Sp Lideri Numan Kurtulmuş'dan Çarpıcı Açıklamalar
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Samsun'da açıklamalarda bulundu.
Partisinin Ordu İl Kongresi'ne katılmak üzere uçakla Samsun-Çarşamba Havaalanı'na gelen SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, basın mensuplarının sorularını cevaplayıp çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu'ndan sonra CHP'ye medya desteğinin artmasına değinen Kurtulmuş, "Medya desteği bir siyasi parti için önemlidir. Siyaset sadece medya desteğinden ibaret değildir. Önümüzdeki günlerde Kılıçdaroğlu'nun CHP'ye ne tür değişiklikler sağlayacağını, geneleksel siyasetlerinde ne tür değişiklik yapacaklarını
merakla bekliyoruz. Bu anlamda milletin beklentilerini gerçekleştirecek birtakım adımların atılmasını da temenni ediyoruz. CHP ve Kılıçdaroğlu 3 ana alanda milletin önünde sınavla karşı karşıya olacaktır. Bunlardan biri şimdiye kadar geneleksel CHP'nin Türkiye'nin değerleriyle, inançlarıyla çelişir görüntüsünü ne kadar değiştirecekleri. İkinci önemli mesele, 'Demokratik Açılım' konusu olarak gündeme getirilen, CHP'nin 'istemeyiz' diye ön tıkayan, Türkiye'de demokratikleşmenin, Türkiye'nin insan haklarının
gelişmesinin, özellikle doğu sorununun çözülmesine ilişkin alandaki önleyici politikanın ne kadar devam edeceğidir ve ne kadar değiştireceğidir. Üçüncü önemli mesele statüko ile CHP ilişkileri konusundaki tavrı olacaktır. Bu konudaki ilk sınavı Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP Anayasa Referandumu'nda verecektir. CHP başından itibaren Anayasa değişikliğine karşı çıktı ve bu Anayasa değişikliklerinin Anayasa Mahkemesi'nde yürütmeyi durdurarak iptali konusunda başvuruda bulundu. Sayın Kılıçdaroğlu'nun üslup
bakımından siyasete bir yenilik getireceğini görüyoruz. Türkiye siyaseti 2002 yılından bu yana sürekli olarak Sayın Baykal ve Erdoğan arasında kavgayla, hareketler, birbirinin ayağına çelme takmakla, hiçbir konuda Türkiye'nin en temel meselelerinde bile fikir alışverişinde bulunmayan bir zıtlaşmayla siyaset yürütüyordu. Türkiye'de kamplaşma ve soğuk savaş siyasetini sürdürdü. Ümit ediyoruz ki, Sayın Kılıçdaroğlu'nun şimdiye kadar kullandığı siyaset üslubu bu anlamda Baykal-Erdoğan arasında oluşmuş
kutuplaşma dengesini bozacaktır. Sadece CHP için değil, AK Parti içinde bir değişim sürecini zorlayacaktır. Baykal'ın tahtaravalliden kalkmasıyla boşluğa düşen sadece Baykal değil, Baykal'ın uslup itibarıyla zıddı olan Erdoğan da boşluğa düşmüştür. Ben bu anlamda AK Parti içinde de önemli bir değişimin olacağına inanıyorum" dedi.
Anayasa oylamasının herhangi bir siyasetle ilişkisinin olmadığını ve olmaması gerektiğini ifade eden Numan Kurtulmuş, "AK Parti bunu kendisinin oylatma referandumuna dönüştürürse, AK Parti baştan kaybeder. Örneği de 1987 referandumudur. Rahmetli Özal, bütün siyasetçiler karşısında olmasına rağmen yüzde 49 gibi bir oy almıştı. Ancak, ANAP'ın sonunun başlangıcıydı. AK Parti'de güven oymamasına dönüştürse bu da AK Parti'nin sonunun başlangıcı olur" diye konuştu.
