Anayasa değişikliği, toplumsal hayatta reform niteliğinde değişiklikler içeriyor (Özel)
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nde kabul edilmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı'na sunulan anayasa değişikliği paketi reform niteliğinde düzenleme
Temmuz ayının ilk haftasında referanduma götürülmesi beklenen toplam 28 maddelik anayasa değişiklik paketi, bugüne kadar daha çok Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurlu (HSYK)'nun yapısını öngören düzenlemelerin yanı sıra siyasi partilerin kapatılmasını içeren maddelerle gündeme geldi. Hal böyle olunca bu değişikliklerin toplumsal hayata ne getirdiği konusu üzerinde yeterince durulmadı.
KADIN VE ÇOCUKARA POZİTİF AYRIMCILIK GELİYOR
Anayasa değişikliği temel ve hak özgürlükler noktasında özellikle sosyal hayata yönelik çok önemli değişikler getiriliyor. Bunarın başında bireysel haklar yer alıyor. Paketin 1. maddesiyle getirilen değişiklik daha önce "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür." şeklindeki hükme "Bu maksatla alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaşlılar ve özürlüler ile harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz." ibaresi eklendi. Buna göre, uygulamaya dönük adımların atılmasıyla bireylerin her türlü istismara karşı daha iyi korunmasının yasal temele kavuşacak. Yine yasalar önünde erkeklerle eşit haklara sahip olan ancak toplumsal hayattaki pratiklerde karşılaşılan engeller ortadan kaldırılarak kadınların daha rahat hareket etmesinin yolu açılacak.
Paketin çocuklara ilişkin getirilen değişiklikte ise "Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça ana ve babası ile kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara karşı, çocukları koruyucu tedbirleri alır." hükmü getirildi. Ayrıntıları daha sonra yapılacak yasal düzenlemelerle bu bölümde yer alanlar gruplar, pozitif ayrımcılığa sahip olacak. Bunlar lehinde yapılacak düzenleme ve uygulamalarla avantajlı hale gelecek. Örneğin işe alımlarda kadına öncelik verilebilecek. Bu sayede devletin, tüm toplum kesimleri arasında bir yandan eşitliği sağlamaya, diğer yandan da korunması gerekenleri korumaya yönelik özel tedbirler alabilmesinin önü açılacak. Bu amaçla yapılan düzenlemelerin eşitlik ilkesine aykırı kabul edilemeyeceği anayasal güvenceye kavuşturuluyor.
SENDİKAL HAKLAR
Değişiklik paketinde dikkat çeken yeniliklerden biri de sendikal haklara ve memura sözleşme hakkı tanınması. Düzenleme ile sendikal haklar ile grev ile ilgili bazı kısıtlamaların önüne geçiliyor. Buna göre, daha önce sadece bir sendikaya üye olabilen işçiler bundan böyle birden fazla sendikaya üye olabilecek. Bu durum sendikalar arasındaki rekabeti artırırken, işçiden yana avantajlar getirecek. Yine memurlara ilk kez toplu sözleşme hakkı tanınırken bu imkândan emekli memurlar da yararlanacak. Maddeyle, grev ve lokavt hakkına getirilen sınırlamalar yürürlükten kaldırılıyor. Böylece sendikal haklar ile grev ve lokavt hakkının kullanılabilmesi bakımından, ileri bir adım atılmış oluyor. Memurlar ve diğer kamu görevlilerine verilen uyarma ve kınama cezalarının da yargı denetimine açılması da getirilen yeni düzenlemelerden.
ANAYASA MAHKEMESİ BİREYSEL BAŞVURULARA AÇILIYOR
Pakette yapılan ancak üzerinde fazla durulmayan en önemli değişikliklerden biri de Anayasa Mahkemesi'ne ilk kez bireysel başvuru hakkı getirilmesi. Daha önce ancak Strazburg'daki İnsan Hakları Mahkemesi'nin yolunu tutan vatandaşlar, bundan sonra Anayasal hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini düşünmesi halinde Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilecek. Bu durum, bir taraftan insanların yargılamada zaman kaybını önlerken, diğer yandan maddi imansızlıklar nedeniyle AİHM'e gidemeyecek olan vatandaşların haklarını aramasına imkân getiriyor.
