Ergenekon iddianameleri, Amirallere suikast davasına bakan mahkemeye ulaştı

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Metin Ataç ile dönemin donanma komutanı şimdiki Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit'e yönelik suikast düzenlenec

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Metin Ataç ile dönemin donanma komutanı şimdiki Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit'e yönelik suikast düzenleneceği iddiasıyla 9'u tutuklu 19 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşmasına devam ediliyor. Dosyaya gelen evrakları okuyan mahkeme başkanı, Ergenekon iddianamelerinin geldiğini söyledi. Başkan ayrıca iddia edilen Ergenekon silahlı terör örgütüyle ilgili bu örgütün varlığı, yapısı varsa eylemleri konusunda bilgiler içeren ve bu örgüt ile ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü, Genelkurmay Başkanlığı ve başka kurumlardan gelen tüm yazıların da gönderildiğini ifade etti.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tutuksuz sanık Levent Çakın, savunmasını tamamladı. Davada yargılanan sanıkların hiçbirini tanımadığını öne süren Çakın, karşılıksız çek dışında bir sabıkası olmadığını söyledi. Çakın, "Burak Düzalan'ın bilgisayarında adım geçiyormuş. Bunun nedenini bilmiyorum. Bu yalanı kim neden söyledi onu da bilemiyorum." dedi. Hiçbir zaman uyuşturucu kullanmadığını ve satmadığını da savunan Çakın, dükkanında bulunan mermilerin bir kısmını hatıra olarak sakladığını ve bunun suç olduğunu bilmediğini ifade etti. Çakın, eşi ve çocuklarının mermileri görmemesi için mermileri dükkanda bulundurduğunu iddia etti.

Dosyaya gelen evrakları okuyan mahkeme başkanı, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın iddianamede söz edilen terör örgütünün olup olmadığı, varsa eylemleri ile ilgili çok detaylı bilgiler istenmesi konusundaki yazıya cevap verdiğini belirtti. Mahkeme, Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı'nın ise bu konuya henüz cevap vermediğini kaydetti. Mahkeme ayrıca, Ergenekon davalarının iddianamelerinin geldiğini kaydetti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Ergenekon diye tabir edilen silahlı terör örgütü ile ilgili olarak bu örgütün varlığı, yapısı varsa eylemleri konusunda bilgiler içeren ve bu örgüt ile ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü, Genelkurmay Başkanlığı ve başka kurumlardan gelen tüm yazıları da gönderdiği belirtildi.

Çakın'ın savunmasının ardından sanık avukatları savunmalarını yapmaya başladı. Sanıklar Faruk Akın, Sinan Efe Noyan ve Alperen Erdoğan'ın avukatı İrfan Sütlüoğlu, davanın gerçek bir cürümden değil her yönüyle kurgulanmış bir iftiradan ibaret olduğunu iddia etti. Kurgu olduğunu gösteren en önemli delilin ise emniyetin arama talebinin 28 Haziran 2009 tarihli olduğunu ancak ihbar mektubunun 15 Temmuz'da gönderilmesi olduğunu belirtti. Bunun başka evraklar da dahil olmak üzere 36 kez yapıldığını öne süren avukat Sütlüoğlu, polisin aramayı usule aykırı yaptığını ileri sürdü. Duruşmada evde yapılan arama görüntülerini izlettiren Sütlüoğlu "Bir polis memuru gardırobun üzerine çıkarak bazı eşyaları indiriyor. Yukarıda bir eşya kalmamasına rağmen orada durmaya devam ediyor. Tam bu esnada sanık Alperen Erdoğan kamera önünde kalıyor. Biraz sonra kamera tekrar aynı polis memuruna odaklanıyor. O sırada gardırobun üzerinden paketlenmiş halde bir uyuşturucu çıkarıyor. Buradaki bağlantı noktası kesik. Burada büyük bir çelişki söz konusudur." dedi. Sütlüoğlu, müvekkillerin tahliye edilmelerini istedi.

Sanık Burak Düzalan'ın avukatı Nurçin Hekimoğlu da arama görüntülerini izlettirdi. Hekimoğlu, hiçbir yerde, suç unsuru olan flash belleğin çıkmadığını söyledi. Görüntünün 3,42'nci dakikasında yer alan polisin konuşmasını salona dinlettiren Hekimoğlu, polisin "Bunların üzerine hangi odadan çıktığını yazmayın hiç" dediğini kaydetti. Hakim Oktay Kuban'ın talebiyle bu bölümü 3 kez dinlettiren Hekimoğlu daha sonra görüntünün başka bir yerinde yer alan iki memur arasındaki konuşmaya dikkat çekti. Burada polislerinden birinin yasak olduğu iddia edilen yayınların bulunması sırasında "Bunlar yasak yayınlardan mı?" diye sorması üzerine diğer polisin "Değil" cevabını verdiğini duruşmada anlatan Avukat, bunun üzerine polisin "Cem bir şeyden söz etmişti ya" dediğini kaydetti. Avukat Hekimoğlu, Cem adlı kişinin kim olduğunun bulunmasını ve bahsettiği şeyin ne olduğunu sorulmasını talep etti. Bu görüntülerin olayın komplo olduğunu gösterdiğine vurgu yapan Hekimoğlu, müvekkilinin tahliyesini istedi.

Duruşma avukatların savunma yapmasıyla devam ediyor.