İktidar olduklarında 'D8 mi, yoksa AB'mi' sorusuna cevap veren Numan Kurtulmuş, iktidar olduklarında yeni bir dünyanın kurulması için adımlarını atacaklarını ve Türkiye'nin çok taraflı aktif ve şahsiyetli bir dış politika izleyeceğini kaydetti. Türkiye'nin sadece bir tarafa yönelerek dış politika izlemesinin mümkün olduğunu ileri süren Kurtulmuş, "Hem İslam dünyası, hem Türk dünyası ve hem komşularımızla, hem Avrupa ile, hem ABD ile ilişkilerimizi sürdüreceğiz. Buradaki kilit 3 kelime var. Çok taraflı,
aktif ve şahsiyetli. Türkiye'nin başkalarının kapısında ev ödevi vermek için beklemesine izin vermeyeceğiz. Bütün Türkiye partileri rakiptir, ancak düşman değildir. Biz maveviyatcı bir partiyiz. Bu topraklarda 72 milyon insanın özgürlüğü için mücadele eden bir partiyiz. Hiçbir siyasi parti istese dahi yargıya müdahale edemeyeceği, yargının da istese dahi siyasi partiye müdahale edemeyeceği sistemden yanayız. Bunun yolu da Türkiye'de egemenliği kayıtsız şartsız millete verecek düzeneklerin kurulmasıdır.
Hiçbir partinin gücüne ve eksikliğine göre siyaset yapmayız. Bir başka partinin gücü ve zaafı bizi ilgilendirmez. Biz kendi gücümüze ve kendi fikrimize göre siyasette yolumuza devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Bir soru üzerine Samsun'da DTP eski Genel Başkanı Ahmet Türk'e yapılan yumruklu saldırı konusunda açıklamada bulunan Kurtulmuş, "Bu son derece çirkin komplolardır. Türkiye'nin bu tür provakasyonları geri de bırakması lazım. Bu memleketin Kürtleri Türkleri 2010 yılında gökten bu topraklara paraşütle indirilmediler. Bu topraklarda bin 100 senedir kardeşçe yaşıyoruz. Hiçbir kimse de bu kardeşliği bozamayacak. Bu topraklarda barış içinde kardeşçe yaşayacağız. Biz aynı medeniyetin çocuklar, aynı toprakların
insanlarıyız" görüşünü dile getirdi.
İsrail-Filistin arasındaki gerginliğe de değinen Numan Kurtulmuş konuşmasını söyle sürdürdü:
"Biz dünya barışının anahtarının Ortadoğu olduğu kanaatindeyiz. Ortadoğu'nun barışının anahtarı da eşit, özgürlük bir Filistin devleti tam bağımsız olarak kurulmadıktan sonra Ortadoğu'da barış tesis edilemeyecektir. Ortadoğu'da barış tesis edilmeyen bir dünyada kendi barışını sağlaması mümkün değildir. 1967 savaşından sonra İsrail sahip olduğu toprakların yüzde 87'sini işgal sınırları olarak sahiptir. İsrail Birleşmiş Milletler'e (BM) göre sınırları olmayan bir devlettir. Kendisi de sınırlarını çizmeyen
bir devlettir. Şu anda çok açık bir işgal söz konusudur. Sadece Gazze'de değil Batı Şeria'da da insan halları söz konusudur. İsrail bütün dünyada giderek yalnızlaşıyor. Sürekli zayıflıyor. Gazze'ye yol alan yardım konvoyları da buraya başarı ile ulaşacaktır. Bu konvoy Gazze'ye başarı ile ulaşırsa, bu milletimizin bmorum" dedi.
Anayasa oylamaüyük bir başarısı olacaktır. Somali'de korsanlar gemileri durdurduğunda korsanlık diyoruz. Ortadoğu'da İsrail'in yardım gemilerini 'kendi limanıma yanaştırırım ve mallarını gasp ederim' dediği zaman insanlık alemi buna ses çıkarmıyorsa, bu korsanın vebali artık sadece İsrail'in değil, bütün dünyanın olur."
Anayasa paketine evet diyeceklerini kaydeden Numan Kurtulmuş, Türkiye'de milletin önünü açacak her türlü gelişmeye evet diyeceklerini söyledi.
