' u gördü , ' Ben burada yokum ' dedi . Güçlü olduğu ' İstanbul kale komutanlığına ' yeniden göz kırptı . Karşı hamle tekindir , doğrudur . Aksi halde etkisizleşecek , tasfiye tornasının dişlileri arasında adım adım eriyecekti .

İstanbul ' un fethi
Gözbebeğimiz İstanbul , Türkiye ' nin yarısı , Türkiye siyasetinin de . . . Kılıçdaroğlu ' nu ' TV düello kahramanlığı ' ndan ' parti liderliğine ' taşıyan süreç Gürsel Tekin ' le yürüttüğü yerel seçim kampanyasıydı . Tekin , karış karış dolaşarak İstanbul ' u kuşattı . Kılıçdaroğlu ile birlikte surları dövdü , düşüremedi ama sonraki zaferler için umut , moral , tecrübe ve en önemlisi inanmış taraftarlar topladılar .

CHP , iktidara yürüyecekse , 84 milletvekili çıkaracak İstanbul ' da başarıyı yakalayarak bunu yapacak . CHP ' nin yükselişi İstanbul ' da AKP ile kafa kafaya yarışırsa mümkün olacaktır , yerel seçim bunun ilk sinyalini vermişti .
Gürsel Tekin ' le ilgilenen başka partiler ve liderler de var . İstanbul ' da güçlenmek isteyenler , yeni hazırlıklar yürütenler , siyasete dönmeye çalışan eski başbakanlar . . .

Yakında , galiba 19 Haziran ' da Demokrat Parti ' nin kongresi yapılacak değil mi?
Hayır , Gürsel Tekin gitmez ; ne var ki CHP ' nin , kendi ellerindeki malzemenin kıymetini bilmesi şart .


Gandi ' nin liderlik sınavı
Kemal Kılıçdaroğlu , düzgün bir isim , kitlelere umut aşılıyor . Ama kötü siyasetçi . İki kez ' Aday değilim ' demesi hataydı . Önder Sav onu itti , genel başkan oldu . Oysa halkın desteği zaten çok güçlüydü . Aynı sıkıntı kurultayda listelerde yaşandı . Ortak liste yaptırılabilirdi , değişim iddiası parti meclisine eksik yansıdı . Şimdi de MYK ' da Önder Sav ' ın dediği oldu . İkinci adamlar önemlidir de , birinci adamlık taslamalarına izin verilecek kadar değil . Tepedeki adam , birine çok güvenmeli ve kendini ona teslim edebilmeli . Tamam da kellesini ilmeğe geçirerek ve hayatını tamamen karşısındakinin inisiyatifine bırakarak değil . Onu yapana lider demiyorlar .
Salı günü meclis grup başkanvekillikleri seçiminde , bir kez daha mücadele yaşanacak . Sanırım kurultaydaki sloganın doğru olduğu , süreç içinde tekrar tekrar ispatlanacak : ' Önderimiz Kemal ' .


Akşam