Bu kapsamda yapılan önemli değişikliklerden biri de Batılı ülkelerde 'ombudsmanlık' olarak biline kamu denetçiliği uygulaması. Bu uygulamayla birlikte vatandaşlar devlete karı şikâyetlerde mahkemeye gitmeden yaşanan ihtilaflar çözülebilecek. Bu sayede insanların birçok sorunu bu şekilde çözülürken, açılacak dava sayılarında önemli ölçüde azalma bekleniyor. Dolayısıyla vatandaşların mahkeme kapılarında sürünmesinin önüne geçilmiş olacak.
Bu kapsamda bireylerin yurt dışına çıkmalarının sınırlandırılmasına ilişkin hükümlerin daraltılması da önemli bir değişiklik getiriliyor. Daha önce güvenlik güçlerinin talebiyle yurtdışına çıkmaları engellenebilen vatandaşlar bundan böyle ancak mahkeme kararıyla sınırlanabilecek.
KURUMULAR DEMOKRATİKLEŞİYOR
Yapılan değişiklikle bazı kurumların yapısı ve işleyişinde önemli değişiklikler getiriliyor. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK)'nun 7 olan üye sayısı 22'e çıkartılırken, yıllardır tartışma konusu olan kararları yargıya açılıyor. Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısı ise 11'den 17'ye çıkartılıyor.
Anayasanın 125. maddesinde değişiklik yapılarak, Yüksek Askeri Şura(YAŞ)'nın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç, her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açılıyor. Yine askeri yargıyı ve görev alanlarını düzenleyen Anayasa'nın 145. maddesinde değişiklik yapıldı. Buna göre askerî yargı, asker kişilerin, sadece askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri askerî suçlara ait davalara bakabilecek. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülecek. Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askerî mahkemelerde yargılanamayacak.
Meclis Başkanı, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları ve Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan yolu açılması da paketin önemli maddelerinden.
BAKAN ERGİN: DEMOKRATİK VE HUKUK DEVLETİ STANDARTLARINI YÜKSELTMEYİ HEDEFLEDİK
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, paketin öncelikle temel hak ve özgürlükleri genişletilmesi, demokratik ve hukuk devleti standartlarını yükseltmeyi hedeflediklerini söyledi. Ergin, konunun sadece 3 maddeye hapsedilerek gündeme geldiğini bu durumun diğer maddelerde öngörülen değişiklik reformunu gölgede bıraktığından yakındı. Yapılan düzenlemeleri hem Türk milletinin talebi, hem de AB İlerleme Raporu'nda öngörülen yargı formu stratejisini gerçekleştirecek şekilde ele aldıklarını anlatan Ergin, "Anayasal çalışmalar, demokratik altyapının güçlendirilmesi, temel hak ve özgürlüklerin güçlendirip genişletilmesi bütün bunlar elbette ki günlük ihtiyaçlarla bir kefeye konulup tartılamaz. Türkiye'nin hem idari hem sosyal hem de ekonomik açıdan ilerlemesinin anahtarı hukuki altyapısını kurmasıdır. Biz bu ülkede güvenli bir hukuk sistemi kurmadıkça yabancı yatırımcı da gelmez. Biz güven veren bir adalet sistemi tesis etmedikçe, buna duyulan güveni yükseltmedikçe sosyal hayatın ve ekonominin tam anlamda canlanması yine mümkün değil. Bu paket aynı zamanda hem demokrasinin kökleşmesi, hem yargının kurumsallaşması hem de Türkiye'nin AB üyeliğine katkı sağlayacak." değerlendirmesinde bulundu.