Numan Kurtulmuş, kendisini karşılamaya gelen SP Genel Başkan Yardımcıları Dr. Ahmet Demircan, Şeref Malkoç, eski bakanlardan Refaiddin Şahin, Ümmet Kandoğan, Samsun İl Başkanı Av. Hasan Bayram Var, Ordu İl Başkanı İlkay Kılıç ve partililerle birlikte karayolu ile Ordu'ya hareket etti.
merakla bekliyoruz. Bu anlamda milletin beklentilerini gerçekleştirecek birtakım adımların atılmasını da temenni ediyoruz. CHP ve Kılıçdaroğlu 3 ana alanda milletin önünde sınavla karşı karşıya olacaktır. Bunlardan biri şimdiye kadar geneleksel CHP'nin Türkiye'nin değerleriyle, inançlarıyla çelişir görüntüsünü ne kadar değiştirecekleri. İkinci önemli mesele, 'Demokratik Açılım' konusu olarak gündeme getirilen, CHP'nin 'istemeyiz' diye ön tıkayan, Türkiye'de demokratikleşmenin, Türkiye'nin insan haklarının
gelişmesinin, özellikle doğu sorununun çözülmesine ilişkin alandaki önleyici politikanın ne kadar devam edeceğidir ve ne kadar değiştireceğidir. Üçüncü önemli mesele statüko ile CHP ilişkileri konusundaki tavrı olacaktır. Bu konudaki ilk sınavı Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP Anayasa Referandumu'nda verecektir. CHP başından itibaren Anayasa değişikliğine karşı çıktı ve bu Anayasa değişikliklerinin Anayasa Mahkemesi'nde yürütmeyi durdurarak iptali konusunda başvuruda bulundu. Sayın Kılıçdaroğlu'nun üslup
bakımından siyasete bir yenilik getireceğini görüyoruz. Türkiye siyaseti 2002 yılından bu yana sürekli olarak Sayın Baykal ve Erdoğan arasında kavgayla, hareketler, birbirinin ayağına çelme takmakla, hiçbir konuda Türkiye'nin en temel meselelerinde bile fikir alışverişinde bulunmayan bir zıtlaşmayla siyaset yürütüyordu. Türkiye'de kamplaşma ve soğuk savaş siyasetini sürdürdü. Ümit ediyoruz ki, Sayın Kılıçdaroğlu'nun şimdiye kadar kullandığı siyaset üslubu bu anlamda Baykal-Erdoğan arasında oluşmuş
kutuplaşma dengesini bozacaktır. Sadece CHP için değil, AK Parti içinde bir değişim sürecini zorlayacaktır. Baykal'ın tahtaravalliden kalkmasıyla boşluğa düşen sadece Baykal değil, Baykal'ın uslup itibarıyla zıddı olan Erdoğan da boşluğa düşmüştür. Ben bu anlamda AK Parti içinde de önemli bir değişimin olacağına inanıyorum" dedi.
Anayasa oylamasının herhangi bir siyasetle ilişkisinin olmadığını ve olmaması gerektiğini ifade eden Numan Kurtulmuş, "AK Parti bunu kendisinin oylatma referandumuna dönüştürürse, AK Parti baştan kaybeder. Örneği de 1987 referandumudur. Rahmetli Özal, bütün siyasetçiler karşısında olmasına rağmen yüzde 49 gibi bir oy almıştı. Ancak, ANAP'ın sonunun başlangıcıydı. AK Parti'de güven oymamasına dönüştürse bu da AK Parti'nin sonunun başlangıcı olur" diye konuştu.
