Nükleer silahlanma, küresel ısınma ve insanlığı bekleyen tehditler

15 Nisan tarihlerinde ABD'de yapılması kararlaştırılan 'Nükleer Güvenlik Zirvesi'; yani 'Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi' zirvesi dolayısıyla; biz de insanlık adına bir katkımız olur düşüncesiyle aşağıdaki yazımı kaleme almayı uygun buldum.

Nükleer silahlanma, küresel ısınma ve insanlığı bekleyen tehditler

Bilindiği gibi teknolojik gelişmeler, bu uğurda yapılan her türlü araştırmalar daha rahat ve konforlu yaşamak için atılmış adımlardır. Geliştirilen alet, araç ve makineler; el ve beden gücünün yerini almakta; bu da çok büyük kolaylıklar sağlamaktadır. İnsanlığın yararına çevre dostu bu tür gelişmeleri takdirle karşılıyor, destekliyor ve alkışlıyoruz.
Ancak dünyada bazı kişi, kurum ve kuruluşlar, akıllarını adi ve iğrenç emelleri uğruna kullanmış, yaptıkları bilimsel araştırmalarla insanlığın sonunu getirecek birçok silah, araç ve gereçler geliştirme yoluna gitmişlerdir. Bunların başında, atom bombaları, hidrojen bombaları, kimyasal ve biyolojik silahlar, hardal gazları ve diğer birçok gazlı- gazsız silahlar gelmektedir. Toplu ve kitlesel ölümlere yol açacak bu silahlar insanlığı tehdit etmektedir. Ayrıca silahlanma yarışlarına gidilmiş, birçok tehlikeli silahların yanında, ülkeler ve kıtalar arası füzeler de yapılmıştır. Bu nükleer, biyolojik ve kimyasal ve diğer silahları üreten ülkeler ve yan kuruluşları geri kalmış veya geri bıraktırılmış ülkeleri, çirkin ve iğrenç emelleri uğruna tehdit etmekte; bu toplumları bir birine düşürüp savaştırmakta; silahlarını denemekte ve satmakta; adi ve pis midelerini bu yolla doyurmakta, kanlar akıtmakta, ocaklar söndürmektedirler.
Bunların kurdukları silah amaçlı nükleer tesisler ve diğer bazı sanayi kuruluşları; üretim ve kullanım aşamasında başta nükleer radyasyon ve çevre sorunları(hava, su ve toprak kirliliği) olmak üzere birçok yönden insanlığı tehdit etmektedirler. Bu tehdit; toplu ölümler hava, su ve toprak kirliliği ve küresel ısınma şeklinde ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki;
1-Nükleer, kimyasal ve biyolojik silahların kullanılma aşamasında; nükleer radyasyon ve öldürücü gazlar yaymaları havanın yapısını bozmakla birlikte toplu ölümlere yol açmaktadırlar.
2- Bacalarından çıkan karbon monoksit, karbondioksit, kükürt, partikül ve diğer gazlarla insanlık büyük tehdit altındadır. Bu durum hava kirliliğine yol açmakta, dolayısı ile havanın yapısını bozmakta; bu da iklim değişmelerine yol açıp; küresel ısınmaları körüklemektedir.
3- Fabrikalardan çıkan katı atıklar: Bu atıklar, çöpler, kimyasal atıklar, nükleer atıklar, bulaşıcı hastalıklara yol açan diğer atıklar olup toprak kirliliğine yol açmaktadırlar.
4- Su kirliliği: Fabrikalardan çıkan kirli, pis, mikroplu ve nükleer atıklı sularlar; kaynak suları, akarsu, göl ve denizleri kirletmekte; su ürünlerinin toplu ölümlerine yol açmaktadır. Ayrıca toprağa sızarak toprak kirliliğine yol açmaktadır.
5- Ayrıca petrol kullanan bütün motorlu araçların eksoz dumanları çevreyi kirletmektedir. Bu araçlar karbon monoksit, karbondioksit, kükürt ve diğer gazları çıkarmakta; insan sağlığını tehdit etmektedir.
6- Yine bay ve bayanların kullandıkları spreyler de çevreyi belli oranda tehdit etmektedir.
Sonuç olarak; yukarıda saydığım- sayamadığım bütün çevre sorunları ulusal ve küresel boyutta insanlığı tehdit etmektedir. Hele havaya bırakılan bütün zararlı gazlar; iklim değişmelerine, dolayısı ile küresel ısınmalara yol açmaktadır. Kısacası yer küremiz tehdit altındadır. Bu sorunlar karşısında bütün dünya milletleri bir araya gelmeli, çok ciddi ve kalıcı tedbirler almalıdırlar. Bu yaklaşımla ‘Dünya İklim ve Çevre Sorunları’ kuruluşu oluşturulmalıdır. Bu kuruluş; bütün dünya devletlerini ciddi ve kalıcı tedbirler almaya çağırmalı, alınan kararlara uymayan ülkelere yaptırım gücü olmalıdır Yine aynı şekilde 15 Nisanda yapılması düşünülen ‘Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi’ zirvesi kalıcı ve yaptırım gücü olan köklü, ciddi bir kurum haline dönüştürülmelidir. Söz konusu bu küresel kurum; nükleer, biyolojik, kimyasal ve diğer toplu ölüm ve katliamlara yol açan bütün silahları tamamıyla söktürüp yok edilmeli, bu silahları üreten fabrikalar acilen kapatılmalıdır. Ne amaçla üretilirse üretilsin, ürettikleri bu silahlarların bir gün kendilerine yöneleceğinin bilinmesi isterim. Hiç kimse; deve kuşu gibi kafasını toprağa gömme gafletinde bulunmasın!