Ak Parti'den 'Kaset' Olayında İktidarı Suçlayan Chp'ye Tepki

AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısındaki, 'CHP daha fazla uzatırsa, arşivim zengindir; daha bu konuda çok sözüm vardır" sözlerinin Deniz Baykal'ın kaset olayıyla bağdaştırılmasına tepki göstererek, bu sözlerin tek partili dönemde CHP'nin uygulamalarıyla ilgili olduğunu söyledi

AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısındaki, 'CHP daha fazla uzatırsa, arşivim zengindir; daha bu konuda çok sözüm vardır" sözlerinin Deniz Baykal'ın kaset olayıyla bağdaştırılmasına tepki göstererek, bu sözlerin tek partili dönemde CHP'nin uygulamalarıyla ilgili olduğunu söyledi. Çelik, "Asla bugünle, bugünkü CHP'lilerle, bugünkü CHP'nin yöneticileriyle ve mensuplarıyla ilgili değildir. Okuma yazma bilen, vicdan ve izan sahibi herkes
bu sözlerin ne anlama geldiğini çok iyi bilir" dedi. Çelik, CHP'nin hükümetleri ile ilgili iddialarını sürdürmesi halinde hukuki yollara başvurabileceklerini de kaydetti.
Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı'nın ardından bir basın toplantısı düzenledi. CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa eden Deniz Baykal ile ilgili meydana gelen gelişmelere değinen Çelik, "Sürecin başından beri Sayın Başbakanımız büyük bir hassasiyet ve büyük bir nezaket göstermiştir ve bir başbakana, bir insana yakışan neyse bunu yapmıştır. Fakat maalesef Sayın Başbakanımızın, hükümetimizin, partimizin, parti mensuplarımızın gösterdiği bu hassasiyet, bu nezaket CHP ve Deniz Baykal
nezdinde karşılık bulmamıştır. Aksine Sayın Başbakanımız, hükümetimiz ve partimiz değişik vesilelerle itham ve izan edilmiştir. Bunu özellikle kal etmediğimizi, bunu haksızlık olduğunu, büyük bir iftira olduğunu ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
Baykal'ın istifasını açıklarken, 'iktidarın haberi olmadan bunun yapılamayacağına' ilişkin sözlerini de değerlendiren Çelik, "Seviyesiz bazı kimseler eskiden tuvaletlerin kapılarının arkasına yazdıklarını şimdi internette yazıyorlar. İnternetle ilgili suçların önüne geçmek sadece Türkiye'de değil, maalesef dünyada da mümkün olamamaktadır. Elbette bununla ilgili bir yasal düzenleme yapılmıştır. Ama bütün olup bitenlerin önüne geçmek mümkün olmamıştır. Cumhuriyet tarihinde hakkında hakaret içeren en fazla
şey Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili sanal alemde yazılmıştır, yazılmaktadır" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısında, 'CHP daha fazla uzatırsa, arşivim zengindir; daha bu konuda çok sözüm vardır" şeklindeki sözlerinin CHP'liler tarafından çarpıtıldığını belirten Çelik, şunları kaydetti:
"Sayın Başbakanın bu sözleri tek partili dönemde CHP'nin uygulamalarıyla ilgilidir. Asla bugünle, bugünkü CHP'lilerle, bugünkü CHP'nin yöneticileriyle ve mensuplarıyla ilgili değildir. Okuma yazma bilen, vicdan ve izan sahibi herkes bu sözlerin ne anlama geldiğini çok iyi bilir. Fakat CHP'li sözcüler, güya Sayın Başbakan'ın elinde dosyalar varmış, elinde kasetler varmış gibi ve Sayın Başbakan'ın kendilerine bu ifadelerle şantaj yaptığını iddia ettiler. Bunun da vicdanla, izanla ve siyasi etikle bağdaşır
tarafı yoktur. Sayın Başbakan'ın söylediklerinden bu sözler kesinlikle çıkmaz, zorlasanız da çıkmaz. Ancak CHP'liler böyle bir yorum yapmayı tercih etmişlerdir" dedi.

'BAŞBAKAN'IN GÖRÜNTÜLERİ ÖĞRENDİĞİ TARİH' TARTIŞMASI
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'in bir televizyon kanalında, Başbakan Erdoğan'ın Baykal'a ait olduğu iddia edilen görüntüleri 'en kritik oylama sırasında öğrendiğine' ilişkin sözlerinin de çarpıtıldığını belirten Çelik, en kritik oylamanın 8. madde oylaması olarak düşünüldüğünü, ancak anlatılmak istenen oylamanın anayasa değişiklik paketinin geneli üzerindeki oylama olduğunu söyledi. Çelik, Başbakan Erdoğan'ın görüntülerden internete düşmeden 2 gün önce haberdar olduğuna ilişkin haberleri
yalanlayarak, etrafa dedikodu yayabilmek için böyle bir çarpıtma yapıldığını söyledi. Çelik, "Bunun gerçekle bağdaşır bir tarafı yoktur. Siyaseti dürüstlük zemininde, nezaket zemininde yapmak zorundayız. Nezaket öyle bir şeydir ki, kim nezakete yatırım yaparsa getirisi çok fazla olur. CHP'li arkadaşlara da söyledikleri sözlerden dolayı şöyle kendilerini bir gözden geçirmeleri temennisinde ve teklifinde bulunuyorum" dedi.
Çelik, CHP'nin bu yöndeki iddialarının devam etmesi durumunda hukuki yollara başvurabileceklerini de söyledi.
Deniz Baykal'ın savcıların daveti üzerine bilgi vermeyi reddetmesi ile ilgili bir soruya ise Çelik, "Sayın Baykal, önce kendisine, kendi partisine ve Türkiye'yi yardım etmek istiyorsa, bu meselenin aydınlatılmasına katkıda bulunmak istiyorsa, elbette bütün bildiklerini savcılara anlatmalıdır. Eğer Sayın Savcı, Sayın Baykal'ın görüşlerine başvurmak üzere kendisini davet etmişse ve Sayın Baykal da bundan çekinmişse, bunu yapmamışsa bence sorumlu davranmamıştır. Ortayla bir iddia atıp bu iddianın sadece
konuşulmasını sağlamak sorumlu bir siyasetçilere, hele hele Sayın Baykal gibi tecrübeli bir siyasetçiyle yakışmaz. Bildiğiniz bir şey varsa cumhuriyet savcılarıyla paylaşın, bazı şüpheleriniz varsa bunu İçişleri Bakanlığı ve bağlı birimlerle paylaşın. Eğer iletişim konusunda bildiğiniz bazı ipuçları varsa bunu Ulaştırma Bakanlığı ile paylaşın. Paylaşın ki, gerçekten sizin de derdinize deva olunabilsin. Çünkü bu sanal alemin bir de uluslararası boyutu var. Sanal alemle ilgili suçları izlemek çok da kolay
değil. Bunu uzmanlar da çok iyi bilirler. Sayın Baykal ve tüm siyasi parti liderlerin, bütün halkımızın hukukunu kendi hukukumuz kabul ederiz. Eğer birileri birilerini hukukuna tecavüz etmişse buna müdahale etmek, hukuk çerçevesinde gereğini yapmak elbette hükümetlerin vazifesidir, yargının vazifesidir. Yargıya intikal eden meselelerde yargının yapabilecekleri var. Ama idari tedbir olarak yürütmenin yapabilecekleri varsa onları da yürütme ile paylaşmak şüphesiz ki esastır" diye cevap verdi.