İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü: Viyana Grubu Ne Zaman Hazır Olursa Bir Anlaşma Yapacağız'

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mehman Parat, İran'ın nükleer programı ve Türkiye'nin de tarafı olduğu uranyum takası antlaşması ile ilgili bilgiler verdi

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mehman Parat, İran'ın nükleer programı ve Türkiye'nin de tarafı olduğu uranyum takası antlaşması ile ilgili bilgiler verdi. Viyana Grubu ne zaman hazır olursa bir anlaşma yapabileceklerini kaydeden Parat, "Brezilya ve Türkiye ile barışçıl nükleer hedefler doğrultusunda işbirliğimiz olabilir" dedi.
İran'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda basın toplantısı düzenleyen Parat, dünyanın siyasal ve ekonomik alanda birçok sorunla karşı karşıya olduğunu belirtti. Parat, bu sorunları çözmek için yeni bir fikir yapısına, yeni bir harekete, yeni bir güce ve değişime ihtiyaç olduğunun ortada olduğunu belirterek, "Bu sorunlardan biri de nükleer programlar. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na üye olan ülkelerin nükleer faaliyetlerle ilgili bir takım taahhütleri var. Bu antlaşmalar karşısında bir takım ülkelerin
nükleer bilime sahip olmaya, barışçıl bilime sahip olmaya hakları da vardır. Ancak günümüzde bu konuda bazı aksaklıklar görülmektedir. Özellikle nükleer silahtan arındırma yönünde adımlar atılamamıştır. Aynı zamanda bir takım bağımsız ülkelerin de barışçıl nükleer faaliyetler konusunda haklara sahip olması ile ilgili ciddi bir adım atılmamıştır. Bizim düşüncemiz tüm nükleer silahlardan arınmış bir dünyaya inanmaktır" şeklinde konuştu.
İlgili antlaşmalara rağmen ABD, Rusya ve bir takım batılı devletlerin 20 bin nükleer başlığı barındırmaya devam ettiklerini vurgulayan Bakanlık Sözcüsü Ramin Mehman Parat, "Böyle bir nükleer gücün dünya yüzeyini 20 kere parçalama olanağı vardır. ABD sadece kendi başına 9 bin adet nükleer başlığa sahiptir ki bu da 5 kere dünya yüzeyini yerle bir etmeye yeter. Bugünkü dünya kitle imha silahlarından artık bıkmıştır. Tüm bağımsız ülkeler ve batı ülkeleri, nükleer silahlara sahip olan ülkelerden bu silahların
ortadan kalkmasını istemektedir. Bir takım ülkeler nükleer silaha sahip olarak kendi güvenliklerini sağladıklarını düşünmektedir. Nükleer silaha sahip olmak bir garanti olsaydı biz Sovyetlerin dağılımına şahit olmazdık. Meşruu olmayan İsrail devletine de bu silahları verdiler. İsrail 200 nükleer başlıkla birlikte bölgenin emniyetini tehdit altına almıştır. Bundan dolayı şu an dünyada yeni bir akım oluşmuştur. Bu akımın da tüm dünyayı nükleer silahlardan arındırma yolunda istekleri vardır" diye konuştu.
Ramin Mehman Parat, nükleer bilimden barışçıl yönden faydalanmanın bir ihtiyaç ve hedef olduğunu söyledi. Çevre sorunlarına bakıldığı zaman nükleer enerjinin çok iyi bir çözüm olduğuna değinen Parat, "Neden bir takım ülkeler böyle bir nükleer bilime sahipler ve bazı ülkeler buna engel yaratıyorlar. Bu girişimler sadece yakın gelecekte bu enerjiye olan ihtiyacı sınırlandırmak için böyle bir istek duyuyorlar. Halbuki şu an bağımsız dünyadaki ülkelerde bu nükleer bilime sahip olmak için bir takım istekler
var. Bu bilimi hem ülkelerin ilerlemesinde hem halkın refahına huzuruna kullansınlar" ifadelerini kullandı.
İran'ın barışçıl nükleer faaliyetlerinden kuşku duyanlar olduğunu söyleyen Ramin Mehman Parat, açıklamalarını şöyle sürdürdü;
"Kuşku olan konuları açıklasınlar biz de bunları çözme yönünde adım atalım. 6 tane konuyu Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na sundular ve biz bunları aldık. Eğer bu 6 konuda kuşku olan noktalar giderildikten sonra şu noktaya varıldı ki İran nükleer çalışmalarına doğal yoluyla devam etsin. 6 konu hakkında her birisine ayrı ayrı cevap verdik. Bunu net açıkladılar ki İran'ın nükleer çalışmalarında herhangi bir sapma gözükmemektedir. Şu ana kadar 21 tane rapor bizim faaliyetler hakkında açıklanmıştır. 21
kere bu net açılanmıştır ki İran'ın nükleer faaliyetlerinde askeri hedeflere yönelik bir sapma gözükmemektedir. Biz ajansa üye olan bir ülke olarak nükleer çalışmalarından herhangi bir askeri niteliği olmayan hakkımızdan yararlanabiliriz."
