Tutuklu Sanık Albay Cemal Temizöz Davası
1990'lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgileri olduğu iddiasıyla tutuklanan Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ve Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın Diyarbakır 6
1990'lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgileri olduğu iddiasıyla tutuklanan Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ve Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edildi.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar Albay Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kuktel Atağ katıldı. Davanın gizli tanığı iken deşifre olan Mehmet Nuri Binzet, Diyarbakır'da devam eden mahkemeye ilk kez ifade verdi. Önceki ifadelerinin büyük bölümünü reddeden Binzet, Midyat Cumhuriyet Savcısı'nın kendisinin duygularıyla oynayarak ifadesini alındığını öne sürdü. Kamil Atağ'ın, Cizre'de sevilmeyen biri olduğunu,
hatta insanların onu seri katil olarak tanıdığını anlatan Binzet, "İlçede kime sorarsanız sorun Atağ'ı seri katil olarak tanır ve bilir. Cemal Temizöz'ü kişisel olarak sevmiyorum. Ancak bazı kişiler benim korktuğumu ve bu yüzden ifade değiştirdiğimi bana mektupla bildirdiler. Bunların kim olduğunu biliyorum. Madem ki adalet istiyoruz, adaletin yerine gelmesi için bildiğim ne varsa söyleyeceğim. Temizöz, Cizre'ye gelmeden sokaklarda kimse gezemezdi. Kimse sokağa çıkamazdı. Hatta Gazze gibi bir yerdi. Halk
sindirilmiş, insanlar PKK'ya inanmıştı. Cizre örgüt tarafından işgal edilmişti. Örgüt Cizre'de mahkeme bile kurmuştu. Ondan önceki komutan zırhlı araçlarla gezerken Temizöz korkmadığını kanıtlamak için sivil araçla gezerdi" diye konuştu.
İlçede halkın Temizöz'ü insan öldüren, işkence eden biri olarak tanıdığını anlatan Binzet, "İlçede faili meçhul cinayetler devam ediyordu. 17 faili meçhulun tümü sanki devlet ve korucular tarafından işlenmiş gibi sunuluyor. Eğer bazı suçları terör işlemişse, başkaların bunu cezasını çekme hakkı yok. Ağabeyim dahi suçsuz bir insanı kaçırmış veya öldürmüşse onun cellatı ben olurum" ifadelerini kullandı.
Duruşmada mahkeme başkanı, Binzet'in 2009 yılında Midyat Cumhuriyet Savcısı'na verdiği ifadelerle ilgili sorular yöneltti. Binzet, o dönemki ifadelerinin bir kısmını reddederken bir kısmını kabul etti. Kabul ettiği hususlarla ilgili bilgi veren Binzet, şunları söyledi:
"O dönemde bütün korucuların evlerinde demir parmaklı nezarethaneler vardı. Burada işkenceler yapılıyordu, tırnaklar çekiliyordu. İnsanlar arabaların tekerliğine yerleştiriliyordu. Bazı kişileri burada tutuyorduk. Sonra jandarma gelip alıyordu. Bunlar şüpheli kişilerdi. Kamil Atağ'ın evinin altında nezerathane vardı. Bir süre sonra nezarethaneler cephaneliğe çevrildi. Burada mermi, uçaksavar ve lav silahları bile vardı. Hatta o dönemde oralarda yapılan işkencelerden ses çıkmaması için kapılara süngerler
çekmiştim. Nezarethanade bulunan bir bayan PKK'lının elleri askıda ve çıplaktı. Ben poşuyla göğüslerini kapattığım için Abdülhakim Güven beni Temizöz'e şikayet etti. Bundan sonra sorgulara almadılar. Bu coğrafyada yaşayan hiçbir halkın ezilmesini istemiyorum. Geçmişte birtakım şeyler yaşandı. PKK Leninizm ve Marksizm görüşünü benimsiyor. Bunun için birtakım insanlar dağa çıkmış olabilir. Ancak PKK insan haklarına, örf ve adetlerimizden uzak bir örgüttür."
Binzet, Hizbullah'ın bir dönem kullandığını belirttiği Kuştepe köyü ile ilgili olarak ise şunları söyledi:
"Hizbullah lideri Velioğlu'nun gönderdiği iki imam ve silahlı kişiler Kuştepe'ye yerleştirildi. Bunlar PKK ile mücadele ettiği için yakınlaşma başladı. Birlikte mücadele ediyorduk. Bunlardan Kur'an dersi aldım. Hizbullah terör örgütü değil ben de Hizbullahçıyım."
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK'nın "Adam öldürmek, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve adam öldürmeye azmettirmek" suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.
