Ordu'da 110 Metre'lik Yere Çökmüş Deve Heykeli Bulundu
Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof
Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof . Dr . Necati Demir , Ordu ' nun Mesudiye ilçesinde uzunluğu 110 metre , genişliği 40 metre , yüksekliği 21 metre ile 60 metre arasında değişen yere çökmüş deve heykeli buldu .
20 yıldır dünyanın değişik bölgelerinde Türk izlerini süren , yakın zamanda yine Mesudiye ilçesi Esatlı köyünde M . Ö . 1 . ve 2 . yüzyıllarda Peçenek Türklerinden kalma yazıt ve kitabeleri ortaya çıkaran Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof . Dr . Necati Demir , Orta Karadeniz Bölgesi ' nin binlerce yıl öncesinden kalma Türk izlerini ortaya çıkarmaya devam ediyor . Son olarak Mesudiye ilçesi Esatlı köyünde dev deve heykelini bulan ve araştırma yapan Prof . Dr . Demir , yarı doğal yarı insan eliyle
yapılmış heykelinin uzunluğunun 110 metreden daha büyük , genişliğinin yaklaşık 40 metre , yüksekliğinin ise yaklaşık 21 metre ile 60 metre arasında değiştiğini belirtti . Heykelin boyun kısmının kuzeyinde , iki kayanın arasında dibe doğru genişleyen , duvarları horasan harcıyla sıvanmış bir su veya tahıl sarnıcı bulunduğunu , yine kayanın güneye bakan yüzünde insan eliyle açılmış dikdörtgen biçiminde bir gözetleme kulesi olduğunu , gövde bölümünün hemen tam ortasından aşağı bir tünel açıldığını ve 152 merdiven
basamağı bulunduğunu kaydeden Demir , " Hangi amaçla yapıldığı belli olmayan ve içerisinde ne olduğu belirlenemeyen tünelin girişinin yüksekliği 2 . 70 , genişliği yaklaşık 2 . 56 metre ' dir . Yaklaşık 35 metre derinliğinde olan tünelin son noktasına Başbakanlık Afet Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Danışmanı Peksever Müderrsioğlu inmiş ve resimlerini çekmiştir " dedi .
Demir , bu heykelin insan eliyle yapıldığını , ayrıca dünyanın diğer dev heykelleriyle karşılaştırılması gerektiğini kaydederek , " Zira kafa kısmını , gövde kısmıyla bütün olmasına rağmen gövde kısmında olduğu gibi yosun tutmamıştır . Ayrıca gövde kısmımda kayanın zaman içinde kazandığı doğal özelliklerden kafa kısmı mahrumdur . Şayet insan eli değmemiş olsa idi heykelin kafa kısmı da kayanın bütünü ile aynı özellikleri göstermesi gerekirdi " diye konuştu .
MISIR ' DAKİ HEYKEL İLE EŞDEĞER
Dünyanın şimdiye kadar bilinen en büyük ve en tanınmış heykellerinin Japonya ' da 110 metre yükseklikteki Ushiku Daibutsu heykeli , Çin ' de 108 metre yükseklikteki Guan Yin Sanya heykeli , Çin ' de 106 metre yükseklikteki İmparator Yan ve Huang heykelleri , Japonya ' daki 100 metre yükseklikteki Dai Kannon Sendai heykeli , Çin ' deki 88 metre yükseklikteki Grand Buddha Ling Shan at Wuxi heykeli , Rodos heykeli , Amerika ' daki Özgürlük Anıtı olduğuna dikkat çeken Demir , " Ancak aynı tür heykeller olmadığı için Mesudiye ' de
bulunan heykelin , Mısır ' ın Kahire şehrindeki Ebu el-Hul heykeli ile karşılaştırılması gerekmektedir . Mısır piramitlerinin doğusunda yer alan yarı insan yarı aslan heykelinin yüksekliği 20 metre , uzunluğu 73 metre , genişliği ise 5 metre ' dir . Firavun tarafından M . Ö . 2500 yılında yapıldığı tahmin edilen heykelin kafası insana , gövdesi ise aslana benzemektedir " şeklinde konuştu .
