Utiad, Türk balıkçıları akladı
Ukrayna'da bir süre önce yakalanarak cezaevine konulan 3 balıkçının ikisi salıverilirken birinin davası halen devam ediyor.
Karadeniz'in Ukrayna kıyılarına gelerek burada kaçak balık avladıkları gerekçesiyle suçlanarak cezaevine konulan ve haklarında dava açılan üç balıkçının tekneleriyle birlikte alıkonulmasının ardından ikisinin salıverilmesi, diğerinin de davalarının halen sürüyor olması sonucu bir basın açıklaması düzenleyen Ukrayna Odesa Başkonsolosu Murat Tamer, yakalanan balıkçıların, Ukrayna gündeminde geniş yer tutması ve Türkiye'nin suçlu gibi gösterilmesinin haksızlık olduğunu ve Türk tarafının da bu tür ihlallere göz yummadığına dikkat çekti. Bu tür ihlallerle suç isleyen balıkçıların sadece Türk balıkçılar olmadığını vurgulayan Tamer, basın toplantısının asıl yapılmasının sebebini, Ukrayna basınının, Türk balıkçılarını yunus balığı öldürmekle suçlaması seklinde değerlendirdi. Ukrayna İş Adamları Derneği'nin girişimleri sonucu Türk balıkçılarının bu şekilde kaçak balık avlamalarına Türkiye tarafının da tamamen karşı olduğu ve ihlali gerçekleştiren balıkçılara gereken her türlü cezayı verdiği basına yansıtıldı. Başkan Ali Sezen, konuyla ilgili olarak İHA'ya yaptığı açıklamada, "Ukrayna Türk işadamları derneğimizin konuya olan hassasiyetini Ukrayna basınına yansıtmak istedik. Türkiye'nin söz konusu ihlallerle alakalı herhangi bir göz yumma politikasının aksine, açıkça ortaya konulan sert cezai işlemler yaptığını ve bunun Ukrayna tarafının bilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kaçak balık avlama sadece Türk balıkçılarının ihlali değil, karşı tarafın da zaman zaman bu yanlışa düştüğünün bir göstergesidir. Fakat, kanunlar ortadadır ki, yapılan ihlaller sonucu islenen suçlar, cezasız kalmamaktadır" dedi.
Söz konusu olayla ilgili basında çıkan haberlerle ilgili olarak Başkonsolos Murat Tamer, bir basın toplantısı düzenleyerek Ukrayna basınına Türkiye tarafının, bu tur ihlallere, kendi vatandaşı olduğu için göz yumma politikası olmadığı, kanunlarla açıkça belirtilmiş olduğunu vurgulayarak, Ukrayna'da yakalanan bir kacak balık avcısının, Türkiye'ye iadesinde, yine ceza-i işlem uygulanmaktadır" dedi.
Başkonsolos Tamer sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'ye ve Ukrayna sahil güvenlik makamların çok iyi iş birlik mekanizması vardır. Aslında bu mekanizma Karadeniz ile kıyıdaş tüm ülkeler arasında mevcuttur. Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerin sahil güvenlik komuta kontrol merkezlerinin doğrudan data transferine imkan veren karşılıklı ve daima devrede olan hatlar vardır ve bu sahilde ihlaller anında karşı tarafa hatta varsa görüntülü olarak iletilmektedir. Bu sistem sadece kaçak balıkçılar için değil arama kurtarma ve bir yardım çağrısını yanıtlama insan ve silah kaçakçılığı mücadeleyle etkin biçimde kullanılmaktadır. Kaçak balıkçılıkta da bu sistem kullanılmaktadır. Kaçak balıkçılığın önlenmesi Türkiye'nin üzerinde durduğu hassas bir konudur. Karadeniz'e kıyıdaş ülkeler arasında sağlanan etkin bir işbirliği sayesinde bugün geçmiş dönemlere oranla kaçak balıkçılığın önlenmesinde önemli mesafeler kaydedilmiştir. Ukrayna kıyıları özellikle mart-Nisan-Mayıs