Erdoğan-medvedev Ortak Basın Toplantısı...(2)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dağlık Karabağ konusunda, Türkiye'ye de görev düştüğüne inandığını belirterek, "Bizler de (Minsk Üçlüsüne) üye olarak bu çalışmaların içersinde yerimizi alabiliriz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dağlık Karabağ konusunda, Türkiye'ye de görev düştüğüne inandığını belirterek, "Bizler de (Minsk Üçlüsüne) üye olarak bu çalışmaların içersinde yerimizi alabiliriz. Bölgede yoğun bir çalışmayla bu huzursuzluğu gidermemiz lazım" dedi.
Başbakan Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ile düzenledikleri ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin nükleer enerji dışındaki büyük enerji projelerin neler olacağını sorması üzerine Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin ilk defa nükleer enerjide yatırım yaptığını belirtti. Nükleer enerjideki ilk yatımının da Rusya il yapılmasının anlamlı olduğunu ifade eden Erdoğan, "Süre olarak belirlenen, yaklaşık 7 yıllık bir süreç, 7 yılda bitecek. Fakat Türkiye olarak
biz bunu çok çok önemsiyoruz" diye konuştu.
Rusya ile enerji alanındaki ilk işbirliği konusunun bu olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biliyorsunuz zaten doğalgazda ve petrolde Türkiye ihtiyacının yüzde 70'ini Rusya Federasyonu'ndan sağlıyor. Bu da çok anlamlıdır. Doğalgazda Mavi Akım projemizi bizler çok daha geliştirmekten yanayız. Bunun çalışmalarını yine arkadaşlarımız yapıyorlar, adımlarını da atacağız. Ham petrolde Samsun-Ceyhan büyük önem arz ediyor. Biz bu projeyi çok önemsiyoruz. Çünkü Samsun-Ceyhan Projesi aynı zamanda bir çevrecilik projesi. Şu bakımdan çevrecilik projesidir; zira Boğazları kurtarıyoruz. Boğazlarda
biliyorsunuz bu tankerlerin geçişi sebebiyle Boğazlar her an bir tehdit altında. Bu tehditten kurtarmamız gerekiyor, bu bakımdan çok çok önemli. Eğer biz Samsun-Ceyhan'ı gerçekleştirebilirsek ki; şu anda kararlıyız, bu adımı atıyoruz, dünyaya Ceyhan'dan açılma imkanımız, fırsatımız olacak. Aynı zamanda bir rafineriyi Ceyhan'da kurma imkanımız olacak. Kurulacak olan rafineriyle de gerek iç piyasada, gerek dış piyasada rafine edilmiş ürünleri değerlendirme imkanımız olacak. Bu enerji alanındaki en önemli adım
olmuş oluyor. Tabii bunun getireceği farklı yatırımlar da arkasından gelecektir ki bugün yaptığımız anlaşmalar da zaten bunu çok açık, net ortaya koymaktadır."
Bir gazetecinin, Rusya'nın, Minsk Üçlüsü'nün bir üyesi olduğunu hatırlatması ve görüşmede Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun gündeme gelip gelmediğini sorması üzerine Medvedev, bu konuyu daha önce olduğu gibi bugün de görüştüklerini söyledi. Medvedev, şunları kaydetti:
"Bu konu tabii ki basit bir sorun değil. Rusya aktif bir şekilde bir aracı olarak ve Minsk Grubu üyesi olarak bu çözüm sürecine katılmakta. Benim kanaatim göre burada genelde oldukça iyi bir gelişme kaydedildi. Minsk ekibi, tarafların konumlarını bütünüyle yaklaştırdı diyemeyiz ama aşikardır ki, bir müddet öncesine göre daha iyi konumdayız. Önemli olan burada erişilen nokta ile yetinmemek ve bunu geliştirmek."
Bu kapsamda defalarca Sarkisyan ve Aliyev ile görüşme yaptığını belirten Medvedev, bu görüşmelerin, tarafların tutumlarında yakınlaşmaya zemin hazırladığını kaydetti. Medvedev, "Bu zor bir sorun olmakla birlikte çözülebilir bir sorundur. İyi niyet olması durumunda, bu konuda irade olması, aklıselim ve uzlaşıyla bu konuda bir çözüme ulaşabiliriz. Tabii ki, bu alanda bizler temaslarımızı Türkiye ile sürekli gerçekleştiriyoruz, sürekli bilgi alışverişinde bulunuyoruz" dedi.
