Zirve Yayınevi Davasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısına Ciddi Suçlama
Malatya'daki Alman Tilman Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel adlı misyonerlerin öldürüldüğü Zirve Yayınevi'nin 25
Malatya'daki Alman Tilman Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel adlı misyonerlerin öldürüldüğü Zirve Yayınevi'nin 25. duruşmasında mahkeme heyeti, Zirve olayı ile Kafes Eylem Planı arasında bir bağ olup olmadığı sonucuna varmak için Kafes Eylem Planı iddianamesini mahkeme dosyasına koyarak incelemeye aldı.
Malatya'da 18 Nisan 2007 tarihindeki biri Alman, 3 kişinin öldürüldüğü Zirve Yayınevi davasının görüldüğü Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 25. duruşmada mağdur avukatları adına Erdal Doğan, son taleplerde bulundu. Erdal Doğan, davanın soruşturma ve kavuşturmasında ciddi eksiklikler bulunduğunu belirterek, maddi gerçeğe ulaşılma hedefinin bu davada göz ardı edildiğini iddia etti. Doğan, Davada yargılanan sanıkların bağlı bulunduğu örgüt ile Ergenekon olarak bilinen örgüt arasında bağların ciddiyetle ele
alınmamış oluşunun eksiklik ve ihmal olduğunu ileri sürdü. Doğan, Zirve davası ile Kafes Eylem Planı davasının birleştirilmesine karar verilmesini mahkemeden talep ettiklerini kaydetti.
Cumhuriyet Savcısı ise mahkemeye Kafes Eylem Planı iddianamesini sunarak, bir önceki duruşmada vermiş olduğu mütalaayı tekrar ettiklerini belirtti. Cumhuriyet Savcısı, Kafes Eylem Planı ile Zirvce Yyaınevi davasını birleştirilmesi talebinin ise bağlantıyı gösterir somut delillerin bulunmaması sebebiyle red edilmesini talep etti.
Mahkeme Başkanı, Sivas Cezaevi'nden ihbar mektubu göndererek, davada tutuksuz yargılanan Varol Bülent Aral'ın olayın azmettiricisi olduğunu idida eden Burak Doğan'ın ihbar mektubunu dosyaya ekledi. Mağdur avukatları bu şahsın mahkemede tanık olarak dinlenmesini talep etti. Bunun üzerine oturduğu yerden konuşan Varol Bülent Aral, "Önüne gelini dinlerseniz, Polat Alemdar ile İskender'i de dinleyin"diyerek bu şahısın, kendisini gasp etmekten dolayı S.S. adlı şahıs ile birlikte yargılanıp ceza aldığını
söyledi.
Mağdur avukatları ile sözlü tartışmaya giren Varol Bülent Aral, "Emin olun yasaları sizden daha iyi biliyorum" diyince mahkeme başkanı, "Konuşacaksan cezaevine çağır konuş" dedi. Bunun üzerine Aral, "Gelmiyorlar, korkuyorlar" dedi.
Sanık avukatlaırda esas hakkında savunmalarını vermek için süre istediler.
Duruşmaya 10 dakika ara veren mahkeme heyeti, Kafes Eylem Planı iddianamesinin incelenmesi ve geleçek duruyşmada değerlendirilmesinin yapılmasına karar verdi. Mahkeme ihbar mektubu gönderen Burak Doğan'ında önümüzdeki duruşmada tanık olarak dinlenmesinede karar verdi. Mahkeme duruşmayı 14 Mayıs 2010 tarihine erteledi.
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCISINA İSTİFA ÇAĞRISI
Duruşma sonrasında açıklamada bulunan mağdur avukatlarından Orhan Kemal Cengiz, davanın arkasındaki gerçek isimlerin ortaya çıkartılamadığını iddia ederek, ön tarafta 17-18 yaşındaki çocukların yargılandığını belirtti. Cengiz, "Bu dava 5 çocuğun mahkumiyeti ile bitzirse, aslında başladığımız yerden hiç bir yere gitmemiş olacağız. Yazık olacak. Adalet kısmen tecelli olacak. Son anda bir şey çıkmazsa, böyle bitecek. Ergenekon ile olan bağlantılar tam olarak araştırılmadı. Zirve olayıda faili meçhul
cinayetler arasına katılacaktır" ifadelerini ileri sürdü.
Mağdur avukatlarından Erdal Doğan ise "Balyoz darbe planında son anda soruşturmanın engellenmesinde ciddi bir şekilde müdahil olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu konuda ciddi bir sorumluluğu var. Malatya ile nasıl bir alakası var diyeceksiniz ama Malatya'daki olayınn soruşturulmasında ve kovuşturulmasında daha somut bağlantı ve illiyet bağının engellenmesine İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı üzerine düşen sorumluluğu yapmıyor ve bu konuda da savcıları görevlendirmiyor. Ergenekon soruşturmasını
yürüten savcıları, bu konuda görevlendirmediği gibi ayrıca kendiside üzerine düşen sorumluluğu yapmıyor. Cumhuriyet Başsavcısı dünya kamuoyunun ilgliendiği bir cinayet ile ilgili çok iddialar söz konusu. Bununla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı üzerine düşen görevi yapmıyor. Acilen gönevini bırakması gerekir. İstanbul Cumhuriyet Savcıları görevini yapmıyor. Bu görevi yapmamasından biz doğrudan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısını sorumlu olarak görüyoruz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı,
Ergenekon soruşturması içerisinde Malatya Zirve Yayınevi cinayetini işlendiğini söyleyen savcılar konusunda görevlendirme yapmıyor ve üzerine düşen surumluluğu göstermiyor. Nasıl ki Balyoz'da nasılki engelleme girişimi olduysa, Malatya'da da belki, Hrant Dink'tede aynı özen ve ihtimamı göstermiyor ve Cumhuriyet Savcılarını görevlendirmiyor. Belkide bu konud asavcılar işlyem yapıyor ve bunuda engelliyor olabilir" ifadelerini iddia etti.
