Başbakan Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'le Ortak Basın Toplantısı Düzenledi
İran temaslarının ardından Bakü'ye geçen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı İlhan Aliyev ile ortak bir basın toplantısı gerçekleştirdi
İran temaslarının ardından Bakü'ye geçen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı İlhan Aliyev ile ortak bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Konuşmasında Yukarı Karabağ sorununa değinen Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bu konuya duyarsız kalmayacağını belirtti.
Başbakan, ortak açıklamada konuyla ilgili, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın özellikle Yukarı Karabağ konusunda bizleri bilgilendirmesi ve bu süreç içerisinde Azerbaycan'ın olumlu yaklaşım süreci hep devam etti. Bu konumunu korudu. Özellikle son Minsk görüşmesinde Minsk üçlüsünün teklifi Azerbaycan tarafından olumlu karşılanırken Ermenistan'ın hala bu konuda bir cevap verememiş olması, Azerbaycan'ın olumlu yaklaşım konumunu ortaya koymaktadır. Bizler de nükleer güvenlikle ilgili zirvede bu konuda bazı görüşmeler
yaptık. Bu görüşmelerde de ne yazık ki aynı durumları gördük. Tabii bizim açımızdan da bir talihsizlikti. Arzu ederdik ki, orada olumlu yaklaşımı görelim ve bu olumlu yaklaşım çerçevesinde bu süreç geleceğe çok daha farklı yürüsün. Biz bu kararlı yürüyüşümüzü devam ettireceğiz. Minsk üçlüsü de tabii bu süreçte kararlılığını ortaya koymalı, işi ortada bırakmamalı diye düşünüyorum. Nitekim 12-13 mayıs tarihinde Sayın Medvedev'in Türkiye ziyaretinde de bu konuyu görüştük. Amerika'da da gerek Sayın Obama ve
Medvedev'le bu konuları görüşme imkanımız olmuştu. Bir hafta öncesinde de Fransa'da Sayın Sarkozy ile bu konuyu görüşme imkanımız olmuştu. Bizler de konuyla ilgili hassasiyetimizi devam ettireceğiz. Çünkü Azerbaycan'ın bu konusuna bizim duyarsız kalmamız mümkün değil. Her zaman bu işi yakından takip etmenin gayreti içerisinde olacağız" diye konuştu.
Erdoğan, toplantıda İran'la yapılan uranyum anlaşmasına da değindi. Erdoğan, "Şu anda ortak bir bildiri yayınlandı. Bu bildirinin içerisinde gerek Türkiye'de bu zenginleştirilmiş uranyumun güvence altına alınması, yani Türkiye'de bunun kalması sağlanacak. Nereden geleceğine dair ismi geçen ülkeler var ama Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu bu işin sevki idarecisi durumunda olacak. Amerika, Rusya, Fransa bu işin içerisinde yerini koruyorlar. Burada 120 kiloluk yakıtın İran'a verilmesi var. Fakat 1 ay gibi
bir zaman içerisinde 1200 kiloluk İran'ın az zenginleştirilmiş uranyumunun Türkiye'ye teslimi ve ondan sonra da 1 yıl gibi zaman içersinde bu 120 kiloluk yakıtın İran'a verilmesi var. Verildikten sonra da Türkiye bunu yakıt nerden gelirse oraya teslim edecektir. Burada Türkiye'ye olan güven çok önemli. İran'ın Türkiye'ye güveni çok önemli. Bu arada yine süreci destekleyen Brezilya'nın konumu önemli. Brezilya'nın Cumhurbaşkanı Sayın Lula da Silva'ya çok teşekkür ediyoruz. Biz nasıl yakından takip ettiysek
onlar da bu
takibi gösterdi ve bu anlaşma bugün dünyaya duyurulmuş oldu. Temenni ederim ki herhangi sıkıntıya uğramadan bu süreci takip eden dünya ülkeleri de gerekli desteği verirler ve böylece dünya barışı herhangi bir sıkıntıya düşmemiş olur" dedi.
Toplantıda Ermenistan ile ilgili olarak da konuşan Başbakan, "Şu an Türkiye-Ermenistan arasındaki bu normalleştirme süreci diye ifade ettiğimiz İsviçre'deki anlaşmanın imzalanması şu anda zaten Ermenistan tarafından askıya alınmış durumda. Bizim de parlamentomuza sevk edilmiş durumda. Ancak parlamentoya sevk edilen normalleştirme surecine yönelik protokolle ilgili açık bir ifademiz var. Biz Dağlık Karabağ konusu, reyonlar konusu çözüme kavuşmadan, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki sorun çözüme kavuşmadan
zaten TBMM'den olumlu bir kararın çıkması mümkün değil. Bu açıkça ortada. Bunu Minsk üçlüsünün her üçüne de söyledik ve anlattık Buna yönelik olarak kendileri bu işi çok daha sıkı ele almalı ve Ermenistan'a da bu işin önemini anlatmalı. Madrid konusunu bunun için gündeme getirdik fakat Ermenistan'ın hala bu konuda hassasiyetinin olmadığın görüyoruz. Nitekim şu anda da zaten 4 ay gibi bir süreç geçti. Soçi'den sonra hala olumlu bir gelişme yok" ifadelerini kullandı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev de Türkiye ile Azerbaycan'ın dostluk ilişkisine vurgu yaptı ve bu ziyaretin iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi için önemli bir adım olduğunu belirtti.