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mehman Parat, Tahran'da bir araştırma reaktörünün faaliyette olduğunu, ancak 50 sene önce Amerikalıların bu reaktörü gerçekleştirdiğini belirterek, "Bu reaktörün hem insani hem tıp yolunda ve bir takım hastalıkların tedavisi ile ilgili ihtiyaç duyulan kullanımları vardır. Eğer o dönemde bu reaktör yapıldıysa ve Amerikalılar gereken yakıtı temin etmişseler bu yakıtın sonraki dönemde temini hakkında herhangi bir engel oluşturmamaları gerekiyor. Biz
zaten bu reaktörün yakıtı bitmek üzereyken resmen başvurduk ve konuyu ilettik. Bu doğrultuda ajans açıkladı ki Rusya, Fransa ve Amerika bu yakıtı vermeye hazırlar. Bu üç ülke ve İran ile bir oturumları oldu. O oturumda bizden ihtiyacımız olan yakıtı vermek yerine dönüp bize bir öneri verdiler .Yüzde 20 yakıt verme karşısında uranyumu yüzde 3.5'unu bizden alsınlar. Bu bir araştırma reaktörü için verilen bu öneri bizce doğru değildi buna rağmen bizim anlaşma güven ve işbirliğimizi göstermek için bunu kabul
ettik" dedi.
Takas için garanti istediklerini kaydeden Parat, böyle bir çıkmaz karşısında değişik ülkelerin bir takım öneriler sunduğunu, Türkiye ve Brezilya'nın bu konuda büyük emek harcadıklarını söyledi. Türkiye ve Brezilya için "kardeş ülkelerimiz" diyen Parat konuşmasına şöyle devam etti;
"En sonunda geçen pazartesi bir deklarasyon imzalandı. Biz bu deklarasyonun imzalanmasını büyük bir başarı olarak görmekteyiz. Bağımsız ve büyük bölgedeki ülkeler bölge ve dünyadaki bir takım sorunları çözmek yönünde gereken güce sahiptirler. Bu yazımız ajansa eriştikten sonra yakaştur. Bu akımın da tüm dünyayı nükleer silahlıt takası hakkında hazır olduğumuzu bildirdik. Böyle bir hazırlık ilan edildikten sonra bizim ve 1 ay içinde bu uranyumun İran İslam Cumhuriyeti'nin malikiyeti altında Türkiye'ye
emanet edilecektir. Türkiye'de bulunduğu müddetçe ajans ve İran İslam Cumhuriyeti tarafından Türkiye'deki barındırma koşulları hakkında gereken denetim yapılacaktır. Bu doğrultuda yapılacak anlaşma çerçevesinde viyana grubu ile 120 kg'lık zenginleştirilmiş uranyum takası hakkında girişimler sağlanacaktır. Böyle bir deklarasyon çok büyük bir hareketi yaratacaktır ki tüm dünya denklemlerinde yapıcı ve adli bir işbirliği sürsün. Biz şunu düşünmekteyiz yapıcı işbirliklerinin tamamen tahrip edici tutumlara
tercih edilmeli. Bir takım ülkelerin nükleer bilimi barışçıl yollarla kullanma haklarının temin edilmeleri gerekiyor. Tehdit dolu tutumların bir kenara konması gerekiyor. Bugünkü dünyamız tüm nükleer silahları barındıran ülkeler ve viyana grubu ülkelerinin olumlu yanıtını beklemektedir. Tüm olumlu yönde işbirliği zemini şu anda hazırlanmıştır. Bugün resmi bir şeklide İran'ın yazısı ajansa verilecektir."
Parat, İran, Türkiye ve Brezilya Büyükelçilerinin Tahran deklarasyonunun maddelerine uymak şartıyla yazılarını kurum sekreterine teslim edeceklerini ifade ederek, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ve aynı zamanda Viyana Grubu'nun olumlu yanıt vermesini beklediklerini vurguladı.
