Deniz Baykal: İyi ki istifa etmişim
CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, genel başkanlıktan istifa ettikten sonra katıldığı ilk televizyon programında, siyaset yapmaya devam edeceğini belirterek, “Bir dramatik ortam içinde istifa ettim. Çok memnunum, iyi ki yapmışım” dedi.
CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, genel başkanlıktan istifa ettikten sonra katıldığı ilk televizyon programında, siyaset yapmaya devam edeceğini belirterek, “Bir dramatik ortam içinde istifa ettim. Çok memnunum, iyi ki yapmışım” dedi
Baykal, dün Mehmet Ali Birand'ın sorularını yanıtladı. Röportaj boyunca rahatlamış olduğu mimiklerine ve ses tonuna yansıyan Baykal, özetle şunları kaydetti:
İLGİM ÇOK DAHA YÜKSEK
10 yılda bir sil baştan yapmak, psikolojimde, fizyolojimde entelektüel anlayışımda bir ihtiyaç haline geldi. Herkes karalar bağlamış. Hayata karşı ilgimi, duyarlılığımı, dikkatimi çok daha yüksek düzeyde hissediyorum. Bu, Kemal Bey’in yararına da olabilir.
MİTİNGE DE GİDECEĞİM
Siyaseti illa genel başkan olarak yaparız diye bir anlayış yok. CHP’ye ve Türkiye’ye karşı kendimi sorumlu hissetmeye devam edeceğim. Gerekirse meydanlara çıkarım. Meclis’e de, mitinge de, parti toplantılarına da gideceğim.
KIPLING ŞİİRİ OKUDU
Bulunduğum her şeyi bırakıp sıfırdan başlayabileme gücünü kendimde görebiliyorum. Bunu birkaç kere yaptım. Rudyard Kipling If şiirinde “Her şeyi bırakıp yeniden başlayabiliyorsan eğer, işte o zaman adam oldun demektir” der. Genel başkan olarak yapıyordum, şimdi milletvekili olarak yapıyorum, yarın vatandaş olarak yaparım. Sorumluluk doğrultusunda bana ne artık partiden diyemem.
SAĞLIKLI ŞEKİLDE AŞILDI
Bir dramatik ortam içinde istifa ettim. Çok memnunum, iyi ki yapmışım. CHP benim ayrılmamı, çok sağlıklı bir şekilde aşmayı başardı. Partinin yükselen gücüne ek olarak, Kılıçdaroğlu’nun sempatik kişiliği, dürüst ve halkçı yaklaşımı taşınınca destek arttı. Bunu bir roketleme olarak kullanmalıyız.
‘SAKIN HA’ DEDİM
Bazı delegeler “Dönüp gideceğiz” dedi. “Görevinizi yapmadan gitmeye hakkınız yok. Sakın ha” dedim. Bu sürece yönelik engelleme ya da tepki içinde olmamız söz konusu değil. Yaşanan tartışmalar bu işle ilgili değil.
SIRTIMDA HANÇER YOK
(CHP Genel Sekreteri Önder Sav’a yöneltilen Brütüs benzetmeleri anımsatılınca) Ben hiçbir zaman Sezar olmadım. Sezar arkasından hançer girdikten sonra döner bakar. Benim sırtımda hançer yok. Ben yaşadığım olaylar karşısında kendime ‘Yıkıl Sezar’ demedim. ‘Sen de mi Brütüs’ de demedim.
RAHATSIZLIĞIMI TAŞIYABİLİYORUM
Bir süreç yaşadık. Bu süreçte tabii siyasal hayatın olağan akışı içinde her zaman karşı karşıya kalınmayacak olaylar yaşadık. Rahatsızlığımı birileriyle paylaşma ihtiyacı içinde değilim. Taşıyabiliyorum.