(ÖK-ÖK-D)
Başbakan, ortak açıklamada konuyla ilgili, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın özellikle Yukarı Karabağ konusunda bizleri bilgilendirmesi ve bu süreç içerisinde Azerbaycan'ın olumlu yaklaşım süreci hep devam etti. Bu konumunu korudu. Özellikle son Minsk görüşmesinde Minsk üçlüsünün teklifi Azerbaycan tarafından olumlu karşılanırken Ermenistan'ın hala bu konuda bir cevap verememiş olması, Azerbaycan'ın olumlu yaklaşım konumunu ortaya koymaktadır. Bizler de nükleer güvenlikle ilgili zirvede bu konuda bazı görüşmeler
yaptık. Bu görüşmelerde de ne yazık ki aynı durumları gördük. Tabii bizim açımızdan da bir talihsizlikti. Arzu ederdik ki, orada olumlu yaklaşımı görelim ve bu olumlu yaklaşım çerçevesinde bu süreç geleceğe çok daha farklı yürüsün. Biz bu kararlı yürüyüşümüzü devam ettireceğiz. Minsk üçlüsü de tabii bu süreçte kararlılığını ortaya koymalı, işi ortada bırakmamalı diye düşünüyorum. Nitekim 12-13 mayıs tarihinde Sayın Medvedev'in Türkiye ziyaretinde de bu konuyu görüştük. Amerika'da da gerek Sayın Obama ve
Medvedev'le bu konuları görüşme imkanımız olmuştu. Bir hafta öncesinde de Fransa'da Sayın Sarkozy ile bu konuyu görüşme imkanımız olmuştu. Bizler de konuyla ilgili hassasiyetimizi devam ettireceğiz. Çünkü Azerbaycan'ın bu konusuna bizim duyarsız kalmamız mümkün değil. Her zaman bu işi yakından takip etmenin gayreti içerisinde olacağız" diye konuştu.
Erdoğan, toplantıda İran'la yapılan uranyum anlaşmasına da değindi. Erdoğan, "Şu anda ortak bir bildiri yayınlandı. Bu bildirinin içerisinde gerek Türkiye'de bu zenginleştirilmiş uranyumun güvence altına alınması, yani Türkiye'de bunun kalması sağlanacak. Nereden geleceğine dair ismi geçen ülkeler var ama Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu bu işin sevki idarecisi durumunda olacak. Amerika, Rusya, Fransa bu işin içerisinde yerini koruyorlar. Burada 120 kiloluk yakıtın İran'a verilmesi var. Fakat 1 ay gibi
bir zaman içerisinde 1200 kiloluk İran'ın az zenginleştirilmiş uranyumunun Türkiye'ye teslimi ve ondan sonra da 1 yıl gibi zaman içersinde bu 120 kiloluk yakıtın İran'a verilmesi var. Verildikten sonra da Türkiye bunu yakıt nerden gelirse oraya teslim edecektir. Burada Türkiye'ye olan güven çok önemli. İran'ın Türkiye'ye güveni çok önemli. Bu arada yine süreci destekleyen Brezilya'nın konumu önemli. Brezilya'nın Cumhurbaşkanı Sayın Lula da Silva'ya çok teşekkür ediyoruz. Biz nasıl yakından takip ettiysek
onlar da bu
takibi gösterdi ve bu anlaşma bugün dünyaya duyurulmuş oldu. Temenni ederim ki herhangi sıkıntıya uğramadan bu süreci takip eden dünya ülkeleri de gerekli desteği verirler ve böylece dünya barışı herhangi bir sıkıntıya düşmemiş olur" dedi.
Toplantıda Ermenistan ile ilgili olarak da konuşan Başbakan, "Şu an Türkiye-Ermenistan arasındaki bu normalleştirme süreci diye ifade ettiğimiz İsviçre'deki anlaşmanın imzalanması şu anda zaten Ermenistan tarafından askıya alınmış durumda. Bizim de parlamentomuza sevk edilmiş durumda. Ancak parlamentoya sevk edilen normalleştirme surecine yönelik protokolle ilgili açık bir ifademiz var. Biz Dağlık Karabağ konusu, reyonlar konusu çözüme kavuşmadan, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki sorun çözüme kavuşmadan
zaten TBMM'den olumlu bir kararın çıkması mümkün değil. Bu açıkça ortada. Bunu Minsk üçlüsünün her üçüne de söyledik ve anlattık Buna yönelik olarak kendileri bu işi çok daha sıkı ele almalı ve Ermenistan'a da bu işin önemini anlatmalı. Madrid konusunu bunun için gündeme getirdik fakat Ermenistan'ın hala bu konuda hassasiyetinin olmadığın görüyoruz. Nitekim şu anda da zaten 4 ay gibi bir süreç geçti. Soçi'den sonra hala olumlu bir gelişme yok" ifadelerini kullandı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev de Türkiye ile Azerbaycan'ın dostluk ilişkisine vurgu yaptı ve bu ziyaretin iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi için önemli bir adım olduğunu belirtti.
(ÖK-ÖK-D)