"Viyana Grubu'ndan olumlu yanıt alacağınıza dair iyimser tablo çizdiniz. Ama üyeler olumlu açıklamalarda bulunmadı" diyen bir basın mensubuna Parat, "Çeşitli ülkelerce bu deklarasyona olan destek açıklanmıştır. Tüm bağımsız ülkeler bu anlaşma ve deklarasyon himaye ediyorlar. Bazı ülkeler dışında ki bahane peşindeler, özellikle bağımsız ülkeler bizim Tahran deklarasyonu konusunda destek veriyorlar. Bizim bu bir kaç ülkeye tavsiyemiz şudur ki biraz daha dikkatli şekilde deklarasyonu incelesinler ve
oluşacak iyi ortamı dikkate alsınlar" dedi.
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mehman Parat, Uluslar arası Atom Enerjisi Kurumu'ndan gelecek cevabı bekleyeceklerini de ifade ederek, "Viyana Grubu ne zaman hazır olursa bir anlaşma yapacağız. Bu anlaşma yapıldıktan sonra 1 ay içinde biz 1200 kg'lık az zenginleştirilmiş uranyumu Türkiye'ye teslim edeceğiz.Viyana grubu üye ülkeleri de 120 kg'lık yüzde 20 zenginleştirilmiş uranyumun teslimi konusunda onay vereceler. Biz bu görüşmeler yapıldıktan sonra biz takasın içeriği ile
ilgili anlaştığımızda detaylar belirsizdi. Onlar siyasi bir propagandaya kalkıştılar. Biz onların nükleer silahlara erişmesini 1 saat erteledik dediler. Şu anlaşıldı ki onlar bir takas değil propaganda peşindeler. Ama Tahran deklarasyonunda Türkiye ve Brezilya gibi bağımsız ülkelere bu imzayı attılar ve bunu garanti etmek için kendi itibarlarını ortaya koydular. Bizim Türkiye ile çok iyi ilişkilerimiz vardır. Bu deklarasyonunu imzası da ilişkilerimizin daha derin olduğunu belirtmiştir. Biz Türkiye ve
Brezilya işbirliği çerçevesinde yeni bir yolu da dünyada yaramışızdır. Bugün günümüz dünyanın ihtiyacı olan olumlu bir işbirliği ortamının yaratılmasıdır" şeklinde konuştu.
"İran'ın elindeki uranyumun 1200 değil 2000 kg bulduğu yönünde bir takım spekülasyonlar çıktı. Bu iki veriden yola çıkarak İran'ın yine antlalfetur. Bu akımın da tüm dünyayı nükleer silahlşmaya yanaşmadığı açıklaması geldi. Yaptırım süreci devam ediyor. Eğer BM'de yaptırım kararı çıkması yönünde bir adım atılırsa nükleer takas sürecini çökertir mi?" şeklindeki bir soruya ise Parat, "Tahran ihtiyaç olan 120 kg yüzde 20 zenginleşmiş uranyumdur. Bu çerçevede iki tarafın da uzmanları bir takım müzakerelerde
bulunmaktalar. Bu nedenle Tahran reaktörünün ihtiyacı çerçevesinde 1200 kg yüzde 3.5 zenginleşmiş uranyumdur onun karşılığı 120 kg lık yüzde 20 zenginleşmiş uranyumdur. Tahran deklarasyonu bir işbirliği ve olumlu bir ortam yaratması bakımından çok önemlidir. Bir büyü hareketin başlangıcı olacaktır ki tüm dünya denklemelerinde yapıcı ve adil bir işbirliği oluştursun. Biz aynı zamanda tahrip edici tehdit ili işleyen bir nevi girişimleri beğenmemişizdir. Tahranın bu adımı geri çekilme anlamına gelmemektedir.
Büyük bir adımın, çok ciddi bir adımın dünya genelinde atılması sayılabilir. Biz şunu düşünüyoruz ki İran Türkiye ve Brezilya dünyamızda büyük bir fırsat hazırladılar. Diğer ülkelerden bu değerli fırsatın oluşmasından kendi yapıcı işbirliği üzerinde faydalanmaları gerekiyor. Umarız bu fırsatı kaybetmesinler" diye yanıt verdi.
Parat, bir soru üzerine de, "Türkiye ve Brezilya bu deklarasyonun oluşmasında yapmış olduğu girişimler gerçekten çok önemlidir. Önemsediğimiz husus şudur. Bağımsız ülkeler değişik dünya bölgelerinde büyük bir rol oynayabilirler. Bu çerçevede Brezilya ve Türkiye ile barışçıl nükleer hedefler doğrultusunda işbirliğimiz olabilir" dedi.