MESUDİYE ' DE TÜRK İZLERİ
Deve heykelinin bulunduğu Mesudiye ilçesinde önemli tarihi eserler bulunduğunu , özellikle çevre köylerde kaya üstü resim ve figürler , Göktürk yazısı ile yazılmış kitabeler , kaplumbağa heykelleri , eski Türklerden kalma tümülüs mezarların bunlardan bazıları olduğuna dikkat çeken Demir , " Bütün bunlara Oğuz Türklerinden önceki Türklükten kalma yer isimleri ' Canik Dağları , Kumanlar , Durak , Karagöl ' ve ağaçların yatay biçimde duvar yapılmasından oluşan bina türleri denilecek mimarlık usulleri de bunlara
eklenince Canik Dağları ' nın zirvesi ilgi çekici bir durum sergilemektedir " açıklamasında bulundu .
TÜRKLER ' DE DEVENİN YERİ
Deve heykelini değerlendiren Prof . Dr . Demir , bu konuda şu görüşlerde bulundu :
" Türkler için devenin özel bir yeri vardır . Türkler , at , sığır , koyun ve keçi gibi hayvanların yanında deve de beslemişler , etinden , sütünden ve derisinden yararlanmışlardır . Türk ortaoyununda deve , önemli bir figürdür . Türk masallarında , efsanelerinde , ninnilerinde de deve önemli bir unsurdur . Türk kültüründe deve , sağlamlığı ve gücü temsil eder . Bu yüzden Türklerin İslamiyeti kabul etmesini sağlayan Karahanlı hakanının adı , Satık Buğra ( erkek deve ) Han verilmiştir . Özellikle Mesudiye ve çevresinde yer
alan bu kültür mirası , olağanüstü özelliklere sahip olup dünyanın daha önce bilmediği özellikler taşımaktadır . Açık hava müzesini andıran bu zenginlik , dünyaya tanıtıldığında Mesudiye ve çevresi dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biri durumuna geleceği açıktır . Zira burada bulunan eserler , dünyanın hiç birinde yoktur . Türkiye ' nin her köşesi açık hava müzesidir . Fakat yeteri kadar önem verilmemesi , gereği gibi üzerinde durulmaması ve bilim adamlarımız tarafından ihmal edilmesi yüzünden hiçbir kıymeti
yokmuş gibi görünmektedir . Basın ve yayın organlarının magazin türü haberlere daha çok önem vermesi buna eklendiğinde güzel ülkemizin güzel eserleri gölgede kalmıştır . Bütün bunların bir sonucu olarak bütün dünya , Türkiye ' deki eserlerden habersiz kalmıştır "
20 yıldır dünyanın değişik bölgelerinde Türk izlerini süren , yakın zamanda yine Mesudiye ilçesi Esatlı köyünde M . Ö . 1 . ve 2 . yüzyıllarda Peçenek Türklerinden kalma yazıt ve kitabeleri ortaya çıkaran Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof . Dr . Necati Demir , Orta Karadeniz Bölgesi ' nin binlerce yıl öncesinden kalma Türk izlerini ortaya çıkarmaya devam ediyor . Son olarak Mesudiye ilçesi Esatlı köyünde dev deve heykelini bulan ve araştırma yapan Prof . Dr . Demir , yarı doğal yarı insan eliyle
yapılmış heykelinin uzunluğunun 110 metreden daha büyük , genişliğinin yaklaşık 40 metre , yüksekliğinin ise yaklaşık 21 metre ile 60 metre arasında değiştiğini belirtti . Heykelin boyun kısmının kuzeyinde , iki kayanın arasında dibe doğru genişleyen , duvarları horasan harcıyla sıvanmış bir su veya tahıl sarnıcı bulunduğunu , yine kayanın güneye bakan yüzünde insan eliyle açılmış dikdörtgen biçiminde bir gözetleme kulesi olduğunu , gövde bölümünün hemen tam ortasından aşağı bir tünel açıldığını ve 152 merdiven
basamağı bulunduğunu kaydeden Demir , " Hangi amaçla yapıldığı belli olmayan ve içerisinde ne olduğu belirlenemeyen tünelin girişinin yüksekliği 2 . 70 , genişliği yaklaşık 2 . 56 metre ' dir . Yaklaşık 35 metre derinliğinde olan tünelin son noktasına Başbakanlık Afet Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Danışmanı Peksever Müderrsioğlu inmiş ve resimlerini çekmiştir " dedi .