döneminde gezgin bir balık türü olan kalkan balıkların konakladığı bir bölgedir. Ticari değeri yüksek olan bu lezzetli balığın peşine düşen balıkçıların, yasaları ihlal ederek Ukrayna ticari bölgesinde kalkan avlamaları bu dönemde artmaktadır. burada sadece Türk balıkçılardan bahsetmek doğru olmayacaktır. Ülkeler arasında sağlanan işbirliği sayesinde yakalanan balıkçılar yasalar önünde süratle cezalandırılmaktadır. Şunu önemle bahsetmeyi arzu ederim ki Ukrayna da yakalanan, kaçak avlanan balıkçı teknesi Ukrayna'da cezai takibe uğradıktan sonra Türkiye'de de Türk makamlarını tarafından ceza-i isleme tabi tutulmaktadır. Bu konuda türk makamları tarafından hiç bir müsamaha gösterilmemektedir. Burada önemli olan verilen cezaların işlenen suçla dengeli olmasıdır. Sıradan sayılabilecek suça en üst düzeyde ceza verilirse bu ne uluslararası hukuka ne de evrensel insan haklarıyla bağdaşır. Tabi bu konu özellikle son dönemde basında çıkan Türk balıkçıların yunus balıklarını öldürdüğüne dair haberlerle de yakından ilgilidir. Yunus balığı ticari bi değeri olmamasına rağmen kültürel ve manevi değeri çok yüksek, büyük küçük herkesin sevdiği bir balıktır. Bunun ötesinde yunus balığının İslam kültüründe büyük bir değeri vardır. Yunus bir peygamber adıdır. Türkiye'de insanlar çocuklarına yunus isimlerini verirler. İstanbul'un simgesidir. Tabii ki balık ağlarına yunuslar takılabilmektedir. Ancak takıldıkları ağların kaçak mı resmi mi bilmemiz imkansızdır. Hangi ülkeden olursa olsun balıkçılar ağlarına takılan yunus balığını görünce üzülmektedir. Ancak bazı gazetelerde Türk balıkçılar tarafından yunus balıklarının öldürüldüğüne dair haberler yayınlanmaktadır. Ancak haberin devamını okuduktan sonra haberin alttaki kısmının üstteki kısmıyla alakası olmadığını görüyoruz ve somut bir suçlamada bulunmadığını görüyoruz. Pek çok okur gazeteleri okurken kendi ilgi alanına giren haberleri hepsini girmeyenler ise sadece başlığını okur. Bu nedenle de sadece başlığını gören okurlar gerçeği göremeyecek ve Türkiye ve Türk insanlarına karşı olumsuz bir önyargısı oluşacaktır. Halbuki bizler Ukrayna ile aramızda olan mevcut dostluğu geliştirebilmek için çabalıyoruz. Ukraynalıların Türk insanı deyince gülümsemesini istiyoruz. Yunus balığını öldüren Türk balıkçıları bu misyona hizmet eden bir başlık olmamaktadır. Bu basın toplantısını düzenlememizde asıl amaç Ukraynalı basın mensuplarını konunun gerçeğini anlatmak ve konuyu gerçek yönlerini yansıtmaktır" dedi.
Öte yandan, iki hafta önce T.C. Sahil Güvenlik Komutanı, Ukrayna Sinir Bağımsızlık Komutanı'nın davetlisi olarak Ukrayna'ya geldi. Kiev ve Odesa'da incelemelerde bulunan Sahil Güvenlik Komutanı çok basarili temaslar gerçekleştirdi. Ayrıca önümüzdeki dönemde T.C. Sahil Güvenlik botlarının da Ukrayna'yı ziyaret edeceği mesajı verildi.
Söz konusu olayla ilgili basında çıkan haberlerle ilgili olarak Başkonsolos Murat Tamer, bir basın toplantısı düzenleyerek Ukrayna basınına Türkiye tarafının, bu tur ihlallere, kendi vatandaşı olduğu için göz yumma politikası olmadığı, kanunlarla açıkça belirtilmiş olduğunu vurgulayarak, Ukrayna'da yakalanan bir kacak balık avcısının, Türkiye'ye iadesinde, yine ceza-i işlem uygulanmaktadır" dedi.