Malatya'da 18 Nisan 2007 tarihindeki biri Alman, 3 kişinin öldürüldüğü Zirve Yayınevi davasının görüldüğü Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 25. duruşmada mağdur avukatları adına Erdal Doğan, son taleplerde bulundu. Erdal Doğan, davanın soruşturma ve kavuşturmasında ciddi eksiklikler bulunduğunu belirterek, maddi gerçeğe ulaşılma hedefinin bu davada göz ardı edildiğini iddia etti. Doğan, Davada yargılanan sanıkların bağlı bulunduğu örgüt ile Ergenekon olarak bilinen örgüt arasında bağların ciddiyetle ele
alınmamış oluşunun eksiklik ve ihmal olduğunu ileri sürdü. Doğan, Zirve davası ile Kafes Eylem Planı davasının birleştirilmesine karar verilmesini mahkemeden talep ettiklerini kaydetti.
Cumhuriyet Savcısı ise mahkemeye Kafes Eylem Planı iddianamesini sunarak, bir önceki duruşmada vermiş olduğu mütalaayı tekrar ettiklerini belirtti. Cumhuriyet Savcısı, Kafes Eylem Planı ile Zirvce Yyaınevi davasını birleştirilmesi talebinin ise bağlantıyı gösterir somut delillerin bulunmaması sebebiyle red edilmesini talep etti.
Mahkeme Başkanı, Sivas Cezaevi'nden ihbar mektubu göndererek, davada tutuksuz yargılanan Varol Bülent Aral'ın olayın azmettiricisi olduğunu idida eden Burak Doğan'ın ihbar mektubunu dosyaya ekledi. Mağdur avukatları bu şahsın mahkemede tanık olarak dinlenmesini talep etti. Bunun üzerine oturduğu yerden konuşan Varol Bülent Aral, "Önüne gelini dinlerseniz, Polat Alemdar ile İskender'i de dinleyin"diyerek bu şahısın, kendisini gasp etmekten dolayı S.S. adlı şahıs ile birlikte yargılanıp ceza aldığını
söyledi.
Mağdur avukatları ile sözlü tartışmaya giren Varol Bülent Aral, "Emin olun yasaları sizden daha iyi biliyorum" diyince mahkeme başkanı, "Konuşacaksan cezaevine çağır konuş" dedi. Bunun üzerine Aral, "Gelmiyorlar, korkuyorlar" dedi.
Sanık avukatlaırda esas hakkında savunmalarını vermek için süre istediler.
Duruşmaya 10 dakika ara veren mahkeme heyeti, Kafes Eylem Planı iddianamesinin incelenmesi ve geleçek duruyşmada değerlendirilmesinin yapılmasına karar verdi. Mahkeme ihbar mektubu gönderen Burak Doğan'ında önümüzdeki duruşmada tanık olarak dinlenmesinede karar verdi. Mahkeme duruşmayı 14 Mayıs 2010 tarihine erteledi.
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCISINA İSTİFA ÇAĞRISI
Duruşma sonrasında açıklamada bulunan mağdur avukatlarından Orhan Kemal Cengiz, davanın arkasındaki gerçek isimlerin ortaya çıkartılamadığını iddia ederek, ön tarafta 17-18 yaşındaki çocukların yargılandığını belirtti. Cengiz, "Bu dava 5 çocuğun mahkumiyeti ile bitzirse, aslında başladığımız yerden hiç bir yere gitmemiş olacağız. Yazık olacak. Adalet kısmen tecelli olacak. Son anda bir şey çıkmazsa, böyle bitecek. Ergenekon ile olan bağlantılar tam olarak araştırılmadı. Zirve olayıda faili meçhul
cinayetler arasına katılacaktır" ifadelerini ileri sürdü.
Mağdur avukatlarından Erdal Doğan ise "Balyoz darbe planında son anda soruşturmanın engellenmesinde ciddi bir şekilde müdahil olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu konuda ciddi bir sorumluluğu var. Malatya ile nasıl bir alakası var diyeceksiniz ama Malatya'daki olayınn soruşturulmasında ve kovuşturulmasında daha somut bağlantı ve illiyet bağının engellenmesine İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı üzerine düşen sorumluluğu yapmıyor ve bu konuda da savcıları görevlendirmiyor. Ergenekon soruşturmasını
yürüten savcıları, bu konuda görevlendirmediği gibi ayrıca kendiside üzerine düşen sorumluluğu yapmıyor. Cumhuriyet Başsavcısı dünya kamuoyunun ilgliendiği bir cinayet ile ilgili çok iddialar söz konusu. Bununla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı üzerine düşen görevi yapmıyor. Acilen gönevini bırakması gerekir. İstanbul Cumhuriyet Savcıları görevini yapmıyor. Bu görevi yapmamasından biz doğrudan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısını sorumlu olarak görüyoruz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı,
Ergenekon soruşturması içerisinde Malatya Zirve Yayınevi cinayetini işlendiğini söyleyen savcılar konusunda görevlendirme yapmıyor ve üzerine düşen surumluluğu göstermiyor. Nasıl ki Balyoz'da nasılki engelleme girişimi olduysa, Malatya'da da belki, Hrant Dink'tede aynı özen ve ihtimamı göstermiyor ve Cumhuriyet Savcılarını görevlendirmiyor. Belkide bu konud asavcılar işlyem yapıyor ve bunuda engelliyor olabilir" ifadelerini iddia etti.