İktidar olduklarında 'D8 mi, yoksa AB'mi' sorusuna cevap veren Numan Kurtulmuş, iktidar olduklarında yeni bir dünyanın kurulması için adımlarını atacaklarını ve Türkiye'nin çok taraflı aktif ve şahsiyetli bir dış politika izleyeceğini kaydetti. Türkiye'nin sadece bir tarafa yönelerek dış politika izlemesinin mümkün olduğunu ileri süren Kurtulmuş, "Hem İslam dünyası, hem Türk dünyası ve hem komşularımızla, hem Avrupa ile, hem ABD ile ilişkilerimizi sürdüreceğiz. Buradaki kilit 3 kelime var. Çok taraflı,
aktif ve şahsiyetli. Türkiye'nin başkalarının kapısında ev ödevi vermek için beklemesine izin vermeyeceğiz. Bütün Türkiye partileri rakiptir, ancak düşman değildir. Biz maveviyatcı bir partiyiz. Bu topraklarda 72 milyon insanın özgürlüğü için mücadele eden bir partiyiz. Hiçbir siyasi parti istese dahi yargıya müdahale edemeyeceği, yargının da istese dahi siyasi partiye müdahale edemeyeceği sistemden yanayız. Bunun yolu da Türkiye'de egemenliği kayıtsız şartsız millete verecek düzeneklerin kurulmasıdır.
Hiçbir partinin gücüne ve eksikliğine göre siyaset yapmayız. Bir başka partinin gücü ve zaafı bizi ilgilendirmez. Biz kendi gücümüze ve kendi fikrimize göre siyasette yolumuza devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Bir soru üzerine Samsun'da DTP eski Genel Başkanı Ahmet Türk'e yapılan yumruklu saldırı konusunda açıklamada bulunan Kurtulmuş, "Bu son derece çirkin komplolardır. Türkiye'nin bu tür provakasyonları geri de bırakması lazım. Bu memleketin Kürtleri Türkleri 2010 yılında gökten bu topraklara paraşütle indirilmediler. Bu topraklarda bin 100 senedir kardeşçe yaşıyoruz. Hiçbir kimse de bu kardeşliği bozamayacak. Bu topraklarda barış içinde kardeşçe yaşayacağız. Biz aynı medeniyetin çocuklar, aynı toprakların
insanlarıyız" görüşünü dile getirdi.
İsrail-Filistin arasındaki gerginliğe de değinen Numan Kurtulmuş konuşmasını söyle sürdürdü:
"Biz dünya barışının anahtarının Ortadoğu olduğu kanaatindeyiz. Ortadoğu'nun barışının anahtarı da eşit, özgürlük bir Filistin devleti tam bağımsız olarak kurulmadıktan sonra Ortadoğu'da barış tesis edilemeyecektir. Ortadoğu'da barış tesis edilmeyen bir dünyada kendi barışını sağlaması mümkün değildir. 1967 savaşından sonra İsrail sahip olduğu toprakların yüzde 87'sini işgal sınırları olarak sahiptir. İsrail Birleşmiş Milletler'e (BM) göre sınırları olmayan bir devlettir. Kendisi de sınırlarını çizmeyen
bir devlettir. Şu anda çok açık bir işgal söz konusudur. Sadece Gazze'de değil Batı Şeria'da da insan halları söz konusudur. İsrail bütün dünyada giderek yalnızlaşıyor. Sürekli zayıflıyor. Gazze'ye yol alan yardım konvoyları da buraya başarı ile ulaşacaktır. Bu konvoy Gazze'ye başarı ile ulaşırsa, bu milletimizin bmorum" dedi.
Anayasa oylamaüyük bir başarısı olacaktır. Somali'de korsanlar gemileri durdurduğunda korsanlık diyoruz. Ortadoğu'da İsrail'in yardım gemilerini 'kendi limanıma yanaştırırım ve mallarını gasp ederim' dediği zaman insanlık alemi buna ses çıkarmıyorsa, bu korsanın vebali artık sadece İsrail'in değil, bütün dünyanın olur."
Anayasa paketine evet diyeceklerini kaydeden Numan Kurtulmuş, Türkiye'de milletin önünü açacak her türlü gelişmeye evet diyeceklerini söyledi.
Numan Kurtulmuş, kendisini karşılamaya gelen SP Genel Başkan Yardımcıları Dr. Ahmet Demircan, Şeref Malkoç, eski bakanlardan Refaiddin Şahin, Ümmet Kandoğan, Samsun İl Başkanı Av. Hasan Bayram Var, Ordu İl Başkanı İlkay Kılıç ve partililerle birlikte karayolu ile Ordu'ya hareket etti.