Sanıklardan Cemal Temizöz'ün 9, Kamil Atağ'ın 7, Tamer Atağ'ın 2, Adem Yakın'ın 7, Hıdır Altuğ'un 3, Fırat Altın'ın (Abdulhakim Güven) 6, Kuktel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar Albay Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kuktel Atağ katıldı. Davanın gizli tanığı iken deşifre olan Mehmet Nuri Binzet, Diyarbakır'da devam eden mahkemeye ilk kez ifade verdi. Önceki ifadelerinin büyük bölümünü reddeden Binzet, Midyat Cumhuriyet Savcısı'nın kendisinin duygularıyla oynayarak ifadesini alındığını öne sürdü. Kamil Atağ'ın, Cizre'de sevilmeyen biri olduğunu,
hatta insanların onu seri katil olarak tanıdığını anlatan Binzet, "İlçede kime sorarsanız sorun Atağ'ı seri katil olarak tanır ve bilir. Cemal Temizöz'ü kişisel olarak sevmiyorum. Ancak bazı kişiler benim korktuğumu ve bu yüzden ifade değiştirdiğimi bana mektupla bildirdiler. Bunların kim olduğunu biliyorum. Madem ki adalet istiyoruz, adaletin yerine gelmesi için bildiğim ne varsa söyleyeceğim. Temizöz, Cizre'ye gelmeden sokaklarda kimse gezemezdi. Kimse sokağa çıkamazdı. Hatta Gazze gibi bir yerdi. Halk
sindirilmiş, insanlar PKK'ya inanmıştı. Cizre örgüt tarafından işgal edilmişti. Örgüt Cizre'de mahkeme bile kurmuştu. Ondan önceki komutan zırhlı araçlarla gezerken Temizöz korkmadığını kanıtlamak için sivil araçla gezerdi" diye konuştu.
İlçede halkın Temizöz'ü insan öldüren, işkence eden biri olarak tanıdığını anlatan Binzet, "İlçede faili meçhul cinayetler devam ediyordu. 17 faili meçhulun tümü sanki devlet ve korucular tarafından işlenmiş gibi sunuluyor. Eğer bazı suçları terör işlemişse, başkaların bunu cezasını çekme hakkı yok. Ağabeyim dahi suçsuz bir insanı kaçırmış veya öldürmüşse onun cellatı ben olurum" ifadelerini kullandı.
Duruşmada mahkeme başkanı, Binzet'in 2009 yılında Midyat Cumhuriyet Savcısı'na verdiği ifadelerle ilgili sorular yöneltti. Binzet, o dönemki ifadelerinin bir kısmını reddederken bir kısmını kabul etti. Kabul ettiği hususlarla ilgili bilgi veren Binzet, şunları söyledi:
"O dönemde bütün korucuların evlerinde demir parmaklı nezarethaneler vardı. Burada işkenceler yapılıyordu, tırnaklar çekiliyordu. İnsanlar arabaların tekerliğine yerleştiriliyordu. Bazı kişileri burada tutuyorduk. Sonra jandarma gelip alıyordu. Bunlar şüpheli kişilerdi. Kamil Atağ'ın evinin altında nezerathane vardı. Bir süre sonra nezarethaneler cephaneliğe çevrildi. Burada mermi, uçaksavar ve lav silahları bile vardı. Hatta o dönemde oralarda yapılan işkencelerden ses çıkmaması için kapılara süngerler
çekmiştim. Nezarethanade bulunan bir bayan PKK'lının elleri askıda ve çıplaktı. Ben poşuyla göğüslerini kapattığım için Abdülhakim Güven beni Temizöz'e şikayet etti. Bundan sonra sorgulara almadılar. Bu coğrafyada yaşayan hiçbir halkın ezilmesini istemiyorum. Geçmişte birtakım şeyler yaşandı. PKK Leninizm ve Marksizm görüşünü benimsiyor. Bunun için birtakım insanlar dağa çıkmış olabilir. Ancak PKK insan haklarına, örf ve adetlerimizden uzak bir örgüttür."
Binzet, Hizbullah'ın bir dönem kullandığını belirttiği Kuştepe köyü ile ilgili olarak ise şunları söyledi:
"Hizbullah lideri Velioğlu'nun gönderdiği iki imam ve silahlı kişiler Kuştepe'ye yerleştirildi. Bunlar PKK ile mücadele ettiği için yakınlaşma başladı. Birlikte mücadele ediyorduk. Bunlardan Kur'an dersi aldım. Hizbullah terör örgütü değil ben de Hizbullahçıyım."
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK'nın "Adam öldürmek, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve adam öldürmeye azmettirmek" suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.
Sanıklardan Cemal Temizöz'ün 9, Kamil Atağ'ın 7, Tamer Atağ'ın 2, Adem Yakın'ın 7, Hıdır Altuğ'un 3, Fırat Altın'ın (Abdulhakim Güven) 6, Kuktel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.