Başbakan Erdoğan da, Rusya'nın Dağlık Karabağ noktasında konumunun çok farklı olduğunu söyledi. Minsk Üçlüsü'nün bir üyesi olmasının yanı sıra sınırdaş bir ülke olduğunu da hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu yönden de Rusya'nın konumu çok çok farklı. Bizler burada Minsk Üçlüsü'nün son süreçte gösterdikleri aktif çalışmaları bundan sonra da devam ettirerek, Türkiye'ye bir görev düşüyorsa ki düştüğüne inanıyorum; bizler de üye olarak bu çalışmaların içersinde yerimizi alabiliriz. Bölgede yoğun bir çalışmayla bu huzursuzluğu gidermemiz lazım. İnanıyorum ki bu süreçte Azerbaycan belli bir noktaya gelmiştir. Azerbaycan'ın da bu uzlaşma, barış konusunda geldiği nokta, öbür tarafta Ermenistan'ın da böyle bir
noktaya gelmesi halinde inanıyorum ki Minsk Üçlüsü'nün de bu süreci hızlandırmasıyla artık bir neticeye varır. Temenni ederim ki bu bölge bir barış bölgesi haline getirmiş oluruz. Hep beraber, el ele, dayanışma içine bu süreci devam ettireceğiz, devam ettirmeliyiz diye düşünüyorum, inanıyorum."

İRAN'IN NÜKLER PROGRAMI
İran Dışişleri Bakanlığı'nın, Brezilya ve Türkiye'nin İran'a nükleer programla ilgili alternatif bir formül sunduğuna ilişkin açıklamasının hatırlatılması ve bu formülün ne olduğunun sorulması üzerine de Medvedev, daha önce de bu konuda açıklamalarda bulunduğunu söyledi. İran'ın nükleer programı ile ilgili konunun, kendi iç siyasi diplomatik çözümüne kavuştuğunu söyledi. Herkesi böyle bir çözüme yönelttiklerini ve istişarelerinin de bu yönde olduğunu belirten Medvedev, "İran farklı bir şeklide
davranabiliyor. Biz gerek Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile gerekse diğer partnerlerle daha yapıcı bir işbirliğine yöneltiyoruz. Bununla ilgili Türk meslektaşlarımızın girişimleri oldu. Bu türdeki girişimler sürece katılanlar tarafından desteklenirse, müspet meyvelerini verecektir. Bu girişimlerin değerlendirilmesi zaman gerektiriyor. Bu sürece katılan başka ülkeler de var. Bunlar belki daha karamsar olabilir, önerilen alternatifler konusunda. Ama bizim kanaatimize göre en iyi çözüm, siyasi, diplomatik
çözümdür. Belirli uluslararası atom enerjisi kurullarına riayet edilmesi koşuluyla. Aynı şekilde, uluslararası nükleer silahlanmayı önleme anlaşmaları kapsamında bu çalışmalar yapılmalı" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan da, aynı sorunun yöneltilmesi üzerine, İran'daki nükleer programla ilgili Türkiye'nin tavrının çok açık ve şeffaf olduğunu söyledi. Erdoğan, "Biz bölgemizde kesinlikle bir nükleer silah istemiyoruz. Nitekim İstanbul'da Sayın Laricani ile yaptığımız görüşmede de bu konuları tekrar kendisiyle paylaştık. Kendileri de 'biz asla böyle bir şey düşünmüyoruz'; nitekim daha sonra yaptıkları açıklamada da bu konuda Rehber'in de açıklamaları var. 'Bizim değerlerimizle, inancımızla zaten insanlığın
yok olmasına zemin hazırlayacak böyle bir kitle imha silahını, atom bombasını yapmak diye bir şey yoktur' ifadesinin tekrar orada kullandılar. Biz insani amaçlı olarak yapılabilecek bu tür yatırımlardan yana olduğumuzu söyledik. Nitekim şu anda bizler, işte görüyorsunuz nükleer enerjiden istifade için bugün imzayı attık. Parlamentomuza sunacağız ve nükleer enerjiden bizler de istifade amacıyla Rusya ile bu anlaşmayı yapıyoruz. Niçin? İnsani olduğu için, bu sınırlar çerçevesinde. Ama bölgemizde asla bir
nükleer silah kabullenmiyoruz ve bunu sürekli olarak bunu İran'a telkin ettik ve bundan sonra da her platformda telkin etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.