Demir , bu heykelin insan eliyle yapıldığını , ayrıca dünyanın diğer dev heykelleriyle karşılaştırılması gerektiğini kaydederek , " Zira kafa kısmını , gövde kısmıyla bütün olmasına rağmen gövde kısmında olduğu gibi yosun tutmamıştır . Ayrıca gövde kısmımda kayanın zaman içinde kazandığı doğal özelliklerden kafa kısmı mahrumdur . Şayet insan eli değmemiş olsa idi heykelin kafa kısmı da kayanın bütünü ile aynı özellikleri göstermesi gerekirdi " diye konuştu .
MISIR ' DAKİ HEYKEL İLE EŞDEĞER
Dünyanın şimdiye kadar bilinen en büyük ve en tanınmış heykellerinin Japonya ' da 110 metre yükseklikteki Ushiku Daibutsu heykeli , Çin ' de 108 metre yükseklikteki Guan Yin Sanya heykeli , Çin ' de 106 metre yükseklikteki İmparator Yan ve Huang heykelleri , Japonya ' daki 100 metre yükseklikteki Dai Kannon Sendai heykeli , Çin ' deki 88 metre yükseklikteki Grand Buddha Ling Shan at Wuxi heykeli , Rodos heykeli , Amerika ' daki Özgürlük Anıtı olduğuna dikkat çeken Demir , " Ancak aynı tür heykeller olmadığı için Mesudiye ' de
bulunan heykelin , Mısır ' ın Kahire şehrindeki Ebu el-Hul heykeli ile karşılaştırılması gerekmektedir . Mısır piramitlerinin doğusunda yer alan yarı insan yarı aslan heykelinin yüksekliği 20 metre , uzunluğu 73 metre , genişliği ise 5 metre ' dir . Firavun tarafından M . Ö . 2500 yılında yapıldığı tahmin edilen heykelin kafası insana , gövdesi ise aslana benzemektedir " şeklinde konuştu .
MESUDİYE ' DE TÜRK İZLERİ
Deve heykelinin bulunduğu Mesudiye ilçesinde önemli tarihi eserler bulunduğunu , özellikle çevre köylerde kaya üstü resim ve figürler , Göktürk yazısı ile yazılmış kitabeler , kaplumbağa heykelleri , eski Türklerden kalma tümülüs mezarların bunlardan bazıları olduğuna dikkat çeken Demir , " Bütün bunlara Oğuz Türklerinden önceki Türklükten kalma yer isimleri ' Canik Dağları , Kumanlar , Durak , Karagöl ' ve ağaçların yatay biçimde duvar yapılmasından oluşan bina türleri denilecek mimarlık usulleri de bunlara
eklenince Canik Dağları ' nın zirvesi ilgi çekici bir durum sergilemektedir " açıklamasında bulundu .
TÜRKLER ' DE DEVENİN YERİ
Deve heykelini değerlendiren Prof . Dr . Demir , bu konuda şu görüşlerde bulundu :
" Türkler için devenin özel bir yeri vardır . Türkler , at , sığır , koyun ve keçi gibi hayvanların yanında deve de beslemişler , etinden , sütünden ve derisinden yararlanmışlardır . Türk ortaoyununda deve , önemli bir figürdür . Türk masallarında , efsanelerinde , ninnilerinde de deve önemli bir unsurdur . Türk kültüründe deve , sağlamlığı ve gücü temsil eder . Bu yüzden Türklerin İslamiyeti kabul etmesini sağlayan Karahanlı hakanının adı , Satık Buğra ( erkek deve ) Han verilmiştir . Özellikle Mesudiye ve çevresinde yer
alan bu kültür mirası , olağanüstü özelliklere sahip olup dünyanın daha önce bilmediği özellikler taşımaktadır . Açık hava müzesini andıran bu zenginlik , dünyaya tanıtıldığında Mesudiye ve çevresi dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biri durumuna geleceği açıktır . Zira burada bulunan eserler , dünyanın hiç birinde yoktur . Türkiye ' nin her köşesi açık hava müzesidir . Fakat yeteri kadar önem verilmemesi , gereği gibi üzerinde durulmaması ve bilim adamlarımız tarafından ihmal edilmesi yüzünden hiçbir kıymeti
yokmuş gibi görünmektedir . Basın ve yayın organlarının magazin türü haberlere daha çok önem vermesi buna eklendiğinde güzel ülkemizin güzel eserleri gölgede kalmıştır . Bütün bunların bir sonucu olarak bütün dünya , Türkiye ' deki eserlerden habersiz kalmıştır "