Başkonsolos Tamer sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'ye ve Ukrayna sahil güvenlik makamların çok iyi iş birlik mekanizması vardır. Aslında bu mekanizma Karadeniz ile kıyıdaş tüm ülkeler arasında mevcuttur. Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerin sahil güvenlik komuta kontrol merkezlerinin doğrudan data transferine imkan veren karşılıklı ve daima devrede olan hatlar vardır ve bu sahilde ihlaller anında karşı tarafa hatta varsa görüntülü olarak iletilmektedir. Bu sistem sadece kaçak balıkçılar için değil arama kurtarma ve bir yardım çağrısını yanıtlama insan ve silah kaçakçılığı mücadeleyle etkin biçimde kullanılmaktadır. Kaçak balıkçılıkta da bu sistem kullanılmaktadır. Kaçak balıkçılığın önlenmesi Türkiye'nin üzerinde durduğu hassas bir konudur. Karadeniz'e kıyıdaş ülkeler arasında sağlanan etkin bir işbirliği sayesinde bugün geçmiş dönemlere oranla kaçak balıkçılığın önlenmesinde önemli mesafeler kaydedilmiştir. Ukrayna kıyıları özellikle mart-Nisan-Mayıs döneminde gezgin bir balık türü olan kalkan balıkların konakladığı bir bölgedir. Ticari değeri yüksek olan bu lezzetli balığın peşine düşen balıkçıların, yasaları ihlal ederek Ukrayna ticari bölgesinde kalkan avlamaları bu dönemde artmaktadır. burada sadece Türk balıkçılardan bahsetmek doğru olmayacaktır. Ülkeler arasında sağlanan işbirliği sayesinde yakalanan balıkçılar yasalar önünde süratle cezalandırılmaktadır. Şunu önemle bahsetmeyi arzu ederim ki Ukrayna da yakalanan, kaçak avlanan balıkçı teknesi Ukrayna'da cezai takibe uğradıktan sonra Türkiye'de de Türk makamlarını tarafından ceza-i isleme tabi tutulmaktadır. Bu konuda türk makamları tarafından hiç bir müsamaha gösterilmemektedir. Burada önemli olan verilen cezaların işlenen suçla dengeli olmasıdır. Sıradan sayılabilecek suça en üst düzeyde ceza verilirse bu ne uluslararası hukuka ne de evrensel insan haklarıyla bağdaşır. Tabi bu konu özellikle son dönemde basında çıkan Türk balıkçıların yunus balıklarını öldürdüğüne dair haberlerle de yakından ilgilidir. Yunus balığı ticari bi değeri olmamasına rağmen kültürel ve manevi değeri çok yüksek, büyük küçük herkesin sevdiği bir balıktır. Bunun ötesinde yunus balığının İslam kültüründe büyük bir değeri vardır. Yunus bir peygamber adıdır. Türkiye'de insanlar çocuklarına yunus isimlerini verirler. İstanbul'un simgesidir. Tabii ki balık ağlarına yunuslar takılabilmektedir. Ancak takıldıkları ağların kaçak mı resmi mi bilmemiz imkansızdır. Hangi ülkeden olursa olsun balıkçılar ağlarına takılan yunus balığını görünce üzülmektedir. Ancak bazı gazetelerde Türk balıkçılar tarafından yunus balıklarının öldürüldüğüne dair haberler yayınlanmaktadır. Ancak haberin devamını okuduktan sonra haberin alttaki kısmının üstteki kısmıyla alakası olmadığını görüyoruz ve somut bir suçlamada bulunmadığını görüyoruz. Pek çok okur gazeteleri okurken kendi ilgi alanına giren haberleri hepsini girmeyenler ise sadece başlığını okur. Bu nedenle de sadece başlığını gören okurlar gerçeği göremeyecek ve Türkiye ve Türk insanlarına karşı olumsuz bir önyargısı oluşacaktır. Halbuki bizler Ukrayna ile aramızda olan mevcut dostluğu geliştirebilmek için çabalıyoruz. Ukraynalıların Türk insanı deyince gülümsemesini istiyoruz. Yunus balığını öldüren Türk balıkçıları bu misyona hizmet eden bir başlık olmamaktadır. Bu basın toplantısını düzenlememizde asıl amaç Ukraynalı basın mensuplarını konunun gerçeğini anlatmak ve konuyu gerçek yönlerini yansıtmaktır" dedi.
Öte yandan, iki hafta önce T.C. Sahil Güvenlik Komutanı, Ukrayna Sinir Bağımsızlık Komutanı'nın davetlisi olarak Ukrayna'ya geldi. Kiev ve Odesa'da incelemelerde bulunan Sahil Güvenlik Komutanı çok basarili temaslar gerçekleştirdi. Ayrıca önümüzdeki dönemde T.C. Sahil Güvenlik botlarının da Ukrayna'yı ziyaret edeceği mesajı verildi.