KASET KOMPLOSU
Toplumun pek çok aklı başında insanı, bu olayın bu boyutunu benim gündeme almamı, reddetmemi bekledi. Ben, bunu fevkalade ayıp, yakışıksız, tehlikeli, yanlış buluyorum. Kimsenin kimseye bu çerçevede bir sorgulama yapmaya, bir beyanda bulunmaya zorlama hakkının bulunmadığını düşünüyorum. Eğer birilerine bu hakkı verirsek, artık hukukun, ahlakın çığırından çıkacağını düşünüyorum. Kimler için dedikodu yapılmadı. Hz. Peygamberden Hz. Ayşe’den başla. Ben söylemiş olsaydım, dedikodunun bir parçası haline gelmiş olacaktım. Kimsenin karışamayacağı özel dünyamın hesabını, kimsenin sorma hakkı olmadığı halde onlara hesap verme durumuna girecektim. Öyleydi, böyleydi diye tartışmaya değil, gönderirsiniz bilim, teknoloji, mahkeme cevabını verir. Mahkeme düğmesine biz bastık. Bunun hesabını ben vermem, hukuk verir. (showtvnet)
Baykal, dün Mehmet Ali Birand'ın sorularını yanıtladı. Röportaj boyunca rahatlamış olduğu mimiklerine ve ses tonuna yansıyan Baykal, özetle şunları kaydetti:
İLGİM ÇOK DAHA YÜKSEK
10 yılda bir sil baştan yapmak, psikolojimde, fizyolojimde entelektüel anlayışımda bir ihtiyaç haline geldi. Herkes karalar bağlamış. Hayata karşı ilgimi, duyarlılığımı, dikkatimi çok daha yüksek düzeyde hissediyorum. Bu, Kemal Bey’in yararına da olabilir.
MİTİNGE DE GİDECEĞİM
Siyaseti illa genel başkan olarak yaparız diye bir anlayış yok. CHP’ye ve Türkiye’ye karşı kendimi sorumlu hissetmeye devam edeceğim. Gerekirse meydanlara çıkarım. Meclis’e de, mitinge de, parti toplantılarına da gideceğim.
KIPLING ŞİİRİ OKUDU
Bulunduğum her şeyi bırakıp sıfırdan başlayabileme gücünü kendimde görebiliyorum. Bunu birkaç kere yaptım. Rudyard Kipling If şiirinde “Her şeyi bırakıp yeniden başlayabiliyorsan eğer, işte o zaman adam oldun demektir” der. Genel başkan olarak yapıyordum, şimdi milletvekili olarak yapıyorum, yarın vatandaş olarak yaparım. Sorumluluk doğrultusunda bana ne artık partiden diyemem.
SAĞLIKLI ŞEKİLDE AŞILDI
Bir dramatik ortam içinde istifa ettim. Çok memnunum, iyi ki yapmışım. CHP benim ayrılmamı, çok sağlıklı bir şekilde aşmayı başardı. Partinin yükselen gücüne ek olarak, Kılıçdaroğlu’nun sempatik kişiliği, dürüst ve halkçı yaklaşımı taşınınca destek arttı. Bunu bir roketleme olarak kullanmalıyız.
‘SAKIN HA’ DEDİM
Bazı delegeler “Dönüp gideceğiz” dedi. “Görevinizi yapmadan gitmeye hakkınız yok. Sakın ha” dedim. Bu sürece yönelik engelleme ya da tepki içinde olmamız söz konusu değil. Yaşanan tartışmalar bu işle ilgili değil.
SIRTIMDA HANÇER YOK
(CHP Genel Sekreteri Önder Sav’a yöneltilen Brütüs benzetmeleri anımsatılınca) Ben hiçbir zaman Sezar olmadım. Sezar arkasından hançer girdikten sonra döner bakar. Benim sırtımda hançer yok. Ben yaşadığım olaylar karşısında kendime ‘Yıkıl Sezar’ demedim. ‘Sen de mi Brütüs’ de demedim.
RAHATSIZLIĞIMI TAŞIYABİLİYORUM
Bir süreç yaşadık. Bu süreçte tabii siyasal hayatın olağan akışı içinde her zaman karşı karşıya kalınmayacak olaylar yaşadık. Rahatsızlığımı birileriyle paylaşma ihtiyacı içinde değilim. Taşıyabiliyorum.
KASET KOMPLOSU
Toplumun pek çok aklı başında insanı, bu olayın bu boyutunu benim gündeme almamı, reddetmemi bekledi. Ben, bunu fevkalade ayıp, yakışıksız, tehlikeli, yanlış buluyorum. Kimsenin kimseye bu çerçevede bir sorgulama yapmaya, bir beyanda bulunmaya zorlama hakkının bulunmadığını düşünüyorum. Eğer birilerine bu hakkı verirsek, artık hukukun, ahlakın çığırından çıkacağını düşünüyorum. Kimler için dedikodu yapılmadı. Hz. Peygamberden Hz. Ayşe’den başla. Ben söylemiş olsaydım, dedikodunun bir parçası haline gelmiş olacaktım. Kimsenin karışamayacağı özel dünyamın hesabını, kimsenin sorma hakkı olmadığı halde onlara hesap verme durumuna girecektim. Öyleydi, böyleydi diye tartışmaya değil, gönderirsiniz bilim, teknoloji, mahkeme cevabını verir. Mahkeme düğmesine biz bastık. Bunun hesabını ben vermem, hukuk verir. (showtvnet)