Avusturya'da Cumhurbaşkanlığı seçimleri ayrımcılığa karşı hassasiyet testine dönüştü

Önümüzdeki altı yıl için Cumhurbaşkanı'nı belirlemek için Avusturya'da bugün gerçekleştirilen seçimleri kimin kazanacağından çok aşırı sağcı adayların

Önümüzdeki altı yıl için Cumhurbaşkanı'nı belirlemek için Avusturya'da bugün gerçekleştirilen seçimleri kimin kazanacağından çok aşırı sağcı adayların alacağı oy oranı merak ediliyor. Cumhurbaşkanı Heinz Fischer'in tekrar aday olduğu ve kazanmasına kesin gözüyle bakılan seçimlerde, özellikle aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçüler Partisi(FPÖ)'nin adayı 10 çocuk annesi Barbara Rosenkranz ciddi tartışmalara sebep oldu.

Nazi dönemindeki Yahudi soykırımı, toplama kampları ve gaz odalarının varlığını inkâr eden ve bunun fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirmesi gerektiğini söyleyerek tepki çeken Barbara Rosenkranz, Nazileri övmenin Avusturya'da kanunla yasaklanmasını da fikir özgürlüğüne engel olarak görüyor. Rosenkranz'ın kocası Horst Jakob Rosenkranz'ın üyesi olduğu aşırı sağcı politik parti Nationaldemokratischen Partei (NDP) aşırı radikal olduğundan kapatılmıştı.

Rosenkranz, adaylığını açıkladıktan sonra yaptığı açıklamalarda demokrasi, özgürlük ve insan haklarının görüş ve politik aktivitelerinin temelini oluşturduğunu ve Nasyonal Sosyalizm rejimi döneminde yaşanan suçları kınadığını ifade etse de tepkilerden kurtulamadı.

Cumhurbaşkanlığı için yarışan diğer bir isim; Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olan, 2009 yılında Viyana'da bir İslam Kültür Merkezi'nin genişletilmesine karşı protestoya da katılan Hıristiyan Partisi Başkanı Rudolf Gehring. Oy oranı yüzde birin altında olan bir partinin lideri olarak seçimlere katılan Gehring, seçim kampanyasında İslam'a karşı daha aktif mücadele, Türkiye'nin AB üyeliğinden önce referandum talebi gibi vaatlerde bulunuyor.

Yapılan kamuoyu yoklamalarında yüzde 70 civarında oy alması beklenen Sosyal-Demokrat Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, kampanya sırasında demokrasiye sahip çıkılması için kendisine oy verilmesi gerektiğini defalarca ifade etti. Seçim sonuçlarında Fischer'in alacağı oy oranının, ülkedeki insanların ırkçı ve ayrımcı politikalara ne oranda hassas olduğunu ortaya koyacağı ifade ediliyor.

Avrupa'nın doğu kapısı olan Avusturya, şiddetli olarak Türkiye'nin AB'ye girmesine karşı çıkmasıyla biliniyor. Ülkede 1999 yılında yapılan seçimlerde yüzde 30'a yakın oy olarak iktidara gelen aşırı sağcı lider Jörg Haider, Yahudi karşıtı söylemleriyle Avrupa'nin gündemine oturmuş ve AB'nin müdahalesiyle hükümetten uzaklaştırılmıştı.

Ülkede bir denge olarak kabul gören mevcut Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, mesleğini ev kadını olarak tanımlayan aşırı sağcı Barbara Rosenkranz ve Hıristiyan değerlerle oy almaya çalışan aşırı muhafazakar Rudolf Gehring seçmenden oy isteyen isimler. Avusturya'da kazananı belli olan seçimde, ayrımcı söylemlere sahip iki adayın toplamda yüzde 35'i geçip geçemeyeceği merak ediliyor. Alınacak sonuç, Avrupa'nın göbeğinde ırkçılık ve ayrımcılığın siyasi gelecekteki rolüne ciddi etki edecek gibi görünüyor.