Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nden Süt Standı
21 Mayıs Dünya Süt Günü nedeniyle Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı tarafından Dağkapı ve Parkorman'da stant açıldı
21 Mayıs Dünya Süt Günü nedeniyle Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı tarafından Dağkapı ve Parkorman'da stant açıldı. Yurttaşları bilgilendirmek amacıyla açılan stantta sütün insan sağlığına yararlarına ilişkin broşürler dağıtıldı, herkesin belli oranda süt tüketmesi gerektiğinin altı çizildi.
Konuya ilişkin açıklama yapan Sağlık İşleri Daire Başkanlığı'nda görevli Gıda Mühendisi Ahmet Çılgın sütün, ülkenin hayvansal üretim dengeleri ve insan beslenmesi açısından stratejik ve vazgeçilmez bir ürün olduğunu söyledi. Gelişmiş ülkelerde kişi başına süt tüketiminin, yıllık 250-300 litre arasında değişirken Türkiye'de bu rakamın ortalama 130-140 litre ile sınırlı kaldığını ifade eden Çılgın, "Ülkemizde üretilen sütün sadece yüzde 40'ı sanayide işlenmektedir. Sektörde kayıt dışılık yakıcı bir sorun
olarak devam etmektedir. Üretici örgütlerinin yetersizliği de kayıt dışılığı körüklemektedir" dedi.
"Üreticinin bilinçli olmaması ve ahır hijyeninin sağlanamaması nedeni ile çiğ sütlerin mikrobiyal yükü çok fazladır" diyen Çılgın, "Bu durum işlenmiş süt üretiminde kaliteyi olumsuz etkilediği gibi, tüketici sağlığı açısından risk oluşturmakta ve süt ürünlerinin ihracat şansını kısıtlamaktadır" şeklinde konuştu.
Bölgede yoğun bir şekilde yaşanan zorunlu göç dalgasının, olumsuz etkisinin bu alana da yansıdığını ifade eden Çılgın şunları şöyledi:
"Kırsal alanda yaşayan yurttaşlarımızın zorunlu olarak kentlere göç etmiş olmaları, kent içerisinde büyükbaş, küçükbaş hayvan besiciliğini yaygınlaşmasına, çevre ve halk sağlığı sorunları yanı sıra kentsel açıdan da bir çok sorunun yaşanmasına sebep olmuştur. Süt üretiminin hijyenden yoksun alanlarda yapılmış olması üretilen sütün mikrobiyal yükünü artırmış ve sağlık açısından riskli hale getirmiştir."
Çılgın, bölgenin tarım ve hayvancılık potansiyeli açısından Türkiye'nin en elverişli bölgesi olmasına rağmen yaşanan toplumsal sorunlar ve sektörle ilgili uygulanan politikaların, bölgeyi 'süt fakiri' haline getirdiğini bildirdi. Çılgın bu politikaların gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
Konuya ilişkin açıklama yapan Sağlık İşleri Daire Başkanlığı'nda görevli Gıda Mühendisi Ahmet Çılgın sütün, ülkenin hayvansal üretim dengeleri ve insan beslenmesi açısından stratejik ve vazgeçilmez bir ürün olduğunu söyledi. Gelişmiş ülkelerde kişi başına süt tüketiminin, yıllık 250-300 litre arasında değişirken Türkiye'de bu rakamın ortalama 130-140 litre ile sınırlı kaldığını ifade eden Çılgın, "Ülkemizde üretilen sütün sadece yüzde 40'ı sanayide işlenmektedir. Sektörde kayıt dışılık yakıcı bir sorun
olarak devam etmektedir. Üretici örgütlerinin yetersizliği de kayıt dışılığı körüklemektedir" dedi.
"Üreticinin bilinçli olmaması ve ahır hijyeninin sağlanamaması nedeni ile çiğ sütlerin mikrobiyal yükü çok fazladır" diyen Çılgın, "Bu durum işlenmiş süt üretiminde kaliteyi olumsuz etkilediği gibi, tüketici sağlığı açısından risk oluşturmakta ve süt ürünlerinin ihracat şansını kısıtlamaktadır" şeklinde konuştu.
Bölgede yoğun bir şekilde yaşanan zorunlu göç dalgasının, olumsuz etkisinin bu alana da yansıdığını ifade eden Çılgın şunları şöyledi:
"Kırsal alanda yaşayan yurttaşlarımızın zorunlu olarak kentlere göç etmiş olmaları, kent içerisinde büyükbaş, küçükbaş hayvan besiciliğini yaygınlaşmasına, çevre ve halk sağlığı sorunları yanı sıra kentsel açıdan da bir çok sorunun yaşanmasına sebep olmuştur. Süt üretiminin hijyenden yoksun alanlarda yapılmış olması üretilen sütün mikrobiyal yükünü artırmış ve sağlık açısından riskli hale getirmiştir."
Çılgın, bölgenin tarım ve hayvancılık potansiyeli açısından Türkiye'nin en elverişli bölgesi olmasına rağmen yaşanan toplumsal sorunlar ve sektörle ilgili uygulanan politikaların, bölgeyi 'süt fakiri' haline getirdiğini bildirdi. Çılgın bu politikaların gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.